Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/18 E. 2018/427 K. 25.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/1263 Esas
KARAR NO : 2018/455

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekili, müvekkilinin davalı … şirkete tarafından 04/05/2015 başlangıç tarihli …..1 nolu ”can ….” ile sigortalandığını; bu poliçe imzalanana kadar, aracın kurum olan lider sigorta tarafından davacıya ve ailesine defalarca mehil yoluyla teklifler sunulduğunu 30/12/2014 ve 20/01/2015 tarihlerinde bu tekliflere ilişkin yazışmalar bulunduğunu bu görüşmelerin sonunda davacı ve ailesinden 7 kişinin toplam 10.890,00 TL tutarında yıllık prim ödemek suretiyle sigortalarının yapıldığını; davacının sigorta için kendisine sorulan soruları eksiksiz yanıtladığını; ancak yurt dışına bir iş gezisinden döndüğünde, görüşmeleri çok önce başlayan sigorta poliçesini imzaladıktan sonra, aniden başlayan bir baş dönmesi ve mide bulantısıyla hastaneye başvurmak zorunda kaldığını; hastanede yapılan bir dizi testten sonra pankreas kanseri teşhisi konulduğunu; ameliyat olmak zorunda kaldığını; ameliyatla şifa bulardak taburcu olduğunu; fakat ameliyat ve tedavi gideri olarak o hastaneye ödediği 39.965,48 TL ‘nin davalı … şirketi tarafından kabul edilmediği, başvurusuna rağmen ödenmediğini, davalı … şirketi tarafından Beyoğlu …… Noterliğinde 20/07/2015 tarih ve ……. yevmiye nolu ihtarname çekilmek suretiyle müvekkilinin ”beyan yükümlülüğüne uymadığı” gerekçesi ile poliçenin fesih edildiğini bildirildiğini; bunun üzerine davacının Kadıköy …… Noterliğinde 21/09/2015 tarihli ….. yevmiye nolu ihtarla ödemenin derhal yapılmasının bildirildiğini ancak sonuç alınamadığını ve iş bu davanın açıldığını belirterek; öncellikle TTK 1445/1 maddesi gereğince davalı … şirketinin süresi içinde sözleşmeyi feshetmediğini; zira cevap dilekçesinden de açıkça anlaşılacağı üzere müvekkilinin duyduğu şikayetlerle 04/05/2015 tarihinde ……..Hastanesi’ne başvurduğunu, bunun davalı şirketçe derhal öğrenildiğini, davacının 13/05/2015 de ameliyata alındığını, 21/05/2015 tarihinde ise taburcu edildiğini; teşhis, derhal ameliyat ve ameliyat sonrası yoğun bakım aşamasının birden gelişmesi üzerine davacı tarafından davalı sigortasına haber verilememiş ise de; davalının beyanlarında müvekkilinin hastaneye başvuru tarihinden itibaren durumun bilindiği; feshin ise 20/07/2015 tarihli ihtarla gerçekleştiği; bir aylık yasal fesih süresinin ziyadesi ile geçtiğini bu nedenle davalı … şirketinin sözleşmeyi fesih etme yetkisinin bulunmadığını; kaldı ki sigorta poliçesinin evvelinde alınan sağlık durumu ile ilgili beyanname esnasında müvekkilini hiç bir tıbbi şikayetinin bulunmadığını, poliçe imzalandıktan sonra doğan şikayetleri sebebiyle hastaneye başvurduğunu; sigortanın özelliğinden dolayı rizikonun karşılanması gerektiğini belirterek; davalı şirkette 39.965,48 TL maddi tazminatın temerrüte düştüğünü 11/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesine; ayrıca saygın bir iş adamı olan müvekkilinin, sözleşme yükümlülüklerine hem uymayarak hem de iş çevresinde mali sıkıntıya düştüğü, tedavi giderlerinden kurtarmak istediği söylentilere sebep olan; davacının sinir bozukluğu ve ruhi sıkıntı çekmesine sebep olan davalı şirketten 50.000,00 TL ‘de manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili, davacıyla 04/05/2015 başlangıç tarihli can sağlığı sigorta poliçesini imzaladıklarını, geçirdiği ameliyata ilişkin belgeler kendilerine ulaştığında; bu belgeleri incelediklerini, yapılan inceleme neticesinde ödeme yapılmamasına karar verdiklerini; zira 04/05/2015 tarihli muayyene kaydında ”son günlerde halsizlik, kaşıntı ve idrarında 3 gündür koyuluk olduğu” şeklinde teşhisin bulunduğunu; bu teşhise göre davacının şikayetlerini aynı zamanda 04/05/2015 olan poliçe tarihinden önce başladığı ancak beyan yükümlülüğüne aykırı olarak kendilerine bildirilmediğine; bu nedenle müvekkili sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünden kurtulduğunu; kendilerinin hiç bir zaman davacının sağlık durumunu 04/05/2015 tarihinde öğrenmediklerini, sadece ihtarlarında davacıya ”durumunuz 04/05/2015 tarihli rapordan” belirlenmiştir dendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, sigorta poliçesi gereğince gerçekleşen riziko nedeniyle sigortalının sigortacısına karşı açtığı alacak ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce, sigorta poliçesi, sigorta poliçesi imzalanmadan önce alınan ve sağlığı yönünden davacıya doldurtulan form, davacının tedavi evrakları getirtilmiş; davacı tanıkları dinlenmiş uzman bilirkişilerden raporlar alınmış;tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davanın bütün olarak incelenmesinde;
Taraflar arasında ….. tarihleri arasında can sağlığı sigorta poliçesinin imzalanmış olduğu; sigorta süresinini o gün saat 12:00 de başladığı; bizzat davalının 30/12/2014 ve 20/01/2015 tarihli teklif metinlerinden taraflar arasındaki sigorta poliçesi öncesi görüşmelerin başlamış olduğu davalı … şirketinin …… başvuru numarası ile düzenlediği ”başvuru ve bilgilendirme formunu” 04/05/2015 tarihinde imzalandığı, o formun 3. Sayfasında sigorta edilecek bireyin herhangi bir sağlık sorunu var mı sorusuna karşı hayır kutucuğunun işaretli olduğu; aynı gün davacının saat : 14:51 de muayyene için ……. Hastanesine başvurduğu; kendisine ……. dosya numarası üzerinden ”şikayet: idrarın koyu gelmesi” olduğu belirtilmek suretiyle tetkik ve MR önerildiği; bu şekilde başlayan tetkikler sonunda kendisine pankreans kanseri teşhisi konduğu; 13/05/2015 tarihinde ameliyat edildiği 21/05/2015 tarihinde ise taburcu edildiği ihtilafsızdır.
