Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1219 E. 2019/1476 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1219 Esas
KARAR NO: 2019/1476
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 09/11/2016
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
Mahkememizde görülen Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dünyada – fazla ülkede hizmet sunan — bünyesinde yer aldığını, – genelinde de — yılından bu yana hizmet sunduğunu, müvekkil davacı şirketin davalı şirketle aralarında ticari ilişki kurarak yemek hizmeti sağladığını, verilen bu hizmetler karşılığında davalı borçlu şirkete faturalar düzenlediğini, davalı şirketin kendisine tebliğ edilen faturalardaki hizmet bedellerini ödemekle yükümlü olduğunu, davalıya sözlü ve yazılı olarak yapılan bildirimlere ve de taleplere rağmen davalı şirketin kendilerine sunulan hizmetler karşılığında ödemeyi taahhüt ettiği bedelleri ödemediğini, müvekkil şirketçe davalı borçlu tarafından ödenmeyen hizmet bedellerinden kaynaklı cari hesap alacağına ilişkin olarak davalı borçlu şirket aleyhine İst. -. İcra Md/rtürı – E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin haksız ve kötü niyetli olarak müvekkil şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle alacağın tamamına ve ferilerine İtiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, davalının iş ilişkisinin ve borcun neye dayandığını ve ne şekilde faturalandırıldığını gayet iyi bildiğini, bu hususun müvekkil şirketin ticarî defterlerinde yapılacak inceleme ile açıklık kazanacağını, taraflarınca itirazın iptali davası yerine işbu alacak davasını ikame etme zorunluluğunun hâsıl olduğunu, bu sebeple müvekkil şirketin, taraflar arasındaki ilişkidenkaynaklı alacağının fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalı aleyhine İst.–. İcra Md.’ nün – E. sayılı dosyası ile başlatılan takip tarihi olan- den itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsilini talep etmelerinin hâsıl olduğunu iddia ederek, davanın kabulünü, fazlaya ve faize ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı şimdilik -TL tutarındaki alacağın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın icra takibinde ne kadar alacaklı olduğunu bildiği halde alacak davası açarken — TL üzerinden dava açtığını, alacaklı olduğunu iddia eden davacının kötü niyetli olduğunu ve eksik harç ödemek maksadıyla kısmi dava açtığının aşikâr olduğunu, her ne kadar davacı taraf, müvekkili davalı şirketten alacaklı olduğunu iddia etse de müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, ayrıca dava dilekçesinde bahsedilen müvekkilin söz konusu cari hesap alacağının, iş ilişkisinin ve borcun neye dayandığı ve ne şekilde faturalandırıldığını bilmesinin hukuken itibar edilebilir bir iddia olmadığını, buna ilişkin prosedürlerin TTK gereği yazılı olması gerektiğini, oysa davacının müvekkil şirkete usulüne uygun olarak tebliğ ettirdiği bir cari hesap mutabakatı, ihtarname vs. olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete yemek hizmeti verildiğinin ispat yükümlülüğü altında olduğunu ve bunu yazılı belgelerle ispatının gerektiğini, davacı tarafın cari hesaba dayalı bir ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmişse de taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşmeyi dosyaya sunmadığını, cari hesap ilişkisinin likit olmadığını, taraflar arasında ticari ilişkiye konu bir sözleşme dosyaya sunulmadığını, faturaya dahil alacakların cari hesap ilişkisini gösterebilecek olup, cari hesap ilişkisinde taraflar arasında mutabakat yapılmadığı sürece borç alacak durumunun kesin olarak belirlenememekte olduğunu, bu nedenle alacağın varlığının yargılanmayı gerektirdiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmeden faiz talep edilemeyeceğini, cari hesap ilişkisinde faizin işlemeye başlaması için borçlunun temerrüde düşmesinin gerektiğini savunarak, usule ve zamanaşımına ilişkin itiraz ve defi taleplerinin dikkate