Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/827 E. 2018/1178 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/827 Esas
KARAR NO : 2018/1178
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/214
KARAR TARİHİ : 27/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREKÇE : Davacı vekilinin mahkememize açtığı dava ——– Esas – ——– Karar sayılı dosyası ile incelenmiş olup;
” Dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketi uzun yıllardır pek çok zincir firmanın iç ve dış dekorasyon işlerini yürüttüğünü, müvekkili şirket yetkilisinin davalı şirket yetkilisiyle tanışarak ———— olmak üzere toplam 460 m2 olan 2 adet mağazanın tüm dekorasyon, iç – dış tasarım ve proje işini müvekkili firmanın yapması konusunda sözlü anlaşıldığını, müvekkili şirketin her iki mağazanın projelerini eksiksiz olarak çizerek uygulanması için davalı şirkete ilettiğini, tarafların iş bedeli olarak 70.800 TL ödenmesini kararlaştırdığını, davalıya fatura kesip gönderdiklerini davalının, 15.000 TL’yi banka kararıyla ödediğini, bakiyesini ödemeyince icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkilinin kararlaştırıldığı gibi her iki mağazanın uygulama projesi, elektirik projesi, mekanik projesi, yerleşim ve görülmüş planı, tasarım ve konsept çizimleri, kesitler ve detayların tamamını çizdiğini, yıllardır bu işi yapan müvekkilinin sırf proje çizimi için metrekare birim fiyatı olarak talep ettiği birim fiyatın 80 dolar civarında olduğunu, müvekkilinin ——– belirlediği asgari ücretlerle bağlı olmadığını, ———Mağazalarına kesilen faturaların emsal teşkil ettiğini, davalıya kesilen faturaların iade edildiğini ileri sürerek borçlu hakkında İst. And. 9. İcra Müdürlüğü’nün ——– E. Sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatılan takibe itirazın iptaline davalının %20 inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı tarafın iddiasının aksine sahibi bulunduğu iki adet mağazanın tüm iç ve dış tasarım ve proje işleri için anlaşılmadığını, sadece iki mağazanın iç dekorasyon proje çizimlerinin davacı şirket tarafından yapılması konusunda sözlü anlaşmaya varıldığını, bu kapsamda davacının iç dekorasyon projelerinin çizimini yapıp internet ortamında müvekkiline gönderdiğini bunun dışında hiçbir hizmet vermediğini, sonraki tüm işleri müvekkili şirket sahibinin Mimar olan kızı tarafından gerçekleştirildiğini, taraflar arasında —— mağazalarına uygulanan bedeline esas alınacağına dair bir anlaşma yapılmadığını, davacı tarafın yazılı anlaşma yapmaktan kaçındığını, davacı şirketle hiçbir şekilde bahsedilen proje çizimi dışında teknik ve danışmanlık hizmeti alınmadığını, davacının talep ettiği miktarda alacağının bulunmadığını, somut olayda metrekare birim fiyatının ——-asgari ücret tarifesine göre belirlenmesi gerektiğini, bu doğrultuda yaptıkları ödemenin tarife ile belirlenen miktarların üzerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir,
Davanın hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olduğu nazara alınarak;
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen İst. And. 9. İcra Müdürlüğü’nün ——— E. sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafın alacaklarının tahsili için icra takibi başlattıkları, davalı tarafın süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında davalıya ait Gaziantep, Kahramanmaraş illerinde bulunan 2 adet mağazanın dekorasyon proje çizimi için sözlü anlaşma yapıldığı, davacının proje çizimlerini tamamlayarak projeyi uygulayacak olan davalı şirket sahibinin kızının sahibi olduğu şirkete gönderildiği ve dava dışı şirket tarafından uygulandığı ve davalı tarafından iş bedeli olarak davacıya 15.000,00 TL ödendiği ihtilafsız olup uyuşmazlığın taraflar arasında kararlaştırılan ve fiilen yapılan işin tespiti ile yapılan iş bedellerinin takip tarihi itibarı ile talep edilen miktar kadar olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle teknik ayrıntıları gösterilen ve dosyada mübrez olan 30/01/2015 tarihli bilirkişi heyet raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporun sonuç bölümünde; TBK’nun 481. Maddesi uyarınca sözleşme konusu işin belirlenmesinde projenin hazırlandığı İstanbul İli fiyatının esas alınması gerektiği, —— ve ———– Mağazalarına ait iki adet iç mekan düzenlemesi proje bedeli olarak ——-ı mimari iç mekan düzenlemesi ve donanımı tasarımı hizmetleri şartnamesi ve ücret tarifesine göre ödenmesi gereken 24.464,90 TL + KDV bedelin tutarı 28.868,58 TL bedelden davalının davacıya ödenen bedel mahsup edildiğinde bakiye takip tarihi itibariyle talep edebileceği miktarın 13.868,58 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; taraflar arasında yazılı eser sözleşmesinin bulunmadığı, dosya ibraz edilen delillerden ve özellikle taraflar arasındaki yazışmalardan tarafların 2 adet mağazanın iç mekan proje hizmetlerine ilişkin sözlü anlaşma yapıldığı, davacının belirlenen anlaşma kapsamında davalıya hizmet verdiği, davacının ayrıca danışmanlık