Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/702 E. 2019/297 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/702 Esas
KARAR NO: 2019/297
DAVA : İflasın Ertelenmesi
DAVA TARİHİ : 07/06/2016
KARAR TARİHİ : 14/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İflasın Ertelenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili olan şirketlerin son yıllara kadar ticari faaliyetlerini başarıyla sürdürdüklerini ancak son yıllarda dünya genelindeki ekonomik kriz ve ülkemizin ekonomik durumu nedeniyle sıkıntı içine düştüklerini; ekonomide şirketlerin iflası halinde zincirleme şekilde olumsuz etki ortaya çıktığından ve iflasın alacaklılar yönünden de mağduriyet yarattığından; zor durumdaki firmaların öncelikle yaşatma çabalarının arttığını, ülkemizde de 2000’li yıllarda getirilen iflas erteleme kurumu ile hem borçluyu hem de alacaklıyı ekonomide yaşatmanın hedeflendiğini; borca batık durumda olup ciddi ve inandırıcı iyileştirme projesi sunan ve uygulayan firmalara alacaklılar yönünden iflasının hemen açılmasına göre daha kötü hale gelmemesi şartı ile iflasın ertelenmesi şansının tanındığını; davacı şirketlerin borca batık hale geldiğini ancak borca batık hale gelmiş olmakla birlikte ekte sunulan iyileştirme projesi uyarınca alınacak önlemler sonucu şirketlerin borca batıklıktan kurtulma ümidinin bulunduğunu, bu durumun alacaklıların da lehine olacağını belirterek; İİK’nun 179. vd. Maddeleri uyarınca davacı şirketlerin iflasının ertelenmesini ve dava sonuçlanana kadar ihtiyati tedbir yoluyla davacı şirkete kayyım atanmasını, şirket aleyhine açılmış ve açılacak icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, şirketin mal varlığının korunması için gerekli diğer yasal tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya müdahale talep eden müdahiller; ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilip, davacı şirketlerinde iflasına karar verilmesini beyan etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Mahkememizde görülmekte olan dava hukuki itibariyle TTK’nun 376/3-377 ve İİK’nun 179. Maddeleri uyarınca açılan davacı şirketlerin iflasının ertelenmesi talebine ilişkindir.
Davacı şirketlerin ———Müdürlüğünden sicil dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde her iki şirketinde faaliyet merkezinin mahkememizin yetki ve görev alanı içinde kaldığı tespit edilmiştir.
Yöntemine uygun olarak duruşma açılmış, davacı şirketlerin ve müdahillerin kanıtları toplanmış; uyuşmazlık konuları belirlenerek toplanan deliller çerçevesinde sonuca gidilmiştir.
TTK’nun 373/3 ve İİK’nun 179. vd. Maddeleri uyarınca şirketin aktifleri borçlarını karşılamaya yetmediği taktirde, şirketin yönetim kurulu bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur. Bu durumda şirketin doğrudan doğruya iflasına karar verilir. Ancak, idare ve temsil ile yetkili şirket mensupları ya da alacaklılarından biri şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasının ertelenmesini isteyebilirler. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir. Bu yasal düzenleme çerçevesinde davacılar vekilinin müvekkili şirketlerin borca batık halde olduğunu bildirmiş, ancak iyileştirme projesi sunarak iflasın ertelenmesini talep etmiştir. İflasın ertelenmesi yönünde başvuru yapılması hususundaki yönetim kurulu kararları da her bir şirket yönünden ibraz edilmiştir.
İflas erteleme talebi İİK’nun 166. Maddesi uyarınca usulen ilan edilmiş, davacı vekili tarafından iflas avansı yatırılmıştır.
İflasın ertelenmesi kararı verilebilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmekte olup; koşullardan ilki şirketlerin borca batık olmasıdır. Şirketin borca batık olması demek, şirket aktiflerinin, şirket borçlarını karşılamaya yetmemesi ve pasiflerinin aktiflerinden fazla olması demektir. TTK’nun 376/3 maddesi uyarınca düzenlenecek ara bilançonun aktiflerin piyasa değerine göre hazırlanması ve borca batıklığın buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Davacı vekili sunduğu ara bilançoyu bu şekilde hazırladığını beyan etmiş, mahkememizce de davacı şirketlerin aktifinde yer alan stok ve demirbaşların uzman bilirkişi eli ile inceleme tarihi itibariyle piyasa değerleri araştırılmış ve teknik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporu, ek 1 ve ek 2 raporu alınmıştır.
11/02/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek 2 raporunda, şirketlerin uzmanlık sahası da nazara alınmak suretiyle tayin edilen bilirkişi heyeti aktiflerin piyasa değerlerine göre borca batıklık hali ve iyileştirme projesinin gerçekçi olup olmadığının denetlenmesi amacıyla davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde ve yerinde mallar üzerinde hazırladığı raporla her iki şirketinde halen borca batık olduğunu tespit etmişlerdir.
