Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/332 E. 2019/643 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/332 Esas
KARAR NO : 2019/643
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/03/2016
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete hem ticari emtia verdiği hem de avea hattının kontörTL yükleme yetkisi verdiğini; bu ticari ilişki sonunda cari hesapta alacaklı olduğunu, davalıya 6 adet fatura düzenlediklerini ve gönderdiklerini ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını; bunun üzerine İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün ———– sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, şirketler arasında 2010 ile 2014 arasında ticari bir ilişki yaşandığını, çok kapsamlı bir ilişki bulunduğunu ancak bu ilişkinin sonunda davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığını; ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde bunun ortaya çıkacağını; kanaatlerine göre davacının düzgün kayıt tutmadığından dolayı kendilerini alacaklı zannettiklerini, bu nedenle davanın reddi ile davacıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuş ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67. Madde gereğince açılan itirazın iptal davasıdır. Takibe konan alacağın faturaya dayalı alacak olduğu; dava dilekçesinde bu fatura içeriklerinin de satılan ticari emtiadan ve avea hattına kontör yükleme yetkisi vermekten kaynaklandığının iddia edildiği; takibin 305.426,55 TL yönünden ve bu bedele takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suertiyle tahsilinin talep edildiği; davalı tarafın bu takibe süresi içinde borcu olmadığını belirtmek suretiyle itiraz ettiği; süresinde yapılan itirazla takibin durduğu, iş bu davanın da bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmıştır. Taraflar arasında bir süre devam eden ve çok yönlü olan akdi ilişki ihtilafsız olup; taraflar arasındaki ihtilafın, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise, bunun miktarının ne olduğu hususunda toplandığı belirlenmiştir. Bu ihtilafa karşı, çözümün tarafların ticari defter ve kayıtlarında olduğu kabul edilerek mahkememizce her iki tarafında ticari defter ve kayıtlarının uzman mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesine karar verilmiş olup; inceleme gününde her iki tarafda ticari defter ve kayıtlarını mahkememize ibraz etmiştir.
Uzman bilirkişiden rapor ve 2 adet ek rapor alınmış olup; alınan bu rapor ve ek raporların değerlendirilmesinde, davacı tarafın kayıtlarına göre, taraf şirketler arasında 2012’den itibaren devam eden bir ticari ilişki bulunduğu; davacının 2013 yılından 2014 yılına devreden alacağının 268.185,86 TL olduğu, 2014 yılı içinde davalı şirkete 1.821.046,42 TL tutarında fatura kesildiği, böylelikle 2014 yılına devreden miktarla birlikte alacağın 2.089.281,98 TL olduğu; davacının kendi kayıtlarına göre davalının 1.783.805,43 TL ödemesinin bulunduğu, ödeme mahsup edildiğinde davacı kayıtlarına göre davacı alacağının 305.426,55 TL olduğu, zaten takibinde bu miktar üzerinden başlatıldığı; davalı kayıtlarında ise, davacı şirketle 2012 yılından itibaren bir ticari ilişkinin bulunduğu, 2013 yılından 2014 yılına devreden 55.407,59 TL davalının alacaklı olduğu; davalının 2014 yılında davacı şirkete 290.294,24 TL ödeme daha yaptığı ancak 2014 yılında 538.702,12 TL tutarında ( 21 adet fatura ile ) mal aldığı; bu durumda davalı kayıtlarına göre de takip tarihi itibariyle davalının davacıya 193.000,29 TL bakiye borcunun bulunduğu hususunun kayıtlı olduğu;
Her iki tarafın kayıtları arasındaki farkın 112.426,26 TL olduğu, davalının lehine olan kendi kayıtlarına göre de davacıya 193.000,29 TL borçlu olduğu ancak davalının kayıtlarında yer alan 2013 yılından devre ilişkin 55.407,59 TL’lik alacağın nereden kaynaklandığının tespit edilemediği, davalı kayıtlarına göre bu alacağın ispat edilemediği, zira o tarihe kadar aldığı mallara ilişkin faturalara dair bu miktar fazla ödemenin yapıldığına dair bir ödeme belgesinin kayıtlarında yer almadığı bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Mahkememizce kök raporla tespit edilen bu durum karşısında davalıya 2012 ve 2013 yıllarında yapmış bulunduğu faturaya ilişkin mal teslimleri karşılığı tüm ödeme belgelerini tek tek ibraz etmesi için süre verilmiş; davalı vekili ödeme belgelerini ibraz etmiş; bunun üzerine birinci ve ikinci ek rapor alınmış ancak; davalı kayıtlarında yer alan 55.407,59 TL’lik ödeme davalı tarafça ispat edilememiş; belgelendirilememiş; davacı itirazlarıda rapor ve ek raporda incelenmiş, mahkememizce de kabule şayan bulunan ek raporlarla davacınında daha fazla alacağını ispat edemediği tespit edilmiş; davacının yemin deliline dayanmış olduğu, davalının dayanmamış bulunduğu nazara alınarak davacıya davalı kayıtlarında yer alan miktarın üzerinde borçlu olmadığına dair davalıya yemin teklif edip etmeyeceği hatırlatılmış; yemin teklif edilmeyeceği belirtildikten sonra 193.000,29 TL davalı kayıtlarına göre davacı alacağı + 55.407,59 TL’de davalı kayıtlarına göre davacıya yapıldığı bildirilen ancak ispat edilemeyen ödeme miktarı toplamı 248.407,88 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmiş;
Takip konusu alacağın faturaya dayalı alacak olduğu, bu nedenle alacağın likit olduğu, likit alacakta inkar tazminatı talep edilebileceği nazara alınarak; hükme konu miktar üzerinden davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmiş; davalı tarafında kötü niyetli takip tazminatı talebinin bulunduğu ancak kötü niyetli takip tazminatına hükmedebilmek için davacının takibe koyduğu alacağın mizansen niteliğinde bir alacak olması, davacının kendi kayıtlarına göre takip başlattığı, taraflar arasındaki cari hesaba dayalı 3 yıl kadar süren bir ilişkinin bulunduğu, davacınında en azından bir miktar alacaklı olduğu nazara alınarak; reddedilen kısım yönünden davacının haksız olduğu ancak kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği dikkate alınmak suretiyle davalı tarafın kötü niyetli takip tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
Davalının İstanbul 31. İcra Müdürlüğünün ———- sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline;
Takibin 248.407,88 TL üzerinden ve bu miktara takip talebinde istenen faiz cins ve oranında faiz uygulanmak suretiyle devam edilmesine,
Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine,
248.407,88 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden davalının talep ettiği kötü niyetli takip tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
Alınması gereken 16.968,70 TL harçtan peşin olarak alınan 3.688,93 TL harcın mahsubu ile eksik 13.279,77 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinden; dava açılırken peşin olarak karşılanan başvuru harcı ve peşin ilam harcı toplamı 3.718,13 TL’nin tamamı ile; 17 adet davetiye gideri 244,00 TL’nin ve bilirkişi inceleme ücretleri 1.900,00 TL’nin kabul ve ret oranı gereğince 1.743,75 TL’lik kısmının toplamı 5.461,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, davacı lehine 20.855,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; reddedilen kısım üzerinden ise, 6.623,00 TL nispi vekalet ücretinin de davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.23/05/2019