Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1294 E. 2018/1211 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1294 Esas
KARAR NO : 2018/1211
DAVA : Şirketten Çıkma ve Ayrılma Akçesinin Tahsili
DAVA TARİHİ : 28/11/2016
KARAR TARİHİ : 11/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Şirketten Çıkma ve Ayrılma Akçesinin Tahsili davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkilinin 5.000,00 TL kaydi sermaye ile davalı şirketin %10 hissedarı olduğunu; payı karşılığında şirketten ayrılmak istediğini zira;
Davalı şirket ile organik bağı olan———– arasında çalışırken işten çıkarıldığını fakat SGK’ya durumun “istifa etti” şeklinde bildirildiğini;
Davalı şirket ile organik bağı bulunan ———- %10 hissesi varken; devredilen hissenin bedeli verilmeden 19/07/2016 tarihinde alınan kararla şirketten çıkarıldığını; bu şekilde bedeli alınmamış hisse devrinin tamamlatıldığın;
Şirketin kar eden bir şirket olmasına rağmen kar payı dağıtılmadığını, kendisine bilgi verilmediğini;
Şirket araçlarının yöneticilerin şahsi işlerinde kullanıldığını;
Bu nedenlerle kendisi ile şirketin yöneticileri arasında gittikçe bir husumet oluşup, bu husumetin zaman içinde arttığını belirtip; şirketten haklı nedenle ayrılmasına karar verilmesini; şirketteki hissesinin rayiç değerininde tespit edilerek kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı şirket vekili, davayı kabul etmediklerini, davacının şirketten ayrılması için haklı herhangi bir sebebin söz konusu olmadığını; kendilerince davacıya gönderilen ihtarda da davacının şirketten çıkması konusunda şirketin bir iradesinin bildirilmediğini; tam tersine o ihtarda uzlaşmaya davet bulunduğunu; ancak davacının haksız bir itham ile bu ihtarı “şirkette ortaklıktan çıkmamı istiyor” şeklinde kullanmaya çalıştığını; davacının şirkete gelmediğini, toplantılara katılmadığını; dava dilekçesinde sözü geçen şirketlerle davalı şirket arasında gerçekten bir organik bağının bulunduğunu ancak o şirketlerde de hissesi bulunan o şirketlerden birinde davacının hissesini devrettiğini, diğerinde ise istifa ettiğini; organik bağı bulunan diğer şirkette gerçekten davacının işçi olarak çalıştığını ancak işe gelmediğine dair tutanaklarında bulunduğunu zaten bu nedenle davacının şirketten istifa ederek kendinin ayrıldığını; öte yandan davacının şirketten bilgi almak isteseydi şirkete başvurabileceğini, TTK’nun 614. Madde gereğince mahkemeye başvurabileceğini ve bu yolla şirket kayıtları hakkında bilgi alıp, inceleme yapabileceğini fakat bu yolda hiç bir başvurusunun bulunmadığını; şirket imkanlarınında yöneticiler tarafından iddia edildiği kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, TTK’nun 638/2 madde gereğince haklı nedenle şirketten çıkma davası ve payın rayiç bedelinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Mahkemece taraf delilleri toplanmış, davacı tanık göstermemiş, tanık gösteren davalıya ait tanıklar dinlenmiş; davacının bazı çıkma nedenleri ise, şirket kayıtlarında incelenmek suretiyle uzman bilirkişilerden rapor alınmış; tarafların tüm delilleri değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı tanıkları yeminli olarak dinlenilmiş olup; beyanlarında davalı şirketin diğer ortaklarının ve yöneticilerinin şirket araçlarını ve maddi değerlerini kendi şahsi işlerinde kullandıklarına dair herhangi bir bilgilerinin bulunmadığını; ancak davacı ile davalı şirketin yöneticisi ———— önceleri çok samimi oldukları, aralarında ağabey – kardeş ilişkisi bulunduğunu; davalı şirketle organik bağı olan şirketlerin bulunduğunu, bunların gurup şirketler olduğunu; gerek önceki yönetici ————– gerekse Erol isimli daha sonraki yönetici zamanında davacının bu şahıslarla samimi olduğunu hatta davalı şirket tarafından bir araç alınarak davacıya tahsis edildiğini; o zamanlarda davacınında şirket işlerini gerçekleştirdiğini; bir müddet sonra davacının şirketten fiili ayrılarak bir başka şirkete geçtiğini, o şirketinde aynı iştigal alanında işlem yaptığını hatta davacının … isimli davalı tanığına yeni geçtiği şirkette de davalı olan şirketle yaptığı ticareti yapabileceğini ileriye sürdüğü belirlenmiştir. Bu nedenle, dinlenen tanıklar davacının iddiasını doğrulamamış, davalının savunmasını teyit etmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da, davacımızın davalı şirketle organik bağı olduğu kabul edilen ———– 01/09/2016’da ayrıldığı, ayrılma nedeninin kayıtlara istifa olarak geçtiği; istifada davacının imzası bulunduğu, iptali içinde herhangi bir dava açılmadığı dolayısıyla bu sebebin ortaklıktan çıkma sebebi olarak ileriye sürülemeyeceği; keza davacının hissesinin devredildiği, organik bağı ile davalı şirkete bağlı —— defter ve belgelerinde de davacının %10 hisseyi değeri karşılığında devrettiği, resmi kayıtlara bu şekilde geçtiği, buna rağmen bedelini alamamışsa devrettiği ortağa karşı alacak davası açabileceği; keza davacının şirket işleyişi hakkında kendisine bilgi verilmediğine dair nedeninde tek başına ortaklıktan çıkma nedeni olamayacağı; bilgi isteme yönünden şirkete çektiği bir ihtarın bulunmadığı ya da mahkemeye şirket kayıtlarını inceleme ya da inceletmek için herhangi bir başvurusunun olmadığı, yine kar payı dağıtılmadığına ilişkin sebebinde bir çıkma nedeni olamayacağı; davacının davalı şirket yönünden kar payı dağıtmama hali “direngenlik” seviyesinde ise, mahkemeden kar payı alacağı talep etmesinin mümkün olduğu nazara alınarak; hazırlanan bilirkişi raporuda gerekçeleri ile birlikte kabule şayan bulunarak davacının şirket kayıt ve defterleri ile de ” haklı çıkma sebebi “ni ispatlayamadığı nazara alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Maktu ret harcından eksik 6,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, ancak karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine karar tarihindeki AAÜT gereği 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 11/12/2018