Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/218 E. 2021/218 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/437 Esas
KARAR NO : 2021/188

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin davalıya ait iş makinelerinin bakım ve parça değişimlerini yaptığını, taraflar arasındaki işbu ticari ilişkiden kaynaklı davacının davalıdan cari hesap bakiyesi alacağını tahsil edemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul —. İcra Müdürlüğü’ nün —- Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, cevap verme süresi geçtikten sonra davalı vekili — uzatım talebinde bulunmuş, talebi süresinde olmaması nedeniyle talebinin reddine karar verilmiş, duruşmalarada katılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen İstanbul —-. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın cari hesap alacağına istinaden 2.301,00 TL asıl alacak, 261,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.562,76 TL alacağın davalıdan tahsili için icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, Taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu davalının İstanbul —-. İcra müdürlüğü ——esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince itirazın iptaline yönelik olduğu görüldü, ve en az %20 icra inkar talebine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, davalı tarafın defterleri inceleme günü sunulmadığından, davacı tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu tanzim ettirilmiştir.
Mahkememizce benimsenen usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda; Dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Davacı Şirketin Usul ve Yasaya uygun tutulmuş Ticari Defterlerindeki kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı yanın 2.301,00 TL ASIL ALACAK TALEBİ üzerinden harçlandırarak İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin davalı Şirketten Takip ve Dava Tarihi itibarıyla tek bir — Faturasına dayalı olarak talebi gibi 2.301,00 TL ASIL ALACAĞI bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı vekili son celsede; Takipteki asıl alacak yönünden davayı açtıklarını, takip öncesi işlemiş faiz taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak, taraf defterlerinin incelenmesi için gün tayin edilmiş, davalı tarafın defterleri inceleme günü sunulmadığından, davacı tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle dosya üzerinde Mali Müşavir bilirkişine tevdi edilerek düzenlenen, denetime uygun olan ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan rapor da dikkate alınarak, Davacı Şirketin Usul ve Yasaya uygun tutulmuş Ticari Defterlerindeki kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı yanın 2.301,00 TL asıl alacak talebi üzerinden harçlandırarak İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin davalı Şirketten Takip ve Dava Tarihi itibarıyla tek bir—– dayalı olarak talebi gibi 2.301,00 TL asıl alacağı bulunduğu,
Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin — Karar sayılı ve 23/01/2017 tarihli kararında:
“Davacı taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamlanıp teslim edildiği halde gerek iş bedelinden gerekse nakdi teminat kesintilerinden olmak üzere —- alacağın ödenmediğini ve İstanbul Anadolu—. İcra Müdürlüğü’nün—- esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı iş sahibinden alınarak teslimi gereken tamamlama sertifikası sunulmadığından alacağın istenebilmesi koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş mahkemece tamamlama sertifakaları sunularak edimin yerine getirildiğini davacı tarafın ispatlayamadığı, ödemezlik def’inde bulunma hakkı bulunan davalının itirazında haksız sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sözleşme tarihine göre uygulanması gereken 818 Sayılı mülgâ BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK 67. maddeye göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gereken iş talep edilen alacağın kanıtlandığı ancak icra inkar tazminatı talep etme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek hüküm kurmak olduğu halde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
Davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmaması halinde; davacının iddialarının davalı kayıtları ile teyit imkanı davalıca kaldırıldığı için; davalının bunun sonucuna katlanması gerekeceği; bu çerçevede takibin devamına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak e alacak likit olduğundan, davacının takip öncesi işlemiş faiz talebi de bulunmadığından davanın kabulü ile her ne kadar kısa kararda İstanbul Anadolu ——- İcra Müdürlüğü diye yazılmış ise de maddi hata olup sehven yazıldığından davalının İst.—.İcra müdürlüğünün —-. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin asıl alacak olan 2.301,00 TL üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına, Davalının İİK 67/2 mad. Gereğince asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının İst.Anad.—–.İcra müdürlüğünün —. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin asıl alacak olan 2.301,00 TL üzerinden takip şartlarındaki hali ile aynen devamına,
2-Davalının İİK 67/2 mad. Gereğince asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılmış, 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı olarak toplam 116,60 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak 856,50 TL masraf olmak üzere toplam 973,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4—— ücret tarifesi uyarınca 2.301,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 157,18 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 102,78 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davadan önce gidilen arabuluculukta devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu nedenle bu miktar yönünden de harç gibi tahsil müzekkeresi hazırlanmasına,
7-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, Davacı vekilinin yüzüne karşı, mazereti reddedilen davalı vekilinin yokluğunda, miktar yönünden kesin olarak karar verildi açıkça okundu usulen tefhim olundu.