İflas erteleme kararı verilebilmesi için ikinci koşul, şirketin borca batıklıktan kurtulmasını olanaklı kılan ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesinin bulunması ve şirketlerinde bu projeye uygun faaliyetlerine devam etmeleri olup; davacı vekili dava dilekçesi ile birlikte her iki şirket yönünden iyileştirme projesini sunmuş; mahkememizce HMK’nun 389 ve İİK’nun 179.a-b maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı vermiş, tedbir kararı ile birlikte davacı şirkete kayyım atanmış ve kayyımlar periyodik olarak mahkemeye şirketin işleyişi hakkında raporlar sunmuşlardır. Gerek borca batıklık konusunda uzman bilirkişi heyetinin rapor ve ek raporları gerekse aylık alınan kayyım raporlarında da açıklandığı üzere davacı şirketlerin iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı olduğu, bu projeler çerçevesinde sermaye koyma borçlarının şirket mensuplarınca yerine getirildiği; proje çerçevesinde şirket faaliyetlerinin sürdüğü ve bu şekilde faaliyetlerin devamı halinde her iki şirketinde borca batıklıktan kurtulma ihtimalinin bulunduğu rapor edilmiş olup; mahkememizce de bu konuda vicdanı kanaate varılmış;
Davacı şirketler fevkalade mühletten yararlanmamış, tüm dosya kapsamına göre davacı şirketlerin borca batık oldukları, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu ve buna göre her iki şirketinde borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğu, şirketlerin mevcut iş hacmi itibariyle iflasının ertelenmesi halinde alacaklılarının durumunun kötüleşmeyeceği bilakis erteleme süresi sonunda alacaklarına kavuşma ihtimallerinin dahada artacağı kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
——- Müdürlüğünde —-sicil nosu ile kayıtlı olan ——— tarihinde kurulan — Vergi Dairesinde —- vergi numarası ile kayıtlı bulunan ve ——– adreslerinde bulunan ———–‘nin;
——— Müdürlüğünde —–sicil nosu ile kayıtlı olan —– tarihinde kurulan ———Vergi Dairesinde ——-vergi numarası ile kayıtlı bulunan ve ———- adreslerinde bulunan ———nin;
İflaslarının İİK’nun 179 ve 179/b maddeleri uyarınca 14/03/2019 gününden itibaren 1 YIL SÜRE İLE ERTELENMESİNE,
İİK’nun 179/a maddesi uyarınca şirketlerin ortaklar kurulu şirket müdürü ve temsilcilerinin her türlü karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyım onayına bağlanmasına,
Kayyım olarak resen mali müşavir —— Yüksek Gıda Mühendisi — ———– atanmalarına,
Kayyımlara öncelikle şirket mal varlığının ve borçlarının defterlerini düzenlemek suretiyle görevleri arasında alacaklar arasında eşitliğin bozulmamasının gözetilmesine ve şirket mal varlığının azaltılmasının önlenmesi ile iyileştirme projesinin uygulanmasının gözetilmesine,
Davacı şirket organlarının kambiyo senedi düzenlemek dahi her türlü işlemlerinin ve tasarruflarının kayyımlar tarafından iyileştirme projesi çerçevesinde onaya tabii tutulmasına,
Şirket faaliyetlerinin kayyımlar tarafından sürekli olarak gözetim ve denetim altında tutulup bu amaçla haftada en az iki kez kayyımların şirket merkezlerinde çalışma yapmasına,
Kayyımlara üçer aylık dönemlerde ve bir yıllık sürenin sonunda her bir şirket için ayrı ayrı mahkememize rapor sunmalarına,
Erteleme kararının İİK’nun 179/a-son maddesi yollamasıyla 166/2 maddesi uyarınca ilanına, ilan giderinin mevcut avanstan karşılanmasına, erteleme kararının İİK’nun 166. Madde uyarınca ilgili tapu sicil müdürlüğüne———Müdürlüğüne, ——Müdürlüğüne— Müdürlüğüne, ————- Odasına, ——–Başkanlığına ve ——– bildirilmesine,
İİK’nun 179/b.2 maddesindeki sınırlar içinde rehinli alacaklar için başlatılmış ve başlatılacak rehnin paraya çevrilmesi ile takip hakkı hariç olmak üzere ve İİK’nun 206,. Maddesi uyarınca birinci sırada yer alan alacaklarının takip hakkı saklı kalmak kaydıyla 6183 sayılı kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere davacı aleyhindeki tüm icra takiplerinin İİK’nun 179/b uyarınca durdurulmasına, bu yönde verilen tedbirin devamına,
Kayyımlar için aylık her bir şirket yönünden 1.000,00’er TL olmak üzere 4.000,00 TL ücret taktiri ile görevin başlangıcından itibaren davacı tarafça aylık periyotlarla kayyımlara ödenmek üzere vezneye depo edilmesine,
Dava maktu harca tabii bulunduğundan maktu harçtan eksik 15,20 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Davanın niteliği gereği tüm giderleri davacı tarafından karşılanan dosyada yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansı kaldığı taktirde davacılara iadesine,
Davanın niteliği gereği taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair karar, Davacılar Vekili Av——– bank vekili Av. ———– vekili Av. —-,—- vekili Av.——- vekili Av.——— bankası vekili Av.———. Av. ——— vekili Av. ——–, — vekili Av. ——–Bankası vekili Av.——– vekili Av. —- vekili Av. —– yüzlerine karşı, mazeretli kabul edilen Müdahillerden ——— Bankası vekilinin, ——– AŞ vekilinin, —— vekilinin, – vekilinin, —— Bankası vekilinin, ———. Şirketi vekilinin ve——-. Şirketi vekilinin yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.14/03/2019