Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1019 E. 2018/695 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1019 Esas
KARAR NO : 2018/695

DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat
KARAR TARİHİ : 21/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :Davacı vekili, tarafların 2007 ile 2015 yılları arasında ”…………….Şti ” adına kayıtlı olan bir kuaför salonunu birlikte işlettikleri; daha sonra davalıların bu işten ayrılmak istemeleri üzerine; tarafların oturup anlaştıklarını; bu anlaşma gereğince davalıların söz konusu şirketteki % 75 hisselerini 50.000,00 TL peşin ve 325.000,00 TL’lik kısmını da vadeli senetler ile devretmeyi taahhüt ettiklerini; müvekkilinin bir tanesi 6.700,00 TL bedelli, elli dokuz tanesi 5.700,00′ er TL bedelli olan altmış adet senedi davalılara verdiği; aylık sıra senetlerinden ilk altı senedin ödendiğini böylece ödenen miktarın 84.200,00 TL olduğunu, kalan senetlerin vadelerinin gelmediğini belirterek; ancak davalıların edimlerini yerine getiremedikleri, şirket hisselerini müvekkiline devredemediklerini; öte yandan anlaşma gereği kuaför salonun post makinelerinden geçen paraların müvekkillerinin alamadığını, kuaför dükkanının kira artışlarına da davalıların katılmadığını; bu sebeple müvekkilinin zor durumda da kaldığını belirterek; artık sözleşmedeki davalı edimlerinin yerine gelemeyeceği belli olduğundan; ödediği bedelin işleyecek faizi ile birlikte davalılardan istirdatına karar verilip; vadesi gelmediği için ödenmeyen senetlerden dolayı da borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili, taraflar arasındaki devir sözleşmesinin 12. Maddesindeki yetkili mahkemenin …… Mahkemesi olduğunun düzenlendiğini; bu nedenle mahkememizin yetkisiz olduğunu; davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini; kaldı ki davacıya müvekkilleri tarafından, ……… en önemli alışveriş merkezi olan ………………. ki ‘……………. ” isimli işyerini fiilen devrettiklerini; şirketin zaten yegane işletmesinin bu salon olduğunu; şirketin bunun dışında ekonomik değeri olan gelir getirici bir malının bulunmadığının; bu nedenle taraflar arasında sözleşmeye konu olan hisse devrinden davacının beklediği yararın ona devredildiğini; müvekkillerinin esasen şirket hisselerini de devretmek istediklerini ancak şirketin ticaret sicilinden terkin edilmiş olduğunun bilahare öğrendikleri sebebiyle bu pay devrini gerçekleştiremediklerini; İstanbul Anadolu ………………. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2015/503 Esas sayılı dosya ile şirketin ihyası için dava açtıklarını ancak davanın usulden ret edildiğini; şu an da devir engelli bulunduğunu; davacı tarafın zaten 22/07/2016 tarihinde ‘……i ve ………………..” kurduğunu; kendisine devredilen………………ü bu şirket namına çalıştırdığını; bu sebeple şirket paylarını devir alamamak ile herhangi bir zararının bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, İİK 72 madde gereğince açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Taraflar arasında ………………………..i ile ilgili olarak 24/05/2015 tarihinde ”İşletme, şirket pay devir ve temlik sözleşmesi” adı altında bir sözleşmenin imzalandığı, sözleşme gereğince şirkette % 70 paya sahip olan … ile % 5 paya sahip olan ………….. bu paylarının davacı … Kayıp’a devir ve temlik etmeyi kararlaştırdıkları ihtilafsızdır.
Sözleşmenin 12. Maddesinde ”iş bu sözleşmeden doğacak ihtilafların hallinde………….Mahkeme ve icra daireleri yetkilidir” denmesine ve davalı tarafça yetki itirazında bulunulmasına rağmen HMK 17. Madde gereğince taraflar tacir olmadıklarından dolayı (şirket hissedarı olmak, tacir olmayı gerektirmeyip, tacir olabilmek için esnaf faaliyetini aşan ve kendi adına olan bir işletmeyi bizzat çalıştırmak gerektirdiğinden ) yetki sözleşmesi geçersiz olup; davalıların ikametgahında açılan davada mahkememiz yetkili görülmüş, davalıların yetki itirazına itibar edilmemiştir.
