Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1025 E. 2019/776 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1025 Esas
KARAR NO: 2019/776
DAVA : Alacak ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 20/09/2016
KARAR TARİHİ: 20/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirketin işlenmiş deri satın alarak pason deri ceket diktiğini; bu ürünleri de yurt dışındaki ———- ihraç ettiğini; dikimde kullanılan işlenmiş derileri de davalıdan satın aldığını; davaya konu edilen alımlardan daha önceki alımlarda herhangi bir sorun yaşanmamasına rağmen, son alınan ürünler karşılığı iki adet 50.000 USD bedelli çek keşide edildiğini, son alım derilerden üretilen ceketlerin 201.543,00 USD karşılığında ——– Firmasına 3 parti halinde ihraç edildiğini,——– firmasınca deri ceketlerde —————- testlerinin olması gereken %0,1 değerinin çok üzerinde (6-7 kat ) zararlı madde çıktığını; bu kullanım değerlerinin insan sağlığı ve çevreyi tehdit ettiğini, bu nedenle ———– tarihli zararlı madde ve karışımların kısıtlanması ve yasaklanmasına ilişkin yönetmenliğe göre bu sınırlamalar ve yasaklamaların belirtildiği ve dava dilekçesi ekinde delillendirildiğini; söz konusu maddelerin deri üzerinde kullanımının avrupa birliği sınırlamaları kapsamında ——- tarafından bizdeki değerin yarısı olması gerektiği dikkate alındığını; ——— firmasının analiz yaptırarak sonucunu müvekkili şirkete gönderdiğini; bu durumda ürünlerin uygunsuzluğunu davalı şirkete iletildiğini, davalı tarafın ise bu yüksek analiz değerlerinin zamanla azalacağını ifade ettiğini, oysa analiz değerlerinin zamanla dahada arttığını; aşırı yüksek değerlerin davalıya sorulduğunda; davalı tarafın ———isimli firmanın bu derileri üzetirken yağ giderici kimyasal olarak bu maddeleri kullandığını bildirdiğini; durumu —— ile derhal paylaştıklarını; ——- firmasının yasaklı olan bu maddelerin kullanılamayacağını, kullanılırsa ciltle teması halinde oluşan etkilenmenin sakıncalı olduğunu bildirdiğini; bu sebeple gönderilen parti malların imha edileceğinin bildirildiğini; davacı şirket ile ———— arasında yapılan sözleşmenin 7. Maddesine göre ceketlerin ayıplı olduğu, 8. Maddesi ile ayıplı ürünler için tazminatın hesaplama yönteminin belirtildiği; bu çerçevede ——— tarafından gönderilen mamullerin imha edildiğini ve %30 oranında da cezai şart (60.435,00USD ) tahakkuk ettirildiğini; cezai şartında davacı şirket tarafından ödendiğini, böylece alınamayan mal bedeli + ödenen cezai şartın toplamı olan 461.880,80 USD zararlarının doğduğunu; TBK’nun 219. Madde ile düzenlenen ayıplardan doğan sorumluluklar kapsamında davalı şirketten temin edilen malların ayıplı olması ve bu hususunda testlerle ortaya çıkan gizli ayıp niteliğinde olması sebebiyle TBK’nun 272. Madde gereğince davalıdan tazminat isteme haklarının doğduğunu; bu nedenle davalı şirkete gönderilen iki adet 50.000 USD toplam 100.000 USD bedelli çekin ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama sonunda da çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine; ———- ödenen paradan bu 100.000 USD çıktığında kalan 161.888,90 USD’nin ödeme günündeki kur üzerinden devlet bankalarının bir yıl vadeli USD’ye ödediği en yüksek faiz üzerinden davalıdan tahsiline, ihracat rejimi uyarınca davacı şirketin uğradığı 20.951,11 USD’nin yine fiili ödeme günündeki kur üzerinden bir yıl vadeli USD’ye ödediği en yüksek faiz üzerinden davalıdan tahsiline, olaydan dolayı davacı şirketin duyduğu üzüntü ve itibar kaybı içinde 10.000,00 TL manevi tazminatın ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacıya verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, davacının sadece kendisinden deri almadığını, başka şirketlerden de deri aldığını bu nedenle öncelikle ——– firması tarafından ihraç edilen ve imha edildiği bildirilen ceketlerin müvekkili şirket tarafından satıldığını kabul etmediklerini; tek taraflı tutulan imha tutanağı ve alınan labaratuvar sonuçlarını da kabul etmediklerini,
Kaldı ki; esasen davacıya satılan deri miktarı kadar, bu kadar kısa sürede ———– firması için imha edilen miktarda deri mont dikilmesinin fiziken imkansız olduğunu; müvekkiline ait malların davacıya sevkiyat tarihi ile davacının üretim tarihleri ve ——–gönderim tarihlerinin farklı olduğunu; sorumlu malların dava dışı —- alındığını; müvekkillerinin üretici olmadığını, davacı ve———– arasındaki iletişim kayıtları incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını; davacının deri aldığı diğer firmaların ———-isimli firmalar olduğunu;——— firması ile kendileri arasında ticari bir ilişki ya da yazılı bir anlaşmanın bulunmadığını; davacı ile de aralarında———— analiz sınırlaması konusunda bir anlaşmanın bulunmadığını; davacı ile aralarında süre gelen ilişkide de, davacının analiz sınırlaması konusunda müvekkilinden bir talepte bulunmadığını; bununla birlikte müvekkili şirketin üç farklı deri numunesinde labaratuvar testi talep ettiği, sonuçların menfi olduğunu yani zararlı madde bulunmadığı; müvekkili şirket tarafından da sonuçların mail vasıtasıyla hem davacı şirkete hemde ———— firmasına bildirildiğini; müvekkili tarafından yaptırılan labaratuvar sonuçlarına göre müvekkilince verilen deri mamullerin uygun olduğunu ———- firması ve davacı firma tarafından bilindiğini ve parti mallarında bu şekilde kabul edilmesine rağmen daha sonra açılan bu davanın haksız olduğunu, davacının basiretli davranmadığını, kötü niyetli hareket ettiğini,——– firmasının isteklerini davacının müvekkili şirkete bildirmediğini, ——- konusunda ——–taleplerinden aykırı olduğunu bilerek davacının üretim yaptığını, ——‘un bu olumsuz sonucu fark etmesiyle kesilen cezadan kendilerinin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, satılan maldaki ayıp nedeniyle, satış bedeline yönelik verilen çeklerden dolayı menfi tespit davası ve ayıplı mal nedeniyle mahrum kalınan kâr ve ödenmek zorunda kalınan cezai şartın tazmini ve manevi tazminat davasıdır.
