Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1298 E. 2019/1491 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1298 Esas
KARAR NO: 2019/1491
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/11/2016
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında devam eden ticari ilişki gereğince, davalının borçlarına ilişkin kesilen bir takım faturalar tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafından müvekkili şirkete ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin, faturalara konu borcun ödenmesi amacıyla davalıyı daha önce müteaddit seferler ihtar ettiğini, müvekkilinin bu amaçla davalıya, —. Noterliğinin —-yevmiye numaralı ihtarname tebliğine rağmen davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkilinin, davalıyı son kez ihtar etmek amacıyla— Noterliğinin— yevmiye numaralı ihtarnamenin davalıya — tarihinde tebliğ edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, faturalara istinaden davalının müvekkili şirkete bakiye borcunun -TL olduğunu, faturalardan –yılına ait olanların, müvekkilinin — tarihinden itibaren elektronik fatura uygulamasına geçmesini takiben elektronik fatura olarak düzenlendiğini ve — portalı üzerinden davalıya tebliğ edildiğini, faturalardan – yılına ait olanların ise fiziki olduğunu ve davalıya tebliğ edildiğini iddia ile — TL’nin borca konu ilgili faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği tarihten itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın müvekkili şirket nezdinde iddia ettiği tutarda alacağı bulunmadığını, söz konusu hususun, müvekkili şirket ticari defter kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, bu nedenle davacının iddia ettiği alacak tutarının gerçeği yansıtmadığını, ayrıca davacı yanın müvekkili şirkete—- tarihinde ürün girişi olduğunu ve bu tarihten sonra da herhangi bir girişin olmadığını, müvekkili şirketin — tarihinde iflas ertelemeye başvurmuş olduğunu, İstanbul Anadolu -Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayılı dosyası ile davanın halen devam ettiğini, İstanbul Anadolu- Asliye Ticaret Mahkemesinin – Esas sayılı dosyasından verilen — tarihli ihtiyati tedbir kararı ile müvekkili şirket hakkında takip yapılmasının yasaklandığını, işbu ihtiyati tedbir kararı ile aynı zamanda müvekkili şirkete kayyım atanmış olduğunu, kayyım onayı olmaksızın müvekkili şirketin davacıya ödeme yapmasının mümkün olmadığını, davacı tarafça bu hususun bilinmesine rağmen, Mahkemenin tedbir kararını bertaraf etmek amacıyla ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatmak yerine huzurdaki davayı açtığını, kaldı ki işbu dava sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacağın tahsiline yönelik olarak yapılacak ilamlı takip ile dava açılmaksızın yapılacak ilamsız takibin akıbeti söz konusu tedbir kararının uygulanması yönünden aynı olacağını, davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, bu nedenle davanın HMK’nın 114 / h maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle ticari ilişkiden kaynaklı fatura alacağının tahsiline ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davacı ile müflis şirket arasında akdi ilişki bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davacı tarafın davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacak miktarının ne olduğu, davacının akdi ilişki gereğince edimini yerine getirip getirmediği noktasında uyuşmazlığın toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin —- tarihli duruşma ara kararı ile; Davanın alacak davası olduğu, dava devam ederken davalı şirketin iflasına karar verildiği anlaşılmakla; İİK. 194. MAD. Gereğince ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar YARGILAMANIN DURDURULMASINA karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize verilen — tarihli dilekçesinde; İst.Anad. -.Asliye Ticaret Mahkemesinin — Es. Sayılı dosyasında müvekkili şirket hakkında verilen iflas kararının İst.Bölge Adliye Mahkemesi -.Hukuk Dairesinin — Es. — K. Sayılı ilamıyla kaldırıldığını, davalı şirketin ünvanının —-Olarak değiştiğini ve tescil edildiğini bildirmiştir.
İstanbul Anadolu -. Asliye Ticaret Mahkemesinin — Es. Sayılı dosyasından verilen kararın istinaf mahkemesince kaldırılmasından sonra dosyanın yeniden almış olduğu esas numarasının — esas sayılı dosyası olduğu bildirildiğinden işbu dosya celp edilip incelenmiştir.
Tarafların delilleri toplanarak, celse arasında verilen ara karar gereğince tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi için tayin edilen inceleme gününde dosya Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Mahkememizce benimsenen usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan bakiye mal bedeli alacağı bulunup bulunmadığı yönündeki tespit talebi hakkında; cari hesap hareketlerinden görüldüğü üzere, davacının ticari defterlerine göre, davacının davalıdan -tarihi itibariyle — TL tutarınca alacağının raporlandığı, davacının huzurdaki davada talebi: —.-TL , davacının dava tarihi itibariyle olası alacağının karşılaştırmalı tespitinin, ancak davalının da ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak sağlanabileceği, aksi durumda yapılan tespitin tek taraflı olacağı ve HMK 222/2 ve 3 fıkra hükümlerine aykırılık teşkil edeceği, HMK 222/3 maddesinde “ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi…” hükmünün mevcut olduğu, Bu çerçeveden bakıldığında, salt davacı defterleri ile yapılan tespitin, alacağın varlığını HMK hükümleri doğrultusunda kanıtlaması açısından (defter zımnında) yeterli olmadığı, HMK 222/3’e göre; defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanıp ispatlanmadığı hususunun davalı yan ticari defterleri üzerinden yapılacak tespit veya inceleme ile anlaşılabileceği, ancak son takdir ve kararın Sayın Mahkemenize ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bunun üzerine mahkememizce davalının ticari defterlerinin incelenmesi ihtarlı olarak kesin süre verişerek için tayin edilen inceleme gününe ilişkin davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen inceleme saatinde defterlerin hazır edilmemesi nedeniyle incelemenin yapılamadığına dair tutanak tanzim edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle ticari ilişkiden kaynaklı fatura alacağının tahsiline ilişkin olup iki tarafa da defter ve kayıtları sunmaları için duruşma zaptı tebliğ edilmiş olup davalı taraf kendisine verilen sürede defter ve kayıtları sunmadığından davacı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış olup yapılan incelemede davacının defter ve kayıtları kanuna ve usulüne uygun tutulmuş olup davacı lehine delil teşkil edebileceği davacının – tarihi itibariyle —TL davalıdan alacaklı olduğu davalının cevap dilekçesinde davalı şirkete en son – tarihinde ürün girişi olduğu bu tarihten sonra herhangi bir ürün girişi olmadığını beyan etmesi davacının – mart tarihinden sonra davalıya ürün sattığına ilişkin iddiasının olmadığını cevaba cevap dilekçesiyle beyan etmesi dava konusu faturaların en son – tarihinde olması, davalıya ihtarlı olarak tebligat yapılmasına rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığından Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun — tarihli — Esas, — Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi iş bu davanın davacı defterleri doğrultusunda davanın kabulü ile – TL alacağın ihtarnamenin tebliğ tarihide dikkate alınarak – tarihinden itibaren —- TL ‘nin ıslah tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-DAVANIN KABULÜ İLE,
-TL alacağın ihtarnamenin tebliğ tarihide dikkate alınarak — tarihinden itibaren — TL ‘nin ıslah tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış, 29,20 TL başvurma harcı, 3.358,69 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 14,44 TL tamamlama harcı olarak toplam 3.406,63 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 1.202,90 TL masraf olmak üzere toplam 4.609,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 17.750,40 TL vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 13.434,75 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 3.358,69 TL peşin harç ile 14,44 TL tamamlama harcı toplamı 3.373,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.061,62 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 18/12/2019