Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/337 Esas
KARAR NO: 2019/1374
DAVA : İtirazın İptali ( Mal Satışından Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ: 22/03/2016
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ( Mal Satışından Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, davalının müvekkili şirketten — yılına dek mal satın aldığını, Türkiye’de kendi nam ve hesabına sattığını; taraflar arasında cari hesap bulunduğunu; davalının toplam — ödemesinin bulunduğunu fakat müvekkilinin — Euro daha alacağının bulunduğunu; bu alacaklarının yapılacak yargılama sonunda da ortaya çıkacağını, davalının ödeme yapmaması üzerine İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğünün — sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu bildirerek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, taraflar arasında akdi bir ilişki bulunduğunu, esasen bu ilişkinin davacı şirketin evveli olan —zamanında başladığını; müvekkili şirket ile — arasında — tarihinde görüşmelere başlanıp, — yetkili satış sözleşmesi” imzalandığını; bu sözleşme ile müvekkilinin 3 yıllık dispirütörlük aldığını, sonra da bu ilişkinin devam ettiğini; taraflar arasındaki anlaşmanın böylece belirsiz süreli bir anlaşma haline geldiğini; —- ise … tarafından bu sözleşmeye devam edileceğinin bildirildiğini; fakat daha sonra …’nin dava dışı — görüştüklerini ve haksız rekabet yarattıklarını; bu çerçevede — yılı sonunda yapılan siparişlerin — ayında teslim edilmesi ve böylece yazın satışının sağlanması gerekirken, davacı şirketin malları teslim etmediğini, gerek taahhüt ettiği ve — Mart ayında teslim etmesi gereken malları zamanında teslim etmediğini, gerekse üçüncü şahıslarla münhasır yetkili satış sözleşmesine aykırı olarak ilişkiye girdiği ve onlara dispirütörlük vermesi nedeniyle kendilerinin zarara uğradığını bildirerek; esasen takibe konan borcun doğmadığını; ödenmemiş borçlarının olmadığını, kaldı ki, olsa bile haksız rekabet yaratmak suretiyle uğramış bulundukları—-TL’nin takas ve mahsubunu talep ettiklerini belirtmek suretiyle, karşı dava yoluyla — tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline; mahkemece davacı tarafın kök davasında bir alacağı olduğu kanaatine varılması halinde takas ve mahsup talebinin kabulüne, takas ve mahsuptan sonra fazlaya dair alacaklarının da tahsiline karar verilmesini savunmuş ve iddia etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, davalı aleyhine —- TL üzerinden icra takibinde bulunmuş, davalı süresi içinde itiraz ederek herhangi bir borcunun bulunmadığını belirtmek suretiyle icra takibini durdurmuş, iş bu dava bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Karşı davanın miktarı sebebiyle yargılamaya heyet olarak başlanmış ve devam olunmuş ancak karşı davanın kök davadan tefrik edilmesinden sonra; yargılamaya heyet olarak devam edilmiştir.
Davalı vekili her ne kadar karşı davanın sonucunun beklenmesini ve birlikte karar verilmesini talep etmiş ise de; karşı dava ile esas dava arasında bir bağlantı olması gerektiği; taraf şirketler arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu ancak eldeki itirazın iptali davasının ödenmeyen mal bedeline ilişkin olduğu; karşı davanın haksız rekabete ilişkin olduğu; bu sebeple arada bağlantı bulunmadığı; her ne kadar takas ve mahsup halinde asıl dava ile karşı dava arasında bir bağlantı bulunmasına gerek yok ise de; tefrik edilen ve mahkememizin —- Esasına kaydedilen davanın ispatı yönünden yargılamanın çok uzun bir süreyi gerektirdiği, dosyaların tefrik edilmemesi halinde eldeki itirazın iptali davasının sonucunun çok gecikeceği nazara alınarak tefrik işlemi yapılmıştır. O dosya sonunda —–haksız rekabetten dolayı bir alacağının doğması halinde o hükmün icrası yoluyla bu alacağı tahsil edebileceği değerlendirilmiştir.
