Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/950 E. 2021/1055 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/950 Esas
KARAR NO: 2021/1055
DAVA: İtirazın İptali ( Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ: 22/08/2016
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ( Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: İş bu dava —–muhtelif tarihlerde kredi kullandırıldığını; davalılarında bu genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını; kredi borçları ödenmeyince sözleşme hükümleri çerçevesinde kredinin müvekkili banka tarafından kat edildiğini, kat ihtarlarının asıl borçluya ve kefillere ayrı ayrı tebliğ edildiğini ancak sonuç alınamadığını belirterek, davalılar aleyhine—-sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz aldıklarını ve buna dayalı olarak —- dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalıların haksız itirazıyla takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalılardan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama esnasında iş bu icra takibinden doğan tüm hak ve alacaklar temlik alan —- temlik edildiğinden yargılamaya temlik alan şirket devam etmiştir.
SAVUNMA: Her iki davalının müşterek vekili, müvekkillerinin bankaya herhangi bir borcu olmadığını, kefaletteki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, temerrüt ihtarının usulünce tebliğ edilmediğini, icra takibine konan gayri nakdi talepler yönünden davacı bankanın nakde dönüşmemiş teminatları müvekkilleri aleyhine takibe koyamayacaklarını iddia ettiği ayrıca alacak likit değilken inkar tazminatı da istenemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini, davacı yandan da %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyetli takip tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı banka, davalılar lehine —-dosyası üzerinden yaptığı icra takibinde davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları —– dayalı olarak dava dışı ——-tarihinde nakde çevriltildiği belirtilerek gayri nakdi alacak talebi üzerinden icra takibinde bulunmuş, iş bu takibe davalılar süresi içinde herhangi bir borçları bulunmadığından bahisle tüm ferileriyle birlikte itiraz etmişler; itiraz üzerine takip durmuş, iş bu davada bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davalıların imza inkarları değerlendirilmiş olup; imzaları toplanmış, örnek imzaları alınmış, kefaletnamedeki imzalar ile karşılaştırılması için — yönünden kefaletnamedeki imzanın kendisine ait olduğu belirlenmiş,—– imzaları ise,—- olmaları nedeniyle nitelik olarak eli ürünü olup olmadığının tespit edilemeyeceği belirlenmiştir.
Yargılama esnasında davalı —- ölmüş olup, alınan veraset ilamından kendisinin iki mirasçısının olduğu, bunlardan birinin diğer davalı — olduğu, diğer mirasçısının ise, — olduğu tespit edilmiş ve —- davaya dahil edilmiş ise de; ———- sayılı dosyası üzerinden kayıtsız şartsız reddettiği; hükmün kesinleştiği, bu nedenle kefaletten kaynaklı borçtan da sorumlu olmayacağı tespit edildiğinden bu davalı yönünden pasif sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar dahili davalı ——– tarafından dosyaya son celseden önce bir dilekçe gönderilmiş ise de, bu vekil tarafından dosyaya bir vekalet ibraz edilmediğinden karar başlangıcında bu vekilin ismine yer verilememiştir. Kaldı ki, mirasın gerçek reddi doğal olarak murisin ölümü yargılama esnasında gerçekleştiğinden ve reddi mirasta davadan sonra gerçekleştiğinden; davacımızın —– öleceğini bilmesi ve mirasçısı tarafından da reddi miras edileceğini bilmesi mümkün görülmediğinden; bu dahili davalı lehine zaten vekalet ücreti taktir edilemeyeceği nazara alınarak söz konusu vekile vekaletnamesini ibraz etmesi yolunda da bir ihtar çıkarılmamıştır.
Davalı—- itiraz etmiş ise de, mahkememizce raporda kullanılan araç gereç toplanan imzalar ve rapor gerekçesi nazara alınmak suretiyle itiraza itibar edilmemiş olup, kaldı ki, İİK 62/ son madde gereğince icra takibine itiraz ederken takip dayanağı senetteki —-imzayı reddediyorsa bunu itirazında ayrıca açıkça beyan etmesi gerekir. Davalı —- icra takibine itirazda kefaletteki imzasına itiraz etmediğinden ve esasen icra takibinde tüm kredi sözleşmeleri tek tek bildirildiğinden; mahkememizce bu davalının imzaya itiraz savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacı vekili son celsede, —- mirası reddetmesinden dolayı ondan sonra gelen mirasçı yönünden dahili dava etmeyeceklerini gerekirse ayrı dava açacaklarını bildirdiğinden, —– mirasçılarının tespiti ve dahili dava edilmeleri yönünden yeniden bir süre verilmemiştir.
