Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1043 E. 2020/204 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2016/1043 Esas
KARAR NO : 2020/204
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/12/2015
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine —- İcra Müdürlüğünün —- sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını; icra takibinin bir kambiyo senedine dayalı olarak yapıldığını, müvekkilinin bu senette keşideci, davalının ise lehtar olarak yer aldığını; ancak müvekkilinin böyle bir senedi imzaladığını hatırlamadığını, davalının ———— olduğunu, davacının bu bankadan kredi kullandığını, kefil olduğunu; bu nedenle senetteki imza müvekkiline ait ise o takdirde kredi belgeleri imzalatılırken araya bu senedin karıştırılıp, müvekkiline imzalatılmış olabileceğini; ancak her halükarda senedin bedelsiz olduğunu; davacının bir banka müdürüne bu miktarda senet vermesinin hayatın olağan akışına da uygun olmadığını belirterek icra takibine konu yapılan— vade tarihli ve——— bedelli senetten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve davalıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili, davacının bundan önce —- Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- Esas sayılı dosyasında dava açtığını, davayı takip etmediğini, HMK 150 madde gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığını; verilen kararında kesinleşmemiş olduğunu belirterek derdestlik itirazında bulunmuş; ayrıca davanın haksız olarak açıldığını; müvekkilinin banka müdürü olmasına rağmen söz konusu senedin alınan kredilerle bir ilişkisi bulunmadığını; herhangi bir hile ile elde edilmediğini; iddialarını tanıkla değil yazılı belge ile ispat etmeleri gerektiğini; bankanın müşterilerinden boş senet almadığını, alınan teminat senetlerinin tamamı doldurularak imzalatıldığını; söz konusu olan senedin davacı ile müvekkili arasındaki bir ilişkiden kaynaklı olarak alındığını; davacı ve oğlunun müvekkiline ait arsayı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince aldıklarını, müvekkiline düşen dairelerin satılması yönünden de davacının oğluna vekalet verildiğini, bu nedenle söz konusu senedin davacı tarafından kendilerine verildiğini; ortada herhangi bir hilenin bulunmadığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkiline düşen dairelerin üçüncü şahıslara davacı ve oğlu tarafından satıldığını ancak parasınında ödenmediğini bu nedenle senetten doğan alacağının gerçek bir alacak olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini; davacı aleyhine de %20 kötü niyetli dava tazminatına da hükmedilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra açılan ve İİK’ 72’ye dayalı menfi tespit davasıdır.
Davalı, davacı aleyhine —- İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı dosyasında davaya konu olan — vade tarihli ve ——-TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığını iddia etmektedir.
Dava, ———- Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmışsa da verilen görevsizlik kararı ve süresinde başvuru ile mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Davada, davacının — iddiası bulunup, bu — iddia senedin bedelsiz olduğu sonucuna yöneliktir. Bu iddialardan biri imzanın müvekkiline ait olmayabileceği iddiasıdır. Mahkememizce davanın niteliği gereği ilk önce bu iddia ele alınmış; davacının örnek imzaları toplanmaya başlanmış ise de, ———— nolu celsede davacı vekili imza incelemesi talebinden sarfı nazar ettiğini bildirmiştir. Bu nedenle mahkememizce ikinci aşamaya geçilmiş olup, davalımızın banka müdürü olmasından dolayı davacının kullandığı krediler ve kefil olduğu krediler yönünden bu senedin alınıp alınmayacağı araştırılmıştır. Davacı tanık deliline dayanmış olup, hilenin ispatı tanıkla mümkün olabileceğinden davacı tanığı yeminli olarak 12. Celsede dinlenmiştir. Tanık beyanında, davacı ile birlikte krediye kefil olmak için bankaya gittiklerini, davalının bankanın müdürü olduğunu, bankaya 2 – 3 kez gittiklerini, bankada davacıya bir takım evrakların imzalatıldığını ancak imzalatanın davalı değil o bankada çalışan —– isimli bir banka memuru olduğunu; davaya konu senedinde bu