Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/680 E. 2022/208 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/680 Esas
KARAR NO: 2022/208
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2016
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
Mahkememizde görülen Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı —-tarihinde hırsızlık olayı gerçekleştiği, işyerinden boş çekler, nakit para ve hamiline yazılı davacıya verilmiş — adet müşteri çekinin çalındığı, bununla ilgili karakol tutanaklarının mevcut olduğu, ayrıca savcılık suç duyurusu
yapılmış, failler yakalanamadığından daimi arama kararı çıktığı, davacının nezdinde bulunan —müşteri çekinin çalınmasından dolayı — dosyasından çek iptali davası açılarak ihtiyati tedbir kararı alındığı, — hiç bulunamayan ve ibraz edilemeyen çeklerle ilgili çek iptal kararı alınmış olup bir kısım çekler yönünde dosyanın tefrik edildiği, —-sayılı çek iptali davasının —-celsesinde dava konusu çeklerden, —— ait keşideci —- doğrusunun — bedelli çek ortaya çıkmış olduğundan— tarafından çek istirdat davası açılması için —haftalık kesin süre verildiği, çek çalındığı
gün bankalara haber verildiği ve ihtiyati tedbir kararının hemen bankalara ulaştırıldığı, davalı basiretli
bir tacir gibi davranıp çeki bankaya sordurmadığı, sordurmuş olsaydı bankanın bu bilgiyi vereceği, çekin 3.kişi elinde olması iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı, çekin davacı elinden hırsızlık neticesinden çıkmış olduğu ve çeklere sahte imzalar atılarak ciro yapıldığı, dava konusu çekin davacı firmaya ticari —- neticesinde verildiği, ticari ilişkiyi ve çekin davacıya verildiğini ispatlayan delillerin mevcut olduğu, sunulan nedenlerle; fazlaya ilişkin tüm dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, öncelikle —-dosyasından alınan tedbirin devamına, davanın kabulü ile —- çekin istirdatına karar verilmesini ve davalı tarafından davacıya teslimine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, dava dilekçesinde işyerinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucu davaya konu çekin çalındığını, bu sebeple
çekte yetkili hamilin kendisinin olduğunun tespitini talep ettiği, her ne kadar davacı tarafa davaya konu çekin meşru hamili olduğunu ileri sürmekte ise de; TTK’ nın 790.maddesi karşısında yetkili hamilin çeki elinde bulunduran kişi olduğunun açıkça ortada olduğu, bunun aksinin ancak 792.madde uyarınca çeki fiilen elinde bulunduran çeki iktisap ederek kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispatla ortaya
konabileceği, davalı —– şirketi olup ticari faaliyetlerini mevzuatın sıkı şartları altında yürütüldüğü, her ne kadar davaya konu çekleri edinme sebebini açıklama yükümlülüğü bulunmadığı, ve ispat yükünün davacı tarafa düşse de, 6361 sayılı ———kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilmeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez.” Bu durumda ticari faaliyet kapsamına giren bir —-dayalı olarak tamamı ile mevzuata uygun bir biçimde davaya konu kambiyo senetlerini edinen davalı hasım tutan huzurdaki davanın reddi gerektiği, ispat yükü karşı tarafa düşmekte ise de davalı şirketin davaya konu çeki hangi hukuki dayanağa göre elde ettiğine ilişkin
belgeleri — takdirine sunduklarını,—-savunmamızı destekler
nitelikte olduğu, düzgün ciro silsilesine göre yetkili hamil aynı zamanda çekin —- konumunda bulunan kişi olup davacının meşru hamilin kendisi olduğu yönündeki iddiası kambiyo hukuku açısından desteksiz olduğu, çeklerin rıza dışı elden çıkmış olması, hatta çalındığının ispatlanması dahi ciro silsilesi ne göre yetkili hamil konumunda bulunan kişinin kötü niyeti yahut ağır kusuru ispatlanmış olmadıkça istirdat yahut tespit talebinin kabulü için başlı başına yeterli olmadığı, —uzun yıllardan bu yana süregelen yerleşik uygulaması ve güncel kararlarının da bu yönde olduğu, davalı şirketin davaya
konu çeki müşterilerine iade edeli — yakın bir süre geçtikten sonra istirdat davasına muhatap olmasının mümkün olmadığı, bu aşamadan sonra davada taraf değişikliğine kesinlikle muvafakat etmemekle beraber davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline
karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava , davacının dava konusu
çekten dolayı davalıya borcunun bulunmamasından dolayı istirdat talebine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın dava konusu çek nedeniyle davacı tarafından zayi nedeniyle iptal davası açılmış olan —– sayılı dava dosyasında verilen karar uyarınca — bu davanın açıldığı, davanın istirdat davası olduğu, dava konusu çekin çalıntı olup olmadığı, çekte davacıya ait olduğu iddia olunan ciro ve imzanın davacıya ait olup olmadığı, dava konusu çekle ilgili olarak yetkili hamilin kim olduğu hususlarında noktasında uyuşmazlığın toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için dosya üzerinde inceleme yapmak suretiyle dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; Somut olayda, dava konusu çekin keşidecisi keşidecisinin— tarafından, davacı — keşide edildiği, çekin —sırasıyla; davacı—
cirolarının bulunduğu, Dava dışı —davacının kendi