Mahkememizce şirkete ilişkin ilgili kayıtlar getirtilmiş; taraf delileri toplanmış; toplanan delilerinin tamamı değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Pay devrine konu olan ………………..i ‘nin gelen ticari sicil kaydından; pay devir sözleşmesinden önce davacı ve davalılarımızın şirket ortakları olduğu; şirketin 15/02/2014 tarihinde ticaret sicil memurluğunca, 6103 sayılı yasanın 20. Maddesi gereğince sermayesini yasanın öngördüğü asgari miktara kadar artırmadığı nedeniyle RE’SEN TERKİN EDİLDİĞİ belirlenmiştir.
Davacı tarafın dayandığı 24/05/2015 tarihli sözleşmede; sözleşmenin asıl konusu şirkette ki davalılara ait % 75 payın devri olup; sözleşmenin 2. Maddesindeki düzenleme ………….. sözleşmesi uyarınca salonun marka değerinin de bu pay devri içinde kaldığını vurgulayıp; devredenlerinin ileride marka hakkından dolayı herhangi bir talepte bulunmalarını engellemeye yönelik olduğu belirlenmiştir. Dolayısıyla, pay devrinin sağlanmaması veya sağlanmasının mümkün olmaması halinde; devir alanının sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda 24/05/2015 olan sözleşme tarihinde, bu şirketin ticaret sicilinden re’sen terk edildiği sebebiyle tüzel kişiliğinin sona erdiği ve pay devrinin mümkün olmadığı; daha sonra davalılarca da ifade edildiği gibi pay devrinin sağlanması için şirketin ihyası için açılan davanın da ret edildiği sebebiyle esasen pay devrinin dava anında da mümkün olmadığı; davalının ”sözleşmenin amacının kuaför dükkanının devri olduğu, şirketin esasen başka ekonomik değeri olan bir malı olmadığı” savunmasının açıklanan bu sözleşmedeki düzenleme ve amaca uygun olmadığı; imkansızlık sebebiyle davacının akitten dönme hakkının bulunduğu; akdin bu şekilde çözülmesi ile tarafların verdiklerini geri alma haklarının bulunduğu; yapılan incelemede davacının sözleşmede de yazılı olduğu üzere 50.000,00 TL peşin ödemeyi yaptığı her biri 5.700,00 TL olan ilk 5 sıra senedini de ödediği; dava tarihine kadar böylece toplam 78.500,00 TL ödemenin söz konusu olduğu; geriye kalan 55 adet senetten dolayıda borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacı, söz konusu kuaför dükkanında tahliye ettiğine dair belgeleri ibraz etmiş bulunduğu ve esasen bu husus davalıların da kabulünde olup; davalılarca kuaförün artık bizzat davacı yanca değil, onun kurduğu şirket tarafından işletildiğini ileriye sürmesi karşılığında; mahkememizce kuaför salonunda davalı tarafa teslimine karar verilememiştir. Zira davalıların iddiasına göre kuaförü işleten şirket davamızda taraf olmadığından aleyhine hüküm kurulması mümkün görülmemiştir. Davalıların iş bu davada; davacı yanca kuaförün bir müddet çalıştırılması sebebiyle istediği bir kira yada ecimisil talepli karşı davası, kuaförün tahliyesine ilişkin bir karşı davası yada devirden sonra yaptıkları masraflara ilişkin alacaklarla ilgili bir karşı davası bulunmadığından bu savunmalarına itibar edilememiş, bunların ayrı bir davayla istenebileceği nazara alınarak; ortada pay devrinin mümkün olmadığı bir şirket yönünden pay devir sözleşmesinin bulunduğu; bu nedenle devir alanın ödediği miktarların iadesi verdiği senetlerinde kendisi yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
Dava dilekçesinde faizin cinsi ve başlangıç tarihi bildirilmediği için dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜ İLE;
78.500,00 TL ödenmiş paranın dava tarihi olan 19/09/2016’dan itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
Davacı tarafından davalıya verilen, keşidecisinin davacımız olan, lehtarının davalılarımız olan 25/11/2015 ödeme tarihinden başlayarak 1’er ay ara ile ödeme tarihli olarak verilen biri 6.700,00 TL diğer her biri 5.700,00 TL bedelli olan 55 adet aylık sıra senetlerinden ötürü davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, iş bu senetlerin davacı yönünden İPTALLERİNE,
Peşin olarak dava açılırken harçlanan harcın mahsubu ile 24.178,32 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydedilmesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan 1.467,13 TL başvuru harcı ve peşin ilam harcı ile 10 adet davetiye gideri 110,00 TL ‘nin toplamı 1.577,13 TL yargılama giderinin, davalılardan alınıp davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacı tarafa iadesine,
Karar tarihindeki A.A.Ü.T gereği 26.050,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu..