Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/672 E. 2018/217 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 13/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP : Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesini özetle ; Davacı şirketin ……” adresinde elektrik malzemesi ve trafo üretimi ve satışı alanında ticari faaliyetlerini yürrütüğü, davalının elektrik abonolerinden kayıp kaçak dağıtım , sayaç okuma , perakende satış bedeli / iletim bedelinin alınmasının hukuka aykırı olduğunun belirtilerek davalıların davacı şirketten tahsil ettiği kayıp kaçak , dağıtım , sayaç okuma perakende satış bedeli hizmet bedelinin tespiti ile her bir davalı yönünden ayrı ayrı ödeme tarihinden itibaren uygulanacak ticari avans faiziyle birlikte tahsili talep edilmiştir.
CEVAP : Davalılardan……vekilince sunulan cevap dilekçesini özetle ; davanın HMK 107 maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açılmasının usul ve yasaya uygun olmadığı belirtilerek davanın öncelikle usulden reddini, EPDK kararının iptali hususunun idare mahkemeleri tarafından gerçekleştirilebileceği göze alınarak mahkememizce öncelikle davada görevsizlik kararı verilmesine, aksi halde davanın reddine akrar verilmesi gerekmiştir.
Davalılardan ……vekilince sunulan cevap dilekçesini özetle ; Davacı ile aralarında 04/09/2013 başlangıç tarihli sözleşme imzalandığını, davacı tarafın 01/10/2013 tarihinde enerji tedariğine başladığını, iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, zaman aşımı süresinde olduğunu, eldeki davanın idari yargıda açılması gerektiğini belirterek davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekilince mahkememize sunulan 31/10/2017 tarihli beyan dilekçesinde dava tarihinden sonra yürürlüğe girdiği belirtilen (6719 sayılı kanunla getirilen) yasal düzenleme nedeniyle davanın konusuz kalmış olacağı ancak dava tarihi itibariyle haklılık durumları nazar alınarak davalılar aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan ALACAK DAVASIDIR. Davacı kendisinden daha önce tahsil edilen bu kalemlerin istirdadını talep etmektedir.
Kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ….. tarihli 2013/7- 2454 Esas – 2014/679 karar sayılı hükmü ile Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi , resim , harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi , resim , harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık , istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından ; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Davada hukuk genel kurulunun bu kararına dayalı olarak 30/01/2015 tarihinde açılmıştır.
Dava tarihinden sonra 17/06/2016 tarihinde …… sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ……. sayılı Yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin birinci , üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi , bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca…… sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede ” bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım , sayaç okuma, perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu DENETİMİ İLE SINIRLANMIŞTIR.
Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da GEÇMİŞE ETKİLİ OLACAK ŞEKİLDE UYGULANMASI GEREKTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Bundan başka davanın devamı sırasında dava konusu alacağın ödenmesim, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayrımenkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun veya Anayasa mahkemesinin iptali kararı ile davanın konusuz kalması mümkün olup davanın bu şekilde konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde ; mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair bir hüküm kurulmakta olup böyle bir karar aynı zamanda dava konusu hakkın artık mevcut kalmadığının da tespiti niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık önem kazanmış olup hangi taraf haklı ise o taraf lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin taktiri gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/11/2009 tarih…… Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamında ; benzer bir olayda ” dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının , davadan sonra yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olamayacağından , dava davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeniyle konusuz kalmışsa davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir” şeklindeki kararı mahkememizce nazara alınarak ;
Olayımızda, davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeniyle , bu yasal değişikliğin çerçevesi dışına çıkan bir tahsilatın bulunmadığı, 6719 sayılı yasa gereğince 18/01/2005 ile 24/11/2014 tarihleri arasında davacıdan tahsil edilen tahsilatlarda fazla bir tahsilatın gerçekleşmediği tespit edilmiş olup; bu nedenle davacıya iade edilecek bir miktarın bulunmadığı belirlenmiş; ancak dava tarihi itibariyle yukarıda işaret edilen 21/05/2014 tarihli HGK gereğince davasında haklı olan ve 6719 sayılı yasa kabul edilmese talep ettiği fazladan tahsilatı geri alabilecek konumda olan davacının ; dava tarihi itibariyle haklı olduğu; bu nedenle yargılama harç ve giderlerinin kural olarak HMK 326/1 maddesi uyarınca haksız çıkan aleyhine yükletileceği ve yine aynı şekilde HMK 330/1 maddesi gereğince vekalet ücretinin de dava anında haksız olan tarafa yükletileceğine ilişkin usul hukuğu düzenlemeleri çerçevesinde ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 24. Hukuk Dairesinin …… Esas -12 Karar sayılı hükmüde nazara alınarak aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçede yazıldığı üzere;
1-6719 sayılı Kanun ve Değişik 6446 sayılı Yasadaki düzenleme de nazara alınarak davanın konusu kalmamış bulunduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 35,90 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 3.298,03 TL. harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 1.195,60 TL. yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca 2.180,00 TL. vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde taraflara iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı….. vekilinin yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda açıkça okunup anlatıldı. .

.