Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1147 E. 2022/200 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1147 Esas
KARAR NO : 2022/200

DAVA : Genel Kurul Kararlarının İptali
DAVA TARİHİ : 18/10/2016
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararlarının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %33 oranında hissedarı olduğunu, davalı şirketin 5 hissedarının bulunduğunu, müvekkili dışında—- olduğunu; müvekkili —— muhalefetlerin zapta geçirildiğini;— kararın şirket yöneticilerinin seçilmesiyle ilgili olduğunu; şirketin diğer 4 ortağının — olduklarını, müvekkilinin ise, değerlendirme uzmanı olduğunu; diğer ortakların kendi aralarında anlaşıp müvekkilini dışlayarak, birbirleri lehine oy kullanmak suretiyle dördünün de şirket yöneticisi olarak seçildiklerini; bir tek davacının şirket yöneticisi olamadığını; bu kararın kötü niyetli bir karar olduğunu, eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini; 10 nolu kararda ise, yöneticilerin huzur haklarıyla ilgili olduğunu;——-belirlenen ——- belirlenen —- hakkının çok fahiş olduğunu,—— hakkı dağıtması gerektiğini; şirketin —- dağıtırken bu —- kabul edilemez olduğunu belirterek; ——- karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı şirket vekili, davanın TTK 445 maddesi gereğince 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını bu nedenle reddi gerektiğini, davacının TTK 448/3 maddesi gereğince teminat yatırması gerektiğini; yöneticilerin genel kuruldaki oylama sonunda seçildiğini, oylamanın usulünce yapıldığını; yönetici seçiminin tamamen—- bulunduğunu, bu nedenle davacının talebinin kabul edilemez olduğunu; yöneticilere taktir edilen —- fahiş olmadığını, şirketin ekonomik durumuna aykırı olmadığını; diğer dört ortağın iptali istenen —- yılındaki — davacının da olumlu oyuyla seçildiklerini; aradan geçen zaman içinde çalışıp şirketi bugün ki haline getirdiklerini, bu nedenle davacının talebinin iyi niyetli kabul edilemeyeceğini; yönetim kurulunun dört üyeden oluşacağının oy çokluğuyla karara bağlandığını, yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin 3 yıl olabileceğinin TTK 362 maddede düzenlendiğini ve eşit işlem ilkesine aykırı olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, TTK 445. maddeye dayalı olarak açılan—– iptali davasıdır. Davacının %33 hisse ile şirket ortağı olduğu, —- katıldığı, iptali istediği her iki kararla da muhalif —— kullandığı, kısa da olsa kararlarda muhalefet gerekçesinin yazıldığı; davacının —-, her iki kararında —– suretiyle alındığı görülmüştür.
Davalı taraf her ne kadar davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını ileriye sürmüş ise de,—-sürenin son günü ——— Mahkemesinde, mahkememize gönderilmek üzere açıldığı, bu nedenle 3 aylık hak düşürücü sürenin geçmemiş bulunduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce, iptali istenen —- incelenmiş, şirketin kayıtları da toplanmış; uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış olup,
Mali müşavir —–hazırlanan 10/12/2021 tarihli raporda, 18/07/2016 tarihli genel kurulda yönetim kurulu seçimiyle ilgili 8. Maddede, yönetim—seçilmesine oy çokluğuyla karar verildiği, davacımızın yönetim kurulu üye sayısının 5 kişi olmasını önerdiği, kendisinin de yönetim kurulu üyesi olmak istediğini, böylece şirketin tüm ortaklarının yönetim kurulu üyesi olmasını istediğini belirterek aday olduğunu bildirdiği; ancak davacı pay sahibinin yönetici olmakla ilgili teklifinin oy çokluğuyla ret edildiği rapor edilmiştir. Bilirkişi heyeti, yönetim kurulu üyelerinin sayısının ve görev sürelerinin belirlenmesinin genel kurulun yetkisi kapsamında bulunduğunu, şirketin esas sözleşmesinde yönetici seçilmesi için farklı bir nisap ön görülmediği bu nedenle TTK hükümleri uyarınca bu konuda oy çokluğuyla karar verilebileceği; dava