Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/287 E. 2022/462 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/287 Esas
KARAR NO: 2022/462
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/03/2016
KARAR TARİHİ: 08/06/2022
Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait çek karnesinin boş olarak çalındığından durumun —- soruşturma numaralı dosyasına bildirildikten sonra —-esas sayılı dosyasından takip konusu yapılan — bedelli çek olarak doldurulup takibe konu yapıldığı dava dilekçelerinde belirtildiğini, —–tarihinde ikame ettikleri menfi tespit davasından sonra müvekkiline ait ——plakalı aracın kayden haczedilerek trafikten men talep edildiği için muhafaza altına alınıp —- esas sayılı dosyasındaki takibin durdurulmasına karar verildiğini, ancak müvekkiline ait aracın muhafaza altına alınıp yediemine teslim edildiği için müvekkilinin mağdur olduğunu, —- sayılı takibin durdurulmasına karar verilmesine rağmen müvekkiline ait bu dosyadan haczedilen ve trafikten men edilen —- plakalı araç üzerinde haciz baki kalmak kaydıyla yediemin olarak müvekkiline teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı—cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahibi olduğu — adresinde bulunan iş yerini diğer davalı — tarihli kira sözleşmesi ile bir yıllığına kiraya verdiğini, —- aylık kira ve depozito bedeli olarak icraya konu davacıya ait çeki ciro ederek verdiğini, —- maddesinde de bu hususun yazdığını, müvekkilinin çekin keşide günü geldiğinde çeki bankadan tahsil etmek istediğinde —-çekin üzerindeki imzanın keşideci imzasına benzemediği gerekçesiyle işlem yapmadığı ve çeki ödemediğini, bankaya bu konuda bir savcılık veya mahkeme kararı olup olmadığının sorulduğunu, banka şubesinin çeke el konulması veya ödenmemesi hususunda savcılık veya mahkeme kararı olmadığını ancak, çekin ödenmesi için hesabın bağlı olduğu şube olan —- imzaya onay vermediğini belirterek ödeme yapmadığını, çekin imza nedeniyle ödenmemesi üzerine çeki veren —ulaşıldığını, —- çeki mal karşılığı aldığını ödenmesi gerektiğini beyan ettiğini, —-çeki ödeteceğini beyan etmesi üzerine, müvekkilinin bir süre beklediğini, ancak çekin ödenmeyeceğini anlaşılınca icra işlemlerine başladığını, çekin —-dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak, —–dosyası ile icraya konulduğunu, dosyadan ihtiyati haciz işlemi yapıldığını, ödeme emrinin borçlunun mernis adresine önce normal tebligat yoluyla gönderildiğini, bila tebliğ olması üzerine, bu kez aynı adrese T.K. 21. maddesine göre tebliğ edildiğini, usulü uygun olarak yapılan tebligat sonrası takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin çeki kira ve depozito alacağına karşılık diğer davalıdan ciro yoluyla aldığını, müvekkilinin çekin üzerindeki keşideci imzasını kontrol etmesi ve gerçek imza olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, çekin ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, müvekkilinin çeki bankaya ibraz ettiğinde özellikle bankaya sorduğunu bankanın çekle ilgili savcılıkça verilmiş bir el koyma kararı veya mahkemeden verilmiş bir ödemeden men yasağı olmadığını, sadece çek sahibinin imzasının tutmadığının belirtildiğini, Çekle ilgili bir savcılık el koyma ve mahkemece verilmiş ödemeden men yasağı kararı olmadığından çek müvekkili tarafından haklı olarak icraya konulduğunu, müvekkilinin iyi niyetli 3. şahıs konumunda olduğunu, çekin çalıntı veya imzasının sahte olduğunun bilmesinin imkansız olduğunu, Öncelikli olarak, müvekkilinin iyi niyetli 3. Şahıs olduğundan haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, Ancak, mahkeme aksi kanaate olursa, çekle ilgili olarak bankaya ibraz edilemeden önce gerekli hukuki önlemleri almayarak (çeke el konulması kararı veya ödemeden men kararı) ve yine çek icraya konulduktan sonra yapılan usulüne uygun tebligata rağmen süresi içerisinde itiraz etmeyerek (icra mahkemesi imza itirazı) davacı iş bu davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, yine müvekkilinin iyi niyetli 3. şahıs olduğundan şartları oluşmayan %20 icra İnkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—– mirasçıları davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :Dava, İİK 72 maddesine göre açılan ve davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibarettir.
Mahkememizce, uyuşmazlığın davacıya ait kendi hesabından düzenlenmiş ancak elinde iken çalıntı olduğu idda edilen davalı— tarafından —- sayılı dosyası ile takip konusu edilen çekteki imza davacıya ait değil ise borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Dosyanın ——-bilirkişiye verilerek rapor aldırılmasına, karar verilmiştir.
Bilirkişi —tarihli raporunda, — çekteki keşideci imzası——-, mevcut çekin keşide tarihi öncesine ait vekaletnamede ve sonrasına ait huzurda, ifade tutanağında ve banka sözleşmesinde yer alan mukayese imzaları arasında tersim tarzı, ——- bakımından anlamlı farklılıklar ve benzemezlikler saptandığından, söz konusu çekin ön yüzünde yer alan keşideci imzasının mevcut mukayese imza örneklerine kıyasla, —— eli ürünü olmadığı rapor edilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçelere göre; Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı icra takibine konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüş olup senedin incelenmesinde mevcut imzanın grafolog bilirkişi tarafından yapılan incelemesinde ; senetteki imzasının davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. İmzanın sahteliği mutlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebilir. Anılan durum karşısında — dosyasında takibe konu edilen ——-bedelli çekteki imzanın davacı yanın eli ürünü olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş , lehdar ve 1. Ciranta konumunda olan davalı —– keşideci imzasının sahte olmasına rağmen takibe koymuş olması nedeni ile takip konusu toplam alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatının davalı —mirasçıları olan davalılar — alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacının—- sayılı dosyasında takibe konu edilen —- bedelli çek ve icra takibinden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalılar —–İİK 72.mad. Gereğince takip konusu asıl alacak — %20’si oranında kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetine, davalılar ——alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabule göre alınması gerekli 4.303,53 TL harçtan peşin alınan 1.075,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.227,65 TL harcın davalılardan tahsil ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 8.990,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 1.075,88 TL peşin harcın, 29,20 TL başvurma harcı ve 1.157,65 TL bilirkişi raporu, tebligat ve yazı giderleri olmak üzere toplam 2.262,73 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. . 08/06/2022