Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/81 E. 2018/482 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/81 Esas
KARAR NO : 2018/482

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ : 09/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı kooperatifin …. günlü 44/1 sayılı yönetim kurulu kararı ile haksız rekabete giriştiği gerekçesi ile kooperatif üyeliğinden ihraç kararı verdiğini, kararın Kartal ….Noterliğinin 05/08/1988 tarihli … no.lu ihtarnamesi ile gönderildiğini, tebligatın usulüne uygun tebliğ edilmediğini, tebligatın kooperatifte kayıtlı adresine yapılmadığını, usulsüz şekilde … Karaköy adresine yapıldığını ve tebligat memurunun imzasının olmadığını, kardeşi …. da davalı kooperatifin ortağı olduğunu ve kooperatif işleri ile kardeşinin uğraştığını, bu sebeple kendi fiili durumunu sorma gereğini duymadığını, kooperatife yaptığı başvuru üzerine Kasım 2015 tarihinde durumdar haberdar olduğunu, usulüne uygun tebligat yapılmadığından kooperatif üyeliğinin devam ettiğini, …. tarihli 44/1 sayılı ihraç kararının iptali ile kooperatif üyeliğinin devam ettiğinin tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatif ile olan yazışmalarında kullandığı adrese ihtarnamenin gönderildiğini, bu adresin …… Karaköy olduğunu, davacının 28/07/1986 tarihinde gönderdiği borç bakiyesi ile ilgili yazısında bu adresin kullanıldığını, çıkarma kararının da bu adrese gönderildiğini, kooperatif tarafından davacının yönetim kurulu üyesi olduğu ……ye gönderilen faturanın da aynı adrese gönderildiğini ve davacı tarafından teslim alındığını, ihraç tebligatının davacının yönetim kurulu üyesi olduğu …… adresi olduğunu, dolayısı ile davacının haberi olmadığı iddiasının haklı olmadığını noter kayıtlarında da tebligatın usulüne uygun olduğunun anlaşıldığını, davacının kardeşi….. da aynı tarihte kooperatif üyeliğinden çıkartıldığını, davacının ihraç kararının tebliğinden itibaren 3 ay içinde iptal davası açmadığını veya genel kurula itiraz etmediğini ve yönetim kurulu kararının kesinleşmiş olduğunu,
anasözieşmenin 14’ncü maddesinde üyelikten çıkarma nedenlerinin sayıldığını, davacının kooperatif düzeni içinde yapmış olduğu çalışmayı bırakarak, kooperatif dışı ve hatta bir başka kooperatife mal sattığını, kirası kooperatifçe ödenen depoyu fiilen tasarrufuna aldığını ve haksız rekabete giriştiğini, bu sebeple üyeliğine son verildiğini, davacının 02/07/1988 tarihli tutanakta çakıl yüklü gemiyi kurallara aykırı olarak ……. firmasının depolarına fişsiz olarak boşalttığını, davacının imzası ile .. ……. antetli 04/07/1988 tarihli yazı ile kooperatifin deposundaki, kooperatife ait kum ve çakılın kaldırılmasını istediğini, depodaki kum ve çakılın tesbitine gidildiğ0ini ve 400 metreküp kum ve çakıl olduğunun tutanakla belirlendiğini, tutanağın…….firması adına davacının kardeşi … tarafından imzalandığını, sonuç olarak ihraç kararının haklı olduğu ve tebligatın usulüne uygun olduğunu açılan davanın reddi gerektiğini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle davacının kooperatif üyeliğinin tespiti talebine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafın davalı kooperatif üyeliğinden … tarih 44/01 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarıldığı uyuşmazlık konusu olmayıp uyuşmazlık üyelikten çıkarılmaya ilişkin kararın usülune uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, davacı yanın tebligatı ne zaman öğrendiği yönetim kurulu kararının iptali ile davacının üyeliğinin tespitinin hukuken kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, davalı kooperatif defterleri üzerinde inceleme yapılmak için gün tayin edilerek dosya üzerinde Mali Müşavir ve Kooperatif Uzmanı bilirkişilerden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez 11/10/2017 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; “Davacı … davalı kooperatifin ortağı iken yönetim kurulunun 02/08/1988 sayılı 44/1 no.lu yönetim kurulu kararı ile ihraç edilmiştir. Davalı kooperatifin ortaklık pay defteri (üye kayıt defteri) Kartal ….Noterliğinin 14/09/1983 tarihli…… yevmiye nuarası ile tasdik edilmiş olup, bu defterin 3’ncü sahifesinde 17 sıra numarasında davacı kayıtlı olup, kayıt tarihi 28/09/1983’dür. Üye kayıt defterindeki kayıtlı adresi …….
Davalı kooperatifin yönetim kurulu karar defteri Kartal ……..Noterliğinden 16/05/1988 ……. Y.no ile tasdik edilmiş olup, defterin 31’nci sahifesinde 02/08/1988 tarihli 44/1 sayılı kararla davacı ortaklıktan ihraç edilmiştir. Bu ihraç kararı davacı ortağa 03/08/1988 tarihinde Kartal …….Noterliğinin …..lu ihtarı ile gönderilmiştir. İhtarnamenin gönderildiği adres ……… Davalı kooperatif bu adresin davacı ile yapılan başka yazışmalarda kullanılan adres olduğunu ve bu adrese daha önce başka konularda gönderilen tebligatların davacı tarafından alınmış olduğunu, dolayısı ile ihraç kararının da bu yazışma adresine gönderildiğini ve yapılan tebligatın geçerli olduğunu savunmuştur. Tebligat parçasının tetkikinden bu adreste davacının bulunamaması sebebi ile tebligatın ……. Muhtarlığına yapılmış olduğu ve komşusu …… haber bırakıldığı yazılıdır.
