Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/720 E. 2021/55 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/720 Esas
KARAR NO: 2021/55
DAVA : Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat Davası
DAVA TARİHİ : 10/06/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, —- tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı müvekkilinin yaya olduğunu, davalı sigorta tarafından— teminat altına alınan —- plakalı aracın ona çarptığını; müvekkilinin her iki bacağından yaralandığını ve malul kaldığını; kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu bildirerek; davalı sigorta şirketinin müvekkilinin maddi zararından sorumlu olduğunu iddia etmiş; fazlaya dair haklarını saklı tutarak geçici ve sürekli iş gücü kaybı sebebiyle şimdilik —davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, müvekkili sigorta şirketinin kaza esnasında —– plakalı aracın —–olduğunu ancak sorumluluklarının sigorta poliçesiyle sınırlı olduğunu ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru halinde mevcut olacağını bildirmiş; kusur yönünden rapor alınmasını sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması halinde davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle tazminat davası olup; sigortalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasına yöneltilmiştir. Kara Yolları Trafik Kanunu gereği aracın zorunlu sigortası yaralananın uğrayacağı zararı tazminle mükellef olup ancak bunun için sigortalı araç sürücüsünün bir miktar dahi olsa kusurunun bulunması ve yaralananın maddi tazminatı gerektirecek şekilde malul kalması ya da geçici iş gücü kaybına uğramasına bağlıdır.
Bu çerçevede mahkememizce, davacının tedavi evrakları toplanmış, kusur yönünden ve zararı yönünden bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Davacı yönünden alınan —- raporuyla kazadan dolayı davacımızın %40 oranında sürekli iş gücü kaybına uğradığı kalan iş gücüne ise 9 aylık bir tedavi sonrasında kavuşacağı belirlenmiş ise de;
Mahkememizce alınan kusur yönünden raporda; uzman makine / trafik bilirkişisi—- araç sürücüsü —- yönetimindeki —- plakalı — seyir ederken demir parmaklıklarla bölünmüş yolda —- yakındaki yaya geçidini kullanmayan ve demir parmaklıklar üzerinden atlayarak ya da parmaklıklar arasından geçerek kendi güvenliğini emniyet altına almayıp, kontrolsüzce taşıt yoluna giren davacı yayanın kazada tam kusurlu olduğunu, Kara Yolları Trafik Kanununun 68/b/1 ve Kara Yolları Trafik Yönetmenliğinin 138/b/1 maddelerinde açıklanan kusurları işlediğini; sürücünün kusursuz olduğunu bildirdiği; rapora itiraz üzerine bu kez mahkememizce dosyanın —-gönderildiği; —- vermiş olduğu raporda da davacımızın benzer gerekçelerle kazada %100 kusurlu olduğu, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün hiç kusuru bulunmadığı yönündeki tespitler sonunda; her ne kadar davacı vekili bu kez de — rapor alınmasını talep etmişse de, dosyamızda tekli ve uzman bilirkişi raporuyla —— çelişmediği; kaldı ki, yaya geçidine çok yakın bir yerden davacımızın demir parmaklıklarla bölünen yola bu parmaklıkların üzerinden atlayarak ya da aradan geçmek suretiyle ve yolu da kontrol etmeksizin araç yoluna çıktığı ve kazanın bu şekilde meydana geldiği sabit görüldüğünden; bu oluşa göre sigortalı araç sürücüsünün kusuru mümkün görülmediğinden mahkememizce kazadaki tüm kusurun davacı yayada olduğu kanaatine varılmıştır.
Sigortalı araç sürücüsünün bir miktar dahi kusuru olmaması nedeniyle; davalı sigorta şirketinin zarar tazminiyle sorumlu olmadığı, davacının talebinin bu nedenle reddi gerektiği belirlenmiş olup aşağıdaki hüküm tesis olmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Ret harcı maktu olduğundan baştan alınan 29,20 TL ilam harcının mahsubu ile eksik 30,10 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Yargılama giderlerinin tamamı davacı tarafından karşılanmış bulunduğundan üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kalırsa davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, davalı lehine hesaplanan nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinin altında kaldığından ve maktu vekalet ücreti de asıl alacaktan daha yüksek olamayacağından 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi. Açıkça okunup usulen tefhim olundu.29/01/2021