Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/541 E. 2018/40 K. 31.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/541 Esas
KARAR NO : 2018/40

DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 31/01/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalıya 5 adet kargo irsaliye fişi karşılığında irsaliyelerdeki malları satarak teslim ettiğini, davalı tarafın söz konusu malların bedelini bu güne kadar ödemediğini, mal bedellerinin tahsili amacıyla .İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun söz konusu takibe haksız yere itiraz ederek durdurduğunu, davalının icra takibinde yapılan teligat tarihi olan …..tarihinde temerrüde düştüğünü iddia ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davalının 16.000-TL borçlu olduğunun kabulü ile bu miktara 13/04/2005 tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin davacıdan herhangi bir mal almadığını, davacı tarafın müvekkiline kuruyemiş sattığını iddia ederek ürünlerin bedelini istediğini, oysa müvekkili ile davacı arasında herhangi bir alım satım ilişkisinin bulunmadığını, davacı ile ticari ilişkisi olmayan müvekkilinin davalıdan herhangi bir ürün satın almasının da mümkün olmayacağını, bu sebeple davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacı tarafın alış veriş ile ilgili herhangi bir fatura düzenlemediğini, müvekkiline faturanın da sunulmadığını, herhangi bir fatura ve irsaliye tebliğ edilmediğini savunarak haksız davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği ticari satıma konu olan mal bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davanın, mahkememizin ……E. Sayılı dosyası ile yapılan yargılamasında …..Karar sayılı….. tarihli kararı ile; “…….Dava ticari satıma dayanan alacak istemine ilişkindir. Davalı davaya cevap dilekçesinde itibaren akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Davalının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı anlaşılmıştır. Davacının delil olarak dosyaya ibraz etmiş olduğu kargo fişlerindeki adrese ait numara davalıya ait şirket
numarası ile aynı değildir. Davalı şirket çalışanlarından ……… davanın açılmasından sonraki ilk ifadesinde fişlerden birindeki imzanın kendisine ait olduğunu, ancak söz konusu malları dava dışı …’ın kendilerine telefon açmaları ve rica etmeleri üzerine aldıklarını beyan etmiştir. Akdi ilişkinin varlığını ispat davacının görevidir. Davacı akdi ilişkinin ispatina yönelik hiç bir delili dosyaya ibraz edememiştir. İddia etmiş olduğu hususlar ise ispatlanamamıştır. Aksine tanık ….’nın beyanında adı geçen dava dışı … ise ihbara cevap vermiştir. Hazırlık soruşturması sırasında davalı savunmasını destekler nitelikte beyanda bulunmuştur. Tek başına kargo fişi akdi ilişkinin ve alacağının varlığının kanıtı olamaz. Kargo fişindeki yazılı malların davalıya teslim edildiğinin ispat yükü satıcı olan davacıdadır. Kaldı ki öncelikle ticari ilişkinin varlığının ispati gerekmektedir. Davacı mevcut delil durumu ile ticari ilişkiyi ispat edemediğinden davalı tarafa yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hususu hatırlatılmış, davacı ise müvekkilinin yemin ettiğini belirterek davacı tarafa yemin teklif etmeyeceğini beyan etmiştir. İspat külfeti öncelikle davacı tarafa düştüğünden ve davacı tarafça davalı ile arasındaki ticari ilişki usulüne uygun olarak ispatlanamadığından teslime ilişkin ispat külfeti davalı tarafa geçmeden davacının buna ilişkin olarak yemin etmiş olması delil olarak kabul edilemeyeceğinden yapılan yargılama, toplanan deliler, tarafların hazırlık ifadeleri, ihbar olunan ………..beyanları, davalı ticari defter kayıtları, davacının yemin deliline dayanmamış olması ve tüm dosya kapsamı sonucunda ispat edilemeyen davanın reddine ……” karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay …… Hukuk Dairesine gönderilmiş, Yargıtay … H.D. ……E ve K sayılı ilamı ile; “Davacı, davalıya satıp, kargo vasıtası ile gönderdiği malların bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle alacağın tahsilini istemiştir.
Davalı, satım konusu malları teslim almadığını davacı yanca alacağına dayanak olarak sunulan kargo belgelerindeki imzanın kendisine veya çalışanlarına ait olmadığını savunmuştur.