Mahkememizce —– kaynaklı takip tarihindeki alacağın tespiti için önce bilirkişi —- rapor ve ek rapor alınmışsa da; kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacaklarda taraflar arasında kararlaştırılan ödeme planının bu plan çerçevesinde taksitlerin ödendiği süreç içinde geçerli olacağı ancak borçlu taksitleri ödemez ve banka sözleşmeyi kat ederse; o taktirde sözleşme hükümleri çerçevesinde akdi faiz oranlarının ve temerrüt faiz oranlarının tespit edilip buna göre takipteki haklılığın belirlenmesi gerekeceğinden; bu yapılırken de hesap katına kadar akdi faiz oranı, hesap katıyla temerrüt tarihine kadar akdi faiz oranı uygulanmak suretiyle ve temerrüt tarihinde uygulanan bu faizler ana paraya eklenip temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında da temerrüt faizinin hesaplanması gerekeceğinden; bankacı bilirkişi —-rapor ve ek raporunda buna uygun hesaplama yapılmadığından mahkememizce görülen lüzum ve davacı itirazları da nazara alınmak suretiyle bilirkişi değiştirilmiş; bankacı bilirkişi —-rapor ve ek rapor alınmış olup —tarihli ek raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından temlik alınan banka alacağının takip tarihinde taleple birebir — asıl alacağa ulaştığı ancak işlemiş temerrüt faizinin takip talebindeki gibi — olmayıp — olduğu dolayısıyla bunun —–olduğu, ihtiyati hacizde vekalet ücretiyle ihtiyati haciz masraflarının aynı talep edilen miktarlar gibi olduğu mahkememizce belirlenmiş, bunun üzerinden karar verilmiş, gayri nakit talepler yönünden teminat mektubu takipten önce paraya çevrildiği nazara alınarak gayri nakit talepler yönünden takibin aynen devamına karar verilmiş;
Davacı taraf icra inkar tazminatı talep etmiş olup, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların likit olduğu, davalı —- itirazın haksız olduğu nazara alınarak inkar tazminatına hükmedilmiş; davalı vekili her ne kadar kötü niyetli takip tazminatına hükmetmişse de reddedilen kısmın sadece işlemiş temerrüt faizinin bir kısım miktarından kaynaklandığı davacı bankanın icra takibi başlatmakta kötü niyetli olmadığı nazara alınarak kötü niyetli takip tazminatına hükmedilmemiş,
Tüm bu gerekçelerle aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın dahili davalı—- yönünden mirası reddetmiş bulunduğundan pasif sıfat yokluğundan dolayı REDDİNE,
Davanın davalı—– yönünden KISMEN KABULÜ ile;
Davalı —- sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile,
Takibin nakdi alacaklar yönünden:—-ihtiyati haciz vekalet ücreti ve— ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam —- üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde istenen faiz cinsi ve oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına,
Takibin depoya esas gayri nakit talepler yönünden: Gayri nakit talepler yönünden icra takibinin aynen DEVAMINA,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
5.042.382,39 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalı —-alınarak temlik alan—–verilmesine,
Alınması gereken 406.720,60 TL harçtan peşin olarak alınan 72.415,12 TL karar harcının mahsubu ile eksik 334.305,58 TL ilam harcının davalı —- alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan 72.444,32 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile 18 normal tebligat 17 elektronik tebligat masrafı 273,50 TL’nin —- ve bilirkişi inceleme ücretleri 3.500,00 TL’nin ve adli tıp gideri 1.135,00 TL kabul ve ret oranı gereğince 4.874,93 TL’lik kısmının toplamı 77.319,25 TL yargılama giderinin davalı —alınarak temlik alan —– verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa temlik alan davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 148.165,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı— alınarak davacı—verilmesine, —-
Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından ve maktu vekalet ücreti de reddedilen kısmı geçemeyeceğinden 1.827,59 TL vekalet ücretinin de davacı —— alınarak davalı —- verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılardan —- vekilinin yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———–Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 30/12/2021