Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1206 E. 2019/278 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1206 Esas
KARAR NO : 2019/278
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/11/2016
KARAR TARİHİ: 13/03/2019
Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket ile Davalı Şirket arasında Ticari Satım Sözleşmesi kurulmuş olup, müvekkili davacının yüklendiği edimi yerine getirerek malları davalıya teslim etmiş olduğunu, ancak davalının üzerine düşen para borcu edimini ifa etmediğini, davalı borçlunun müvekkil şirkete borcunu ödememesi nedeniyle İst. And. 20.lcra Md.———– E. Sayılı Dosyasıyla İlamsız İcra Takibi başlatıldığını, davalının takibe, borca ve faize itiraz ettiğini, Müvekkili Şirket ile Davalı Şirket arasındaki Ticari Satım nedeniyle davalı şirket adına düzenlenen 3 Adet Faturaya ilişkin olarak yasal süresi içinde bir itiraz bulunmadığını ve Toplam 31.541,40 TL Borca karşılık davalı şirketin 14.843,20 TL ödeme yaptığını ve müvekkili şirketin cari hesaplarında davalının halen 16.698,20 TL Borçlu olarak göründüğünü, davalı ile İletişime geçilmesine rağmen bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin faize itirazının da haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davalı şirketin vaki itirazının İptaline, takibin devamına, kötüniyetin sabit olduğundan Alacağın %20′ sinden az olmamak üzere İcra İnkâr Tazminatı mahkûmiyetine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacı Şirketin Dava Dilekçesinde yer verdiği faturalardan ———- Nolu,—— TL Bedelli Faturaların davacı şirketçe düzenlenerek Müvekkili Şirkete gönderildiğini ve Müvekkili Şirketçe Ticari Defterlerde Kayıt altına alınarak cari hesaba katıldığını, ancak davacı şirketin bahsetmiş olduğu ———- bedelli faturanın müvekkil şirkete gönderilmediğini, davacı şirketin böyle bir fatura düzenlemişse bile herhangi bir dayanağının bulunmadığını, söz konusu faturanın müvekkili kayıtlarında yer almadığını, müvekkili şirketin faturaya konu olacak bir borcu bulunmadığı gibi müvekkili şirket kayıtlarında davacıdan 847,55 TL Alacak olduğunun görüldüğünü, müvekkili Şirket tarafından davacıya 08.12.2015 Tarihinde 10.000,00 TL, 09.01.2016 Tarihinde 12.200,00 TL olmak üzere toplam 22.200,00 TL ödeme yapıldığını ve karşılığında 2 adet tahsilat makbuzu alındığını, davacının bu iddialarının kendi düzenledikleri tahsilat makbuzlarıyla çeliştiğini, yapılan ödemelerin yanında müvekkili tarafından düzenlenip davacıya gönderilen ———– bedelli İade Faturalarına davacı şirket tarafından itiraz edilmediğini, Müvekkili Şirket tarafından yapılan ödemeler ve iade faturalarının toplamının 25.530,20 TL olduğu ve bu durumda müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı gibi aksine 847,55 TL Alacağı olduğunun görülmekte olduğunu,davacının talep ettiği gibi alacağın 17.575,20 TL olmayacağını, ancak söz konusu faturanın müvekkili şirkete gönderilmediğini, şayet müvekkili şirketin eline geçmiş olsa dayanağı bulunmayan bu faturaya itiraz edilmiş olacağını, müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini, haksız icra takibi nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
İstanbulAnadolu 20.İcra Müdürlüğünün ———- E. sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 17.575,20 TL ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 24/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 28.06.2016 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu görülmüştür.
HMK 142.maddesi uyarınca zaman aşımı itiraz ve definin ileri sürülmediği görüldü, davanın İİK 67.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflar arasındaki ticari ilişki ihtilafsız olup, ihtilafın davacının takibe konu edilen faturadan kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın ilişkin tüm yasal ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi 18/04/2018 tarihli raporunda, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş ———- bedelli satış faturası içeriği malların davacı şirketçe davalı şirkete teslimine ilişkin sevk irsaliyeleri ve faturanın tebliğine ilişkin belgelerin ispat yükü üzerinde olan davacı şirketçe dosyaya sunulması, davalı şirket kayıtlarında yer alan, ancak davacı şirket kayıtlarında yer almadığı görülen, davalı şirketçe davacı şirket adına düzenlenmiş ———– bedelli irsaliyeli iade faturası içeriği malların davalı şirketçe davacı şirkete teslimine ve irsaliyeli faturanın tebliğine ilişkin belgelerin ispat yükü üzerinde olan davalı şirketçe dosyaya sunulması, davalı şirketçe davacı şirkete, davacı şirketin düzenlediği ——- nolu tahsilat makbuzu mukabilinde keşide/ciro edilmiş olan;——- numaralı, —- ödeme vadeli —–TL tutarlı çekin (Ön/Arka yüz)akıbetinin muhatap bankadan dosyaya celbi halinde; taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisinin varlığı ve varsa miktarının belirlenerek denetime elverişli ek bilirkişi raporu hazırlanabileceği rapor edilmiştir.
Bilirkişi 29/11/2018 tarihli ek raporunda, davacı şirketin 16.698,20 TL asıl alacak ve 877,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.575,20 TL talep üzerinden harçlandırmak suretiyle itirazın iptali istemi ile ikame etmiş olduğu işbu davada davacı şirketin takip dava tarihi itibarıyla davalı şirkete 160,55 TL borçlu durumda bulunduğundan davalı şirketin davanın dayandığı takibe yapmış bulunduğu itirazın yerinde olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekili rapora itirazla davalarının kabulünü, davalı vekili de davanın reddini talep etmiştir.
Dava İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olup, takibe sıkı sıkya bağlı dava olduğu, takibin dayanağı fatura alacağı olup, taraflar tacir olmakla tarafların kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi marifeti ile inceleme yapıldığı ve denetime olanak verecek şekilde hazırlanan rapora göre tarafların ticari defterlerinin TTK 64 ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun olarak uttulduğu ve HMK 222 maddesi anlamında delil niteliğinde bulunduğu, davacı şirket kayıtlarında davacının 16.898,20 TL alacaklı olduğu, davalı şirket kayıtlarına göre davalının davacıdan kesilen iade faturaları ile cari hesap bakiyesinden 847,55 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından ciro edilerek verilen —- Şubesi ne ait 10.000,00 TL lik çekin davalının lehdar , davacının ciro ile teslim aldığı çek olduğu ve takas ortamında tahsil edildiği, davalı şirketin vermiş bulunduğu bu çek ile bu miktar borcundan kurtulduğu, davacı kayıtlarında yer alan ancak davalı kayıtlarında yer almayan 6.858,75 TL lik faturaiçeriği malların davalıya teslimine ilişkin bir irsaliyeninde bulunmadığı, bu miktar fatura alacağına ilişkin ürünlerin teslimi davacı tarafından kanıtlanmadığından davalının itiraz tarihi itibarı ile itirazının yerinde olduğu açılan itirazın iptali davasının reddi ile davacı tarafından yapılan takibin hem haksız hem de kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmadığından davalının İİK 67/2 maddesi gereğince talep ettiği tazminatın reddi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere,
1-İtirazın iptali talebinin REDDİNE,
2-Davalının şartları bulunmayan tazminat talebinin de reddine,
3-Peşin alınan 212,27 TL harçtan alınması gerekli 44,40 TL harcın mahsubu ile 167,87 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden 2019 yılı AAÜT tarifesi uyarınca davalı yararına taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından artan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/03/2019