Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1181 E. 2019/510 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1181 Esas
KARAR NO : 2019/510
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/10/2016
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı borçlunun müvekkili şirket ile ticari faaliyetleri söz konusu olup, bu ticari faaliyetler karşılığında da davalı müvekkili şirkete borçlandığını, Fatura bedelinin ödenmemesi üzerine, Müvekkili şirket tarafından davalı borçluya ——.Noterliği’nin ——— yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, İhtarnameye karşın halen ödeme alınamaması sonrasında ise; müvekkili şirket tarafından İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün———Esas sayılı dosyası ile cari hesap ve fatura alacağına dayalı olarak borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, Ancak karşı tarafça hukuka aykırı bir şekilde takibe, borca, ve tüm ferilerine itiraz edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün ———– Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına, Davalı yanın %20’den aşağı olamamak kaydı ile icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkilinden alacağı olduğunu iddia ettiği 25.200,15 TL’nin yasal dayanağının olmadığını, davacının, dava dilekçesinde alacağının kaynağını ve açıklamasını yapmadığını, Tümüyle afaki taleplerle müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia etdiğini, Müvekkili kayıtlarında bulunan faturaların davacı kayıtlarına alınmamış/alınıp iade edilmiş olduğunu, davacı tarafından haksız olarak düzenlenen iade faturalarının müvekkili tarafından kabul edilmediğini ve kayıtlara alınmadığını, bu durumda ise tarafların hesap bakiyeleri arasında toplam 21.868,33 TL fark oluştuğunu, Bu sayılı faturalara ek olarak davacı kayıtlarında da müvekkilinin düzenlediği bir adet fatura ve müvekkili tarafından yapılan bir adet havale ödemesi ve 200,00 TL değerinde eksik alacak kaydı yapıldığı tespit edildiğini, Buna göre; Müvekkilinin, davacıya yapmış olduğu 1.095,29 TL tutarında havale ödemesi davacı kayıtlarında bulunmadığını, davacının ürünleri iade almasına rağmen müvekkili tarafından düzenlenen ürünün iade faturasını kayıtlarına almayarak haksız bakiye oluşmasına neden olduğunu, davacı tarafın alacak iddiasına dair hiçbir açıklama içermeyen icra takibinde bulunması itirazlarının haklılığının tek başına göstergesi olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz fahiş talepli davanın reddine, kötüniyetle başlatılan ilamsız icra takibi nedeniyle, davacının takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Mahkememizce taraflar arasında mal alım satımı konusunda sözleşme ihtilafsız olup ihtilafın davacının davalıya takip dosyasındaki faturalardan kaynaklı malları verip vermediği ve bu faturadan kaynaklı alacağı var ise miktarı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
İstanbulAnadolu 19.İcra Müdürlüğünün ——– E. sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 25.200,00 TL ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 29/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin takibe, borca ve ferilerine itiraz üzerine takibin durduğu, davanın HMK 142.maddesi uyarınca zaman aşımı itiraz ve definin ileri sürülmediği görülmüş, davanın İİK 67.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın tüm yasal ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi 10/04/2018 tarihli raporunda, davalı şirket itiraza konu ettiği iade faturalarının zamanında ve usulüne uygun olarak tanzim edilmediği, davacı şirketin, 22/08/2016-tarihli Cari Hesap Ekstresinden kaynaklı davalıdan 23.030,83 TL alacaklı bulunduğu, takip tarihinden itibaren davacı şirketin, davalı şirketten yıllık %10,5 ve değişen oranlarda avans faizi isteyebileceği rapor edilmiştir.
Davalı vekili tarafından rapora karşı ödeme konusunda itiraz edildiği, davacı vekili de raporun usulüne uygun bir şekilde düzenlendiğini belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
Mahkememizce dosyanın önceki bilirkişiye verilerek davanın itiraz ve ödeme bilgileri değerlendirilmek sureti ile ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi 06/12/2018 tarihli ek raporunda, davalı şirketin itiraza konu ettiği iade faturalarının zamanında ve usulüne uygun olarak tanzim edilmediği, davacı şirketin, 22/08/2016 tarihli cari hesap ekstresinden kaynaklı davalıdan 23.030,83 TL alacaklı bulunduğu, takip tarihinden itibaren davacı şirketin, davalı şirketten yıllık %10,5 ve değişen oranlarda avans faizi isteyebileceği rapor edilmiştir.
Davacı vekili davanın kabulünü, davalı vekili de bilirkişi raporunun hatalı olduğu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava icra takibine konu faturalardan kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında süregelen mal alışverişinin ihtilafsız olduğu, tarafların defter ve kayıtlarının TTK 764 ve devamı ile V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu ve HMK 222 maddesi anlamında delil niteliğinde bulunduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ana kaynağının iade faturalarında toplandığı,iade faturasının VUK 232 maddesinde mükellefler için yasal bir zorunluluk olduğu, fatura türlerine ilişkin TTK da bir ayırım bulunmadığı ancak uygulamada ihtiyaç nedeni ile mevzuaatta tamamlanmamış tacirler arasında uygulamada teamülen geliştirilmiş bir fatura türü olduğu, TTK 23/1-f maddesinde ayıplı bir mal için satıcıya bildirilmesinin zorunluluk olduğu, TTK 21/2 maddesi gereğince 8 günlük süre içinde faturaya itiraz etmeyerek ve iade etmeyerek ticari defterlerine borç kaydeden tacirin fatura münderacatını aynen kabul etmiş sayılacağı,,somut olayda tarafların cari hesap ekstrelerinde davacı ile davalı arasındaki alacak bakiyesinin 31.12.2015 itibarı ile 24.138,35 TL olduğu, takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 23.030,83 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin iade faturası keserek itiraza konu ettiği faturalarla ilgili iade faturalarının süresinin geçtiği, davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 23.030,83 TL alacağı olduğu anlaşıldığından itirazın bu miktar üzerinden iptali ile ,fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine,itirazın iptaline karar verilen bu miktara takip tarihinden itibaren taraflar tacir olmakla 3095 S.Y 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanması ve davalının inkar ettiği asıl alacak likit ve bilinebilir olduğundan İİK 67/2 maddesi gereğince asıl alacak 23.030,83 TL nin % 20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine, davalının talep ettiği kötü niyet tazminatının ise davacının takip yapmakta hem haksız hemde kötü niyetli olduğuna dair kanıt bulunmadığından reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının İst. And. 19. İcra müd. ————E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 23.030,83 TL üzerinden iptali ile takibin devamına,
2-Takip tarihinden itibaren bu miktara 3095 sayılı yasanın 2/2 mad. Gereğince avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin itirazın iptali istemin reddine,
3-Davalının İİK 67/2 mad. Gereğince inkar edilen 23.030,83 TL’nin %20’si oranında taziminat ile mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalının reddedilen miktar üzerinden talep ettiği tazminatın şartları bulunmadığından reddine,
5-Kabule göre alınması gerekli 1.573,24 TL harçtan peşin alınan 442,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.130,93 TL harcın davalıdan tahsil ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre 2019 yılı AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 2.763,70 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden redde göre 2019 yılı AAÜT uyarınca davalı yararına taktir olunan 2.169,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Davacının peşin yatırdığı 442,31 TL harcın yargılama giderine katılmaksızın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 29,20 TL başvurma harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti, 69,00 TL tebligat ve yazı giderleri ki cem’an 898,20 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekabül eden 820,88 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Hüküm kesinleştiğinde takip dosyasının iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/04/2019