Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/205 E. 2020/277 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/205 Esas
KARAR NO : 2020/277

DAVA : İtirazın İptali ( Geç İade Edilen Ekipmandan Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 17/02/2017
KARAR TARİHİ : 09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ( Geç İade Edilen Ekipmandan Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, davalı ana yüklenici ( işveren ) ile müvekkili——- tarihinde—- yönünden bir ön protokol imzalandığını; müvekkili alt taşeronun bu projedeki bir kısım işleri üstlendiğini; bu çerçevede gerekli malzeme ve ekipmanın şantiye sahasına müvekkilince indirildiğini, imalatın devamı aşamasında belirli bir hak ediş alacağına ulaşıldığını; ancak iş veren tarafından yapılan baskı ve malzemenin iade edilmemesi ile alacaklarının ödenmemesi sebebiyle 07/02/2015 tarihli—— sözleşmesi düzenlendiğini; müvekkilinin sözleşme konusu işi de tamamladığını ancak davalı tarafın talimatı üzerine sahaya getirdiği malzeme ve ekipmanın tümünün davalı firma tarafından “bize borcunuz var” iddiasıyla aylarca alakonulduğunu, tüm taleplerine rağmen bu malzeme ve ekipmanın iade edilmediğini; herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın ya da muaccel bir borçları olmaksızın davalı tarafın hukuksuz bir “hapis hakkı” kullandığını; bunun üzerine müvekkilinin —-faturası kestiğini, 3.234.955,27 TL ve 172.814,81 TL’lik faturaları davalıya gönderdiğini; davalı tarafından müvekkiline Beşiktaş —-. Noterliğinden —- yevmiye nolu bir ihtar gönderilerek malların iade alınmasının istendiğini, buna karşılık müvekkilince davalı şirkete ———- yevmiye nolu ihtar gönderilerek şantiyede zorla ala konulan menkul malların listesinin gönderildiğini ve malların davalı tarafça sayılıp, listelenmesinin istendiğini; davalı tarafından herhangi bir liste gönderilmediğini, kesmiş oldukları faturalarında iade edildiğini; bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu bildirerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafla 07/02/2015 tarihinde —- sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeyle davacının—-sözleşme kapsamındaki kısmını üstlendiğini; davacı şirketin üstlendiği iş ve şirketler arasındaki ticari ilişki kapsamında yapılan işten fazla ödemenin gerçekleştiğini; bu nedenle davalı şirketin alacaklı konumunda bulunduğunu; işin bitiminden sonra kesin hesabın çıkartılması için davacı şirket yetkililerinin yazılı ve sözlü talepte bulunduklarını ancak müspet cevap verilmediğini; davacı şirketten alacaklı olan müvekkili şirketin davacının malları üzerinde hapis hakkını kullandığını; bu nedenle hapis kapsamında uhdesinde tutulan mallara ilişkin ecri misil faturası kesilmesi ve bu yolla borç tahakkukunun haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu faturalara yasal süre içinde itiraz ettiklerini ve iade ettiklerini belirterek, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddiyle birlikte %20 kötü niyetli takip tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
Davalı vekili daha sonra, davacının sözleşme gereğince edimini yerine getirmediğini, bu nedenle onun ediminin üçüncü şahıslarca yerine getirildiğini; davacının inşaat sahasındaki ekipmanlarının müvekkili şirketin kullanmadığını, onun işlerini tamamlayan üçüncü şahıs konumundaki şirketçe bu ekipmanların kullanıldığını; rızası dışında bir kullanımın söz konusu olmadığını, üçüncü şahısla davacı arasında bağ olduğunu, kaldı ki, ——–talep ettiği dönemde zaten kendisinin müvekkiline borçlu durumda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalı aleyhine İstanbul Anadolu ——- İcra Müdürlüğünün —-sayılı dosyasında yukarıda bahsedilen iki faturaya dayalı olarak —— alacağı takibe koymuş, bu alacağa takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle alacağın tahsilini talep etmiş; davalımız olan şirket takibe karşı “borcum yoktur” şeklinde itiraz etmiş, itiraz üzerine takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Taraflar arasında ——– mevcut olduğu; davacımızın davalımızdan——- tarihli sözleşme kapsamında kalan işleri üstlendiği; bu işleri yapmak için—- gerekli ekipmanları getirdiği; davacımızın bir müddet sonra şantiyeden çıktığı, ekipmanların şantiye içinde kaldığı ihtilafsız olup; taraflar arasındaki ihtilafın, söz konusu araç ve ekipmanların davacı tarafından iadesi istenip istenmediği, davalının cevap dilekçesinde kabul ettiği hapis hakkını kullanmaya hakkı olup olmadığı, hakkı yoksa haksız hapis hakkı kullanılmasından dolayı davacının icra takibine koymakta haklı olduğu bedelin ne olduğu hususunda toplanmaktadır.
