Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1088 E. 2019/1308 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1088 Esas
KARAR NO : 2019/1308
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/10/2016
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin gıda işi ile iştigal ettiğini, davalı üretici firmanın distribütörü ve yetkili satıcısı——- alımı konusunda —- tarihinde sözleşme imzalandığını, firmanın nakliye ve ithalat işleri birbirleriyle bağlantısı olan —- —tarafından yapıldığını, sözleşmeye göre gümrük-ithalat-nakliyat bedellerinin satıcı firma olan davalıya ait olacak şekilde anlaştıklarını, teslimat süresinin — gün olarak belirlendiğini, müvekkilinin sözleşmeye istinaden— doları karşılığı -TL’yi sözleşmenin imzalandığı tarihte —- aracılığı ile gönderdiğini, bakiye kalan miktar için – eşit senet verdiğini, söz konusu makinenin teslim süresi- gün olmasına rağmen – gün geçmesine rağmen teslimatın yapılmaması üzerine davalıların arandığını. Aradan geçen – ay’lık süre sonunda davalı —- şirketi yetkililerinin müvekkilini arayarak makinenin getirilebilmesi için makine bedeli adı altında — TL para talep ettiklerini, müvekkilinin talep edilen bu meblağı havale ile gönderdiğini, makine bedelinin ödenmesine rağmen teslim edilmediğini, müvekkilinin tekrardan araması üzerine——— bulhunan üretici firmaya para gönderilmesi istenmiş, müvekkilinin — havale ile — bulunan —.– davalı— Adına— doları gönderdiğini, bunun üzerine üretici firma tarafından dava konusu makinenin — tarihinde – gönderildiğini, müvekkilinden talep edilen yük teslim taşıma bedeli olan —-dolarının banka havalesi ile gönderildiğini, sözleşmede gümrük-ithalat-nakliyat bedelleri satıcıya ait olduğu kararlaştırılmasına rağmen müvekkilinin bir an önce makinenin eline ulaşması amacıya kendisinden talep edilen – TL gümrük bedelini de ödediğini, makinenin müvekkilinin bulunduğu- iline gönderildiğini, – nakliye için -TL nakliye bedelinin de yine müvekkili tarafından ödendiğini, söz konusu makinenin çalıştırıldığında istenilen performansı göstermediğini ve makinenin ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduklarını, sözleşmeden dönme beyanını, hatalı ve ayıplı makinaların iade alınmasını, bundan dolayı meydana gelen tüm zararların toplamı – TL’nin iadesini talep etmelerine rağmen müvekkiline sadece -TL ödeme yapılhdığını bakiye bedelin bu güne kadar ödenmediğini, ayıplı makinenin halen —-müvekkiline ait işyerinde bulunduğu, çalışmadığını ve korunaklı bir şekilde saklandığını, müvekkilinin işlerini getiştirmek için makineyi satın aldığını ve bunun için —- TL bankadan kredi kullanmak zorunda kaldığını, makinenin ayıplı olması nedeniyle iş yapamadığını bu nedenle maddi ve manevi olarak çöküntüye uğradığını idida ile ayıplı makinenin iade alınmasını ve zararının şimdilik – TL’sinin temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili —- Arasında yazılı yada sözlü herhangi bir anlaşma bulunmadığından —- hukuki ilişkinin tarafı olmadığını, bu sebeple bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, diğer müvekkil taraflarca imzalanmamış olan — tarihli sözleşmede her ne kadar satıcı olarak tesmiye edilmiş ise de sözleşme münderecatından ve özellikle de maddi vakıaların cereyanından anlaşılacağı üzere —- sadece mümessil olarak hatta belki de sadece ticari tellal olarak vasıflandırılabileceğini, zira davacının ödemeyi doğrudan yurt dışındaki üretici firmaya yaptığını, ayrıca ithalat masraflarını da kendisinin karşıladığını, bu nedenle satılanda bir ayıp var ise bu ayıptan üretici ve satıcı olarak isimlendirilemeyeceğini, — firmasının sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafça delil olarak sunulan protokolde tarafların imzasının bulunmadığını ortada her iki tarafı bağlayan bir protokol bulunmadığından davacının davasının reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarakda dava konusu makinede herhangi bir ayıbın bulunmadığını, müvekkilinin her ne kadar imzasız da olsa sözleşme gereği edimini hakkıyla yerine getirdiğini, makinada müvekkilinin sorumluluğunu doğuracak herhangi bir ayıp bulunmadığını, müvekkilinin makinayı davacının adresinde kurduğunu, çalışır vaziyete getirip davacıya teslim ettiğini, makina ayıplı olmamakla beraber iddia edilen ayıpların üretimden kaynaklı olmayıp, tamamen kullanımdan kaynaklı ayıplar olduğunu, ayrıca süresi içerisinde ayıp bildiriminin yapılmadığını savunarak haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile davacının %40’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle ayıplı malın iadesi ile oluşan zararın tazminine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasında hamur yuvarlama makinası satın alınması için satım sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafça satım bedelinin ödenmiş olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın dava konusu makinanın ayıplı olup olmadığı, davacının ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmekte, haklı olup olmadığı noktasında uyuşmazlığın toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, dava kousu makinanın bulunduğu Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle dava konusu makinanın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın üretimden mi ya da kullanımdan mı kaynaklandığı, ayıbın gizli olup olmadığı, ayıbın malın iadesini mi yoksa semenden indirim yapılmasını mı gerektiği, makinanın dava tarihi itibariyle rayiç değerinin tespiti hususlarında bilirkişi rapor aldırılmıştır.
