Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/128 E. 2022/324 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/128 Esas
KARAR NO: 2022/324
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/02/2017
BİRLEŞEN —- DOSYASI
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 16/05/2018
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Asıl Davada; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında —- tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşme gereğince müvekkil şirketin, ————- yapmasının kararlaştırıldığın, ancak davalı şirketin, —- vadeli çeklerin ödenmediğinden bahisle kira sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini, ancak ödemeler vadesinde yapılmış olup, bu durumun davacıya bildirildiğini,—– tarihinde ihtarnameye cevap verildiğini, vadesi henüz gelmemiş çeklerin vadesi geldiğinde ödeneceği bildirilmiş ise de —– ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin yinelendiğini,——yapılan tadilat sebebiyle müvekkile kiralanan alan yerine —- bir yer tahsis edildiğini, yerin girişine —- konulduğunu, müvekkilin tadilat bitene kadar orada hizmet verilmesi rica edildiğini, müvekkilinin — tarihine kadar kendisine tahsis edilen bu yerde hizmet verdiğini, ancak davalı şirket yetkililerinin,—– tarihinde, taraflar arasında kira sözleşmesi imzalandığında, kafeterya kısmına dahil olduğunu ifade ettiği zemin kattaki kısımdan, müvekkilin —–haksız ve hukuka aykırı kaldırdığını, bir aşağıdaki —– koyarak kullanımı engellediğini, kira sözleşmesine aykırı davrandığını, —— tarihinde de kira sözleşmesine aykırı davranarak müvekkilin zararına sebebiyet verildiğini, gelinen son aşamada ise müvekkilin kiraladığı yerin bir başka firmaya ya da kişilere kiralandığının tespit edildiğini, müvekkilin zorla kiralanan yerden tahliye edildiğini öne sürerek, fazlasına dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik— maddi ve —— manevi tazminatın en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Asıl Davada ;Davalı davaya cevap dilekçesi sunmamıştır. Öninceleme duruşmasında yetki itirazında bulunmuştur.
DAVA : Birleşen davada; Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında —-tarihli —– imzalandığını; sözleşme gereği davalının lobi tadilatını —– tarihinde başlayacak ve—— işleri iiç mekanda da kendisine ayrılan alanlarda ——– tüm bu işlerin maliyetini de karşılamayı üstlendiğini; davacı şirket tarafından tadilatın yetişmeyeceği ile tadilat için herhangi bir girişimde bulunulmadığı hususunda davalı defalarca iletişime geçildiğini; davalının tadilata başlamadığını; bu sebeple davacının maddi ve manevi büyük zarara uğradığını; davacı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini; bu nedenle, — manevi tazminat ile —maddi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek bankaya uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödetilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Birleşen davada; Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalı tarafından yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu; görüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava; maddi ve manevi tazminat istemine; ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; Dava konusu uyuşmazlığın davacı taraf ile davalı taraf arasında —- tarihinde yenilendiğ belirtilen——-imzalandığını, davalı tarafça —– tarihinde