Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1231 E. 2018/386 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1231 Esas
KARAR NO : 2018/386

DAVA : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 11/04/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, üvekkilinin davalı şirkete satın alacağı mallar için …… ait 30/08/2012 keşide tarihli,…… numaralı ve 150.000,00-TL bedelli çeki verdiğini, ancak malların teslim edilmediği gibi çekin de iade edilmediğini, bu nedenle anılan çeke ilişkin borçlu olmadıklarının tespiti ile çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının keşideci olması nedeni ile çek iptali davası açamayacağı yönünden aktif husumet itirazında bulunulmuş ve esas yönünden savunma itibarı ile de, taraflar arasında bayi satış protokolü olduğu, yapılan ödemenin 88. Yıl Kampanyası dahilinde ön ödeme olduğu ve ön ödemenin değiştirilemeyeceği savunmaları ile davanın reddi ile davacının %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasıdır.
Dava 31/08/2012 tarihinde ….. Ticaret Mahkemesi’ nin …… Esas sırasına kayıtlanarak açılmış, ……Asliye Ticaret Mahkemesi …… Karar sayılı 27/03/2015 tarihli kararı ile esasa ilişkin karar vermiştir.
Mahkeme kararının davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay …… Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay ……. Hukuk Dairesi …… sayılı 17/03/2016 tarihli ilamı ile; “Taraflar arasındaki uyuşmazlık bayi satış protokolü çerçevesinde avans olarak verildiği iddia edilen çek karşılığında mal teslim edilmemesi nedeniyle borçlu
olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Anılan protokolde taraflar arasında doğabilecek ihtilafların çözümünde Pendik-İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olacağına dair yetki şartı bulunmaktadır. 2009 tarihli protokolde yer alan yetki şartının davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Belirtilen Yasa hükmüne göre, “Tacirler veya kamu tüzel kişilikleri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilir. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” denilmiştir.
HMK’nın 17. maddesinde hükme bağlanan yetki münhasır yetki niteliğindedir. Aynı Kanun’un 448. maddesi uyarınca bu Kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır. HMK’nın 116/1-a maddesi uyarınca kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı ilk itirazlardan olup, aynı Kanun’un 117/2. maddesi uyarınca ilk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir, aynı maddenin 3. fıkrasına göre ilk itirazlar ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır. HMK’nın 137. maddesinde ise, mahkemenin ön inceleme de dava şartlarını ve ilk itirazları inceleyeceği, 138. maddesinde ise öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar vereceği, gerektiği takdirde kararını vermeden önce bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince, taraflar arasındaki bayi satış protokolünde Pendik-İstanbul mahkemeleri yetkili kılınmış olduğundan protokoldeki yetki şartı gözetilerek ilk itiraz değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup” gerekçeleri ile mahkeme bozulmasına karar vermiştir.
Bozma ilamı uyarınca dava,,,,,,,,1 Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ,,,,,,,,, E. Sırasına kaydedilmiş,usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Görevsizlik kararı nedeniyle dava dosyası mahkememize tevzi edilip iş bu esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflar arasında bayilik sözleşmesinin bulunduğu, davacının bu sözleşme ve taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davaya konu çeki davalıya vermiş olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık akdolunan bayilik sözleşmesinin niteliği, bayilik sözleşmesinin ödeme sistemine ilişkin ,,,,,, maddesinin davacıyı bağlayıp bağlamadığı, davacının ön ödemeli kampanyaya dahil olup olmadığı, davacının yapmış olduğu ödeme ve davalıya verdiği çekin karşılığı malların davalıya teslim edilip edilmediği hususlarında toplanmaktadır.
Görevsizlik kararı verilen mahkemece yapılan yargılamada; Davalı defterleri üzerinde SMMM bilirkişi,,,,,,,,,,,, rapor aldırılmış olup bilirkişi raporunda davacı tarafın 31/08/2012 itibarı ile 623.247,97-TL alacaklı olduğu, ancak dava konusu çekler ve mal alımı için verilen çeklerin de ödenmemesi sonucu davacı tarafın davalı tarafa 02/04/2013 tarihi itibarı ile 343.463,88-TL borçlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Her iki tarafça da tarafların ticari defter ve belgelerine delil olarak dayanılmış olduğundan davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde de SMMM bilirkişi ,,,,,,,, inceleme yaptırtılarak aldırılan raporda; davacı tarafından davalıya 688.000,00-TL tutarında çek verildiği, bu çeklerin 624.983,05-TL tutarındaki kısmının cari hesap bazında avans olarak görüldüğü, bu tutara isabet eden çeklerin iade edilebileceği, ancak cari hesaba mahsuben daha önceden verilen çeklerin ödenmiş olması gerektiği mütalaa edilmiştir.