Davacı şirketin İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin———– sayılı dosyasında görülen iflas erteleme davası sonunda iflasına karar verilmiş olup; hakkındaki iflas kararı kesinleşmiş; İstanbul Anadolu —-. İcra İflas dairesinin———– İflas sayılı dosyasında iflas işlemleri devam eden bir şirkettir. Ancak yapılan yazışmada bu dosyada basit tasfiye usulüne gidildiği nedeniyle ikinci alacaklılar toplantısının yapılmayacağı bildirilmiş olup; mahkememizce bu sebeple ikinci alacaklılar toplantısı sonucu beklenmemiştir. İİK’nun 226/1 maddesi gereğince iflasın açılmasıyla “iflas masasına” tabi olan alacak ve borçlar yönünden yönetim —————– İflas masası dışında kalanlar yönünden müflisin tasarruf hakkı tamdır. Yeter ki masa mevcudiyetini azaltmasın. Davamızın, davacı müflisin aktifini artırıcı bir dava olduğundan davaya devam edilmiş, esasına girilmiştir.
Bu çerçevede taraf delilleri toplanmış olup, taraf vekillerinin karşılıklı beyan ve kabulleri ile ihtarlardan; davacı tarafın 26/02/2016 tarihli yazısında davalıya işin bitirildiğini malzemelerin ve ekipmanların iade edilmesinin talep edildiği; dosya kapsamınında bunu doğruladığı bu nedenle iade borcunun —– tarihinde doğduğu ve yine davalının da başvurusuyla davacı tarafından söz konusu malzeme ve ekipmanların 2017 yılının Şubat ayı başında alındığı, söz konusu bu iadeyle birlikte davacının 12 aylık bir süre içinde söz konusu ekipman ve iş araçlarını kullanamadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı vekili, söz konusu ekipmanların davacının rızasıyla üçüncü şahıs konumunda olan ve davacının yarım bıraktığı işleri tamamlayan firmalar tarafından kullanıldığını savunmuş ise de; bu husus davalı tarafça ispat edilmemiştir. Taraflar tacir olup, davacıya ait malzemelerin, yarım bırakılan işi tamamlayan üçüncü şahıs konumundaki firmalar tarafından kullanılması yönünde davacının bir rızası varsa; davalının basiretli davranıp bu rızayı protokole dökmesi gerekirdi. Bu sebeple davalının sonradan getirdiği bu savunmaya itibar edilmemiş; aksine davaya cevap dilekçesinde açıkça bildirdiği gibi davacı şirketten alacaklarına karşılık —– kullandıkları yönündeki savunma kabul edilmiştir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları inceletilmiş olup, inceletilen kayıtlara göre, davalı tarafından kullanılmaya başlanan hapis hakkının başlangıcında da davalının alacaklı konumunda olmadığı, bu nedenle hapis hakkını haklı gösterecek bir durumun söz konusu olmadığı; kaldı ki, davalının bir an alacaklı olduğu kabul edilse dahi bunu yasal yollardan talep edecekken o işle iştigal eden davacının çalışmasını engelleyici şekilde hapis hakkını kullanamayacağı kanaatine varılmış; uzman mali müşavire taraf kayıtları da inceletilmek suretiyle davacının bir yıllık zararının karşılığında ne miktar alacağının takibe koymakta haklı olduğu hususunda rapor alınmış; bilirkişi taraf kayıtlarını da incelemek suretiyle, bu zararın takip tarihi itibariyle—– tarihli ek raporuyla tespit etmiştir. Bilirkişi raporunda davacı şirketin bu makineleri kullanamamaktan kaynaklanan zararının evvelki yıllardaki faaliyet ve kar durumuna göre hesaplandığı; bu süre içinde çalışmamaktan dolayı temin ettiği faydaları da düşülerek hesaplamanın yapıldığı nazara alınarak; hükme esas alınan rapor çerçevesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar icra inkar tazminatı istemişse de; alacağın haksız hapis hakkından kaynaklandığı bu nedenle likit olmadığı sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmemiş; davalı tarafta reddedilen kısım üzerinden kötü niyetli takip tazminatı talep etmişse de; alacağın bir senaryo olmadığı, haksız kullanılan hapis hakkından kaynaklanan bir alacağın takibe konduğu nazara alınarak kötü niyetli takip tazminatı şartlarının da oluşmadığı sebebiyle o talepte reddedilmek suretiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün ———– sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile;
Takibin 385.077,20 TL üzerinden ve bu bedele takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte devamına,
Fazlaya dair talebin reddine,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından davalının da reddedilen kısım üzerinden kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
Peşin olarak alınan 41.157,35 TL’den alınması gereken 26.304,60 TL harcın mahsubu ile bâkiye 14.825,75 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 26.336,00 TL harcın tamamı ile 12 davetiye gideri 120,00 TL’nin ve bilirkişi inceleme ücreti 2.500,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince 296,05 TL’lik kısmının toplamı 26.632,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki ————nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; reddedilen 118.234,00 TL nispi vekalet ücretininde davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.