Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/688 E. 2018/1302 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/688 Esas
KARAR NO : 2018/1302

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 03/06/2016
KARAR TARİHİ : 20/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı ———————— %50 oranında hissedarı olduğunu, geriye kalan %50 hissenin ise diğer davalı …’ya ait bulunduğunu; davalı …’nın aynı zamanda şirketin müdürü olduğunu; müvekkilinin ise daha önceki şirket müdürü olduğunu; davacının davalı şirkete konut inşaatı yapılması ve satılarak kar elde edilmesi amacıyla ortak olduğunu, davalı limited şirketinin kuruluşundan önce ve kuruluşundan sonra şirket ile ilgili konuların davalı …’nın babası ———- ile görüşüldüğünü; … ve babası tarafından müvekkilinin kandırıldığını, şirketin kuruluşu sırasında davalının sermaye payınında davacı tarafından ödendiğini, davalı ortağın kısa sürede bu tutarı davacıya ödeyeceğini söylemesine rağmen ödemediğini; davacının müdürlüğü esnasında şirketin menfaatine uygun taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını; müdürlüğün davalıya devrinden sonra diğer kat malikleri ile sözleşme imzalaması çalışmalarının yarım bırakıldığı, davalı ortağın şirket müdürlüğünün ve ortaklığın gereklerini yerine getirmediğini, şirket işleri ile ilgilenmediğini, davacıyı babasına yönlendirdiğini, babasınında davacı ile görüşmediğini, davalı ortağın şirketin zararına hareket ettiğini, kendisi ile iletişim kurulmasının çok zor olduğunu; davalı ortağın kısa sürede iade edeceğini söyleyerek şirket hesabından babasına 300.000,00 TL verdiğini, davalı şirketin pasif bir duruma sokulduğunu; söz konusu bu durumların Kadıköy ———. Noterliğinden 24/05/2016 tarihinde —– yevmiye numarası ile ihtar gönderilmek suretiyle davalı ortağa bildirildiğini; ancak davalının babası tarafından davacının “ekonomik çöküntüye uğratılmakla” tehdit edildiğini, davacının bunun üzerine İStanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının ———— soruşturma numarası ile davalı ve babası hakkında suç duyurusunda bulunduğunu; tüm bunlar nedeniyle ortaklar arasına ihtilaf girdiğini artık müvekkilinin davalı şirkette ortaklığını sürdürmesinin imkansız olduğunu; davalının şirketin hisselerini devretmediğini, kendi hisselerini de devralmak istemediğini; bu nedenle şirkete gerek kendisi gerekse davalı ortağın çıkması suretiyle tek ortaklı olarak devamınında mümkün görülmediğini; şirketin gayri faal ve kar getirmeyen bir durumda bulunduğunu, bu sebeple fesih ve tasfiyesine karar verilmesini, bu uygun görülmediği taktirde davacının payının rayiç değeri karşılığında ortaklıktan ayrılmasına izin verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA : Davalı …, kendisine karşı böyle bir dava açılamayacağını ileriye sürerek husumet itirazında bulunmuş; müdürlük yaptığı dönemde şirket adına kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, kat maliklerinden ikisinin sözleşmeyi imza etmemesi nedeniyle inşaata başlanamadığını, bu nedenle şirketin hiç bir faaliyette bulunamadığını, davacının imzaları tamamlatma işini yerine getirmediğini, sözleşme imzalamayacak arsa sahiplerinin bulunduğu anlaşıldığında da müdürlük görevini kendisine devrederek şirket müdürlüğünden kaçtığını, kendisi müdür olduktan sonra imzaların tamamlanması için azami gayret gösterdiğini ancak sonuç alamadığını; bundan dolayı kendisinin sorumlu olmadığını; davacının kat maliklerine vermesi gereken teminatları ve yapılması gereken harcamaları karşılamayı kabul etmediğini, bu nedenle şirkete zarar verenin bizzat davacının kendisi olduğunu, davacının davalı şirketin feshini talep etmesinin sebebinin para olduğunu, paranın davacı tarafından çekilmesi üzerine iadesini istemesinin uyuşmazlığı genişlettiğini; babası tarafından 300.000,00 TL alındığı iddiasının gerçek olmadığını, kendisinin hissesini çok düşük bir bedelle davacıya devretmeye hazır olmasına rağmen davacının bunu herhangi bir ücret ödemeksizin gerçekleştirmeye çalıştığını; davacının iddia ettiği sermaye bedelininde müvekkilinin ödediğini, davalı şirketin çalışmadığı ve iş yapmadığı iddiasınında doğru olmadığını, on bir milyon TL tutarında bir iş anlaşması yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunduğu;
Davalı şirket vekilininde, son celse duruşmaya gelerek davanın reddini savunduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, TTK’nun 636/3 maddesi gereğince şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesi davasıdır. TTK’nun 636/5 maddesi gereğince sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağına ilişkin atıf nedeniyle de TTK’nun 536/3 maddesi gereğince tasfiye memuru atanması ve TTK’nun 540 – 541 – 542 – 543 – 544 -545 ve 546 maddeleri gereğince davanın değerlendirilmesi gerektiği belirlenmiştir.