Taraf delilleri toplanmış, taraflarca alınan ve dosyaya ibraz edilen test sonuçları toplanmış, yazışma ve mailler alınmış, davalının talebi üzerine davacıya deri imal eden ——— dava ihbar edilmiş; toplanan deliller çerçevesinde bilirkişi heyetinden rapor alınmış; tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Dosyamızın tarafları arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu, bu ilişki çerçevesinde davacı şirketin davalıdan işlenmiş deri alıp, bundan deri ceket imal ettiği, fason üretimde bulunduğu ve——————- şirketine gönderdiği ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının ihraç ettiği ürüne konu derinin davalıdan alınıp alınmadığı, alınmış olması halinde ihraca konu ürünlerin alıma konu mal miktarı ile uyumlu olup olmadığı; ayıp sebebi ile yurt dışında kabul edilmeyen ihracattan doğan zarardan kimin sorumlu olduğu ve miktarı konusunda toplandığı belirlenmiştir.
Bilindiği üzere, tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesindeki süreler içinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur.
Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeli, açıkça belli değil ise, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya inceletmekle ve inceleme sonunda mal ayıplı çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223/2 uygulanır.
Atıf yapılan TBK’nun 223/2 hükmü uyarınca alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeye ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, ortaya çıktığında hemen satıcıya bildirilir. Bildirilmezse, satılan bu ayıpla birlikte mal kabul etmiş sayılır.
Olayımızda ihraca konu ürünler yönünden, bu ürünlerin 17/03/2016 gününde ——– sıra sayılı faturaya konu edilen deri olduğu; bunun işlendiği ve ceket haline getirildiği, daha sonra da ihracata konu yapıldığı; bilirkişi raporunda da açıklandığı gibi ayıbın somut olayımızda açık ayıp niteliğinde olduğu; zira davalının yaptırdığı test sonuçlarının 1.400 – 1.600 seviyesinde olduğu ( oysa ülkemiz içinde bu seviyenin en çok 1.000 – yurt dışında avrupa birliği kriterleri gereğince ise 500 olması gerektiği ); işlenmiş derideki zararlı madde seviyesinin normalin üstünde olduğu bizzat davalı tarafından yaptırılan testlerle ortaya çıktığı ancak davalının bu test sonuçlarını davacı ve ———- firmasına bildirdiği; davacının bu test sonuçlarını bildiğini, cevaba cevap dilekçesinin 3. sayfasının 2. bendinden de bunun açıkça belli olduğu; durum böyle olunca tacir sıfatına bağlı basiretli davranma sorumluluğu kapsamında olan davacının, açık ayıp durumundaki ve ——–bile sınırın üzerindeki bu test sonucuna rağmen ayip ihbarında bulunmadığı; bilakis davalıdan aldığı mamullerle ———– için üretime devam ettiği; TTK’nun 23/F.sonu atfı ile uygulanan TBK’nun 223/2 hükmü uyarınca satılanı kabul etmiş sayılacağı ( alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse hükmü gereğince ); kaldı ki, bir an için ayıbın gizli ayıp olduğu kabul edilse dahi, yurt dışı testlerinin 02/05/2016 tarihinde davacıya bildirildiğinin dava dilekçesi ekinden anlaşıldığı; yine 19 Mayıs tarihli test sonuçlarını bildiren faks örneklerinin dosyaya yansıdığı, davanın ise 20/09/2016 tarihinde açıldığı; bu tarihe kadar yapılmış bir ayıp ihbarının sunulmadığı, bu sebeple davadaki taleplerin süresi içinde ayıp ihbarında bulunmayan davacı tarafından istenemeyeceği nazara alınarak; bu sebeple – ——— tarafından imha edilen deri ceketlerin davalı yanca verilen ceketler olup olmadığınında bir önem arz etmeyeceği sebebiyle; davacımızın usulünce uyap ihbarında bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Davanın niteliği gereği davalı tarafın talep ettiği %20 tazminat talebinin REDDİNE, ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbirden gördüğü bir zarar varsa karşı taraf aleyhine dava açmakta muhtariyetine,
Mahkememiz tarafından konulmuş olan ihtiyati tedbir / ihtiyati haciz kararlarının kaldırılmasına,
Dava ret ile sonuçlandığından ve maktu harca tabii bulunduğundan maktu ret harcının mahsubu ile bakiye 14.497,14 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince davalı lehine, dava miktarı üzerinden hespalanan 48.010,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.20/06/2019