defterlerinde cari hesap ilişkisinin bulunduğu, dava konusu çeki —– Alacak kaydettiği, davacı şirket ile dava dışı—-şirketinin geçmişten süregelen ticari ilişkilerinin bulunduğu görülmüştür. Dava konusu çekin ciro silsilesinde davacıdan sonra ilk sırada yer alan —- davacı şirketin kendi defterlerinde fatura, çek, senet, v.b işlemlere ilişkin bir harekete, ticari ilişki emaresine rastlanmamış, eş deyişle davacı şirketin kendi kayıtlarında ——ilişkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, davacının defter ve belgelerinin incelenmesi, — bilirkişiye verilen görev ile sınırlı olarak —- tahakkuk eden değerlendirme neticesinde; Davacı —- Tacir olan davacı şirketin incelenen—- ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, TTK ve VUK hükümlerine göre ticari defterlerin usulüne uygun
tutulduğu, Dava Konusu —–Bulunmadığı Yönünden: dava konusu keşide edilen —adet, toplamda – tutarındaki çekin davacının kendi defterlerinde raporun — kısmında
izah edildiği gibi kayıtlı olduğu, bu kayıtların dava dışı —-
ile öteden beri ticari ilişkilerinin devam ettiği, ancak davacı şirketin ticari defterlerinde, dava konusu çekin ciro silsilesin de davacıdan sonra birinci sırada olan —– bulunup bulunmadığına ilişkin yapılan incelemede; davacı şirket defterlerinde fatura, çek, senet, v.b işlemlere ilişkin
herhangi bir kayıt, ticari ilişki emaresine rastlanmamış, eş deyişle davacı şirketin, davalı ile ve dava dışı kayıtlarında —-ticari ilişkisinin bulunmadığının tespit edildiği, —- tarihli ara kararında—- içerisinde taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu yıllara ilişkin ticari defterler ve kayıtların bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişinin iletişim kaydı ile e-mail adresinin dosyaya yazılı olarak açıklanmasına, kayıtları ibraz etmedikleri takdirde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları karşı tarafın
delillerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında TTK 83, 84, 85 ve HMK 219-222 maddelerinin uygulanacağı hususunun ihtarına…” karar verilmiş olmasına rağmen——–defter ve belge ibrazında bulunulmadığından inceleme yapılamamıştır.
Davacının dava konusu çek ile ilgili istirdat talebine ilişkin takdirin — ait olduğu kanaatlerine ulaşılmıştır.
Yukarıda yapmış bulunduğum açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve6100 sayılı HMK ’nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, kanaatini bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava davacının dava konusu çekten dolayı davalıya borcunun bulunmamasından dolayı istirdat talebine ilişkin olup, davacı taraf çekin istirdadını talep etmiş ise de Davalı —— şirketinin, —-imzaladığı,—- istinaden çeki müşterisinden aldığını beyan ettiği, dosyada sözleşme ve faturaya ilişkin kayıtların mübrez olduğu, bu nedenle ——- şirketinin araştırma ve inceleme yükümlülüğünün alacağın dayandığı belgelerin denetlenmesi ile sınırlı tutulması gerektiği, … şirketinin çeki kötü niyetli iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusurlu olduğunun TTK’nun 790. ve 792.maddeleri kapsamında eldeki delillere göre ispat edilemediği, TTK’nun 687. maddesinde düzenlenen imzaların istiklali ilkesi gereğince ve aynı yasanın 598. maddesi uyarınca çek istirdadına yönelik talebin yerinde olmadığı, çekin davalı tarafça müşterine iade edildiği, dosyada çekin dava dışı —teslim edildiğine ilişkin belgenin mevcut olduğu, —- tarafından dava konusu çekin davalıdan alındığını beyan edildiği, TTK 792.maddesi uyarınca açılan çek istirdadı davasında davacının dava konusu çekin hamili olduğunu ve çekin rızası dışında elinden çıktığını, davalı tarafın da çeki iktisabında kötü niyetli olduğunu ispatlaması gerekir. Somut olayda davacı taraf asıl davaya konu çekin rızası dışında elinden çıktığını ve davalının çeki iktisabında kötü niyetli olduğu hususunu usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır. Çek aslı ibraz edilemediğinden dolayı çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yapılmamıştır. TTK’nun 677 maddesi uyarınca ciro imzalarının görünüşte var olması yeterli olup, ayrıca ciro imzalarının sıhhatini araştırması mükellefiyeti mevcut değildir. Bu itibarla, lehdar olan davacının cirosunun gerçekte lehdara ait olmaması ciro silsilesinin koptuğu anlamına gelmez. —- —- kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler.” hükmü gereğince dosyada —— sözleşmesine ek olarak faturaların sunulduğu, dava konusu çekin davalıda olmadığı, kaldı ki davalıda olsa bile davacı taraf davalının çeki iktisabında kötü niyetli olduğu hususunu usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığından ve Davacının —- bu davayı davalıya açamayacağı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜ K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
DAVANIN REDDİNE,
1-Peşin alınan 247,63 TL harçtan alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubu ile 166,93 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2022 yılı AAÜT tarifesi uyarınca davalı yararına taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
3-Dahili davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2022 yılı AAÜT tarifesi uyarınca davalı yararına taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak dahili davalıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK 333ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin ve dahili davalı vekilinin yüzlerine karşı, diğer tarafların yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 23/03/2022