Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1247 E. 2018/1247 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1247 Esas
KARAR NO : 2018/1247
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2017
KARAR TARİHİ : 13/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı —– 19.484,52 TL değerindeki hissesini ——Yatırım aracılığı ile satın aldığını; ancak bu şirketin yöneticisi olan diğer davalıların —- Piyasası Kanununda düzenlenen emredici hükümlere aykırı davranışları nedeniyle müvekkilinin bu hisseyi kaybetmek suretiyle ciddi boyutta maddi zarara uğratıldığı, davalı SPK’nunda denetim görevini yerine getirmeyerek buna neden olduğunu belirterek; müvekkilinin hisse aldığı; davalı şirketin 2015 yılı finansal tablolarını yayınlamadığı için SPK kanunu gereğince 01/03/2016 tarihinden itibaren işlem sırasının kapatılması ve 2015 bilgileri —–yayınlanırsa açılacağının duyurulması karşısında; zararının doğduğunu belirterek; 19.484,50 TL zararın “hisselerin işleme kapatılma” tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılardan ——–Piyasası Kurulu vekili, davanın görev ve yetki yönünden reddi gerektiğini çünkü müvekkili aleyhine açılacak ve müvekkilinin denetim görevini yerine getirmediğinden kaynaklanan zararla ilgili davaların İdari Yargıda açılması gerektiğini, mahkememizin görevli olmadığını; ayrıca mevzuatta belirlenen şartlar uyarınca şirketin borsa kotundan çıkarılmasının Borsa İstanbulun yetkisi dahilinde olduğunu; müvekkili kurula karşı açılan tazminat davasının bu nedenle hukuki dayanaktan yoksun olduğunu; müvekkilinin SPK’nun verdiği yetkiler çerçevesinde gerekli tedbirleri almış olduğunu, herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığını ve davacının bahsettiği zarardan da sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini savunmuş;
Davalılardan—- vekili, davacı tarafından ————yönetim kurulu üyesi olan müvekkili aleyhine; yönetim kurulu üyelerinin yatırımcıyı yanıltmak, şirkete ait olan ve açıklanması zaruri olan bilgileri eksik, yanlış ve gerçeğe aykırı beyan etmek; şirkete ait belgeleri ilgili makam ve merciilere vermemek veya geç vermek gibi nedenlerle şirketi kusurlu olarak yönettikleri, bu nedenle zarara uğradığını belirterek iş bu davayı açtığını ancak müvekkilinin davacıyı doğrudan zarara uğratacak hiç bir fiilinin söz konusu olmadığını; bununla birlikte davacının iddia ettiği ve beyanlarının doğrudan zarar kapsamında bulunmadığını ve davacının ancak bu tazminatın şirkete verilmesini isteyebileceğini kendisine verilmesini talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini talep ettiği;
Davalılardan——— vekilininde, dava dilekçesinde iddia edilen hususların gerçek olmadığını, müvekkilinin şirket yöneticisi olarak herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaldı ki, davacının şirket ortağı olarak ancak doğrudan zarar görmesi halinde bu davayı açabileceği, ortada doğrudan bir zarar olmadığını, şirket zararı varsa davacının ancak şirketin zararının giderilmesini talep edebileceğini belirterek iş bu davanın reddine karar verilmesini savunduğu;
Diğer davalıların ise davaya cevap vermedikleri, duruşmayıda takip etmedikleri görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, TTK’nun 553. Maddeye dayalı olarak açılan; doğrudan zararın şirket yöneticilerinden tahsiline ilişkindir.
Davada SPK’nun hizmet kusuru işlemek suretiyle bu sonuca katkıda bulunduğu iddia edildiğinden; bir başka deyişle davalı şirketin yeteri kadar kontrol edilmediği, bu zararın doğmasına neden olduğu iddia olunduğundan; SPK yönünden açılan davada hizmet kusuru nedeniyle mahkememiz görevli olmayıp, İdari Yargı görevlidir. Bu nedenle SPK aleyhine açılan dava yargı yolu sebebiyle reddedilmiştir.
Davalı yöneticiler aleyhine TTK’nun 553. Madde gereğince dava açılabilmesi için; ortaya çıkan zararın davacı şirket ortağının doğrudan zararı şeklinde gerçekleşmesi; ortak olduğu şirketin herhangi bir zararının doğmamış olması, zararın doğrudan şirket ortağının mal varlığında doğmuş olması gerekli ve zorunludur. Yöneticilerin hatalı yönetimleri nedeniyle öncelikle zararın şirket yönünden doğması durumunda ve davacı ortağın şirketin doğan zararı nedeniyle dolayısı ile zararının doğmuş olması durumunda; davacı ortağın ancak şirket zararının giderilmesi için tazminat talep etme hakkı vardır; o taktirde davanın TTK’nun 555. Maddesi gereğince şirket zararının tazmini için açılması gerekir. Davacı tarafın iddia ettiği ve davalı yöneticilerce gerçekleşrildiğini savunduğu eylemlerin; kendisinin doğrudan zararına değil, davalı şirketin doğrudan zararına neden olduğu; SPK’nun 14. Maddede düzenlenen “ihraçcı, kamuya açıklanacak veya gerektiğinde kurulca istenecek finansal tablo ve raporları şekil ve içerik bakımından Türkiye Muhasebe Standartları çerçevesinde kurulca belirlenen düzenlemelere uygun olarak, zamanında tam ve doğru bir şekilde hazırlamak ve ibraz etmek zorundadır” maddesi çerçevesinde davalı şirketin işlem sırası finansal tablolarını, son gönderim tarihine kadar —— göndermemiş olması nedeniyle GEÇİCİ OLARAK işlem sırası’nın borsada kapatılmış olması sonunda zararın şirket üzerinde doğduğu; bu işlemden dolayı şirketin gördüğü zararın DOĞRUDAN ZARAR olduğu; davacı ortağın görebileceği zararın ise, şirketin gördüğü doğrudan zarar sebebiyle DOLAYISIYLA ZARAR niteliğinde bulunduğu; bu nedenle davacı ortağın sırf kendi payından dolayı değil bu işlemden dolayı şirketin gördüğü tüm zararın davalı şirket yöneticileri tarafından giderilip, tahsil edilecek bedelinde şirkete ödenmesi için dava açabileceği; kendi zararının tazmini için doğrudan tazmin davası açamayacağı nazara alınarak SPK dışındaki diğer davalılar yönünden davanın da reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
SPK yönünden dava dilekçesinin görev nedeniyle (yargı yolu) REDDİNE,
Diğer davalılar yönünden ise TTK nun 553 md. Si uyarınca açılacak tazminat davalarında doğrudan zarar niteliğinde olmayan, şirket zararı niteliğindeki zararların söz konusu şirket yönünden istenebileceği nazara alınarak davacının talep eden tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiği görüldüğünden reddine,
Hüküm maktu harca tabii bulunduğundan yatırılan 332,75 TL harçtan maktu harcın mahsubu ile bakiye 296,85 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince; tüm davalılar müteselsilen sorumluluk çerçevesinde dava edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 maddesi gereğince kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine 1 adet vekalet ücreti taktiri ile 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
Dair karar, huzurdaki davacı ve SPK vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 13/12/2018