Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1236 E. 2018/1248 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1236 Esas
KARAR NO : 2018/1248
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2017
KARAR TARİHİ : 13/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkilinin oğlu —–tarafından —- meydanında “—- isimli restoranın işletildiğini, maddi sıkıntı nedeniyle, —- davalıdan faiz ile para aldığını, karşılığında çek ve senetler verdiğini; bir gece oğlu ve davalının birlikte davacıya geldiğini; oğlunun, davalının yanında “başının dertte olduğunu senetlere imza atmaz ise hayatının tehlikeye gireceğini” söylemesi üzerine, davacının 2 adet 500.000,00 TL bedelli bonoya kefil olduğunu; bu bonolardan birinin İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyasında, diğerinin ise İstanbul 18. İcra Müdürlüğünün—–Esas sayılı dosyasında icra takibine konduğunu; müvekkili tarafından bu dosyalarla ilgili itiraz edilmiş ise de, İstanbul Anadolu 11. İcra Mahkemesinin —– ve İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyalarında bu itirazların reddedildiğini; bilahare taraflar arasında görüşmelere başlandığını, protokol hazırlıkları sonunda bir anlaşma yapıldığını; —— tarihinde gerçekleşen protokol çerçevesinde; davalının avukatı …’ın hesabına —- TL ödeme yapıldığını; ayrıca davacının kızı ——- adına tapuda kayıtlı olan — — parselde mevcut – Kat – nolu büronun ve davacının eşi —–adına tapuda kayıtlı olan aynı binadaki zemin kat – nolu mobilya teşhir galerisi niteliğindeki dükkanın mülkiyetinin davalıya devredildiğini; bu ödeme ve devirlerinin sonunda davalınında icra dosyalarının harçlarını ödeyip kapatarak senet asıllarını davacıya vermesi gerekirken, bunun gerçekleşmediğini, icra dosyalarının kapatılmadığını; davalının elinde kalan bonoların bedelsiz kalmış olduğu açıkken, davalı tarafın bu davranışının “—– amaçlı olduğunu belirterek; İstanbul 19. İcra Müdürlüğünün ——Esas ve İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı dosyaları ile ilgili borçlu olmadığının tespiti ve takip konusu bonoların istirdadı ile müvekkiline iadesine, ayrıca kötü niyetli borçludan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, davanın reddinin gerektiğini; zira, davacının dava dilekçesinde de belirtildiği üzere her biri 500.000,00 TL bedelli 2 senedin ön yüzünü imzalamak suretiyle aval verdiğini; zaten borcuda kabul ettiklerini; müvekkilinin yıllardan beri davacının oğlunun şahsen dostu olduğunu, aile dostluklarının bulunduğunu ve —— gerçekten zor durumda olması nedeniyle borç verdiğini; davacı anneninde aval veren sıfatıyla bu 2 adet bonoyla birlikte bir de çek verdiğini; bunların ödenmemesi sebebiyle zorunlu kalınarak icraya konulduğunu; icra takibi başlayınca davacının ödemeye yanaştığını; taraflar arasında görüşmelerin başlandığını; toplamda 4 adet icra dosyası ile takip yapıldığını; bunların kapatılması karşılığında 334.000,00 TL ödenip, 1 adet dükkan ile 1 adet büronun müvekkiline devrinin kararlaştırıldığını; gerek para ödemesinin gerekse tapu devirlerinin gerçekleştiğini ancak 14/07/2016 tarihli protokolde görüldüğü üzere borçlu vekili olan avukat …’un protokolde —– da vekili sıfatıyla imza attığını; dava dışı olan ancak protokol gereği bir taşınmazını devreden——– vekili olarak imzalayan avukata bu vekaletin bulunup bulunmadığı sorulduğunda mevcut olduğunu ve kendilerine bir örneğini verebileceğini; tapuya devir için gelen —–ekerlekli sandalye ile gelmiş olması ve hasta olduğunun bizzat davacı ve yine tapuya devir için gelen davacının kızı —– tarafından söylenmesi üzerine kendilerinin bu vekaleti özellikle istediklerini ancak vekaletin evde unutulduğunu karşı tarafın söylemesi üzerine protokolü imzaladıklarını; protokol gereğince ödeme ve tapu devirleri sağlanınca kendilerinin derhal icra dosyalarının tahsil harçlarınıda karşılamak suretiyle icra dosyalarına haricen ödemeyi bildirdiklerini; ancak, avukat …’un—– ait vekaleti bir türlü kendilerine vermediğini; bunun üzerine noter ihtarı da göndererek vekaleti istediklerini, bundan da bir sonuç alamadıklarını; protokolün değerinin taktir edildiği üzere çok yüksek olduğunu, bu nedenle protokolü imzalayan—-protokolü aynı zamanda – – vekili olarak imzalayan avukat …’un gerçekten bu şahsın vekili olup olmadığının önem arz ettiğini; söz konusu vekalet mevcut değilse, protokolün ve bunun sonunda yapılan tapudaki devrinde geçersiz olabileceğini düşündüklerini; bu nedenle senet asıllarının iadesinin gerçekleşmediğini belirterek; vekaletin kendilerine ulaştırılması halinde senet asıllarını derhal vereceklerini, davacının kötü niyetle bu davayı açtığını, bu sebeple davanın reddi ile davacının %20 kötü niyetli takip tazminatına mahkum edilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 72. Madde gereğince açılan menfi tespit davasıdır.
