Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1333 E. 2020/179 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1333 Esas
KARAR NO: 2020/179
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ: 04/03/2020
Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında ———- imzalandığını, davalının bu kapsamda ———– tarihinde kadar davacı şirkette pazarlama uzmanı olarak çalıştığını, davalının son aldığı aylık ücretin —- TL olduğu ve davalının ——— tarihinde şahsi sebepler göstererek davacı şirketten istila ettiğini, sözleşme gereğince davalının 2 yıl süre ile davacı şirket iie rekabette bulunacağı herhangi bir iş yapamayacağı, davacı şirket ile aynı iş konulunda faaliyet gösteren başka bir iş yerinde çalışamayacağı ve şirketin ticari sırlarını kullanarak herhangi bir danışmanlık hizmeti yüriitemeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının iş akdinin sona ermesi akabinde davacı şirket ile aynı sektörde hizmet veren rakip firma ———-çalışmaya başladığının öğrenildiğini, bunun üzerine davalıya ihtarname gönderilerek rekabet yasağı hükümlerinin hatırlatıldığını ve ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde söz konusu şirket ile olan hizmet ilişkisini sona erdirmesini, aksi takdirde sözleşmede düzenlenen cezai şart tutarını ödemesi ve aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, söz konusu ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen, cevap verilmediğini, konu hakkında davacı şirket ile herhangi bir irtibatın da kurulmadığını, 6098 sayılı TBK m. 444 ve devamı uyarınca rekabet yasağına aykırı davranan işçinin kararlaştırılan cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu, ayrıca Kanun’un 446. Maddesi uyarınca işverenin de uğradığı bütün zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu, davalının davacı şirketle çalıştığı dönemdeki iş tanımı gereği mevcut müşterileri, potansiyel müşteri portföyü, pazarlama stratejileri ve diğer pek çok husus bakımından bilgi sahibi olduğunu, bu nedenle davalının rakip firmada çalışması nedeniyle davacı bakımından telafisi mümkün olmayan zararların meydana geleceğini, kaldı ki, işçi ile işveren arasındaki rekabet yasağının geçerli kabul edilmesi bakımından işverenin somut bir zarara uğradığının ispatlanması gerekmekte olup, işçinin edindiği bilgileri rakip işletmede kullanarak önceki işverenine zarar verme ihtimalinin bulunmasının yeterli olduğunu, bu yönde Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, davalının davacı şirket ile aynı hizmet kolunda faaliyet gösteren başka bir firmadaki çalışma kolu ve alanlarının paralellik gösterdiğini, bu nedenle sözleşmenin cezai şart hükümlerinin uygulanmasını gerektiğini beyanla, rekabet yasağının ihlal edilmiş olması nedeniyle protokol hükümleri uyarınca tahakkuk eden —– TL tutarındaki cezai şartın ihtarname tebliği olan ———tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketten şahsi nedenlerle ayrıldığını, iş akdi ile aynı tarihte imzalatılan rekabet yasağı için ek protokolün davalının kendi iradesi ile değil işini kaybetme korkusu ile imzaladığını, ilgili protokol incelendiğinde rekabet yasağını düzenleyen TBK m. 445 ile uygunluk göstermediğinin sabit olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta ilgili protokol ile getirilen rekabet yasağı düzenlemesi incelendiğinde, öncelikle şekil unsuru olan ——–sınırlandırma unsurunun yer almadığını, dolayısıyla yasanın aradığı şartlan taşımayan rekabet yasağının taraflar bakımından hukuka aykırılık gösterdiğini ve bağlayıcı bir etkisinin bulunmadığını, rekabet anlaşmasının işçi aleyhine tek taraflı olarak düzenlenmiş olduğunu, yer bakımından sınırlandırma gerekliliğine ilişkin olarak sınırlandırmaları geniş tutulan rekabet anlaşmalarının geçersiz olduğuna ilişkin Yargıtay içtihadının bulunduğunu, rekabet sözleşmesinin geçerli olabilmesi ve işçinin çalışma özgürlüğünün kısıtlanabilmesi için bir diğer şartın da işverenin bu kısıtlamada haklı bir menfaatinin mevcudiyeti olduğunu, ancak somut olayda işverenin haklı bir menfaati olmadığı gibi, davalı işçinin anayasal hakkı olan çalışma özgürlüğünü keyfi bir şekilde kısıtlanmaya çalışıldığını, TBK m. 444 ve devamında düzenlenen rekabet şartının geçerli olabilmesi İçin davacı şirket tarafından Önemli bir zarara sebep olduğunun ispat edilmesi gerektiğini, oysa ki dava dilekçesi ve ekleri itibariyle geçerliliğin bir diğer şartı olan zarar hususunda ispata yarar herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığım, davalının tamamen eski işinden farklı olan doktorluk mesleğinin icrasının, iddia edilen muhtemel zarar ve rekabet konusu fiil arasındaki İlliyet bağını kestiğini, ayrıca davacı şirkette çalışmakta iken edindiği bilgileri kullanması tehlikesinin hiçbir surette doğurmayacak doktorluk mesleğini İcra eden davalının