haksız ve hukuka aykırı olarak davacı tarafa ihtar çekildiğinin iddia olunduğu, ihtara davalı tarafça cevap verildiği ve sözleşmenin feshini kabul edilmediği, tadilatın devam etmekte olan kiralanan alanın boşaltılamayacğının davalı tarafa bildirildiği, davacı tarafça——- tarihine kadar sözleşme ile kendisine tahsis olunan yeri kullandığı ancak davalı tarafın, davacının masa ve sandalyelerini haksız ve hukuka aykırı olarak kaldırdığı, kullanımını engellediği, kira sözleşmesine aykırı davranıldığının belirtildiği ve davacı şirketin zorla kiralanandan tahliye edildiğinin belirtildiği, aynı zamanda kiralanan yere haksız ve hukuka aykırı bir şeklide başka bir kiracı bulunduğu belirtilerek — Manevi tazminat ve menfi, müsbet ve kardan mahrumiyetten kaynaklı değeri ileredi arttırmak kaydı ile —- Maddi tazminatın —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde —bilirkişi ve sözleşme uzmanı bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez mali müşavir bilirkişi ve sözleşme uzmanı bilirkişi raporunda özetle; A- ASILDAVA KONUSU UYUŞMAZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ:1) Asıl dava konusu uyuşmazlık, “taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin davalı tarafından haklı mı yoksa haksız feshedildiği, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının davalıdan tazminat alacağına hak kazanıp kazanmadığı” noktalarındadır. 2) Dava dosyası içeriğine göre; davalı ile davacı arasında —– yürürlük tarihli —– akdedilmiştir. Bu sözleşme ile davacı, davalıya ait hastanedeki lobinin bir kısmını kiralamış ——- olarak işletmeyi——- hastalara kafeterya hizmeti sunmayı üstlenmiştir. —- hükmüne göre; —- maddesi hükmüne göre; —– tarihine kadar kendi yükümlülüğünde olan ———— işlerini, ——— ——- işlerini bitirmeyi, tüm bu işlerin maliyetini üstlenmeyi beyan ve kabul etmiştir”. Sözleşme ekindeki ödeme protokolüne göre;—– yenileme maliyeti —- tarihli çek ve — bedelli —- tarihli çek verilmek suretiyle yapılacaktır.—- tarihli çek verilmek suretiyle yapılacaktır.3) Her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere;—-tarihinde nakit olarak yapılması gereken —-ödeme; ——- olup, sözleşmede kararlaştırılmış olan vadesi geçtikten sonra gecikmeli olarak yapılmıştır. Dolayısıyla da —ödemeyi —- tarihinde yapmayan davacı, bu borcunun ifasında TBK.md.117/f.2 uyarınca temerrüde düşmüştür. ——-çek verilmek suretiyle yapılması gereken ödemeler; vadesinde yapılmamış olup, davalının sözleşmeyi —— tarihinde feshetmesinden sonra, davacı -tarihli ihtarnamesinde bu çeklerin vadesi gelmeden bu çekleri vermeyeceğini beyan etmiştir. Dolayısıyla söz konusu —- tarihinde vermeyen davacı, işbu çekleri verme borcunun ifasında —— uyarınca temerrüde düşmüştür. —- tarihinde nakit olarak yapılması gereken —- ödeme; —- tarihinde yapılmış olup, sözleşmede kararlaştırılmış olan vadesi geçtikten sonra gecikmeli olarak yapılmıştır. Dolayısıyla da —- ödemeyi —- tarihinde yapmayan davacı, bu borcunun ifasında ——- düşmüştür. Davalı, fesih ihtarında, “yukarıda belirtilen nakit ödemelerin vadesinde yapılmamasını ve yukarıda belirtilen —– verilmemesini” fesih sebeplerinden —- biri olarak göstermiştir. Taraflar arasındaki sözleşme, hukuki niteliği itibariyle sürekli edimli bir sözleşmedir. Davacı,
