Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1271 E. 2019/144 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1271
KARAR NO : 2019/144
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/11/2016
KARAR TARİHİ : 13/02/2019
Mahkememizde görülen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücü … sevk ve idaresindeki ———— plakalı, … ya ait aracın; müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca asli ve tam kusurlu olarak çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı şirkete —- tarihinde başvuru yapılmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, ——- tarihli kaza tespit tutanağına göre — plakalı araç sürücüsünün müvekkillerin zararını doğuran kazada asli ve tam kusurlu olduğunun sabit olduğunu, kaza sonucu müvekkilin ağır şekilde yaralandığını belirterek belirterek müvekkili için HMK 107 md. Kapsamında şimdilik 100,00 TL sürekli sakatlık tazminatı ve 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın (sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) davalı şirket yönünden temerrüt tarihinden davalı şahıslar yönünden 26/06/2016 kaza tarihinden itibaren ticari faiziyle olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen 30.000,00 TL manevi tazminatın 26/06/2016 kaza tarihinden yasal faiziyle davalı şahıslardan olmak üzere birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Şirketi vekilinin dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen ——— plakalı aracın ———–poliçe nolu Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış bulunduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının, meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesi mümkün olmadığını, müvekkili şirketinin, ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabildiğini, dava konusu olayda tarafların kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun değerlendirilmesini, davacı meydana gelen zararın artmasına kendi kusurlu fiilleriyle sebep olduğu takdirde hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, dava konusu olay ticari bir iş yahut ilişkiye dayalı olmadığını, KTK ve TBK ilgili hükümleri karşısında haksız fiil iddiasına dayalı bedensel zarar talebi olduğunu, bu nedenle ticari faiz taleplerinin reddi ile her halde davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibariyle ZMMS poliçesi kapsamında tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce uyuşmazlığın davacının yaralandığı ———— tarihli kaza sebebiyle yaralanmasından dolayı maddi -manevi tazminat davası olduğu ancak maddi tazminat talebinden davalı … şirketi ile uzlaşıldığından dilekçe verildiği ve diğer davalılar yönünden talep edilebilecek manevi tazminat noktasında olduğu tespit edilmiştir.
Davacının Tüm sağlık evraklarının ATK’ya gönderilerek kaza sebebi ile yaralanmasına ilişkin var ise maluliyeti yada geçici iş göremezliğine dair rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 19/11/2018 tarihli raporunda, Mevcut tıbbi belgelere göre;—— oğlu, —-doğumlu …’ün —— tarihinde geçirdiği motosiklet kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak Gr1 XII (6a……25) A %29 x 2/3 = %19.33 E cetveline göre: %23.2 (yüzdeyirmiüçnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
Dosyanın kusur yönünden bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişi 11/05/2018 tarihli raporunda, davacı vekili tarafından dosya fotokopisi çıkarıldığında dosyanın kusur yönünden bilirkişi – — verilerek rapor aldırılmasına —– plakalı araç sürücüsü …’nın %100 (Yüzde Yüz) kusurlu olduğu, ——- plakalı motosiklet sürücüsü …’ün kazada kusurunun bulunmadığı, olayda başka kusurlu bulunmadığı ve kasıt olmadığı rapor edilmiştir.
Davacı vekili davalarının manevi tazminat yönünden kabulüne karar verilmesini, davalı … vekili raporda aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, manevi tazminatı gerektirecek bir husus bulunmadığını davacının manevi tazminat talebinin reddini talep etmiştir.
Davacı vekili 03/04/2017 tarihli dilekçe ile maddi tazminat talepleri yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderleri de dahil olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına manevi tazminat talepleri yönünden yargımanın devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 03/04/2017 tarihli dilekçesi ve ekinde ibraz ettiği “İBRANAME, FERAGAT VE SULH ANLAŞMASI” incelenmiş olup, Maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede Hükmedilecek manevi tazminat duyulan elem ve ızdırabın tam karşılığı olmayıp, mağdurlarda kısmen teskin duygusu yaratmaya yöneliktir. O halde taktir edilecek manevi tazminatın miktarı teskin duygusu yaratacak bir miktar olmalıdır. Manevi tazminat bir zenginleşme aracı da değildir. Acıya özendirir şekilde mağdura o tarihe kadar eline geçmemiş bir paranın manevi tazminat olarak hükmedilmesi de mümkün değildir. Manevi tazminatın miktarının taktirinde olayın ağırlığının da gözönüne alınmasının yanı sıra tarafların sosyal ekonomik durumlarının da değerlendirilmesi gerekir. Öte yandan manevi tazminat faile verilen bir ceza da değildir. Bu nedenle faili zaruret haline sokacak bir miktara da hükmedilemez. Olayda davacının ve davalı sürücünün kusur oranları da mahkememizce dikkate alınmış olup, bu açıklamalar itibarı ile davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile taktiren 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … dan kaza tarihi 26/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere,
1-Maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Kabule göre alınması gerekli 1.024,65 TL harçtan peşin alınan 102,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 922,18 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil ile hazineye irat kaydına,
3-Tarafların maddi tazminat yönünden yargılama ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile taktiren 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … dan kaza tarihi 26/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Manevi tazminat yönünden, davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre 2019 yılı AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … ‘dan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Manevi tazminat yönünden, davalılar … ve … kendilerine vekil ile temsil ettiğinden redde göre 2019 yılı AAÜT uyarınca davalılar yararına taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’ya ödenmesine,
7-Davacının peşin yatırdığı 102,47 TL harcın yargılama giderine katılmaksızın davalılar … ve … ‘dan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak bilirkişi ücreti, tebligat ve yazı gideri 1.263,55 TL ve 687,00 TL ATK ücreti ki cem’an 1.950,55 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekabül eden 975,28 TL yargılama giderinin davalılar … ve … ‘dan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2019