Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/991 E. 2018/129 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/991 Esas
KARAR NO : 2018/129

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/02/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin davalı ile yapmış olduğu anlaşma çerçevesinde 2011 ve 2012 yılları içerisinde davalı şirketin müteahhitliğini üstlendiği ….. adresinde bulunan …. inşaatında kullanılan mermer kaplamaların mal tedariki ve müvekkili tarafından tedarik edilen kaplamaların montaj işlerini üstlendiğini, bu süreç içerisinde müvekkilinin davalı şirket tarafından kendisine verilen siparişler üzerine alt müteahhit olarak hareket ederek görevini yerine getirdiğini ve ilgili mal ve hizmeti davalı şirkete teslim ettiğini, bu işlemin karşılığında da davalıya karşı bir hakkediş alacağı doğduğunu, müvekkilinin lehine doğan hakkediş alacaklarının, davalı şirket tarafından işin onayı, kabulü ve tarafların varmış oldukları hakkediş tutarı mutabakatına göre doğduğunu ve bu mutabakatlara istinaden müvekkili tarafından 14.11.2011 tarih ve……numaralı, 23.12.2011 tarih ve …. numaralı ve 20.06.2012 tarih ve ……. numaralı faturaların keşide edilerek gönderildiğini, fatura içerik ve bedellerine davalı tarafından hiçbir itirazda bulunulmamış olmasına rağmen, fatura bedellerinin ödenmesi gereken süre içerisinde ödenmediğini, davalı tarafından ilgili fatura bedellerine ilişkin olarak kısım kısım ve herhangi bir temerrüt faizi de uygulanmaksızın müvekkiline ödemede bulunulduğunu, müvekkilinin de davalı şirketi ile aynı sektörde bulunması ve iyi niyetli yaklaşımda bulunması sebebiyle alacağının muaccel olmasının üzerinden uzun bir zaman geçmesine rağmen davalı taraf aleyhine hukuki süreç başlatmadığını, ancak cari hesap dökümünden, tarafların banka kayıtlarından ve taraflara ait ticari defter kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davalının müvekkiline 28.11.2012 tarihinden itibaren herhangi bir ödeme yapmadığını ve halen taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı toplam 141.202,13 TL’lik fatura borcunun 125.591,86 TL’lik kısmını ödediğini, halen ilgili faturalar sebebiyle müvekkilinin davalıdan 15.610,27 TL alacaklı olduğunu, söz konusu borcun davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalının itiraz ettiğim ve takibin durduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle davanın kabulüyle, borçlunun tüm haksız itirazlarının iptaline, takibin İstanbul 2. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, ayrıca haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde harca esas belirtilmediğini, davacının ödenmemiş olduğunu iddia ettiği toplamda 15.610,27 TL alacağı bulunmakta ise dava değerinin belirli olup davacı tarafından bu bedel üzerinden eksik harç ve gider avansının ikmal edilmesi gerektiğini, aksi takdirde davanın usulden reddi gerektiğini, davacının müvekkili şirkete……inşaatında kullanılan mermer kaplamaların ve mal tedariki karşılığında 14.11.2011, 23.12.2011 ve 20.06.2012 tarihli faturalara istinaden müvekkili şirketin fatura bedelinden bakiye kalan 15.610,27 TL bedeli ödemediğini iddia ettiğini, TTK uygulamaları ve Yargıtay kararlarına bakıldığında fatura düzenleyenin karşı tarafa bu faturayı tebliğ etmesi gerektiğini, tebliğ edilmese dahi sevk irsaliyesi ile malın teslim edildiğinin ispatlanması gerektiğini, söz konusu faturalara dayalı alacaklı olduğunu iddia eden davacının öncelikle iş bu faturanın malların müvekkili davalıya teslim edilip edilmediği, edilmiş ise hangi yolla yapıldığının belgelenmesi, şayet belge ibraz edilse dahi ibrazı yeterli olmayıp malların müvekkilin yetkilendirdiği kimseler tarafından teslim alındığını da ispat etmesinin zorunlu olduğunu, buna ilişkin olarak davacı tarafından dosyaya herhangi bir belge sunulmadığını, taraflar arasında ortada bir sözleşme bulunmadığını, dava dosyasında buna ilişkin bir beyan ve belge de olmadığını, davacının her ne kadar müvekkili şirketin borcu olduğundan bahisle icra takibi başlatıldığım belirtmişse de müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığını, davacının kötü niyetli hareket etmek suretiyle müvekkilinden kazanç sağlama çabasında olduğunu, şayet kabul etmemekle birlikte davacının alacak iddiasında ise 2011 ve 2012 yıllarında yapmış olduğu bir iş sebebiyle alacaklı olduğunu iddia ederek 2016 yılında işbu alacak için icra takibine girişmiş olması davacının basiretli ve iyiniyetli bir tacir olarak davranmadığının açık göstergesi olduğunu belirtmiş olup, açıklanan nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen İst. And. 2. İcra Müdürlüğü’nün……. E. sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden 20/06/2016 Tarihinde 16.610,27 TL alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; ihtilafın davacının davalıya vermiş olduğu hizmet karşılığı cari hesap alacağından 15.610,27 TL alacaklı olduğu davalı ise davacı tarafa böyle bir borcu bulunmadığı kendilerine fatura gönderilmediği gibi mal teslimide yapılmadığına ilişkin bir delil