dışı—– ortağın kendi —- katılmaksızın diğer üç ortağın oyuyla davacının karşı oyuna rağmen oy çokluğunu sağladığı; bu nedenle yönetici seçimi içinde oy çokluğunun sağlandığı; bu seçimin tamamen — olduğu belirtilerek, bir iptal sebebinin bulunmadığını rapor etmişlerdir. Bilirkişi raporu mahkeme için taktiri bir delildir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, dava konusu olan şirketin iştigal sahasının “—- — gayrimenkule dayalı hak ve paydaların belirli bir tarihteki muhtemel değerlerinin bağımsız ve tarafsız olarak bu değeri etkileyen —niteliği, —- alanda kabul görmüş değerleme —- taktir edilmesi konusunda, — belirlenen esaslar çerçevesinde değerlendirme raporu hazırlama ” —çalışmaları yapmak,— yapmak…. gibi bir sahada bulunduğu, yönetici seçilen diğer — olduğu, davacının ise, — uzmanı olduğu; şirketin gayesinin yerine gelmesi yönünden bu kadar mühendis ve mimarın yanında davacının da yönetici olmasının daha gerekli olduğu; şirketin 5 ortağı varken ve davacı dışında tamamı yönetici seçilmişken davacıyı — tutmak, huzur hakkından faydalandırmamak şeklinde gerçekleşen kararın dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği; iptali istenen —- kuruldan daha önceki genel kurullarda davacının diğer dört ortağın yönetici seçilmesini kabul edip kendisinin yönetim kurulu dışında kalmasına razı olmasının;— peşinen kabul etmiş anlamına gelmeyeceği; 18/07/2016 tarihli bu genel kurulda kendisinin de yönetici seçilmesini talep ettiği ve seçilmediği için muhalif oy kullandığının tutanağa geçmiş olduğu nazara alınarak, muhalif oy ve zapta geçirme şartının da gerçekleştiği kabul edilmiş, mahkememizce alınan bu karar dürüstlük kuralına aykırı bulunduğundan dolayı iptaline hükmedilmiştir.
İptali istenen 10 nolu kararda ise, davacı muhalif oy kullanmış ise de, muhalefet sebebini tutanağa geçirtmediği, tutanakta yer almadığı görülmektedir. Bu nedenle davacının esasen iptal hakkı yoktur. Kaldı ki, bir an için muhalefet gerekçesinin de zapta geçirilmiş olduğu değerlendirilse bu kez de şirketin bilirkişi raporunda incelenen maddi durumu, faaliyetleri, kazancı nazara alındığında yönetim kurulu üyeleri için belirlenen huzur hakkının şirket bünyesine ve ekonomik durumuna aykırı olmadığı; genel kurulda oy çokluğuyla alındığı, mali incelemenin sonunda da alınan bu huzur haklarının miktarı yönünden hukuka bir aykırılık bulunmadığı, şirketin ekonomik durumunun huzur haklarını kaldırabilecek nitelikte olduğu nazara alınarak—iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmiş,
Bu gerekçelerle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
Davalı şirketin — tarihli genel kurulunda alınan;
—olup yönetici seçimiyle ilgili olan kararın TTK 445 maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle iptaline,
Aynı genel kurulda alınan — numaralı kararın iptaline ilişkin davacı isteminin reddine,
Davacının kendisinin de şirkete yönetici seçilmesine dair talebin mahkememizin buna yetkisi bulunmadığı sebebiyle reddine,
Dava maktu harca tabi bulunduğundan maktu harçtan eksik 51,50 TL harcın davalı şirketten alınarak hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan 58,40 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcının tamamı ile —- bilirkişi inceleme ücretinin 1/2’si olan ( iki kararın iptalinin istendiği, birinin iptal edildiği diğerinin reddedildiği nazara alınarak ) 1.464,75 TL toplamı 1.623,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki— iptali istenen iki karardan biri iptal edilip diğeri yönünden dava reddedildiği sebebiyle kendisini vekil ile temsil ettiren her iki taraf lehine de 5.100,00’er TL maktu vekalet ücreti taktirine, birbirlerinden alınmasına,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak oy birliğiyle verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.