Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/457 E. 2018/1216 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/457 Esas
KARAR NO : 2018/1216
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2016
KARAR TARİHİ : 11/12/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin taraflar arasında imzalanan Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi ve Temizlik Hizmet Sözleşmesi gereğince, davalı şirket merkezinin danışmanlık ve temizlik hizmetlerini yürüttüğünü, her iki sözleşme yönünden de fatura ödemelerinin, fatura tarihinden itibaren 20 gün içerisinde yapılması ve yirmi günü geçen ödemelerde her hafta için %5 faiz tahakkuk ettirileceğinin kararlaştırıldığını, buna göre işverenin vadesi aşan ödemelerde yüklenici olan müvekkiline vade farkından kaynaklanan gecikme faizi ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşmelerin ve hizmetlerin başlangıç tarihleri olan 02.11.2015 tarihinden bitiş tarihi olan 29.02.2016 tarihine kadar ödemeleri sürekli olarak geç aldığını ve işbu gecikmeden kaynaklı faiz alacağını ————.Noterliğinin—– tarih —–yevmiye nolu ihtarname ile davalı şirketten talep ettiklerini, davalı tarafından müvekkiline gönderilen cevabi ihtarname ile herhangi bir borçlarının olmadığını bildirerek taleplerine itiraz ettiğini, davalı ile anlaşmanın mümkün olmadığının anlaşılması üzerine hizmet sözleşmesi uyarınca vade farkının faturalandırılarak davalı şirkete göderildiğini, davalının faturayı kabul etmeyerek iade ettiğini, davalı tarafın gecikme faizini kabul etmemesi ve fatura iadesinin, sözleşme şartlarına aykırı olduğunu iddia ile toplamda 11.358,96 TL vade farkından doğan gecikme faizine ilişkin fatura alacağının temerrüt tarihinden itilaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Karşı Davaya verdiği cevap dilekçesinde; davalı yanın sözleşmeye ve hukuka aykırı beyan ve savunlarının kabulünün mümkün olmadığı gibi müvekkiline isnadı mümkün olmayacak ve mesnedi belirsiz olan bir takım alacak taleplerinin müvekkilinden tahsili ve hatta alacaklarından mahsubu talebinin, esas davalarının sürüncemede bırakmaya ve uzatmaya matuf bir dava niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirket içerisindeki hizmet dönemi içerisinde kötü ifa veya özensiz çalışması ve yahut lavabo ve banyo bataryalarına elektrik düğme panellerine zarar vermesinin söz konusu olmadığını, karşı davacının bu hususta keşide etmiş old8uğu ihtarın da maddi bir dayanağının olmadığını, hizmet ilişkisinin son bulması ve yerin sözleşme betiminde davalı tarafa teslimi ile davalı tarafça her türlü kontrollerin yapıldığını ve herhangi bir problem tespit edilmeksizin sözleşmenin taraflarca feshedildiğini, dolayısıyla müvekkilinin hizmetin ifa edildiği şirket adresini terk etmesinden sonra bir takım arıza veya zararlar olduğu iddiası ile müvekkiline alacak isnadında bulunmasının kanunen mümkün olmadığı gibi iyi niyetli de olmadığını, iddia edilen bu arızaların müvekkili şirketten kaynaklandığı yönünde ellerinde hiçbir emare ve delil bulundurmayan davalının açıkça karşı bir alacak yaratma çabasına girerek sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmaya çalıştıklarını savunarak davalı-karşı davacının haksız, yersiz ve kötü niyetli olarak açmış olduğu karşı davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki temizlik, danışmanlık ve güvenlik hizmetleri sözleşmesinin karşılıklı olarak 10.2.2016 tarihinde sonra erdirildiğini, sözleşme gereğince davacının ücretlerinin düzenli olarak ödendiğini, müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz olarak sözleşmenin sona ermesi nedeniyle maddi menfaat temin etmek için müvekkilinden catering malzeme yatırımı yaptığı gerekçesiyle e-mail ile 9.708,00 TL haksız talepte bulunduğunu, bu talebin hukuksuz olduğunun anlaşılması üzerine sözleşmenin karşılıklı feshi nedeniyle ticari ilişkinin sona ermesine rağmen geçmişe dönük faiz hesabı yapılmak suretiyle gönderilen ihtarname ile faiz borcu adı altında 9.626,24 TL’nin talep edildiğini, davacıya gönderdikleri cevabi ihtarname ile herhangi bir borçlarının bulunmadığını bildirdiklerini, davacının vade farkı talep ettiği dönemde sözleşmelerinin karşılıklı olarak feshedildiğini, kaldı ki aksi bile kabul edilse, bu tip vade farkı taleplerinin bir sonraki aya fatura edilmesi gerektiğini, aksi takdirde talep hakkının ortadan kalkacağını, ihtarnameye cevap verilmesi üzerine bu defa vade farkı faturası düzenlendiğini, faturanın kabul edilmeyerek