Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/320 E. 2019/447 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/235 ESAS
KARAR NO : 2019/413
DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/02/2018
KARAR TARİHİ: 09/04/2019
Mahkememizde görülen Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 01/01/2017 tarihli Bayilik Sistemi Katılım Sözleşmesi imzalandığını, Bayilik Sistemi Katılım Sözleşmesi, davacı tarafından sözleşmenin 13/1 maddesine uygun olarak feshedildiğini, bu sözleşmenin hükümü;” Taraflardan herhangi biri, herhangi bir zamanda iki ay önceden bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir.” şeklinde düzenlendiğini, davacı tarafında belirtilen sözleşme hükümüne dayanılarak fesih hakkının kullanıldığı——– Noterliği’nin — yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya bildirildiğini, iş bu ihtarın —- tarihinde davalı tarafından tebellüğ edilmiş olup sözleşmeye göre ——— tarihinden itibaren ile fatura tahsilatı yapma yetkisini kaybettiğini, ancak dava dilekçesinin ekinde bulunan ————-numaralı dekonttan da anlaşılacağını vatandaştan tahsilat yapılmaya devam edildiğini, işlem ücreti adı altında haksız kazanç sağlandığını,———— ve sair tedarik şirketleri adına fatura tahsilatlarının yapıldığı yönünde bilgiler davacı firmanın sahada yürütüldüğünü satış çalışmaları esnasında tespit edildiğini, davalı ————-şirket ile mevcut sözleşme ilişkisi sona ermesine rağmen şirketin adına fatura tahsilatı yapmaya devam ettiğini, davacı şirketin faturaların tahsilatı nedeni ile işlem ücreti alındığını ve tüketiciler nezdinde şirket ile arasında bir hukuki işlem olduğu izlenimi yaratıldığını, düzelmeye tabi veya serbest tüketici niteliğini haiz müşterilere enerji satışı karışığında düzenlenen faturaların tahsil yetkisi münhasıran ———- ait olduğunu,———— tahsilat işlemlerini bankaların elektronik tahsilat sistemleri veya anlaşmalı tahsilat merkezleri üzerinden yürütüldüğünü, belirtilen tahsilat kanalları ve bu husuta özellikle yetkilendirilmiş kişiler dışında, davacıya ait fatura bedeli tahsilatlarının yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı yan, fatura tahsilatı yaptığını beyan ederek, davacı şirket ve müşterileri arasında ki ilişkiyi etkileyici faaliyetlerde bulunduğunu, kendi işletmesini sahip olmadığı bir takım özelliklere sahipmiş gibi göstererek rekabetti öne çıkardığını, karşı tarafın yarattığı muaraza, ihtiyati tedbir kararı ile durulmaz ise işbu davada talep edilmekte olan sonuçlarının baştan etkisiz hale geleceğini ve tüketicilerden haksız olarak yapılan fatura tahsilatı neticesinde vatandaşları mağdur edeceği göz önüne alındığını, davalının eylemlerinin evvela ihtiyati tedbir yolu ile engellenmesini talep etmek zorunluluğu doğduğunu, davalının ticari faaliyetlerinin, davacı ile aynı sektör kapsamında bulunduğu ve davacının fatura tahsil etme hakkına münhasıran yetkili olduğundan haberdar olduğu hususu da dikkate alındığını, davalının tecavüz teşkil eden kullanımlarının tesadüfen yaratmasının söz konusu olmadığı ve davalının bilerek ve isteyerek kasten hareket ettiğini, ayrıcı iş bu eylemler değinilen basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğüne de aykırılık teşkil ettiğini, davalının davacıya ait fatura tahsil etme yetkilisini haksız olarak kullandığını, davacı ile arasında bir hukuki ilişki olduğu izlenimini ve fatura tahsil yetkisine sahip olduğu görünümü yarattığını, bu suretle muaraza ve haksız rekabet yaratmakta olduğunun sabit olduğunu, davanın kabulünü, davacının her türlü talep, tazminat ve zarar tazmini hakkı saklı kalmasını, davalının ————- adresinde davacı adına fatura tahsilatı yapılmasına ilişkin muarazanın önlenmesini, tespit edilecek muaraza ve haksız rekabet nedeni ile ve işbu esas davanın etkinliğini sağlamak, daha sonra tazmini ve telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçmek amacıyla fatura tahsilinin yargılama sonlanıp karar kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasını hususunda takdiren teminatsız olarak, HMK m.389 vd. Ve TTKm. 61 uyarınca İhtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının tespit edilecek haksız rekabet durumlarının önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, fatura tahsilatı yapılıp yapılmadığının tespiti için karşı tarafa tebligat yapılmaksızın delil tespiti yolu ile keşif icra edilmesini, dava ile ilgili her türlü masraf ve yargılama giderleri ile ürünlerin imhası ile ilgili masraflar ve imha sürecine kadar alacak süreçte ortaya çıkacak her türlü masrafların davalıdan tahisiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafından cevap dilekçesi verilmediği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, davanın kabulünü, davacının her türlü talep, tazminat ve zarar tazmini hakkı saklı kalmasını, davalının———–‘ adresinde davacı adına fatura tahsilatı yapılmasına ilişkin muarazanın önlenmesini, tespit edilecek muaraza ve haksız rekabet nedeni ile ve işbu esas davanın etkinliğini sağlamak, daha sonra tazmini ve telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçmek amacıyla fatura tahsilinin yargılama sonlanıp karar kesinleşinceye kadar tedbiren durdurulmasını hususunda takdiren teminatsız olarak, HMK m.389 vd. Ve TTKm. 61 uyarınca İhtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının tespit edilecek haksız rekabet durumlarının önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, fatura tahsilatı yapılıp yapılmadığının tespiti için karşı tarafa tebligat yapılmaksızın delil tespiti yolu ile keşif icra edilmesini, dava ile ilgili her türlü masraf ve yargılama giderleri ile ürünlerin imhası ile ilgili masraflar ve imha sürecine kadar alacak süreçte ortaya çıkacak her türlü masrafların davalıdan tahsiline karar verilmesini talebinden ibarettir.