sunulmadığından davanın reddini talep ettiği ihtilafın konusunun bu noktalarda toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar ibraz edilmemiş, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez 16/10/2017 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda sonuç olarak; Dava dilekçesi, davacı delilleri, duruşma zabıtları usulüne uygun şekilde davalı tarafa tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı taraf cevap beyanında bulunmamış, kesin süre verilmesine rağmen defter belge ibrazından kaçınmıştır. Davalı tarafın yargılamanın bu aşamasında davacı delili olan hakkediş raporu belgelerine itiraz etmesi halinde bunun değerlendirilmesi Sayın Mahkeme’ ye ait olmak üzere, davacı kayıtlarına yer alan hizmet ifasına ilişkin faturalar, takip konusu alacak tutan İle bunlarla uyumlu olarak sunulan davalı tarafından onaylanmış, tarafımızdan delil niteliğinde olduğu kabul edilen hakkediş raporu belgelerine göre davacının hizmet ifasını ispat ettiği, verilen kesin süreye rağmen defter belge ibraz etmeyen, davaya katılmayan, cevap beyanında bulunmayan davalıya nazaran, davacımn bu şekilde davalı yetkilileri tarafından onaylanmış hakkediş raporlarına kapsamı gereği hizmet ifası ispatlanan faturaların ödenmemiş takip konusu bakiye bedelleri karşılığı 20.06.2016 takip tarihi itibarıyla davalıdan 15.610,27 TL alacaklı olduğu, davacının takip öncesinde faiz talebinin olmadığından bu konuda değerlendirmeye yer olmadığı, mahkemenin kısmen ya da tamamen Davacı/Alacaklının lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş sayılan işlerden olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip tarihinden sonra hüküm kurulacak ana para alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında ıskonto avans faizi talebinin verinde olduğu, icra takibine konu alacağın davacı/alacaklının faturaya dayalı hizmetin ifasına ilişkin oluşması, davalının yetkilileri tarafından onaylı hakkediş raporlarına dayanması, bu şekilde geçerli olan tutardan oluşması, belirli-sabit olması, davalı borçlu tarafından da bilinmesi ve hesaplanması mümkün olması, alacak tutarının yargılamayı gerektirmemesi sebepleriyle, Sayın Mahkeme’ nin davacı alacaklı lehine hüküm kurması halinde; davacının davalıdan 15.610.27 TL asıl atacak üzerinden icra inkâr tazminatı isteyebileceği, takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının: davalı tarafından İstanbul Anadolu…. İcra Müdürlüğü……. E Sayılı dosyasına yapmış olduğu 15.610,27 TL alacak yönünden itirazın iptalini isteyebileceği tespitine yer verilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre;davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu davacı alacaklı tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğünün …….. E. Sayılı dosyası ile takip yapıldığı, ödeme emirnin davalı borçluya 23.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, 28.06.2016 tarihinde yapılan itiraz ile takibin durduğu ve eldeki davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme ve denetime olanak verecek şekilde hazırlanan bilirkişi raporuna göre davacı defterlerinin TTK 64 ve devamı maddeleri ile V.U.K göre usulüne uygun olarak tutulduğu , kayıtların birbirini teyit ettiği davalı tarafından verilen kesin süreye rağmen defter ibraz edilmediği, HMK 222 maddesi gereğince defterlerin takdiri delil niteliğinde olduğu, davacı tarafından takip edilen hesapta taraflar arasında 144.355,12 TL lik alışverişin gerçekleştiği ve davalının davacıya EFT ve çeklerle toplamda 128.744,86 TL lik ödemede bulunduğu, davacı tarafından davalıya 3 adet hakediş kestiği , bu hakediş bedellerinde davalı şirket adına 8 farklı Donay bulunduğu, faturalar ile hakedişlerin birbiri ile uyumlu olduğu, ve davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 15.610,27 TL alacaklı olduğu, bu miktar üzerinde itirazın iptali ile taraflar tacir olmakla bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 S:Y nın 2/2 maddesi gereğince avans faizi işletilmesi gerektiği, davacı tarafından her ne kadar İİK 67 maddesi greğince tazminat talebinde bulunulmuş isede alacak cari hesaba dayalı olup likit olmadığından davacının şartları bulunmayan tazminat talebinin reddi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
Davanın kabülü ile;
Davalının İstanbul Anadolu İcra müdürlüğünün…….. esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 15.610,27 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına takip tarihinden itibaren bu miktara 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanmasına,
Davacının İİK 67/2 maddesi gereğince talep ettiği tazminat şartları bulunmadığından inkar tazminatı talebinin reddine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 1.066,34 TL harçtan, peşin alınan 188,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 877,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 217,74 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 88,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 788,00 TL nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.