Davacı, iş bu icra takibinde faturalı mal teslimine dayanmakta olup;—- tarihli —- nolu ve —- Euro’luk fatura ile—- Euro tutarlı faturaya ve—- nolu ve —- Euro tutarlı faturaya dayanmıştır. Bu fatura bedellerinden bir kısmının ödendiğini, ödenmeyen kısmın —- TL olduğunu iddia etmiştir.
Dosya içinde gümrük yazışmaları mevcut olup, faturadaki malların gümrükten girdiği ve teslim alındığı belirlenmiştir.
Mahkememizce, davacı şirketin yurt dışı şirketi olduğu nazara alınarak, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları söz konusu bu faturalardaki malların şirket kayıtlarına girip girmediği ve bedellerinin ödenip ödenmediği; bir başka deyişle bu– faturadaki mallar nedeniyle icra takip anında davacı şirketin alacaklı olup olmadığının incelenmesine karar verilmiş; davalı şirket tespit edilen inceleme günlerinde ticari defter ve kayıtlarını sunmayacağını ancak karşı tarafın sunması halinde ve ticari defter ve kayıtların karşılıklı incelenmesi sağlandığı takdirde ticari kayıtlarını sunacağını bildirmiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde açıkça HMK’nun 222/5. Madde gereğince sırf davalı kayıtlarına dayanıldığı yazılı değilse de, davacı vekili ıslah yoluyla HMK’nun 222/5 maddesine dayandığını, davalının kayıtlarını ibraz etmesini, davalının kayıtlarından ortaya çıkacak durumu kabul edeceklerini bildirmiş; bu husus belirtilmek suretiyle yeniden incelemeye karar verilmişse de, davalı taraf yine kayıtlarını ibraz etmemiş ve etmeyeceğini bildirmiştir.
Mahkememizce, bu çerçevede olay değerlendirilmiş olup, mevcut hali ile bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi sunulan faturalar ve davalının savunmaları çerçevesinde davacı vekilinin sunmuş bulunduğu hesap hareketlerinin incelenmesi ile, davalıya — Euro borç kaydettiği, karşılığında — Euro ödemenin davacı kayıtlarında görüldüğü; —- tarihli—- Euro’luk faturadan sonra davacı alacağının— yükseldiğini, yapılan ödemeler düşüldükten sonra — Euro’nun takip tarihi itibariyle davacı alacağı olarak kaldığı dikkate alınarak; ayrıca davacı tarafça sunulan irsaliyeli faturalar ve davalının —– tarihli e-postalarından ve gümrük yazışmalarından davalıya söz konusu — adet faturadaki malları teslim ettiği; taraflar arasındaki dispirütörlük ilişkisinin davalının kabulünde olduğu, bu nedenle malların teslim edilmiş olmasının da hayatın olağan akışı ile çelişmediği; ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmeyen davalının; davacının iddiasını karşı taraf kayıtları ile teyit etme imkanını ortadan kaldırdığı nazara alınarak; icra takibine konu alacak kadar borçlu bulunduğu kanaatine varılmış; davanın kabulüne karar verilmiş; takip konusu alacağın faturalı mal teslimine ilişkin olduğu; likit olduğu nazara alınarak; davalının itirazda haksız olduğu sebebiyle inkar tazminatına da hükmedilmek suretiyle aşağıdaki karar oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE;
Davalı tarafın İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyasına yapmış bulunduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
—- TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Alınması gereken 13.261,00 TL harçtan peşin olarak alınan 2.344,62 TL ilam harcının mahsubu ile eksik 10.916,38 TL harcın davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 2.354,12 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcnın toplamı ile 20 davetiye gideri ( davacı tarafça kök dava nedeniyle karşılanan ) 168,00 TL ve bilirkişi ücreti olarak 1.000,00 TL’nin toplamı 3.522,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 17.597,80 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.28/11/2019