Talimat mahkemesince alınan usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; yapılan incelemede hem makineden çıkan seslerin normal olmadığı, hem de kesme işlemi yapan bıçakların dönmediği hemde çıkan ürünün olması gerektiği gibi olmadığının tespit edildiğini, söz konusu makinenin ayıplı olduğu, ayıbın gizli olduğu, ayıbın makinenin iadesini gerektirdiğini, makinenin dava tarihi olan — tarihi itibariyle değerinin —- TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davalı vekilince sunulan itiraz dilekçesi ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak davaya konu makinenin bilirkişi incelemesi yapıldığı esnada makine üzerinde kalan veya kurumuş malzemelerin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde bunun davacının kusuru nedeniyle oluşup oluşmadığı ve tespit edilen ayıpta bu malzemelerin etkisinin bulunup bulunmayacağı hususlarının değerlendirilmesi ve aynı zamanda makine mühendisince makinede normal olmayan şekilde çıkan seslerin bu sebepten kaynaklanıp kaynaklanmayacağı hususları ile davalı vekilince sunulan itiraz dilekçesi de incelenmek suretiyle talimat mahkemesinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Talimat mahkemesince alınan bilirkişi Ek Raporda; Makine keşif günü 3-4 saniye çalıştırılabilmiş, daha büyük bir arızaya sebep olmamak ve güvenlik açı4sından makinenin kapatıldığını, hem makine garanti kapsamından çıkmaması hem de davacının sökülmesine yönelik bir talebi olmadığı içinde makine kapatları sökülerek makinenin asıl çalışma sebebiyle ilgili bir durum tespiti yapılmadığını, davacının davalı şirkete daha önceden gönderdiği video ve fotoğraflar incelendiğinde çıkan ürünün olması gereken gibi olmadığı, dolayısıyla makinenin işlevini yerine getirmediği kanısının oluştuğunu, hazırlanan hamurun bıçaklardan tam olarak kesilmeyerek çıktığı, çıktıktan sonra da tam yuvarlak hale gelmeden işlemin bittiğinin görüldüğünü, bu durumun ise tüketicinin (davacının) beklediği faydaları azaltan ve maddi zarara uğramasına neden olan bir durum olduğu için ise makinenin ayıplı sayıldığı görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hukuki niteliği itibariyle ayıplı malın iadesi ile oluşan zararın tazminine ilişkin olup talimat mahkemesince alınan usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; yapılan incelemede hem makineden çıkan seslerin normal olmadığı, hem de kesme işlemi yapan bıçakların dönmediği hemde çıkan ürünün olması gerektiği gibi olmadığının tespit edildiğini, söz konusu makinenin ayıplı olduğu, ayıbın gizli olduğu, ayıbın makinenin iadesini gerektirdiğini, makinenin dava tarihi olan—-tarihi itibariyle değerinin — TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirilmiş olup davalı vekilinin itirazı üzerine talimat mahkemesinden ek rapor alınarak makinenin işlevini yerine getirmediği kanısının oluştuğunu, hazırlanan hamurun bıçaklardan tam olarak kesilmeyerek çıktığı, çıktıktan sonra da tam yuvarlak hale gelmeden işlemin bittiğinin görüldüğünü, bu durumun ise tüketicinin (davacının) beklediği faydaları azaltan ve maddi zarara uğramasına neden olan bir durum olduğu için ise makinenin ayıplı sayıldığı ve iadesi gerektiği kanaatine varılarak taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek davanın kabulü ile – TL ‘nin ihtarnamenin tebliğ tarihi de dikkate alınarak —-tarihinden itibaren işleyecek ticaret temerrüt faizi ile birlekte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE,
– TL ‘nin —– tarihinden itibaren işleyecek ticaret temerrüt faizi ile birlekte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yapılmış, 29,20 TL başvuru harcı, 683,10 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 221,80 TL keşif harcı olarak toplam 938,40 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere, talimat ve bilirkişi ücreti olarak toplam 2.626,80 TL masraf olmak üzere toplam 3.565,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 2.732,40 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 12/11/2019