Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1342 E. 2018/260 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1342 Esas
KARAR NO : 2018/260

DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE : Davacı vekilinin, müvekkilinin “H……… halen yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı ile de 27/07/2011 – 04/06/2015 arasında birlikte yönetim kurulu üyeliği yaptıklarını; birlikte görev yaptıkları o tarihlerde şirketin, 3 yöneticisi için …… nolu müşterek bir hesap açtırarak; 3 yöneticisinin huzur haklarını bu hesaba yatırdığını; dava dışı yöneticinin …….l olduğunu; yatan parada her bir yöneticinin 1/3 payı olmasına rağmen; davacının izni ve talimatı olmaksızın davalının davacıya ait huzur haklarında çektiğini; bu nedenle davacının davalıdan 1.188.000,00 TL alacağı olduğunu belirtmek suretiyle bu bedelin davalıdan para çekilme tarihlerinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte tahsilini talep ettiği;
Davalı vekilinin, tarafların akraba olduğunu, iddianın yersiz olduğunu; davacının kendisine düşen huzur haklarını aldığını; bunu da müşterek hesabı kapatırken bankaya verdiği talimatla ve şirket bordrolarını imzalamasından belli olduğunu savunmuş;
Dava, İstanbul Anadolu …… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/73 Esas sayılı dosyasında açılmış, ancak mahkemece alacağın huzur hakkına dayalı olduğu ve huzur hakkının Ticaret Kanununda düzenlenmesi nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür.
Dosya mahkememize görevsizlik kararı üzerine ve süresinde başvuru nedeniyle gönderilmiş olup;
Dava konusu alacağın gerçekten huzur hakkına ilişkin olduğu, şirket yöneticilerine yaptıkları işlerden dolayı verilen huzur hakkının TTK’da düzenlendiği sabit ise de; davada görevin belirlenmesinde bu hususun önem arz etmediği; zira şirket tarafından 3 kişiden oluşan yönetim kurulu için 27/07/2011 – 04/06/2015 arasında müşterek hesaba her üçününde huzur hakkının yatırıldığı; bu hususta bir ihtilafın bulunmadığı; ihtilafın, söz konusu bu paradan davacıya düşen paranın davalı tarafından alınıp alınmadığı; davacıya verilip verilmediği hususunda toplandığı; huzur hakkı ile ilgili tarafların bu parayı hak edip etmedikleri, huzur hakkı olarak bu paranın davacı ve davalıya verilmesinin gerekip gerekmediği, davacının huzur hakkını hak edip etmediği ve müşterek hesaptaki paranın huzur hakkı olup olmadığı hususlarında HİÇ BİR İHTİLAF BULUNMAYIP, bu nedenle görevin belirlenmesinde yatan paranın hangi sebeple yattığının bir önem arz etmeyeceği; görev belirlenirken müşterek hesaptaki paranın davalı tarafından haksız olarak alınıp alınmadığı; davacıya verilip verilmediği hususunun nazara alınacağı; bu çerçevede mahkememizin görevli olabilmesi için her iki tarafın tacir olması gerektiği; tensip aşamasından itibaren bunun araştırıldığı ancak her iki tarafın tacir olmadığının gelen yazı cevabından anlaşıldığı; her iki tarafta tacir olmadığı için söz konusu alacak davasına bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin görevli mahkemede nazara alınmasına,
İş bu kararın gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolunun açık olduğuna,
Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde, daha önce İstanbul Anadolu ……. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından da görevsizlik verildiğinden mercii tayini için dosyanın resen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, oy birliğiyle karar verildi, açıkça okunup, usulen tefhim olundu.