Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/396 E. 2021/379 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/396 Esas
KARAR NO : 2021/379
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 04/04/2016
KARAR TARİHİ: 28/04/2021
Mahkememizde görülen Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili Sayın Mahkemece sunduğu—— dilekçesinde özetle, davacıların davalı şahıslarla birlikte davalı limited şirketin ortağı olduğunu, davacıların iki kardeş olan davalı şahıslara ulaşamadığını, davalıların borçlarından ötürü kaçtıklarını davalı şirketin de ——- faaliyetinin bulunmadığını, şirketin merkezimin bulunduğu binanın da yıkıldığını, şirketin kamu borçlarının da bulunduğunu, davacıların ortaklığı sona erdirmek istediklerini ancak davalı ortaklara ulaşamadıkları için bunu gerçekleştiremediklerini, ortakların biraraya gelemediklerini ileri sürerek davacıların davalı limited şirketin ortaklığından ayrılmalarına izin verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılar ——– kayıt tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların gerçeği yansıtmadığını, tarafların aynı mahallenin çocukları olduğunu, davalıların kaçmadığını, davacıların davalıların adreslerini bilmiyoruz iddiasının doğru olmadığını, şirketi borç batağına sokan usulsüz işlemlerle şirketten mal kaçıran davalıları kandıran ve zarara sokanların bizzat davacılar olduğunu, davacıların dükkanları babalarının, daireleri damatlarının üzerine bedelsiz olarak geçirdiklerini, davacıların davalıları kandırarak şirkete zarara sokmaları nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunulacağını, şirketin kapandığı iddiasının da doğru olmadığını, halen ——- faaliyette olduğunu, davacıların şirket kapandı demelerine rağmen ——- yılında fatura kestiklerini, davacıların şirket ortaklığından ayrılmadan önce şirketin borçlarını ve şirkete vermiş oldukları zararı ödemek zorunda olduklarım, davacıların şirketi borç batağına sürükleyerek şirketin zarar etmesine sebep olduklarını ileri sürerek haksız yere açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle davacıların ve davalıların davalı ——– hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacıların davalı şirketten ortaklıktan ayrılmaları hususunda yasal koşulların oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
—tarihli ara kararımızla dosyanın——- tevdine karar verilmiştir.
Dosyada mübrez heyet bilirkişi raporunda özetle; Dosya içeriğinden davalı şirketin —– itibanyla öz kaynağından daha fazla borcu bulunduğu tespit edildiğinden finansal yapısının riskli olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir şirkette davacıları güven duygusunu kaybettikleri davalılarla ortaklığı sürdürmeye zorlamak, mevcut ve ileride doğacak kamu borcundan hisseleri oranında sorumlu tutmak ve bu yükü uzun yıllar taşımaya zorlamak ekonomik hayatın gerçekleri ile bağdaşmayacağından haklı sebeple şirket ortaklığından ayrılabilecekleri düşünülmekle birlikte davalı şirketin kayıtlan incelenemediğinden, güncel mali durumunun detayının dosya içeriğinden anlaşılamadığından, ayrılan ortağın payının hangi şirket varlığından ne şekilde ödeneceği, ortakların şirkete borç/alacak durumlarının belirsiz olduğundan ve davalı şirketin sermayesinin azaltılması halinde alacaklılarının alacağını tahsil etmesinin tehlikeye düşüp düşmeyeceği tespit edilemediğinden davacıların haklı sebeple ortaklıktan ayrılmasının kabul edilmesinin mümkün olmadığı düşünülmektedir. Sayın mahkemeye sonuç ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
—- tarihli duruşmanın —nolu ara kararı gereğince kayyum atanıp atanmayacağının ara karar olarak değerlendirilmesine karar verilmiş olup; —— tarihli ara karar ile ; ”Davanın TTK 638/2.maddesi gereğince Limited Şirketten çıkma davası olduğu, doğal olarak işbu davanın şirket aleyhine açılması gerektiği işbu davada şirketin davalılardan biri olduğu, Davalı şirketi doğal olarak şirket müdürlerinin/yöneticilerinin temsil ettiği, Davalı şirketin her biri münferiden temsil yetkisine haiz— ortağı bulunduğu, bunlardan — diğerinin davalı —- olduğu, dolayısıyla mahkememizce davacı sıfatı ile davalı sıfatın birleşemeyeceği aksi takdirde davacılar lehine verilecek lehe bir olası kararın davalı şirketi temsilen yine davacılar tarafından tebliğ alınabileceği, kanun yollarına gitmekten imtina edilebileceği hatta feragat edilebileceği,Bu tür sakıncalarla karşılaşmamak için bu gibi durumlarda sadece bu dava için davacı konumundaki kişilerin şirketi temsil yetkisinin kaldırılması veya dava açılıp diğer temsilci davalı konumunda bulunduğundan davanın görüleceği —– mahkeme tarafından davalının yada dışarıdan birinin “DAVA KAYYUMU”
atanacağı değerlendirilmek suretiyle dava kayyım ataması için davacılarca dava açılıp sonuca göre atanacak bir kayyum huzurunda davanın görülmesi dava şartı olduğu, esasen davacı tarafın bunu önceden, ilk davayı açmadan dava kayyumu için başvurması gerektiği, bu hususun taraf teşkili olması sebebiyle yargılamanın her aşamasında mecburen nazara alınacağı, gözetilerek ”dava kayyumu” atanmak üzere yetki ve süre verilmesine önümüzdeki celseye kadar dava açarsa mevcut duruma göre karar verileceğinin ihtarına, karar verildiği anlaşılmıştır.