-sözleşmeyle üstlenmiş olduğu —- vadesinde yapmamak ve —– ödemeye ilişkin olarak vermeyi üstlenmiş olduğu —- vadesinde vermemek suretiyle temerrüde düşmüştür. Dolayısıyla da sözleşme ile üstlenmiş olduğu — ihlal etmiştir. Ayrıca, —- cevabi ihtarında—– adet çeki çeklerin ödeme vadeleri gelmeden önce vermeyeceğini beyan etmiştir. Dolayısıyla davacıya, söz konusu —- adet çeki vermesi için —- maddesi hükmünde öngörülmüş olan —-süreyi tanımak da ——– gereksiz hale gelmiştir. Kanaatimizce, davacının—– etmesi nedeniyle akdi ilişkiye devam etmek davalı için çekilmez hale gelmiş ——-ve davalı akdi ilişkiyi, sözleşmenin —— öngörülmüş olan haklı sebeple feshetme hakkına sahip olmuştur. Kaldı ki sözleşmede bu hüküm yer almasaydı dahi, davalı, sürekli sözleşmelerin haklı sebeple feshine ilişkin yasal kurallar gereği sözleşmeyi haklı sebeple feshetme hakkına sahip olurdu. Dolayısıyla, kanaatimizce davalı, davacının borca aykırı davranışı (kusuru) nedeniyle, — tarihli ihtarnamesi ile, sözleşmeyi haklı sebeple feshetmiştir. Bilindiği üzere, taraflardan biri, sürekli edimli sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ihlal ederse ve bu durum diğer taraf için akdi ilişkiyi çekilmez hale getirirse, diğer taraf, haklı sebeple sözleşmeyi (fesih süresi tanımadan) feshetme hakkına sahip olur. Davalı sözleşmeyi, davacının borçlarını ihlal etmesi nedeniyle haklı olarak feshetmiş olduğu için, kanaatimizce davalıdan herhangi bir tazminat talep etme hakkına sahip değildir.—— Sonuç itibariyle yukarıda açıklanan nedenlerle ASIL DAVA BAKIMINDAN; davacının davalıdan dava tarihi itibariyle iddia ve talep ettiği gibi tazminat alacaklarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. 5) Aşağıda açıklanacağı üzere, sözleşme fesih ile geçmişe etkili olarak sona ermiş olduğu için, davacı ödemiş olduğu —– geri verilmesini talebe hak kazanmış olup —-, davalı da fesih dilekçesinde bu tutarı davacıya talebi halinde geri ödeyeceğini beyan etmiştir. Fakat bu alacağın ödenmesi bu davada talep edilmemiştir.B-BİRLEŞEN DAVA KONUSU UYUŞMAZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ: 1) İşbu birleşen dava, asıl davanın davalısı —— tarafından davacısına ——karşı açılmıştır. İşbu davanın konusunu oluşturan uyuşmazlık, “davalının borçlarını ihlal etmesi nedeniyle davacının sözleşmeyi haklı olarak feshedip feshetmediği, davalıdan tazminat talep etmeye hak kazanıp kazanmadığı” noktasındadır. 2) Yukarıda ASIL DAVA KISMINDA açıkladığımız üzere kanaatimizce davacı — davalının —- sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ihlal etmesi (temerrüdü) nedeniyle sözleşmeyi haklı olarak feshetmiştir. 3) Ancak bizzat davacının —-iddiasına göre, davalı—— sözleşme ile üstlenmiş olduğu tadilat işlerine, sözleşmenin feshedildiği ——- tarihine kadar henüz başlamamış olup, ödemekle borçlu olduğu tutarların da büyük kısmını ödememiştir. Dolayısıyla da sözleşmeyle üstlenilen borçların çok az bir kısmı ifa edilmiştir. Bu durum nedeniyle kanaatimizce, davacının sözleşmeyi feshetmesiyle birlikte akdi ilişkinin geçmişe etkili olarak sona erdiği —– kabul edilmelidir —– Sözleşme geçmişi etkili olarak sona erdiği için, davacı davalıdan sadece menfi zararlarının tazminini talep etmeye hak kazanmıştır ——Menfi zararlar, sözleşme yapıldığı için uğranılmış olan, sözleşme yapılmamış olsaydı uğranılmayacak olan zararlardır. Dolayısıyla da, sözleşmenin ifasından beklenen menfaatlerin elde edilememiş olması nedeniyle uğranılmış