alınmasına, davacının taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esasta reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasına ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen İst. -. İcra Müdürlüğü’ nün – E. sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı takip alacaklısı şirket, davalı takip borçlusu şirket aleyhine – tarihinde, dayanağı C/H’ tan Kaynaklı Alacak olan — TL Asıl alacağın ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %11,75 ticari faizi ile birlikte tahsili için icra takibine başvurulduğu, davalı takip borçlusunun şirket ödeme emrini – tarihinde tebellüğ etmiş olduğu, ilgili İcra Müdürlüğüne yasal süresi içerisinde vekilleri vasıtasıyla vermiş oldukları– tarihli itiraz dilekçelerinde; müvekkili Şirketin —– olduğunu, işbu icra takibinin İst. And. İcra Müdürlüklerinde açılması gerektiğini, ayrıca müvekkili takip borçlusu şirketin alacaklı şirketle borç miktarında mutabık bulunmadıklarını beyanla, hem yetkiye, hem de borca itiraz ettikleri ve takibin durdurulmasını talep ettikleri görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; ihitilafın davacı tarafından davalıya faturaya konu hizmeti vermiş ise bedelinin ödenip ödenmediği ve miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir. Dosyada mübrez bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin davalı şirketten dava tarihi itibarıyla —TL asıl alacağı bulunduğu, davacı şirketin talebinin şimdilik – TL olması ve taleple bağlılık gereği — TL alacak talebinin yerinde olduğu, davacı tarafından davalı şirket aleyhine — TL asıl alacak üzerinden talebi ikame edilmiş İstanbul –. İcra Md. — E. Sayılı takip dosyasında, ödeme emrinin davalı şirkete — tarihinde tebliğ edildiği, davacı şirketin temerrüt taleplerine ilişkin takdirin yüce mahkemeye ait olacağı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin — tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ettiği ve ıslah harcını mahkeme veznesine yatırmış olduğu makbuz suretini dilekçe ekinde ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; davanın taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak davası olduğu, davacı tarafından davalı hakkında İstanbul– .İcra üd.—E. Sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığı ancak itirazü zerine takibin durduğu eldeki davanın ise takibe dayanmayan alacak davası olarak açıldığı, davacı tarafından talep edilen alacağın ticari nitelikte olması ve tarafların tacir olması nedeni ile davacı tarafından ticari defterlere dayanıldığı ve mali müşavir marifeti ile yapılan incelemede her iki tarafın ticari defterlerinin TTK 64 ve devamı maddeleri ile V.U.K na göre usulüne uygun olarak tutulduğu ve HMK 222 maddesi anlamında delil niteliğinde bulunduğu, davacı defterlerine göre davacının davalıdan — TL alacaklı olduğu davalı kayıtlarına göre de davacının davalıdan — TL alacaklı bulunduğu, mutabakatsızlığın davalı kayıtlarında yer alıp davacı kayıtlarında yer almayan -adet çek çıkışından kaynaklandığı, ancak bu çeklerin ödendiğine ilişkin davacı kayıtlarında bir kayıt bulunmadığı gibi davalı tarafından da bu konuda bir ödeme makbuz sunulmadığı anlaşılmakla davanın açıldığı ilk miktar — TL yönünden dava tarihinden itibaren, bakiye — TL ye ıslah tarihi olan— tarihinden itibaren taraflar tacir olmakla 3095 S:Y nın 2/2 maddesi gereğince işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
DAVANIN KABÜLÜ İLE; – TL ye dava tarihinden, – TL ye —ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 8.358,06 TL harçtan, peşin alınan 29,20 TL ile ıslah harcı 2.075,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.253,86 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 29,20 TL peşin harç, 2.075,00 TL ıslah harcı toplamı 2.133,40 TL ile 875,00 TL bilirkişi ücreti ve posta giderleri olmak üzere toplam 3.008,40 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 12.538,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/12/2019