Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1013 E. 2021/511 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1013 Esas
KARAR NO : 2021/511
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVADA DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
ASIL DAVADA
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
BİRLEŞEN DAVADA
DAVA TARİHİ :03/11/2017
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
Mahkememizde görülen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Asıl davada, davacı vekili — tarihli dava dilekçesinde özetle; — üzerinde meydana gelen —- kazasında, davacıların desteği —-yönetimindeki — plakalı aracın çarpışması sonucu — vefat ettiği, davacılardan eşi —olan davacı —- babalarının desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik; her bir davacı için ayrı ayrı — olmak üzere toplam — maddi tazminatın davalı —- olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada — tarihli dava dilekçesinde ise; her bir davacı için ayrı ayrı — olmak üzere toplam — maddi tazminatın davalı —davalı — bir davacı için ayrı ayrı— olmak üzere toplam — maddi tazminatın ve davacı eş — diğer davacılar için ayrı ayrı — olmak üzere toplam —– manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı — dilekçesinde özetle; — aracın kaza tarihinde sigorta şirketi —– vadeli olarak sigorta teminatı altında olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde ve temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte olduğunu, ——— şartlarda yapılan değişiklik nedeni ile hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, davacılara tazminat ödemesi yapan müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, kusur oranının tespitinin ve maddi tazminat talebi yönünden hesaplamanın bilirkişi marifeti ile yapılmasını talep ederek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı — dilekçesinde özetle; — plakalı aracın kaza tarihinde ——-vadeli olarak sigorta teminatı altında olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde ve dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte olduğunu,—— değişiklik nedeni ile hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, davacılara tazminat ödemesi yapan müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, kusur oranının tespitinin yapılmasını talep ederek, davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafların sigorta şirketine başvurması gerektiğini, ilgili — başvurulmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, — plaka sayılı aracın ——davanın ihbar edilmesine, dava dilekçesi ve eklerinin ihbar edilen sigorta şirketine tebliğine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle, —– tarihli trafik kazası nedeni ile davacıların, davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Dosyada mübrez bilirkişi heyet raporunda özetle; tüm delillerin hukuki münakaşası, her türlü hukuki tavsif, tarafların, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer istemleri ile IİK Md. 67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri ve nihai kararı tamamıyla — ait olmak üzere; — sıralarında sürücü —sevk ve idaresinde bulunan —- takiben —- istikametine doğru seyri sırasında —- geldiği esnada, sol tarafında bulunan kavşak koluna dönüş yaparak —- katılmak istediği anda idaresindeki aracın sağ ön yan kısımları ile karşı yön istikametinden — gelen sürücü— sevk ve idaresinde bulunan —plaka sayılı otomobilin ön kısımları ile çarpışması, çarpışmanın etkisi ile — plakalı aracın sol arka yan kısımları ile — plakalı aracın sağ arka yan kısımlarına çarpması ve akabinde -plakalı aracın———–seyir yönüne göre yolun soluna doğru savrulup ön alt kısımları ile yaya kaldırımına çarparak aşması ve boş arazide durması sonucu bahse konu trafik kazasının meydana geldiği, —- tarafından düzenlenen raporda; davalı —- sigortalı — araç sürücüsü müteveffa— kazanın oluşumunda % 75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, davalı—— kazanın oluşumunda % 25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, —- tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu hayatını kaybeden—desteğinden yoksun kalan; davacı maktulun esi —toplam —-olduğu, müteveffanın kazanın meydana gelmesinde % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı — plakalı araç maliki ve sürücüsü —-müşterek ve mütesel- silen talep edebileceği maddi tazminatın —olabileceği, ——– olduğu, bu itibarla davacı müteveffanın eşi —-davalılardan talep edebileceği maddi tazminatın bulunmadığı, davalı —- tarihinde yapılan ödeme ile davacının zararının karşılandığı, davacı oğlu —– müteveffanın kazanın meydana gelmesinde % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı —- plakalı araç maliki ve sürücüsü — müşterek ve müteselsilen talep edebileceği maddi tazminatın — olabileceği, davacı — tarihinde ödenen— tazminatın — olduğu, bu itibarla davacı müteveffanın eşi— davacılardan talep edebileceği maddi tazminatın bulunmadığı, davalı —- tarihinde yapılan ödeme ile davacının zararının karşılandığı, davacı——toplam —- kazanın meydana gelmesinde % 75 kusurunun bulunduğunun kabulü ile davalı —- plakalı araç maliki ve sürücümü —- müşterek ve müteselsilen talep edebileceği maddi tazminatın — olabileceği, davacı — tarihinde ödenen — tazminatın — tarihindeki güncel değerinin — olduğu, toplam talep edebileceği — maddi tazminattan — tarihinde ödenen tazminatın güncel değeri —- tenzili ile bakiye maddi tazminat alacağının — olabileceği, dava tarihinin — davalı— davacılara yapılan tazminat ödeme tarihinin —- olduğunun tespiti ile temerrüt tarihinin ve yasal faiz talep edilebileceğinin takdir ve hukuki münakaşası Sayın Mahkemeye olduğu, —-, birleşen davada — tarihli dava dilekçesinde ise; davacı eş — diğer davacılar için ayrı ayrı —olmak üzere toplam —manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, —- tarihli ara kara gereği davalılara açılan tazminat miktarlarının kuruşlandırılmasında davacı vekilinin; ———- manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edildiği, manevi tazminat talebinin tüm hukuki münakaşasının elbette —- Mahkemenin takdirlerinde olduğu, ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, taktirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Asıl ve birleşen dosyadaki maddi tazminat istemleri yönüyle;
Alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacılar vekilinin — tarihli ıslah dilekçesi ile, müvekkili —yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talebini —- yükseltmiş olduğu anlaşılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, olay tarihi itibari ile uygulanması gereken—– düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse —-maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
—–maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. —–bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir —-
Diğer taraftan, —- sayılı kararının gerekçesinde de:
“Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; —— sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Davacıların oğlu, eşi ve babaları olan ölen —- desteğinden yoksun kaldıkları sabittir. Bilirkişi raporunda — plaka sayılı araç sürücüsü müteveffa — %75 oranında kusurlu , — plaka sayılı araç sürücüsü—%25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, davacı maktulun eşi— maddi zararının — olduğu, davalı — ödendiği, davacı maktulun oğlu —olduğu, davalı — Tarafından ödendiği, davacı maktulun ——— göre destek yaşının üzerinde bulunduğu ayrıca —–ayından itibaren prime esas kazancı olduğu anlaşıldığından hesaplama yapılmadığı, davacı maktulun oğlu —-olduğunun belirtildiği, asıl dava devam ederken davalı — ödeme yapıldığı anlaşıldığından davalı—yönünden davanın konusuz kalması sebebiyle reddine karar verilmiş olup, davalı —-yönünden ise davadan önce zarar giderildiği anlaşıldığından reddine karar vermek gerekmiş, davacı—- maddi tazminatın davalı sigorta yönünden dava tarihinden, davalı ——yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine,Birleşen dosyadaki manevi tazminat talebi yönüyle;
Türk Borçlar Kanununun 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Aynı yasanın 50. maddesine göre; zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. TBK 51. maddeye göre; Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Aynı yasanın —–Maddesinde de” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” denilmektedir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. ——-kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. —- hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.” denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; Davalı sürücü meydana gelen kazada %25 oranında kusurludur. Mahkememizce, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, eylemin niteliği ve taraflara atfedilen kusur oranı, tarafların yaşları, davacılarda yaratılan elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile aşağıda belirtilen miktarlarda manevi tazminat taleplerinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
A-MAHKEMEMİZİN—- DAVA DOSYASINDA ;
-Davacılar —–davadan sonra yapılan ödemelerle destekten yoksun kalma tazminatı talebi konusuz kaldığından bu davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı —– destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı —– verilmesine;
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 489,49 TL harçtan, peşin alınan 34,16 TL harç ile 151,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 304,33 TL harcın davalı —- alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı taraflarca dava açılırken yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 34,16 TL peşin harç ve 151,00 TL ıslah harcı toplamı 216,56 TL’ nin davalı ——-alınarak davacı taraflara ödenmesine,
3-Davacı taraflarca yapılan 2.023,70 TL bilirkişi ücreti ve posta giderinin kabul ve red oranı nazara alındığında 988,79 TL nin davalı—— alınarak davacı taraflara ödenmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı—–tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı taraflar yararına maddi tazminat yönünden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı ——- tahsili ile davacı taraflara ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
B-MAHKEMEMİZİN —— DOSYASINDA;
-Davalı —- yönünden tüm davacıların talebinin REDDİNE,
-Davacılar—- davalarının davalı —- yönünden zararları davadan önce karşılandığından REDDİNE,
Davacı —- yönünden talebin kabulü ile 7.165,71 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı — alınarak davacı — verilmesine,
-Davacı —- davacı —davacı— davacı — manevi tazminatın davalı ———-alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 2.197,24 TL harçtan, peşin alınan 174,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.023,04 TL harcın davalı—–alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı taraflarca dava açılırken yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 174,20 TL peşin harç toplamı 205,60 TL’ nin davalı — alınarak davacı taraflara ödenmesine,
3-Davacı taraflarca yapılan 369,00 TL bilirkişi ücreti ve posta giderinin kabul ve red oranı nazara alındığında 232,73 TL nin davalı —– alınarak davacı taraflara ödenmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraflarca sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı —–yararına maddi tazminat yönünden AAÜT uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
6-Davacı taraflar yararına manevi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca 4.824,86 TL vekalet ücretinin davalı —- tahsili ile davacılara ödenmesine,
7-Davacı taraflar yararına kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı —-tahsili ile davacılara ödenmesine,
8-Davalılardan —– yararına, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya ödenmesine,
9-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2021