—–tarihli duruşma ara kararınca; inceleme günü verildiği, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelemesine karar verildiği, Davalı şirketin BA-BS kayıtlarının celbine sonrasında dosyanın ek rapor için bilirkişilere tevdine karar verilmiştir.
-Dosyada mübrez heyet bilirkişi ek raporunda özetle; Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişi heyetine verilen görev ile sınırlı olarak mezkûr surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde;A- Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davalının ——- yıllan yevmiye defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, kapanış tasdiklerinin bulunmadığı,——- defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, diğer defterlerle ilgili olarak tasdikinin bulunmadığı ——— ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, kapanış tasdiklerinin bulunmadığı,B- Davacıların Ortaklıktan Çıkma Talebi Yönünden; Davalı şirket ortakları davacılar ile davalıların bir araya gelmedikleri, seçilmiş müdürün görevinin son bulduğu, yeni müdür seçiminin yapılmadığı, şirketin amaçlarına uygun olarak karar alamadıkları, yasal defterlerinin düzgün tutulmadığı, şirketin iştigal konusu ile inşaat ile ilgili herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, sayın mahkemenin talebiyle dava dosyasına gönderilen BA formlarından davalı şirketin——-mal veya hizmet alımına ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, şirketin gayri faal olduğu, işbu sebeplerin davacıların ortaklıktan çıkması için haklı sebeplerin oluştuğu KÖK raporda da mütalaa edilmiş idi. Davacılar vekili KÖK rapora itiraz beyanlarında zaten mal varlığı bulunmayan şirketten ayrılma akçesi talep etmediklerini, diğer ortakların onlarca icra takipleri bulunduğunu, pay talebinin yargılamayı uzatmaya yönelik olabileceği denilmek suretiyle ayrılma akçesi almadan ortaklıktan çıkmak istedikleri anlaşıldığından, dava dilekçesinde açık olmayan ayrılma akçesi talep hususunun netleştiği, 6183 sayılı amma alacaklarının tahsili hakkındaki kanuna göre zaten şirketten alınamayan kumu alacakları konusunda tüm ortakların hisseleri oranında ortaklıktan ayrıldıktan sonra da ayrılma tarihine kadar olan borçlarla sınırlı olmak üzere sorumlu oldukları/olacakları gözetildiğinde, davalı şirket ortaklarının talepleri doğrultusunda ayrılma akçesi almadan şirket ortaklığından ayrılmalarına karar verilebileceği, değerlendirilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK ‘nın 266/c.2 hükmü uyannca bilcümle hukuki takdir ve tavsif sadece Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, EK rapor kanaatlerini bildirmişlerdir.
—– tarafından —– davalı olarak bulunan —– kayyım raporunda özetle; Bilirkişi raporu ve ek raporu ile tarafıma sunulan Şirket —— tarihli geçici mizanı kaynak olarak alınarak yaptığım İnceleme ve değerlendirmeler sonucunda; Şirkete alt olup Bilirkişi Heyeti tarafından incelenen ticari defterlerin tasdik işlemlerinin eksik olduğu ve bu durumda sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunmadığı,Şirket ana sözleşmesinde hisse devrine dair özel bir maddenin bulunmadığı, eldeki verilere göre Şirket’ în borca batık halinin bulunmadığı, Tarafların taleplerinin değerlendirmesine ait takdirin Sayın Mahkeme’de olduğu, eklindeki görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle davacıların davalı şirketten ortaklıktan ayrılmaları hususunda yasal koşulların oluşup oluşmadığına ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp defter ve kayıtlar üzerinden inceleme yapılarak bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle düzenlenen denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Davalı şirket ortakları davacılar ile davalıların bir araya gelmedikleri, seçilmiş müdürün görevinin son bulduğu, yeni müdür seçiminin yapılmadığı, şirketin amaçlarına uygun olarak karar alamadıkları, yasal defterlerinin düzgün tutulmadığı, şirketin iştigal konusu ile inşaat ile ilgili herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, ——–yıllarında mal veya hizmet alımına ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, şirketin gayri faal olduğu, aktif olmadığı, işbu sebeplerin davacıların ortaklıktan çıkması için haklı sebeplerin oluştuğu kanaatine varılarak, Davacıların———–maddesi gereğince ortaklıktan çıkmalarına izin verilmesine, şirkete kayyum atanması davanın niteliği gereği zorunlu olup, mahkememiz ara kararı gereğince şirkete davacı vekili tarafından temsil kayyumu atanması için süre verildiği ve dava açıldığından ve kayyum ücretleri davacı vekilince ödendiğinden kayyum gideri yargılama gideri olarak vasıflandırılarak yargılama gideri olarak davalılar aleyhine yükletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
DAVANIN KABULÜ İLE,
Davacıların ———– şirket ortaklığından TTK 638/2 maddesi gereğince ortaklıktan çıkmalarına izin verilmesine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 29,20 TL peşin harç toplamı 58,40 TL ile 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 10.500,00 TL kayyım ücreti ve 955,00 TL posta giderleri olmak üzere toplam 13.171,80TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair karar, davacı vekili ve davalı şirket kayyumunun yüzlerine karşı, davalıların yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 28/04/2021