hizmeti vermediği gibi danışmanlık hizmeti olarak ileri sürdüğü işlerin kararlaştırılan işlerin kapsamında kaldığı, TBK’nun 481. Madde hükümleri kapsamında 2012 yılı için mimarlık asgari proje bedeli üzerinden yapılacak hesaplamanın yaklaşık maliyet olarak belirlenmesi gerektiği, bu doğrultuda bilirkişi heyetince yapılan işler bedelinin hesaplandığı, her ne kadar bazı sonuç rakamlarda konulan virgülün yerinin hatalı olmasına rağmen bu maddi hatanın sonuca etkili olmadığının tespit edildiği, bilirkişi heyetince belirlenen baki alacak miktarının dosya kapsamı ve TBK hükümlerine uygun olduğu, davacının fazlaya dair alacak iddialarını yasal delillerle inandırıcı şekilde kanıtlanamadığından, davacının, davalıdan icra takip tarihi itibariyle bilirkişi raporunda tespit edildiği miktarlarda alacağı bulunduğu anlaşıldığından; davalının icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline karar verilip, 13.868,58 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş;
Mahkememizce verilen bu kararı davacı vekili temyiz etmiş;
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5091 Esas – 2016/2386 Karar sayılı hükmü ile;
“Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Eser sözleşmeleri, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmelerdir. Somut olayda davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesine göre eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir. Dairemizin bu konudaki yerleşmiş içtihatları ve doktrinde kabul edildiği üzere bundan anlaşılması gereken, işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayicine göre bedelin belirlenmesidir.
Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu ihtilâfsız olup; uyuşmazlık, iş bedelinin tutarının ne olduğu konusundan kaynaklanmaktadır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de; hükme esas alınan 28.01.2015 günlü bilirkişi heyeti raporunda davacı yüklenicinin iş bedeli, ——— Şartnamesi ve Ücret Tarifesi’ne göre saptanmış olup, rapordaki hesaplama yöntemi somut olaya uygulanması gereken TBK 481. maddedeki düzenlemeye uygun olmadığından, bu rapor esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesi gereğince işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre davacı yüklenicinin hakettiği iş bedeli hesaplattırılıp, bulunacak bu bedelden her iki tarafın kabulünde ve ihtilâfsız olan 15.000,00 TL ödeme düşülerek davacının bakiye alacağı olup olmadığının saptanmasından ve sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.”
Gerekçesi ile hükmü bozmuş;
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş; bozma ilamı doğrultusunda bilirkişilerden rapor ve ek rapor alınmış;
Bozma ilamı doğrultusunda yapılan incelemede; davacının haketmiş bulunduğu iş bedelinin 18.998,00 TL olduğu, bundan davacıya ödenen 15.000,00 TL’nin mahsubu ile davacının talep edebileceği bedelin 3.998,00 TL olduğu tespit edilmiş;
Her ne kadar bozulan ilk kararı sadece davacı taraf temyiz etmişse de; karar tebliğinin davalı şirket vekiline çıkarıldığı, tebligatta “muhatap şirket yetkilisinin ofis dışında olduğunu beyan eden daimi çalışan işçisine tebliğ edilmiştir” şeklindeki tebligatın usule aykırı olduğu; davacı tarafın temyiz dilekçesinin usulünce tebliğ edilmesinin ise, karar tebliği yerine geçmeyeceği; bu nedenle davalının yönünden bir temyiz olmamasının davacıya kazanılmış hak bahşetmeyeceği; Yargıtay bozma ilamı ile de hükmün ortadan kalktığı nazara alınarak artık davacının talep edebileceği bedel 3.998,00 TL olduğu gözetilmek suretiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün ———- Esas sayılı takip dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile,
Takibin 3.998,00 TL üzerinden ve bu bedele takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca avans faizi işletilmek suretiyle devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali davasının reddine,
Alacak eser sözleşmesinden kaynaklandığı için; bu tür sözleşmeden doğan alacağın kathi hak edişe bağlanması halinde likit olacağı; davamızda da kathi hak ediş bulunmadığı için davacının inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
Davalının kötü niyetli takip tazminatı talebininde; davacı takipte kötü niyetli olduğu kanaatine varılmadığı için REDDİNE,
Alınması gereken 273,10 TL harcın peşin olarak alınan 673,95 TL’den mahsubu ile 400,75 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanmış kabul edilen yargılama giderlerinden 298,50 TL’nin tamamının ve bozmadan önce yapılan 2.098,00 TL yargılama gideri ile bozmadan sonra yapılan 6 davetiye gideri 72,00 TL ve bilirkişi inceleme ücreti 1.200,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince 183,90 TL’sinin toplamı 482,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereği, davacı lehine hesaplanan nispi vekalet ücreti maktunun altında kaldığından 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden ise, 5.997,88 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.27/11/2018