Davacı, satım akdi uyarınca BK 182(TBK 207.md) satım konusu malların teslimini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Dosyaya delil olarak sunulan mal teslimi ile ilgili ….., …., 1. ve 0…. tarihli 4 adet kargo teslim belgesinde gönderilen malın cinsi ve miktarının belirtildiği, teslim alan kısmında ise kaşe ve imzanın bulunduğu görülmüştür. Mahkemece imza incelemesi için kargo şirketinden teslim belgelerinin asılları istenmiş, kargo şirketi tarafından mahkemeye gönderilen ….. tarihli yazıda belge asıllarının gönderildiği ve belge altına “ekindeki belgeler kasaya alındı ……” şeklinde şerh düşüldüğü görülmüştür.
Her ne kadar bu teslim fişleri altındaki teslim alan bölümlerinde bulunan imzaların sahiplerinin isim ve soy ismi yazılı değilse de mahkemece davacıya bu konuda açıklama yaptırılarak, davacının yapacağı açıklama doğrultusunda imzaların davalıya ya da davalının çalışanına ait olup olmadığı araştırılıp, gerektiğinde belge asılları üzerinde imza incelemesi yaptırıldıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” diyerek, mahkememiz kararının bozulmasına karar vermiştir.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay …..HD’nin ….. tarih …… Esas ……. Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
İmza örnekleri alınan …, … , …, ………. ….., ve … ‘ın ilçe seçim kurullarından imza örneklerinin bulunduğu seçmen listeleri celp edilmiş, kargo teslim tutanaklarındaki imzanın imzaları alınan herhangi bir kişi ile örtüşüp örtüşmediği kime ait olduğu konusunda rapor aldırılması için dosya üzerinde Grafoloji Uzmanı bilirkişiden inceleme yaptırılarak teknik ayrıntıları gösterilen dosyada mübrez 16/10/2017 tarihli bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mübrez bilirkişi raporunda sonuç olarak; Tetkik konusu ……. tarih …….no.lu sevk irsaliyesi üzerinde ver alan ……..adına atılı imza ile ……. nın mukayese imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; tersim tarzı, istif, işleklik derecesi, meyil, istikamet, fulaj, seyir, sürat ve alışkanlıklar bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından, söz konusu imzanın ……’nın eli ürünü olduğu,
İnceleme konusu dört adet faturadaki ……….. kaşeleri üzerinde yer alan imzalar ile ……, ……., ……., …… …, …,…….. … ve …… mukayese imzaları arasında yukarıda belirtilen ve imza incelemesinde esas olan karakteristik tanı unsurları itibariyle yapılan karşılaştırmada; herhangi bir ilgi ve irtibat saptanmadığı tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçelere göre; dava ticari satımdan kaynaklanan alacak ilişkisine dayalı olduğu, davacı tarafından davalıya teslim edilen ürün edellerinin talep edildiği davacı tarafından sunulan belgelerden……… tarihli faturanın davalı çalışanı …….. tarafından imzalandığı bu hususun bilirkişi incelemesi ile belirlendiği, ………nın ürünün davalı adresinde ancak dava dışı ………..adına aldığını beyan ettiği, dolayısı ile ürünlerin davalı uhdesine girdiği , teslim alınan ürünün davalının yaptığı iş ile de ilişkisi bulunduğu, TBK 66 maddesi gereğince davalının adam çalıştıranın sorumluğu ilkesi gereğince sorumluluğu bulunduğu, 09.12.2004 tarihli belge ili teslim edilen 600 kg ceviz içi ürün bedelinin Mahkememizce yapılan ……… tarihli ziraat mühendisi bilirkişi raporu ile bedelinin 5.274,00 TL olduğu bu miktarın davalının dava tarihinden önce temerrüdü bulunmadığından dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerektiği, davacı her ne kadar 09.12.2004 tarihli belge dışında 4 adet irsaliye fişi ile teslim edildiği iddia edilen ürün bedellerini de talep etmiş isede teslime ilişkin imzaların davalıya yada davalının çalışanlarına ait olmadığı,yapılan bilirkişi incelemesinde de taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair bir kayıt bulunmadığı, talep edilen diğer ürün bedelleri ile ilgili açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
Davanın kısmen kabulu ile ,
KDV hariç 5.274,00 TL’nin 02/05/2006 dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
1-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 260,27 TL harçtan, peşin alınan 216,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 228,20 TL’ nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 237,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.237,75 TL nin kabul ve red oranına göre; 407,99 TL nin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf edilen 64,00 TL posta giderinin kabul ve red oranına göre 42,90 TL nin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf yararına AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraf yararına AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
7-Kullanılmayan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Yargıtay yolu açık olmak üzere huzurda bulunan davacı vekili ile ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..