Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1280 E. 2021/131 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1280 Esas
KARAR NO : 2021/131
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının müvekkili şirkete—–yapmak üzere anlaştıklarını, yapılan anlaşma gereğince müvekkilinin danışmanlık hizmeti bedeli olarak davalıya çek verdiğini, davalının edimini yerine getirmediği gibi hizmet faturası da kesmediğinden alacak hakkının doğmadığını, müvekkilinin vermiş olduğu çeklerin bedelinin karşılıksız kaldığını, davalının edimini yerine getirmemesi nedeniyle çekleri iade etmesi gerekirken iade etmediğini, davalının bankadan —- tahsil etmesine rağmen ek bedelinin tamamı olan —- üzerinden müvekkili aleyhine —— esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını iddia ile müvekkilinin takip konusu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takip konusu çeklerin müvekkilinin alacağına karşılık olarak davacı şirketten aldığını, alacağının vadesinde ödenmemesi nedeniyle takibe koyduklarını, davacı tarafın dava dilekçesinde takip konusu çeklerin teminat olarak verildiği iddiasının tamamen asıl olduğunu, bu iddiasını resmi ve imzalı ikrar edilmiş bir belge ile ispatlaması gerektiğini, takip konusu çeklerin kayıtsız ve şartsız, muayyen bir bedeli ödeme vaadini içeren bir kambiyo senedi olduğunu, teminat çeki olmadığını, taraflar arasında çekin teminat çeki olarak verildiğini gösterir imzalı bir sözleşmenin de mevcut olmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen danışmanlık hizmetine ilişkin herhangi bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığı gibi müvekkilinin tacir olmadığını, defter tutma ve fatura kesme zorunluluğunun bulunmadığını, öte yandan çekin bir ödeme aracı olduğunu, başka nedenle verildiğinin senetle ispat edilmesi gerektiğini, ancak iddiaların davacı tarafça ispatlanamadığını savunarak haksız ve dayanaksız davanın reddine, davacının % 20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücreti ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle davaya konu uyuşmazlığın —- dosyasıyla takibe konu — çekten dolayı —- borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen —- sayılı dosyasının incelenemesinde; —- tarihli birinci haciz ihbarnamesinin bulunduğu, —- tarihli haciz tutanağı tutulduğu, tutulan tutanakta ilgili adreste —-isimli kişinin bulunduğu, kişinin bayınında ilgili adreste —– hiçbir şey olmadığı, başkaca bir işlem olmadığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davaya konu uyuşmazlığın —- sayılı dosyasıyla takibe konu —– borçlu olmadığının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
—- tarihli duruşmasında tarafların defter ve kayıtlarının incelemesine karar verilmiş olmakla; mali müşavir bilirkişinin inceleme yapmak suretiyle dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir. Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca davacı tarafın tüm yasal ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, karar verilmiştir. Davacı vekilinin inceleme gününde geldiği, —— kebir, yevmiye ve envanter kayıtlarını getirdiği görüldü. Davalı vekilinin beyan dilekçesi sunduğu, dilekçesinde tacir sıfatının haiz olmadığın, ticari defter ve kayıt tutma zorunluluğu bulunmadığını bildirdiği görülmekle;
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait —– yılına ait ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, davalı şirketin —— ait ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği tarafımdan görülmüştür. Davacı tarafından ibraz edilen tarafların uyuşmazlığa konu çekin ilgili olduğu yıl olan—– yasal defterleri üzerinde yapılan incelemede; Davacı tarafın —–yılına ait yevmiye defteri son yevmiye maddesi kaydının —– Yevmiye numarası ile kapanış maddesi olduğu, Yevmiye defterinde üzerinde yapılan incelemede dava konusu tespiti istenilen çek ile ilgili ve davalı ile ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı, Davacı tarafın — yılına ait envanter defteri son son kayıt sayfasının defterin 3. Sayfası olduğu, envanter defterinde dava konusu tespiti istenilen çek ile ilgili ve davalı ile ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı, Davacı tarafın — yılına ait —- hesabına ait kayıtların defterin —– bulunduğu, defterde dava konusu tespiti istenilen çek ile ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı,Davalı vekilinin ; sayın mahkemenin ara kararın yerine getirilmesi ile ilgili vermiş olduğu karara vermiş olduğu —– beyanında ” Müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının inceleme günü olan —– tarihinde ibrazı veya yerinde inceleme talebi yönünde kesin süre verildiğini, Müvekkilinin tacir sıfatına haiz olmayıp bilindiği üzere ticari defter ve kayıt tutma zorunluluğunun bulunmadığını, bu nedenle kendisine ait bir ticari defteri söz konusu olmadığını ” sayın mahkemeye bildirmiştir. Davacının incelenen ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve ticari defterlerinin delil olma niteliği taşıdığı, davalı vekilinin DAVALININ tacir sıfatına haiz olmadığından ticari defter ve kayıt tutma zorunluluğunun bulunmadığını, bu nedenle kendisine ait bir ticari defteri söz konusu olmadığını beyan ettiği ve bu nedenle incelemeye defter ibraz etmediği, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı ve taraflar arası uyuşmazlığa konu çek ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı sonuç ve kanaatine vardığını bildirilmiştir.