Taraflarca bilirkişi raporlarına yapılan itirazlar nedeni ile her iki tarafın defterleri üzerinde inceleme yapmak üzere SMMM bilirişi ile, taraflar arasında mevcut sözleşmeyi yorumlamak ve SMMM bilirkişiye yorumunda yardımcı olmak üzere borçlar hukuku konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, bilirkişiler ,,,,,,,,,,, sunmuş oldukları raporlarında, davacı defterlerindeki incelemeye göre davacının defterlerinde
2010-2011 yılları kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış olduğu, bu nedenle sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği, davaya konu çekler toplamının 688.000,00-TL olarak davalıya borç kaydedildiği, dava tarihi olan 31/08/2012 tarihi itibarı ile davacının davalıdan 624.983,05-TL alacaklı durumda olduğu, bu alacağın avans olarak verilen çeklerden kaynaklandığı, davacı ile davalı borç-alacak ilişkisi karşılaştırmasında 21/08/2012 tarihli 1.735,08-TL tutarlı faturanın davacı kayıtlarında bulunmadığı, bu miktarın düşümü ile davacının davalıdan 623.247,97-TL tutarında alacaklı olduğu, davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerin birbirini teyit ettiği, defterlerin sahibi lehine delil teşkil edeceği, 688.000,00-TL tutarında çek toplamının 21/05/2012 tarihinde davacıya alacak kaydedildiği, bu çeklerin alacak kaydedilmesi ile davalının davacıya 758.279,76-TL borçlu duruma geldiği, 31/08/2012 dava tarihi itibarı ile davalının davacıya 623.247,97-TL borçlu durumda olduğu, davacının 88. Yıl Kampanyasına katıldığını gösteren somut delillerin bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan fatura örnekleri, bayilik sözleşmesi, tarafların ticari defter ve belgeleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; taraflar arasında 2009 yılında bayi satış protokolü imzalanarak bayilik sözleşmesi aktedildiği, bu sözleşme uyarınca taraflar arasında 20/05/2009 tarihinden itibaren ticari ilişkinin başladığı, tarafların ticari defter ve belgeleri itibarı ile davacı tarafından davalıya 688.000,00-TL tutarında çeklerin henüz ürün alınmadan teslim edilmiş olduğu, bu çeklerden davacıya teslim edilmeyen ürünler itibarı ile davacının davalıdan 623.247,97-TL tutarında teslim almadığı ürün olduğu, davanın konusunu teşkil eden……30/08/2012 keşide tarihli ve ……… nolu çek nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığı, davalı tarafça her ne kadar 88. Yıl Kampanyası kapsamında yapılan ön ödemeli siparişlerin iptali ile bedel ödemesi iadesinin yapılmayacağı savunması ile davanın reddi istenmiş ise de, davacının 88. Yıl Kampanyası kapsamına katıldığına dair davalı tarafça herhangi bir delil ibraz edilmediği, taraflar arasında başlangıçtan beri ticari uygulamanın ön ödemeli satış niteliğinde olduğu, ancak savunulduğu gibi 88. Yıl Kampanyasına davacının katılmak sureti ile ön ödemede bulunduğu konusundaki savunmalar ispatlanamamış olmakla davacının davalıdan bulunan bedelsiz kalan çek nedeni ile davalıya borçlu bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının …… 30.08.2012 tarih…… çek nolu 150.000,00 TL lik çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
Davanın kabulü ile ;
Davacının……. şubesi 30/08/2012 tarihli …… çek nolu 150.000,00 TL’lik çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile,
Çekin davalı yönünden iptaline,
1-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 10.246,50-TL harçtan, peşin alınan 2.227,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.019,00-TL harcın davalıdan alınmasına,
3-Davacı tarafından yapılan 3.020,95-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 14.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.