iade edildiğini, öte yandan davacının temizlikte kullanılan asitli kimyasalının şirketin malzemelerine zarar verdiğini, verilen zarar miktarının 11.031,82 TL olduğunu, zararın ödenmesinin ihtarname ile istendiğini, öte yandan münfesih sözleşmenin 5.maddesinin davacının sonradan fatura düzenlemesine engel olduğunu, zira anılan sözleşmede “ödeme gecikmelerinde beher hafta için %5 faiz tahakkuk ettirilerek müteakip hizmet ayında işveren faturasına ilave edileceği veya ayrıca faturalanacağı” düzenlemesi bulunduğunu, davacının sözleşme sırasında böyle bir fatura düzenlemediğini, geçersiz ve fahiş sözleşmeye dayalı talebin haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı dava olarak verilen zararlar nedeniyle 11.031,82 TL’nin 01.04.2016 ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalının almış olduğu hizmet karşılığı yaptığı geç ödemelerden kaynaklı faiz alacağının tahsiline ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında temizlik ve danışmanlık hizmeti verildiği ve hizmetin karşılıklı olarak sona erdirildiği ihtilafsız olup ihtilafın davacının hizmet verdiği sürede hizmet bedelini geç alıp almadığı geç almış ise bundan kaynaklanan faiz alacağı bulunup bulunmadığı karşı davada ise davacı karşı davalının verilen hizmet sırasında davalıya zarar verip vermediği ve miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir —–için asıl dava yönünden, karşı dava yönünden İnşaat Mühendisi ———- ve Kimya Mühendisi —ve Mali Müşavir ——-oluşan 3 kişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş isede karşı dava yönünden bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle herhangi bir inceleme yapılmamış, asıl dava yönünden bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
Dosyada mübrez mali müşavir bilirkişi ——— raporunda özetle; davacının incelenenen ticari defterlerinde alacak iddiasına kanıt gösterdiği 29.3.2016 gün 926316 sayılı KDV dahil 11.358,96 TL tutarlı vade farkı faturasını varsayım olarak sözleşmeye uygun düzenlendiği kabul edilse bile, anılan fatura dahil davacının akdi ilişki boyunca kestiği toplam fatura tutarının 72.315,06 TL, buna karşılık davalının toplam ödemesinin 87.000,00 TL olduğu, anılan faturası da dahil olmak üzere davacı şirketin davalıya ticari defterlerinde 14.684,94 TL borçlu gözüktüğü, varılan bu sonuç gereği vade farkı faturasının üzerinde durulmasına gerek olmadığı, davacının kendi aleyhine delil teşkil eden ticari defterlerinde anılan faturası dahil davalıya borçlu gözüktüğünden, alacak iddiasını ticari defterleriyle kanıtlayamadığı kanaatine varıldığını, asıl dava yönünden görev verildiğinden, karşı dava üzerinde durulmadığını bildirmiştir.
Asıl dava faturanın geç ödemesinden kaynaklanan faiz alacağının davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediği , karşı davada ise hizmetin gereği gibi yapılmamasından kaynaklanan bir alacak talebi olup olmadığı hususunda olduğu, asıl dava yönünden mali müşavir bilirkişi marifeti alınan rapora göre taraflar arasındaki akdi ilişkinin ihtilafsız olduğu,her iki tarafın HMK 222 maddesi anlamında ticari defterlerinde davacının kestiği toplam fatura 72.315,06 TL olup davalının ödemelerinin 87.000,00 TL olduğu davacı tarafından talep edilebilecek bir alacağının bulunmadığı asıl davanın reddi gerektiği, karşı dava yönünden yapılan incelemede davalıya geç ve ayıplı hizmet yönünden 14.02.2018 tarihli celsede bilirkişi incelemesi yapılmasına ve davalı tarafında inceleme için bilirkişi ücretini delil avansı olarak yatırması konusunda kesin süre verilmiş ancak inceleme gününe kadar karşı davacı tarafından ücretin karşılanmadığı anlaşılmakla karşı dava yönünden bu delilin incelenmesi mümkün olmadığından karşı davanın da ispatlanamadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Karşı davanın da ispatlanamadığından REDDİNE,
3-Taraflarca yapılmış yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Asıl dava yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
5-Karşı dava yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
6-Asıl dava yönünden, alınması gereken 35,90 TL red karar ve ilam harcından peşin ödenen 193,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 158,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı-karşı davalıya iadesine,
7-Karşı dava yönünden, harç yatırılmamış olduğundan 35,90 TL başvurma harcı ile 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 71,80 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/12/2018