böylesi bir kısıtlama uygulanmasında davacı tarafın İyiniyetli ve haklı bir menfaati bulunmadığının çok açık olduğunu, taraflar arasındaki rekabet yasağı taahhüdünün her iki taraf bakımından bağlayıcı nitelikle olmaması ve yasanın aradığı coğrafi sınırlandırma unsurunu ihtiva etmemesi, konu bakımından sınırlandırma gerekliliklerine uygun olmamasının davalının davacı şirkette ticari sır niteliğinde bilgilere erişiminin bulunup bulunmadığı ve bunları kullanıp kullanmadığının ispatlanamamış olduğunu, davalının yeni çalıştığı şirkette önceki şirketteki görevinden bağımsız bir görevde istihdam edildiğini beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle, haksız rekabetten kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; davalının davacı iş yerinde —- tarihine kadar çalıştığı ve ——–tarihli sözleşmenin davalı tarafından imzalandığı ihtilafsız olup davalının işten ayrıldıktan sonra davacı ile aynı iş konulunda çalışarak davacıyı haksiz rekabet nedeni ile zarar uğratmış ise sözleşme gereği cezai şartın davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez bilirkişi heyet raporunda özetle; davalının davacı şirketteki faaliyet konusuna ilişkin bir belge anlaşılmamakla beraber davalının da ikrar ettiği üzere ——- davacı şirkette pazarlama uzmanı olarak çalıştığı, sayın Mahkemenin —– tarihli duruşmasında davalı tanığı ——— davalının davacı şirkette doktor olarak çalıştığını, pazarlama birimi ile bir ilgisi olmadığını beyan ettiği, davalının dava dışı——- davalının———–pozisyonunda istihdam edildiği, davalının davacı şirkette aynı nitelikte faaliyet gösteren dava dışı şirkette davacı şirketten istifa ederek aynı nitelikte faaliyet hususunda — çalışmaya başladığı —————– ihlali olduğu kabulü Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, bu halde davalının aylık net ücreti ———— cezai şart ödemesi icap etmekte ise de TBK m.l82/son f gereği ceza koşulunun indirilmesi Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, açıklanan nedenlerle davalı …’nm fiilinin TBK m.444 vd. gereğince haksız rekabet teşkil ettiği, davalının sözleşme gereği ödemesi gereken cezai şarttan indirim yapılmasının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davanın TBK 444-445 maddelerinde düzenlenen rekabet yasağından kaynaklanan tazminat davası olduğu, davalının davacı işyerinde — tarihli sözleşme ile —— tarihine kadar çalıştığı, davacı ile davalı arasında ——– tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmelsi başlıklı Sözleşme imzalandığı ve ———düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşmeye göre ücretin aylık ——- TL olduğu, davalının davacıya ait işten ayrıldıktan sonra dava dışı ———– başladığı davacı şirket ile davalının çalışmaya başladığı dava dışı şirketin iş kollarının benzer nitelikte olduğu getirtilen —– Kayıtlarından anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki Ek protokol sözleşmesi 4. Maddesinde rekabet yasağına aykırılık sebebi ile son aylık ücretinin — katı tutarında cezai şart ödeneceğinin belirlendiği, Davalının iş aktinin ——— tarihinde sona erdiği, rekabete aykırılığın ——- tarihinde gerçekleştiği,, her ne kadar ———-Sayılı İş Mahkemeleri Kanununa göre Hizmet Sözleşmesine ilişkin uyuşmazlıklara bakma görevinin İş mahkemelerine ait olduğu konusunda düzenleme var ise de taraflar arasındaki rekabet yasağının gerçekleştiği dönem yasanın yürürlük tarihinden önce olması nedeni ile Mahkememizin bu davaya bakmakla görevli olduğu, davalının dava dışı olan ve davacı ile aynı hizmet sektöründe çalışmaya başlamış olması nedeni ile TBK 444-445 maddelerindeki rekabet yasağına aykırı hareket ettiği sözleşme ile belirlenen ——-TL ile sorumlu olduğu , ancak belirlenen bu bedelin davalının önceki ve yeni iş yerinde almış olduğu ücret birlikte değerlendirildiğinde TBK 445/2 maddesi gereğince bedel aşırı olarak değerlendirilmiş ve % 50 hakkaniyet indirimi yapılarak———- TL nin davalıya gönderilen —.Noterliğinin —- yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğ tarihi —— olup ve verilen süre eklendiğinden temerrüt tarihi olan——— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile TBK 445/2 MD gereğince %50 hakkaniyet indirimi yapılarak —- TL nin ——– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken — TL harçtan, peşin alınan 725,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 725,79 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 725,80 TL peşin harç toplamı 757,20 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 2.149,70 TL bilirkişi ücreti ve posta giderinin kabul ve red oranı nazara alındığında 1.074,85 TL nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraf yararına reddedilen miktar yönünden AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———- Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/03/2020