Mahkemece, davalı şirketin sicil kayıtları çıkartılmış, ana sözleşmesi celp olunmuş, davacının gösterdiği tanıklar dinlenmiş; uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış, taraf delilleri toplanıp tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Mahkememizce dinlenen tanıklar yeminli beyanlarında; davalı şirketin davacı ve davalı arasında kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde bir apartmanın yıkılması ve yeniden yapılması amacıyla kurulduğu, ortaklarının amacının bu tür inşaatları alıp, inşaatları yapmak ve müteahhit karı olarak elde edeceği karı bölüşmek olduğu; bu çerçevede bir apartmanın yıkımı ve yapılması için kurulan şirket tarafından riskli yapı raporu alındığını, ön çalışmalarının tamamlandığını; davacı ile davalının babası ————tarafından işlemlerin yürütüldüğünü ancak daha sonra kat maliklerinden bir kısmı ile anlaşma yapılamadığını, şirkete davacı tarafça konan sermayeninde davalının babası tarafından kullanılması üzerine ihtilafların başladığı; davacı ile diğer ortak olan —— arasında ve ——— babası arasında ihtilafların gittikçe büyüdüğü, şirketin bir süre sonra hiç bir faaliyetinin kalmadığı beyan edilmiştir.
Mahkememizce, davalı şirketin kayıtlarınında incelenmesine karar verilmiş, davalı tarafa inceleme gününde kayıtlarını hazır etmesi için usulünce ve sonuçları belirtilerek ihtar yapılmasına rağmen davalı şirket kayıtlarını ibraz etmediği için davacının fesih ve tasfiye için ileriye sürdüğü sebeplerin davalı şirketin kayıtları üzerinden incelenememiştir.
Ancak, dinlenen davacı tanıkları beyanından ve davalı tarafın cevaplarından, taraflar arasındaki savcılık şikayetinden, aralarındaki görülen davalardan ve davacının davalı ortak aleyhine açmış bulunduğu ve davalı ortak tarafından konulması gerekirken davacının karşıladığı sermaye bedeline ilişkin İstanbul Anadolu ——-. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/297 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu tespitleri ile, davalı ortağın sermaye borcunuda ödemediği, davalı ortağa düşen sermaye borcunun davacı tarafından ödenip, ancak davalıdan alınamadığı; tüm bunların taraflar arasındaki ihtilafı büyüttüğü; davalı şirketin kuruluş amacı olan ve kentsel dönüşüme girip yeniden inşaası yapılacak binalar yönünden de bir gelişme sağlanamayıp, şirketin faaliyetsiz kalması, bunun aksine şirketin faaliyette bulunduğuna dair herhangi bir sözleşme ya da gelir elde etmesine dair davalı tarafın hiç bir delil ibraz edememesi nazara alındığında; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı şirketin kayıtlarının ibraz edilmemesi sebebiyle davacının hissesi karşılığında çıkması yönünden hisse bedelinin belirlenemediği; esasen ekonomik faaliyetleri duran ve kar getirmeyen şirketler yönünden fesih ve tasfiyenin daha uygun bir çözüm olacağı nazara alınarak; mahkememizce davacı ortağın artık bu şirkette ortak olarak devam etmesinin beklenemeyeceği; diğer ortakla arasında çıkan ihtilafların bu sonucu yarattığı; davacı yönünden şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi şartlarının doğduğu nazara alınarak davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ancak bu tür davalarda şirket yöneticisinin / ortağının hasım olmayacağı, ona husumet yöneltilemeyeceği nazara alınarak davalı diğer ortak yönünden açılan davanın husumetten reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davanın, davalılardan … yönünden husumetten REDDİNE,
Davanın, davalı şirket yönünden KABULÜ ile;
İst. Tic. Md. ———– sic. No ile kayıtlı olan ——- Şti. Nin TTK 636/3 md. Gereği haklı sebeple FESİH VE TASFİYESİNE,
TTK nun 636/5 md. Atfı nazara alınarak TTK 536/3 md. Gereği şirkete mahkemenin taktiri ile mali müşavir ——- nun tasfiye memuru olarak atanmasına,
Karar kesinleştiğinde tasfiye memurunun işe başlatılmasına,
Davacı tarafın tasfiye memurlarının ismine ilişkin talebinin davacı ortak yönünden şirketle olan husumeti diğer tasfiye memurunun ise ne iş yaptığı ve meslek grubu belli olmadığından reddine,
Tasfiye memurunca TTK 540 vd. Md. Ne göre tasfiyenin tamamlanmasına,
Tasfiye memuruna aylık 2.500,00 TL ücret taktirine, ücretin davacı tarafça karşılanmasına,
Hüküm özetinin ———— şirket kaydına şerh edilmesi için gönderilmesine, ayrıca karar kesinleştiğinde de gönderilip, keyfiyetin ilanının bildirilmesine,
Dava maktu harca tabii bulunduğundan, dava açılırken karşılanan peşin ilam harcının mahsubu ile eksik 6,70 TL harcın davalı şirketten tahsiline, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 58,40 TL harç ile 8 davetiye gideri 96,00 TL ve bilirkişi inceleme ücreti 4.500,00 TL’nin toplamı 4.654,40 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınıp, davacıya verilmesine; ( aleyhine açılan dava husumetten reddolunan davalıya çıkarılan tebligat giderleri katılmadı ) karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki ———– gereğince, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davalı şirketten alınıp, davacıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekili ve davalılardan şirket vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.