olan zararlar menfi zarar niteliğinde değildir. Bunlar müspet zarar niteliğindedir. Bu nedenle davacı, bu tür zararlarının tazminini talebe hak kazanamamıştır. Davacının bu davada talep ettiği zararlar bu açıdan değerlendirildiğinde, aşağıdaki kanaatlere varılmaktadır: Öncelik davacı —— talep etmiştir. Kanaatimizce, davalının talep ettiği bu zarar kalemi, müspet zarar niteliğinde olduğundan, davacı bu zararının tazminini talebe hak kazanamamıştır. Ayrıca davacı ——-davalı tarafından sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle kira bedellerini alamadığını ve sözleşme konusu yeri tekrar kiralanana kadarki kira gelirinden mahrum kaldığını” iddia etmiş ve bu zararlarının tazminini talep etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacının sözleşmeyi feshetmesi ile birlikte sözleşme geçmişe etkili olarak—— sona ermiştir. Bu nedenle davalı kanaatimizce, kira gelirlerinden mahrum kalması yüzünden uğramış olduğu bu müspet zararlarının tazminini talebe hak kazanamamıştır. Davacı ayrıca manevi tazminat talep etmiştir. Davalının borca aykırı davranışları ——-nedeniyle davacının kişilik hakkının —- anlaşılmadığından, davacının manevi zararının tazminini da talebe hak kazanamadığı kanaatine varılmaktadır. Sonuç itibariyle yukarıda açıklanan nedenlerle BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN; davacının davalıdan dava tarihi itibariyle iddia ve talep ettiği gibi tazminat alacaklarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle; ASIL DAVA BAKIMINDAN; Davacının davalıdan, dava tarihi itibariyle, iddia ve talep ettiği gibi tazminat alacaklarının bulunmadığı; BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN; Davacının davalıdan, dava tarihi itibariyle, iddia ve talep ettiği gibi tazminat alacaklarının Bulunmadığı; Yönündeki kanaat ve düşüncelerini bildirmişlerdir.
Mahkememizin —– tarihli duruşmasının —- nolu ara kararı gereğince davacının itirazları doğrultusunda ek rapor alınmak üzere dosya bilirkişilere tevdi edilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi heyetinin ek raporunda özetle; Kök raporumuzun —— sayfalarında açıkladığımız üzere; kanaatimizce davacı, yukarıda belirttiğimiz ödemeleri vadesinde yapmayarak (çekleri de sözleşmede belirtilen tarihte davalıya teslim etmeyerek) temerrüde düşmüş (TBK.md.117/f.2) ve davalı açısında akdi ilişkiye devam etmeyi çekilmez hale getirmiştir. Zira hayatın olağan akışında davalının davacıya olan güven sarsılmıştır. Tekrar belirtelim ki, davacının sözünü ettiği —-hangi tarihte davalıya verileceği/teslim edileceği hususu —-belirtilmiş olup, davacı söz konusu çekleri bu tarihte —– davalıya vermemekle/teslim etmemekle “çekleri
verme/teslim etme ——— temerrüde düşmüştür ——- taksit ödemesini vadesinde yapmayarak temerrüde düşmesi nedeniyle, hayatın olan akışında davalının davacıya olan güveni sarsılmış ve akdi ilişkiye devam etmek çekilmez hale gelmiştir. Bu nedenle de davalı sözleşmeyi haklı olarak feshetmiştir. Davalı sözleşmeyi haklı olarak feshetmiş olduğu için, davacı davalıdan herhangi bir tazminat alacağına hak kazanamamnıştır —- Tekrar yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde de bu kanaatimiz değişmemiştir. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. kök raporda varmış olduğumuz kanaat ve sonuçlarda bir değişiklik yoktur şeklinde raporlarını sunmuşlardır.