memur tarafından imzalatıldığını bildirmiştir. Davacı vekili, bu beyanı kabul ettiğini bir diyeceği olmadığını söylemiş, zapta geçirilmiştir. Bu beyandan senedi imzalatanın davalı olmadığı ortaya çıkmış olup; banka şubesi ile yapılan yazışmada davacının çektiği ve kefil olduğu krediler için toplamda — adet teminat senedi verildiği, bu teminat senetlerinin hepsinin halen bankada olduğu bildirilmiştir. Davalının icra takibine konu ettiği senette bankadaki senetlerin şekil olarak birbirine benzemesinden dolayı, kredi evraklarının hazırlanması esnasında davacının yanında olduğunu bildiren tanığın icra takibine konu senedinde kredi için davacının verdiği senetlerden olduğunu zannetmesi normaldir. Ancak kredi için alınan senetlerin tamamı bankada olup, davalıca kullanılan senetlerin bu senetlerden olmadığı da banka yazısına göre sabittir. Ayrıca, —-Cumhuriyet Başsavcılığının — soruşturma nolu dosyası mevcut olup bu dosya ile —— sayılı dosyası birleşmiştir. Bu dosyalarda davalımız olan—- oğlu ————- şikayetçi olduğu; konusunun iftira ve kooperatif / şirket yöneticisinin suiistimaline ilişkin olduğu; her ne kadar bu dosya —- bitmiş ve dosyaya yapılan itiraz — tarafından reddedilip kesinleşmişse de; ———- hukuki mesele olmasından dolayı verildiği, Cumhuriyet Savcılığı evrakı içinde davalımız ile davacımızın oğlu —- arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yer aldığı; —– yüklenici olarak —arsasına bina inşa etmeyi, inşa edeceği binada sözleşmede kararlaştırılan dairelerin …’a teslim etmeyi taahhüt ettiği; …’ın teslim edilen daireleri beğenmemesi üzerine de bunların satışı için …’tan vekalet alındığı, dairelerin satıldığı ancak parasının ödenmediği hususları evraklara yansımış olup; esasen oğlu ile davacımızın bu ve buna benzer işlemlerde birlikte hareket ettikleri, bu yönde çok sayıda Cumhuriyet Savcılığı şikayet evraklarının söz konusu bu soruşturma dosyaları içine girmiş olduğu; üçüncü şahısların savcılık huzurunda verdikleri çok sayıda ifadelerle davacı ve oğlunun birlikte hareket ederek maddi çıkar sağladıkları; buna ilişkin savcılık soruşturma dosyalarında evrakların bulunduğu; davalıya da bu sebeple, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince ona düşen dairelerin satışı için vekalet alımı esnasında söz konusu senedin verildiği; davacı babanın oğlu ile birlikte hareket etmesi nedeniyle bu senedi davalıya verdiği; her ne kadar son celsede davalı vekili tarafından bu ilişki içinde üçüncü şahıslardan davacının aldığı bir bedelden bahsedilmiş ise de; davacının üçüncü şahıslardan aldığı bedellerin senet bedelinden düşeceğine dair taraflar arasında bir protokolün bulunmadığı; üçüncü şahısların yaptığı icra dışı ödemelerin icra takibine konu edilen senetten düşülmesinin davacı tarafça ileriye sürülemeyeceği; icra takibinde ve davadan sonra sadece tazminat hususunda verilen ——– tarihli karardan bahisle davamıza konu senet bedelinden herhangi bir indirim yapılamayacağı zira mahkeme kararının henüz infaz edilemediği; davalısı ——— tarafından bu tazminatın ödenip ödenemeyeceğinin henüz belli olmadığı nedeniyle nazara alınmamış;
İcra takibine konu senedin bedelsiz olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş;
Davacı her ne kadar kötü niyetli takip tazminatı talep etmişse de, davanın reddine karar verildiği için kötü niyetli takip tazminatına hükmedilmemiş;
Davalı her ne kadar kötü niyetli dava tazminatı talep etmişse de, icra veznesine giren herhangi bir para bulunmadığından ve tedbir kararı ile vezneye giren paranın ödenmesi gecikmediğinden şartları oluşmadığı için davacı aleyhine ve kötü niyetli dava tazminatına hükmedilmemiş aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Ret harcı maktu olduğundan 85.901,01 TL harçtan 54,40 TL harcın mahsubu ile 85.846,61 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 138.625,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Koşulları oluşmayan davacının kötü niyetli takip tazminatı ve davalının kötü niyetli dava tazminatı taleplerinin reddine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ————— Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.12/03/2020