Kooperatiflerde ortakların kooperatife bildirmiş oldukları adresler ortağın tebligat adresi olup, ortak tarafından herhangi bir adres değişikliği bildirilmediği sürece tebligatların bu bildirilen ortak adresine yapılmış olması asıldır. Davacının kooperatifte kayıtlı adresi ise ……… olup, bu adresin değiştirildiğine dair ortak tarafından herhangi bir bildirim yapılmamış ve bir kayıt düşülmemiştir, Dolayısı ile ihraç kararı ile ilgili tebligatında ortağın kooperatifteki kayıtlı adresine yapılması gerekir. Ortağın başka yollarla böyle bir tebligatın yapılmış olduğunu bilmesi sonuca etkili olmayacaktır.
Yapılan tebligatında Tebligat Kanunu ve yönetmeliğe uygun yapılmış olması da bir geçerlilik şartıdır. Somut olayda davacıya yapılan tebligat davacının, kooperatife vermiş olduğu adreste yapılmamış ve davacıda halen aynı adreste bulunduğunu iddia etmiştir.
Davalı kooperatif tebligatın davacı ile yapılan sair bir işlemde davacının kullandığı (yazdığı) adrese tebligat gönderildiğini iddia etmişse de, dosya içinde sureti bulunan bu tebligatın ……adresine gönderildiği, davacının adreste bulunmaması nedeni ile muhtarlığa tebligatın bırakıldığı ve…….ı adlı şahsa haber verdiği yazılıdır. Tebligat parçasında davacının bu adreste bulunmama sebebi yazılı olmadığı gibi komşu…….. da böyle bir beyanı ve tebligatı alıp almadığına dair bir imzası mevcut değildir. İmzadan imtina ettiğine dair bir tebliğ memuru beyanı da yoktur. Dolayısı ile yapılan tebligat usulüne uygun olmayacağı hususu mahkemenin takdirindedir.
Davalı kooperatif, davacı ortak hakkında 02/08/1988 tarihinde ihraç kararı almıştır. Davacı bu karardan sonra 22/01/2016 tarihinde ihraç kararının iptali davasını açmıştır. Aradan 18 sene geçmiştir ve bu süre zarfında davacı kooperatif ile hiçbir ortaklık ilişkisinde bulunmamış ve genel kurul toplantılarına iştirak ettiğini de iddia etmemiş hatta kooperatif işleri ile kardeşinin uğraştığını ve kendisinin ilgilenmediğini beyan etmiştir. Oysa kardeşi ……. aynı tarihte ihraç edilmiş bulunmaktadır. Kooperatif ana sözleşmesinin 59’ncu maddesi ortaklara her yıl ürün teslim etme zorunluluğu getirmiş olup, bu taahhüdü yerine getiremeyen ortağın yazılı olarak başvurma zorunluluğunu getirmiş bulunmakta olup, davacının kooperatifle ortak ilişkilerini devam ettirdiğine dair bir belge de mevcut değildir. Bu durumda davacı 18 yıl gibi bir dönemde kooperatif ile herhangi bir ortaklık ilişkisini devam ettirecek işlemde bulunmamıştır” değerlendirmeleri sonucunda davacı …’un, davalı kooperatiften ihracı ile ilgili verilmiş bulunan 02/08/1988 tarihli 44/1 sayılı yönetim kurulu kararının iptali ile ilgili taleplerinin Yargıtay uygulamaları karşısında haklı bulunmadığı sonucunda varılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçelere göre; davanın 1163 Sayılı Yasa gereğince açılan kooperatif ortaklığından ihraçla ilgili ihraç kararının iptali davası olduğu,davanın 02.08.1988 tarih 44/1 nolu Yönetim Kurulu kararı ile ihraç edildiği, davacının 28.09.1983 tarihinde davalı kooperatif üyesi olduğu ve üye kayıt defterine kaydedildiği, davalı kooperatif tarafından ihraç kararının davacıya ihtarname ile davacının kooperatif kayıtlarında bulunmayan …… adresine gönderildiği, yapılan bu tebliğinde TK. 21 maddeye uygun olmadığı, ancak davacı hakkında verilen 1988 tarihli ihraç kararından sonra davanın açıldığı 2016 yılına kadar 18 yıl boyunca davacı tarafından herhangi bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, davacı tarafından kooperatif ile kardeşi ……. ilgilendiğini iddia ettiği ancak aynı tarihte davacı kardeşinin de davalı kooperatiften ihraç edildiği, Kooperatif ana sözleşmesinin 59. Maddesinde ortaklara her yıl ürün teslim etme zorunluluğu getirildiği, davacının ihraç ve dava tarihi arasında ortaklık ilişkisinin devamı için herhangi bir belge ve kayıt da bulunmadığı uzman bilirkişi tarafından verilen raporda da bu durumun değerlendirildiği ve Yargıtay 11.H.D. Uygulamalarının da bu yönde olduğu , davacının talebinin M.K 2 maddesi gereğince hukuk düzenince de korunamayacağı anlaşılmakla davalı kooperatif tarafından verilen ihraç kararının kesinleştiği anlaşılmakla davanın Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın Reddine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.