Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1252 E. 2022/315 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1252 Esas
KARAR NO : 2022/315

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2016
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

——– karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememizin ——- sırasına kaydının yapıldığı, mahkememizce—— sayılı karşı görevsizlik kararı temyiz edilmiş ve ——– karar sayılı ilamı ile yargı yeri mahkememiz olarak belirlenmekle mahkememizin yukarıda esas sırasına kaydı yapılan dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı ——————-satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davanın ——-peşin ödediğini,———taahhütnamesi uyarınca bakiye borcu için toplam 14 adet senet imzalayıp verdiğini, bu şirketin inşaata hiç başlamadığını, ancak aldığı senetleri 3. kişilere ciro ettiğini, —- Esas sayılı dosyasında bu şirkete karşı açılan menfi tespit davasında tüm senetler yönünden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu senetlerden ——- bedelli olanının son hamil … tarafından ———- müvekkili aleyhine takibe konulduğunu ileri sürerek, davalar arasındaki bağlantı nedeniyle bu dosyanın ———– Esas dosyası ile birleştirilmesine, bu senetler yönünden borçlu olmadığının tespitine ve senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili aleyhine ——- sayılı dosyası ile dava açıldığını, dava dilekçesinin henüz taraflarına tebliğ edilmemiş olup dosyanın açıldığını—– üzerinden öğrenildiğini, görevsizlik kararı —— sayılı dosyasından da hiçbir tebligat gönderilmediğini, davacının, aynı alacak için müvekkiline —— sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açtığını, bu nedenle, tarafları ve konusu aynı olan dava için derdestlik itirazında bulunduklarını, derdestlik itirazından dolayı ikinci açılan davanın reddedilmesi gerektiğini, davacının dilekçesinde davalı——- geçersiz sözleşme ile daire aldığını, ——– döndüğünü, ——– çakmadan———- davacıyı haciz tehditi altında bıraktığını, müvekkilinin ihtiyati tedbir kararını bile bile icra takibi başlattığını, senetlerin tüketici senedi olduğunu, TKHK 4m/5 fıkrası gereğince sadece nama yazılabileceğini, senetlerinin kendileri yönünden geçersiz olduğunu ileri sürdüğünü, müvekkilinin iyi niyetli 3. Kişi olduğunu, senetlerin kendisine alacağından dolayı ——– ciro yoluyla geçtiğini, ne senet borçlusu davacıyı,——cironto ———— tanımadığını, davacının, müvekkilinin——– tanıdığını, tedbir kararını bildiği yönündeki iddialarının hiçbirisinin doğru olmadığını, ayrıca müvekkiline hiçbir mahkemeden tedbir kararının da tebliğ edilmediğini, müvekkiline karşı mahkememizde dava açıldığının ——- görüldüğünü ve cevap dilekçelerinin yazıldığını, müvekkilinin önceki ciranta olan ve dosya borçlusu ——- olmayıp, ——- —— olduğunu,——- dolayı mağdur olduğunu, ——— alacağını alamadığını, bu nedenle de müvekkiline olan borçlarını ödeyemediğini ve müvekkilinin alacaklısı olduğu ——— dosyalarından icralık olduğunu, davacının müvekkilinden önceki cirantayı ——-gibi göstermesinin tamamen kötüniyet olup, mahkemeyi etkilemeye yönelik bir beyan olduğunu, Davacının ——— ——– şikayet ettiğini söylediğini ancak bu şikayetin davacı ile, edimini yerine getirmeyen——- arasında olup, müvekkilini hiçbir şekilde ilgilendirmediğini, aynı zamanda bu şikayetin müvekkili ile ve dava ile de bir ilgisinin olmadığını, ne birleşen dosyada, ne de eldeki davada sunulan deliller içerisinde müvekkilinin davacı ile —— arasındaki hukuki ilişkiyi bildiğini ispatlayacak en ufak bir delilin dahi olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli 3. Kişi olduğunu, senetlerin kendisine alacağından dolayı ——-yoluyla geçtiğini, ne senet borçlusu davacıyı,—— aradaki ———- tanımadığını, davacının ise senetlerin tüketici senedi olduğunu TKHK 4m/5 fıkrası gereğince sadece ——– yazılabileceğini, senedin kendileri yönünden geçersiz olduğunu savunarak takibin durdurulmasını ve iptalini, kendisinin tüketici olmasından dolayı işletilen faizin iptalini, %20 kötüniyet tazminatı ile %10 para cezasına hükmedilmesini talep ettiğini, bu taleplerinin yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin taraflar arasındaki tüketici sözleşmesinin tarafı olmadığından, taraflar arasındaki hukuki durumu da bilebilecek durumda olmadığından TTK.nun 690.maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 599.maddesinde; “… keşidecinin, lehtarla doğrudan doğruya arasında mevcut olan münasebetlere dayanan defileri, müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremeyeceğini, dolayısıyla eldeki davada TKHK 4m/5 fıkrasının uygulanamayacağını, davacının borçlunun temel borç ilişkisinden doğan def’ilerini senedi düzgün ciro zinciri ile ve iyiniyetle devralan müvekkili hamile karşı ileri süremeyeceğini, ayrıca davacının senedi bilerek ve isteyerek ————yazılı olarak düzenleyerek tedavül yeteneği kazandırmasının sonuçlarına katlanması gerektiğini belirterek davacının öncelikle takibin durdurulması taleplerinin reddi ile davanın reddine karar verilerek, takip konusu senet kambiyo senedi olduğundan uygulanan faizin yasaya uygun olması nedeniyle faizin iptali yönündeki taleplerin reddine, müvekkilinin iyiniyetli 3. Kişi olduğundan ve davacı tarafından müvekkilinin kötüniyetini ispatlayacak hiçbir delil sunulmadığından, sunulan tüm delillerin ilk alacaklı ———– ilgili olmasından dolayı verilen tedbir kararının kaldırılmasına, takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına ve alacağın %10’u oranında para cezasına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle yükleniciden alınan ——-peşin verilen senetlerin —- teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
————- karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … aleyhine menfi tespit istemi ile açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda —– esas sayılı dava ile——- esas sayılı davası arasında HMK. 166/4 maddesi anlamında bağlantı olduğu anlaşıldığından dosyaların birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
——–karar sayılı dosyasının incelenmesinde; birleşen ———-karar sayılı dosyasın —– tarihli ön inceleme duruşmasında verilen ara kararı ile … hakkında açılan davanın bu davadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydının yapılmasına, ——— karar sayılı dosyasında ise davacı … tarafından davalı——– satış sözleşmesinden kaynaklanan tüketicinin açtığı sözleşmenin iptali ve menfi tespit istemi ile dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen kararın ——- tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
—– esas sayılı dosyasından … — açılan davanın tefrik edilerek mahkemenin —— esasına kaydının yapıldığı ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen görevsizlik kararı uyarınca dosyanın mahkememizin —– esasını kaydının yapıldığı, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen——– karar sayılı kararı görev uyuşmazlığının çözümü için —–gönderilen dosyanın —— karar sayılı kararı ile mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiş olup davanın mahkememizin —– esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
——— sayılı dosyasının incelenmesinde; talep eden … tarafından karşı taraf——— ——–senetlerin —–Kişilere devir, temlik ve ciro edilmemesi ve ödemelerin durdurulması, icra takibi başlatılmaması için HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı uygulanmasını talep ettiği, mahkemece senet bedellerin toplamı üzerinden %15 nakdi ya da kesin ve süresiz teminat mektubu olarak güvence verildiği takdirde ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalı ….—- yemin teklif edilmiş olup davalıya usulüne uygun şekilde yemini yaptırılmak üzere —– Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, talimat mahkemesince davalı ..—– yemin yaptırılmak üzere davetiye çıkarıldığı, davalı …—- yemin teklifini kabul ettiğini ve yemin edeceğini, yalan yere yemin etmenin önemi ve sonuçlarını anladığını söyleyerek; “Davaya konu ——edilen—— bedelli —-senet ve icra dosyasındaki tüm feriler hakkında davacı …———alacaklı olduğuma, senedi aldığım ————— firma olduğunu ve müteahhit firmanın battığını öğrenmediğime ve bilmediğime, tüm dava dosyası kapsamında gerçeğe uygun cevap vereceğime, hiçbir şey saklamayacağıma —— ederim” diyerek icra edilen yemine sebat ettiğini beyan etmiştir.
Davacı ile dava dışı——– imzalandığı, bu sözleşme uyarınca davanın ——peşin ödediği, —— uyarınca bakiye borcu için toplam 14 adet senet imzalayıp verdiği, senetlerin 3. kişilere ciro edildiği, ——- dosyasında bu şirkete karşı açılan menfi tespit davasında tüm senetler yönünden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu senetlerden—- bedelli olanının son hamil … tarafından—–müvekkili aleyhine takibe konulduğunu ileri sürerek bu senetler yönünden borçlu olmadığının tespitine ve senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
—– esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ….—- borçlular …———- olmak üzere toplam ——-mahsus haciz yoluyla tahsili istemi ile takip başlatıldığı görülmüştür.
Davacımız aleyhine davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yaptığı, senetlerin incelenmesinde; düzenleyeni yani keşidecisi ..— lehtar, —- senet ile düzenleyeni yani——- ödeme tarihli ve———- bedelli senet olduğu, senetlerin öncelikli ——– —- bulunduğu, her ne kadar davacı ——— vaadi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme uyarınca davanın —— peşin ödediği, —-uyarınca bakiye borcu için toplam 14 adet senet imzalayıp verdiği, senetlerin 3. kişilere ciro edildiği,———– dosyasında davacı ile dava dışı —-. Arasındaki daire satışı ile ilgili yapılan sözleşmenin iptali ile verilen —— nedeniyle davacının dava dışı şirkete borçlu olmadığına karar verilmiş ise de senedin incelenmesinde daire satışına ilişkin sözleşme kapsamında verildiğinin belli olmadığı, davalımızın üçüncü ciranta olduğu, davacının senedin lehtarı olan müteahhit ve senetteki kendinden önceki ciranta ile el ve işbirliği içeresinde müteahhit arasındaki ilişkiyi bilerek aldığını ispat etmesi gerektiği, TTK 687 de de belirtildiği gibi senetten dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamillere karşı ileri süremeyeceğinden aksi durumun davalının kötüniyetli olduğu davacı tarafından ispatlanamadığından, açılan menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalının başlatmış olduğu icra —- ile alacaklıya ödeme yapılmamasına dair karar kapsamında herhangi bir alacaklıya ödenmeyen bir para bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL. harcın peşin alınan 170,78 TL. harçtan mahsubu ile bakiye 90,08 TL. harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm tarihindeki tarife uyarınca 5.100,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden ilgili tarafa iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacının yüzüne karşı, davalının yokluğunda açıkça okunup anlatıldı.