Davacının da imzaladığı her biri 500.000,00 TL bedelli 2 adet senetten dolayı İstanbul 19. İcra Müdürlüğünün —— Esas ve İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğünün ———– Esas sayılı dosyaları ile icra takibi yapıldığı ihtilafsızdır. Davacı taraf, icra takibine konu borcun haricen ödenmesi ve ödemeye ilişkin taahhüt gereği hem nakit ödemenin hem de taşınmaz devrinin gerçekleşmesine rağmen icra dosyalarının kapatılmadığını, senetlerin icra dosyasından alınarak kendilerine iade edilmediğinden bahisle iş bu davayı açmış ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf, iş bu davadan önce, davalının icra dosyalarını sona erdirip, senetleri iade etmek zorunda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Davalı taraf, protokol gereğince borcun ödendiğini kabul etmekte olup ancak protokolün geçerliliği yönünden devre konu 2 taşınmazdan birinin sahibi olan —– adına protokolü imzalayan avukat tarafından bu şahsın vekaletinin kendilerine verilmemesi nedeniyle senetlerin iade edilmediğini savunmaktadır.
Mahkememizce getirtilen tapu kayıtları ve icra dosyaları incelenmiş, yargılamaya devam edilirken her iki tarafından kabulünde olduğu gibi icra dosyalarından davalının muvafakatı ile senetlerin davacı tarafa verildiği belirlenmiştir. Her iki taraf vekili de böylece davanın konusuz kaldığını bildirmiş; bu yönde karar verilmesini talep etmiş ancak her iki taraf vekilide dava anında haklı olduğunu iddia etmiştir.
Mahkememizce de davanın konusuz kaldığı tespit edilmiş olup; konusuz kalan davada yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunda dava anındaki haklılığın önem arz ettiği, bu yönden inceleme yapılması gerektiği belirlenmiş olup;
İncelenen icra dosyalarında da senetlerin teslim alındığı açıktır. Esasen iş bu davadan önce 08/08/2016 tarihinde alacaklı olan … vekilinin söz konusu icra dosyalarına “alacaklarını tahsil ettiklerini” bildirmek suretiyle borcun ödendiğini kabul ettiği; tahsil harcınında yatırıldığı görülmektedir. Ancak, icra dosyalarına ibraz edilen senetlerin davacıya verilmediği de sabittir. Senetlerin davacıya verilebilmesi için davalımız olan alacaklının muvafakatı gerekmektedir. Bu muvafakat davadan sonra ve son duruşmadan önce 08/08/2018 tarihinde alacaklı vekili tarafından verilmiş ve bu muvafakatta ——– vekili olarak protokolü imzalayan avukat …’ un, bu vekaleti ibraz etmesi halinde dosyadaki bonoların iadesinin sağlanması icra müdürlüğüne bildirilmiş, bilahare davalımız olan alacaklı vekili 24/10/2018 tarihinde icra dosyalarına dosyamızdaki beyanı ile avukat …’un ——–n vekili olduğunu kabul ettiğinden bahisle artık bonoların başvurusu halinde davacı vekiline teslim edilerek dosyanın işlemden kaldırılmasını ve tüm hacizlerin fekkini talep ettiği, bunun üzerine dosyaların işlemden kaldırıldığı ve senetlerinde davacı tarafa teslim edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan bu değerlendirmede, davacının her ne kadar borçları ödendiği ve tahsil harçları karşılanmış bulunsa da; işlemden kaldırılmayan ve senetleri iade olunmayan icra dosyaları yönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekse de; davalınında haksız olarak iş bu davaya neden olmadığı; davacı tarafa iş bu dava açılmadan öncede—— vekaletnamesini göndermesi için ihtarda bulunduğu; esasen davacımızın bu vekaleti davalı tarafa gönderip, sonuç alamadığı taktirde bu davayı açması halinde yargılama gideri ve vekalet ücretine hak kazanacağı; mevcut durumda davacının yargılama gideri ve vekalet ücretine hak kazanmadığı, dava anında, bu vekaleti alamayan davalının icra dosyalarını kapatmamakta ve senetleri iade etmemekte haklı olduğu belirlenmiş; davacı ve davalı yararına talep ettikleri inkar ve haksız dava tazminatlarının söz konusu olamayacağı belirlenmiş; esasen icra dosyalarına davadan önce borcun haricen ödendiği davalı alacaklı tarafından bildirilip, tahsil harçlarıda karşılandığından ve menfi tespit davası yönünden verilecek hükmün sadece bir tespit hükmü olup, senetlerin iadesi yönünden olacak iken, davanın konusuz kaldığı bu nedenle davalı yararına da bu tespit hükmünden dolayı ancak maktu vekalet ücreti verilebileceği nazara alınarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Dava konusuz kalmış bulunduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Peşin olarak alınan ilam harcından maktu harcın mahsubu ile bakiye 8.504,10 TL harcın davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Davalı yararına 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından talep edilen inkar tazminatı ve haksız dava tazminatlarının şartları doğmadığından reddine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.13/12/2018