Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1161 E. 2019/1276 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1161 Esas
KARAR NO : 2019/1276

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2019

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin; elektrik ve ———– gösterdiğini, davalı şirket ile davalı arasında imzalanan 14.03.2017 tarihli sözleşme gereği; Ana dağıtım panosu yapılması, tavana ve binanın çeşitli yerlerine ———. kabloların döşenmesi, kameraların ve jeneratörün aktif hale getirilmesi, şebeke priz ve telefon hatlarının çekilmesi gibi edimleri üstlendiğini ve edimlerini eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, İşbu sözleşmenin bedelinin taraflar arasında 70.000 TL olarak kararlaştırıldığını, 10.000 TL peşin olarak verildiğini, geri kalan ise sözleşmede 30’ar günlük vadelere bağlanarak 30.000 TL’lik kısmı çek olarak verildiğini, geri kalan 30.000 TL’lik kısmın ödemesi ise müvekkili şirkete yapılmadığını, bunun üzerine davalı şirket aleyhine vadesi gelen alacaklar ve faizleri bakımından öncelikle 06.10.2017 tarihinde İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün —-. Sayılı dosyası ile 20.226,78 TL’lik takip çıkışı ile icra takibi başlatıldığını, daha sonrasında ise sözleşme ile belirlenen son vade tarihinin geçmesini müteakip olan — tarihinde İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğü’nün ——. Sayılı dosyası ile bakiye alacağın tahsili maksadıyla ikinci bir icra takibi başlatıldığını, Her iki takibe de borçlu/davalı vekili ——-.. tarafından borca ve fecilerine itiraz edilerek işbu takipler haksız ve kötü niyetli olarak durdurulduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalarının kabulü ile davalı borçlunun itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalının % 20 icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında davacının iddia ettiği sözleşme imzalanmış olmakla davacı şirket tarafından taahhüt edilen mal ve hizmetler akdedilen sözleşmeye sadık kalınarak yapılmadığını, sözleşmeye konu işlerin eksik ve ayıplı yapıldığı hususunun bildirilmesine rağmen eksik ve ayıpları gidermediğini, Sözleşme bu nedenlerle davacı şirket tarafından tam olarak yerine getirilmediğini ve müvekkilinin beklediği faydayı elde edemediğini, müvekkili tarafından davacı şirkete 10.000 TL nakit ödeme yapıldığını ayrıca 30.000 TL değerinde 3 adet çek verildiğini, Müvekkili şirkete davalı şirket tarafından herhangi bir fatura kesilmediğini ve fatura tesliminde, tebliğinde bulunulmadığını belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile aleyhlerine ikame edilen davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Mahkememizce,taraflar arasında 14/03/2017 tarihli sözleşme ihtilafsız olup ihtilafın davacı tarafından yapılan işler eksiksiz ve ayıpsız yapılmış ve ayıp ihbarı süresinde yapılmış ise ödenmeyen takibe konu iş ile alacak miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı tanıkları dinlenmiş, tanıklardan … “—————-yanına yardıma gidiyordum, tahminen 2 yıl kadar önceydi, tam olarak tarihini hatırlamamakla birlikte davalının açılışı yaptığı tarihte işin bitmiş olduğunu biliyorum, ben o şantiyeye ara ara gittim, açılışı biliyorum ancak teslimi bilmiyorum, ödeme konusunda benim bir bilgim yoktur, ben bu işin devamında 2, 3 aralıklarla toplamda 7-8 gün olmak üzere yardıma gittim, bu gitmelerim ara aradır, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının diğer tanığı … ise ” Ben 6 yıldır davacı şirkette çalışırım, tarihini tam hatırlamamakla birlikte 1,5-2 yıl kadar önce davacı tarafından davalı …’a yapıldı, işi yapan da benim işin başından sonuna kadar da usta olarak çalıştım, gününde teslim edildiğini biliyorum, hatta açılış bile yapıldı, açılışta ben oradaydım, … bu iş yapılırken 2-3 gün aralıklarla toplamda 1 hafta 10 gün kadar bana yardıma gelmiştir, açılış sırasında —- sahiplerinden —————— adını bilmediğim kardeşi de vardı, işin yapılmadığı konusunda hiçbir şey söylemedi, hatta ————————– benden bazı yerlere kablo çekmemi de söyledi, ben bunu önce davacı şirkete söylemeden kendim yaptım, ancak daha sonra davacı şirket yetkilisine söylediğimde oda benim yaptığım işi onayladı, ben davacı şirkette ücretli olarak çalışırım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili Mevcut şekliyle davalının usulüne uygun bir ayıp ihbarı olmadığını, ayrıca keşif ve bilirkişi incelemesi taleplerinin de olmadığını, üzerinden 2,5 yıldan fazla bir zaman geçtiğini, bu nedenle yapılan değişikliklerle birlikte evveliyatının ortaya çıkarılmasının da mümkün olmadığını, dosyanın mevcut şekliyle karara çıkarılmasını, davalarının kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili de davanın reddini talep etmiştir.
İtiraz iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı dava olmakla, tarafların tacir olduğu ve davacı tarafından delil olarak sözleşme, yapılan ödemeler ticari defterler ve yemin deliline dayanıldığı,takip dayanağı taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı alacak olduğu, itirazın niteliği gereğince öncelikle davacı tarafından sözleşme gereğince yapılan işler ve bedellerinin sözleşme gereği ve varsa sözleşme dışı işlerin tespit edilmesi gerektiği, davacı vekili tarafından 06.11.2019 tarihli celsede keşif ve bilirkişi incelemesi talebi bulunmadığı,yapılan değişikliklerle evveliyatının ortaya çıkarılmasının mümkün olmadığı dosyanın mevcut şekli ile karara çıkarılmasını talep ettiği,davacının yemin delililine dayanmış olması nedeni ile davacı vekilinden sorulduğunda yemin delilini de kullanmayacaklarını bildirdiği, HMK 187 maddesi gereğince ispatın konusunun tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve çekişmeli vakıaların dava konusu olduğu ve bu hususların ispatı için de HMK de belirlenen delilleri kullanabilecekleri HMK 188 maddesi tarafından davalı tarafından yapılan bir ikrarın dosyada mevcut olmadığı, HMK 190 maddesi gereğince ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacı tarafından Mahkememize bildirilen delillerin kullanılmayacağının davacı vekili tarafından bildirildiği, yemin delilinin de kullanılmayacağının bildirilmesi nedeni ile davanın ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere,
1-İSPATLANAMAYAN DAVANIN REDDİNE,
2-Peşin alınan 365,18 TL harçtan alınması gerekli 44,40 TL harcın mahsubu ile 320,78 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2019 yılı —— tarifesi uyarınca davalıyararına taktir olunan 3.628,27 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından artan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
6-Hüküm kesinleştiğinde takip dosyasının iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.