Uyuşmazlığın taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen 01/01/2017 tarihli bayilik sözleşmesinin davacı tarafından fes edilmesine rağmen davalının haksız rekabet şeklinde 3. Kişilerden tahsilat yapıp yapmadığı ve taraflar arasında muarazanın giderilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin ——-tarihli ara kararı gereğince defter incelemesine karar verilmiştir.
—- tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirket tarafından davacı şirkete ilişkin — —— tahsilatının yapıldığına ilişkin 2018 yılına ilişkin düzenlenmiş tahsilat makbuzları bulunmakta ise de bu tahsilat makbuzlarının tahsil edildiğine ilişkin kayıtların davalı şirket tahsilat ekranında bulunmadığı, fakat dekontların———ait olduğu – tarihli, — banka ref. nolu yazısı ile banka kayıtları ile doğrulandığı görülmüş, davacı şirket ile davalı yan ile aralarında ——— tarihli Bayilik Sistemi Katılım Sözleşmesi imzalandığı davacının Bayilik Sistemi katılım Sözleşmesi, davacı tarafından sözleşmenin 13/1 maddesine uygun olarak —– Noterliği’nin ———— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya bildirerek feshettiği görülmüş, sözleşmeye göre ———- tarihinden itibaren ile fatura tahsilatı yapmaya yetkisini kaybetmiş fakat davalı şirket mahkemeye sunduğu dilekçe ekinde BDDK’nın ödeme hizmetleri kanunun Ek:RG-26/12/2015-29574 yayımlanan kanunun (Değişiklik RG-12/10/2018-30563) 12. Maddesinin birinci fıkrasının e bendinde sayılan fatura ödemelerine aracılık edilmesine yönelik hizmetlerin yürütülmesine ilişkin olarak kuruluşun bir bankadan dış hizmet alması halinde altıncı fıkrası uygulanmaz (6. Mad Kanunun 12. Mad. birinci fıkrasının e bendinde sayılan fatura ödemelerine aracılık edilmesine yönelik hizmetlerin yürütülmesinde kuruluşun fatura üreten kurumlar ile adlarına tahsilat yapılabilmesi konusunda sözleşme yapması şarttır.) Ödeme hizmetleri kanun değişikliğini öne sürerek tahsilatlarını gerekçe göstermiş, 16/02/2018 tarihli ve gününe ait rapor ekinde sunacağım davalı şirketin düzenlemiş olduğu dekontlar ve tahsilat makbuzları kanun değişikliği öncesi olduğu anlaşılmakta olup, halen davalı yanın tahsilatlarını gerçekleştirdiği 01/03/2019 tarihinde ekte sunduğu tahsilat makbuzu ile anlaşıldığını, davacı şirket ile davalı yan arasında sözleşme ilişkisinden kaynaklı düzenlemeler söz konusu olup, her ne kadar sözleşme fesih olunmuş olsa da aradaki ilişki açısından sözleşmenin fesih sonrası durumu düzenleyen hükümlerinin esas alınması gerekeceği; sözleşmenin 13.4 maddesi uyarınca davalının sözleşmenin feshinden sonra herhangi bir ad altında sözleşme konusu işleri yapması yasaklandığı davacı şirketin 100.00,00 TL’lik tazminat talebinin yerinde olabileceği yine ilgili sözleşmenin 7.7 maddesi uyarınca fatura tahsilatı sözleşme kapsamındaki işlerden olduğu yönetmelikten ziyade sözleşmenin bağlayıcı olduğu rapor edilmiştir.
Davanın taraflar arasındaki davanın bayilik sözleşmesinin feshinden sonra davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak para tahsilatına devam etmiş ise davalının fatura tahsilatı yapmaması konusunda muarazanın giderilmesine ilişkin olduğu, davacı şirket ile davalı arasında 01.01.2017 tarihli Bayilik sistemi Katılım sözleşmesi imzalandığı hususunun ihtilafsız olduğu, davacı tarafından ——-. Noterliğinin ———– yevmiye nolu ihtarname ile bildirildiği, taraflararasındaki sözleşmenin 13/1 maddesinde taraflardan herhangi birinin herhangi bir zamanda 2 ay önceden bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ve davacı tarafından sözleşmenin feshi ve sözleşme gereğince belirlenen sürenin eklenmesinden sonra 17.12.2017 tarihinde f davalının fatura tahsil etme yetkisinin sona erdiği, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda davalının yetkisi ortadan kalktıktan sonra fatura tahsilatına devam ettiği, ekli tahsilat makbuzları ile de bu durumun sabit olduğu, anlaşılmakla davalının davacı şirket adına fatura tahsilatı yapmasına ilişkin haksız rekabetinin engellenmesine ve muarazanın bu şekilde giderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Belirtildiği Üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının davacı şirket adına fatura tahsilatı yapmasına ilişkin haksız rekabetin engellenmesi ile önlenmesine,
3-Muarazanın bu şekilde giderilmesine,
3-Kabule göre alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye , 8,50 TL harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre 2019 yılı AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 2.725,00 vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 71,80 TL harç, 1.309,00 TLbilirkişi ücreti, tebligat ve yazı giderleri ki cem’an 1.380,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Hüküm kesinleştiğinde takip dosyasının iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere davalı asil ve davacı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/04/2019