Mahkememizin — tarihli duruşmasında verilen ara karar uyarınca; ek rapor alınmak üzere dosya bilirkişilere tevdi edilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi heyet ek raporunda özetle; Kök raporda belirttiğimiz üzere, davacının lobi tadilat masraflarına yapmayı üstlendiği katkı bedellerini ödemekte temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşme, henüz yürürlüğe girmeden önce, —- —-, davalı tarafından haklı olarak feshedilmiştir. Ayrıca davalı bu ihtarnamede, sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar davacı tarafından fiilen ödenmiş olan ——- tutarlı ——- masraf katkı payının davacıya iade edileceğini de açıkça bildirmiştir. Bilindiği üzere bir sözleşme geçmişe etkili olarak feshedildiği durumlarda, sözleşmeye istinaden ödenmiş olan paranın iadesi gerekir. Görüldüğü üzere, taraflar arasındaki kira sözleşmesi henüz yürürlüğe girmeden önce davalı tarafından feshedilmiş ve fesih tarihine kadar davacı tarafından fiilen ödenmiş olan —–masraf katkı payının davacıya iade edileceği davalı tarafından bildirilmiştir. Somut olayın kendine özgü işbu hal ve şartları —— karşısında, taraflar arasındaki sözleşmenin geçmişe etkili olarak sona erdiği kanaatine varılmıştır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. Sözleşmenin geçmişe etkili olarak sona erdiği durumlarda ise, taraflar sözleşmeye istinaden vermiş oldukları şeylerin iadesini ve de fesih nedeniyle uğramış oldukları menfi zararların —— tazminini talebe hak kazanırlar. Dolayısıyla davacı/kiracı —– sözleşmeye istinaden davalıya ödemiş olduğu —— masraf katkı payı tutanının iadesini talebe hak kazanmıştır. Zaten davalı da, fesih ihtarında, bu tutarı davacı/kiracıya, müracaat halinde iade edeceğini açıkça beyan etmiştir. Nitekim, davacı da, ASIL DAVAYA ilişkin dava dilekçesinde bu tutarın iadesini talep etmemiştir. Bu nedenle de bu tutarın iadesini davalıdan talebe hak kazandığı yönünde bir kanaat açıklanmasına gerek duyulmamıştır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, sözleşmenin feshiyle birlikte geçmişe etkili olarak sona erdiği, bu nedenle de davalının (birleşen davacının) birleşen davada tahsilini talep ettiği müspet zararlarının tazminini talebe hak kazanamadığı yönündeki kanaatimiz değişmemiştir. Takdiri tamamen mahkemeye aittir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Kök rapordaki değerlendirme ve kanaatlerimizde bir değişiklik olmadığını bildirmişlerdir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişi ve sözleşme uzmanı bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Asıl dava konusu uyuşmazlık, “taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin davalı tarafından haklı mı yoksa haksız feshedildiği, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının davalıdan tazminat alacağına hak kazanıp kazanmadığı” noktalarındadır. Dava dosyası içeriğine göre; davalı ile davacı arasında —— yürürlük tarihli —– —- akdedilmiştir. Bu sözleşme ile davacı, davalıya ait hastanedeki lobinin bir kısmını kiralamış ve bu bölümü kafeterya olarak işletmeyi ve hastane çalışanları ile ———- hizmeti sunmayı üstlenmiştir. —- maddesi hükmüne göre; ————–Sözleşme ekindeki ödeme protokolüne göre;——– alan tadilatında——–maliyeti ——– tarihinde nakit olarak yapılması gereken—–tarihinde vabpılmış olup, sözleşmede kararlaştırılmış olan vadesi geçtikten sonra gecikmeli olarak yapılmıştır. Dolayısıyla da —-yapmayan davacı, bu borcunun ifasında—– tarihli çek verilmek suretiyle yapılması gereken ödemeler; vadesinde yapılmamış olup, davalının sözleşmeyi —— tarihinde feshetmesinden sonra, davacı —- tarihli ihtarnamesinde bu çeklerin vadesi gelmeden bu çekleri vermeyeceğini beyan etmiştir. Dolayısıyla söz konusu —- tarihinde vermeyen davacı, işbu çekleri verme borcunun ifasında ——- uyarınca temerrüde düşmüştür. —- tarihinde nakit olarak yapılması gereken —- tarihinde yapılmış olup, sözleşmede kararlaştırılmış olan vadesi