—– tarihli bilirkişi raporuna davacı vekili ve davalı vekilinin itiraz ve beyanda bulundukları , davacı ve davalı vekillerinin itiraz ve beyanlarının değerlendirilerek —- tarihli ara kararı ile ek rapor alınması kararı doğrultusunda dosyanın —— tarihinde mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği,
Dosyanın mübrez ek raporunda özetle; Davacının incelenen ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve ticari defterlerinin delii olma niteliği taşıdığı, davalı vekilinin DAVALININ tacir sıfatına haiz olmadığından ticari defter ve kayıt tutma zorunluluğunun bulunmadığını, bu nedenle kendisine ait bir ticari defteri söz konusu olmadığını beyan etiğî ve bu nedenle incelemeye defter ibraz etmediği, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı ve taraflar arası uyuşmazlığa konu çek ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davacı tarafından davalı adına yazılmış olan çekin, davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin var olup olmamasına , çeki teslim alan tarafın çek teslim alındığına dair belge tanzim edip etmemesine bakılmaksızın davacı taraf defterlerine kayıt edilmesi gerektiği ancak bu kaydın yapılmadığı, davaya konu çeke konu olan, taraflar arasında alacak-borç ilişkisinin olup olmadığının tespiti için dava dosyasında davacı ve davalı tarafın beyanları dışında başkaca bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığından, davaya konu ÇEK dışında TARAFLAR ARASINDAKİ BİR BORCUN VAR OLUP OLMADIĞI VE TARAFLAR ARASINDA BİR ALACAK- BORÇ İLİŞKİSİNİN VARLIĞININ TESPİT EDİLEMEDİĞİ, davacının davalı İle aralarında sözleşme yaptıkları ile ilgili beyanı doğrultusunda, davacı İle davalı arasında ticari bir ilişkinin bulunup bulunmadığı tespitinin yapılabilmesi için taraflar arasında yapıldığı İddia edilen sözleşmenin davacı tarafından dava dosyasına sunulması gerektiği, davacının, davalı tarafından yüklenilen edimin yerine getirilmemesinden dolayı çek bedelinin ödenmediği ve İade edilmesi gerektiği beyanı doğrultusunda, edimin yerine getirilip getirilmediği ile ilgili davacının İddialarını İspat mükellefiyetinin kendisine ait olduğu sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle davaya konu uyuşmazlığın —– sayılı dosyasıyla takibe konu ——- borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak ticari defter ve kayıtlarının incelemesine karar verilmiş olmakla; TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca davacı tarafın tüm yasal ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek davacı vekilinin inceleme gününde geldiği, Davalı vekilinin beyan dilekçesi sunduğu, dilekçesinde tacir sıfatının haiz olmadığın, ticari defter ve kayıt tutma zorunluluğu bulunmadığını bildirdiğinden davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Davacının incelenen ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve ticari defterlerinin delii olma niteliği taşıdığı, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı ve taraflar arası uyuşmazlığa konu çek ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davacı tarafından davalı adına yazılmış olan çekin, davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin var olup olmamasına , çeki teslim alan tarafın çek teslim alındığına dair belge tanzim edip etmemesine bakılmaksızın davacı taraf defterlerine kayıt edilmesi gerektiği ancak bu kaydın yapılmadığı, davaya konu çeke konu olan, taraflar arasında alacak-borç ilişkisinin olup olmadığının tespiti için dava dosyasında davacı ve davalı tarafın beyanları dışında başkaca bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığından, davaya konu çek dışında taraflar arasında borcun olup olmadığı, davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin bulunup bulunmadığı tespitinin yapılabilmesi için taraflar arasında yapıldığı iddia edilen sözleşmenin davacı tarafından dava dosyasına sunulması gerektiği, davacının, davalı tarafından yüklenilen edimin yerine getirilmemesinden dolayı çek bedelinin ödenmediği ve iade edilmesi gerektiği beyanı doğrultusunda, edimin yerine getirilip getirilmediği ile ilgili davacının iddialarını ispat mükellefiyetinin kendisine ait olduğu, davacı dosyaya yeterli delil sunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin şartlar oluşmadığından REDDİNE,
3-Peşin alınan 1.280,82 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile 1.221,52 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca davalı yararına taktir olunan 12.515,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından artan tutar varsa hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 17/02/2021