Mahkememizce alınan 15/03/2018 tarihli raporda; söz konusu hastalığının davalı şirket vekilinin savunmasının aksine can sağlığı sigortası özel şartları 15. Madde 16. Berkteki hastalıklar içinde kalmadığı bu nedenle teminat dışı olmadığı tespit edilmiş; 07/09/2017 tarihli ilk raporda ise söz konusu hastalığın sinsi bir hastalık olduğu, belirtileri ortaya çıkıncaya kadar fark edilmesinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
Sigorta ilişkisinin özelliği gereğince; sigorta akti oluşurken, sigortalının sıhhatine ilişkin şikayetlerini biliyor olmasının veya bilebilecek durumda olmasının … TARAFINDAN İSPATI GEREKİR. Davacının, rahatsızlığının pankreans kanserine ilişkin olduğu sabit olup, bunun dışında bildirmesi gereken herhangi bir hastalık iddia edilmemektedir. Söz konusu hastalığın, sinsi bir hastalık olduğu, belirtileri çıkana kadar sessizce ilerlediği; o ana kadar belirti vermeyeceği; davacının hastaneye başvurduğu anda şikayetinin sadece idrar koyuluğu olduğu, bunun hastalık olarak yorumlanamayacağı keza kaşıntı veya mide bulantısınında günlük yaşamda geçici olarak ortaya çıkabilecek durumlar olduğu; kaldı ki bunların sigorta poliçesinden önce yada sigorta poliçesi anında davacı tarafından bilindiği hususunun da ispat edilmediği; alınan tıbbi raporlardan da hastalığın özelliğinden dolayı bu şikayetlerin gün içinde birden çıkabileceği; diğer bazı hastalıklar gibi mutlaka önceden belirti veren durumlardan olmadığı; ilk raporda sadece 3 gündür idrarın koyu olduğu şeklinde, rapor tarihinden önceye yönelik bir teşhisin söz konusu olduğu; idrar koyuluğunun yenilip içilen yiyeceklerden de kaynaklanabileceği değerlendirilmiş; davacının dinlenen tanık beyanlarından da poliçe anında rahatsızlık hissetmediği belirlenmiş; sigorta ilişkisinin kurulmasından önce taraflar arasında görüşmelerin başladığı, davacının 7 kişi olarak tüm ailesi ile birlikte sigortalı olduğu da nazara alınarak; davalı … şirketinin bu nedenle tedavi giderlerini ödememesi hususunun haklı olmadığı kanaatine varılarak alacak talebinin kabulüne karar verilmiş; ancak manevi tazminata karar verebilmek için davacının kişisel haklarına haksız bir saldırının söz konusu olması; fakat davalı şirketin, hastalığı inceleme yetkisinin bulunduğu, mevcut olayında gerçekten şüpheye düşürebilecek nitelikte olduğu; bu nedenle davalı … şirketinin ödememe şeklinde gerçekleşenen fiilinin dışında; davacı yanca ispat edilen başkaca bir fiilinin bulunmadığı nazara alınarak manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DAVANIN KABULÜNE İLE,
39.965,48 TL ‘nin 11/10/2015 ten itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline davacıya verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN REDDİNE,
Alınması gereken 2.730,04 TL harçtan, dava açılırken alınan 1.536,39 harcın mahsubu ile eksik 1.193,65 TL harcın, davalıdan tahsiline hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 1.564,09 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile 9 davetiye gideri 74,00 TL ‘nin ve 1.800,00 TL bilirkişi inceleme ücretlerinin kabul ve ret oranı gereğince 828,70 TL lik kısmının toplamı 2.392,79 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde bakiye kalacak gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki A.A.Ü.T gereği;
Davacı yararına 4.746,15 TL nispi vekalet ücreti takdirine, davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Ret edilen manevi tazminat nedeniyle; davalı yararına 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.