geçtikten sonra gecikmeli olarak yapılmıştır. Dolayısıyla da ——- tarihinde yapmayan davacı, bu borcunun ifasında ——- temerrüde düşmüştür. Davalı, fesih ihtarında,——- fesih sebeplerinden —– olarak göstermiştir. Taraflar arasındaki sözleşme, hukuki niteliği itibariyle sürekli edimli bir sözleşmedir. Davacı,sözleşmeyle üstlenmiş olduğu — adet nakit ödemeyi vadesinde yapmamak ve— ödemeye ilişkin olarak vermeyi üstlenmiş olduğu —- vadesinde vermemek suretiyle temerrüde düşmüştür. Dolayısıyla da sözleşme ile üstlenmiş olduğu — adet borcunu ihlal etmiştir. Ayrıca, — tarihli cevabi ihtarında, —- vadeleri gelmeden önce vermeyeceğini beyan etmiştir. Dolayısıyla davacıya, söz konusu—- çeki vermesi için — maddesi hükmünde öngörülmüş olan —– gereksiz hale gelmiştir. Davacının —– borcunu ihlal etmesi nedeniyle akdi ilişkiye devam etmek davalı için çekilmez hale gelmiş ———davalı akdi ilişkiyi, sözleşmenin —- öngörülmüş olan haklı sebeple feshetme hakkına sahip olmuştur. Kaldı ki sözleşmede bu hüküm yer almasaydı dahi, davalı, sürekli sözleşmelerin haklı sebeple feshine ilişkin yasal kurallar gereği sözleşmeyi haklı sebeple feshetme hakkına sahip olurdu. Dolayısıyla, davalı, davacının borca aykırı davranışı —– tarihli ihtarnamesi ile, sözleşmeyi haklı sebeple feshetmiştir. Taraflardan biri, sürekli edimli sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ihlal ederse ve bu durum diğer taraf için akdi ilişkiyi çekilmez hale getirirse, diğer taraf, haklı sebeple sözleşmeyi ———– feshetme hakkına sahip olur. Davalı sözleşmeyi, davacının borçlarını ihlal etmesi nedeniyle haklı olarak feshetmiş olduğu için, asıl dava bakımından; davacının davalıdan dava tarihi itibariyle iddia ve talep ettiği gibi maddi ve manevi tazminat alacaklarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Birleşen dava bakımından; İşbu birleşen dava, asıl davanın davalısı — karşı açılmıştır. İşbu davanın konusunu oluşturan uyuşmazlık, ——- noktasındadır. Yukarıda asıl dava kısmında açıklandığı üzere davacı —— sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ihlal etmesi —- nedeniyle sözleşmeyi haklı olarak feshetmiştir. Ancak bizzat davacının —- iddiasına göre, davalı —— sözleşme ile üstlenmiş olduğu tadilat işlerine, sözleşmenin feshedildiği —- tarihine kadar henüz başlamamış olup, ödemekle borçlu olduğu tutarların da büyük kısmını ödememiştir. Dolayısıyla da sözleşmeyle üstlenilen borçların çok az bir kısmı ifa edilmiştir. Bu durum nedeniyle davacının sözleşmeyi feshetmesiyle birlikte akdi ilişkinin geçmişe etkili olarak sona erdiği —- kabul edilmelidir ——- Sözleşme geçmişi etkili olarak sona erdiği için, davacı davalıdan sadece menfi zararlarının tazminini talep etmeye hak kazanmıştır —– Menfi zararlar, sözleşme yapıldığı için uğranılmış olan, sözleşme yapılmamış olsaydı uğranılmayacak olan zararlardır. Dolayısıyla da, sözleşmenin ifasından beklenen menfaatlerin elde edilememiş olması nedeniyle uğranılmış olan zararlar menfi zarar niteliğinde değildir. Bunlar müspet zarar niteliğindedir. Bu nedenle davacı, bu tür zararlarının tazminini talebe hak kazanamadığı kanaatine varılarak, Asıl dava bakımından; Davacının davalıdan, dava tarihi itibariyle, iddia ve talep ettiği gibi tazminat alacaklarının bulunmadığı; kanaatine varılarak asıl davanın reddi ile Birleşen —– davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
A-Asıl davanın REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL. Harçın peşin alınan 170,78 TL. Harçtan mahsubu ile bakiye 90,08 TL. harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden ilgili tarafa iadesine,
B-Birleşen ——— Sayılı davanın REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL. Harçın peşin alınan 102,47 TL. Harçtan mahsubu ile bakiye 21,77 TL. harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
4-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——–Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 27/04/2022