Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1261 E. 2021/978 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1261 Esas
KARAR NO: 2021/978
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2015
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Mahkememizde görülen Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkili aleyhine, —– dosyası üzerinden takibe geçtiğini ve takibin dayanağını —- olarak gösterdiğini, müvekkilinin cebri icra tehdidi altında dosya borcunu — tarihinde ödediğini, borçlu olmadığını bilen müvekkilinin —- dosyası üzerinden menfi tespit davası açmış olup, açılan dava, —- gerekçesiyle davacının davasının kabulüne ve davacının —- dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, bu kararın —- kararıyla kesinleştiğini, davalı bankanın, mahkeme kararı ile kesinleşen icra takibine girişirken aynı zamanda müvekkilinin banka sisteminde borcunu ödemeyen mudi olarak kayıtlara işlediğini ve bu kaydın, bankalar arası tüm sistemlerde gözüktüğünü, müvekkilinin —- olan, kullandığı krediler ile ticari hayatını döndüren vergi yükümlüsü olduğunu, ticari hayatını devam ettirebilmek için bankalardan kredi kullanmak istediğini, ancak bu talebin tüm bankalarca, —-haksız —- doğan banka alacağının—- gerekçesiyle reddedildiğini, müvekkili kredi kullanamadığından ve ticari hayatı lekelendiğinden gittikçe— sonunda borçlarından dolayı işletmesini kapatmak zorunda kaldığını, gelir elde edemeyen müvekkilinin alacaklıların yoğun Icra tehdidi nedeniyle menkul ve gayrimenkullerini piyasa değerlerinin çok altında 3.kişilere satmak zorunda kaldığını, yine piyasa değeri altında 2 adet aracını da 3.kişilere sattığını, müvekkilinin zarar sürecinin halen devam ettiğinden haksız icra takibinden ötürü ortaya çıkan her türlü maddi ve manevi tazminata konu zararların tazmini için işbu davayı açma zaruretinin doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, müvekkilinin icra tehditleri altında malvarlıklarını gerçek bedelinin altında satmasından dolayı uğranılan maddi zararlarına karşılık gelmek üzere şimditik —-tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, ayrıca müvekkilinin İşletmesini kapatmasından ötürü yoksun kaldığı kazançlarına karşılık gelmek üzere şimdilik— maddi tazminatın — tarihi itibariyle avans faizi ile birlikte tahsiline, — tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının —–dosyası ile verilmiş olan karar ile borçlu olmadığının tespit edildiğini iddia etse de mahkeme kararının böyle olmadığını, kararın incelenmesinden de görüleceği üzere davalının oto kredisi kullanımından kaynaklı borcunun bulunmadığı, borç kaynağının kredili mevduat hesabı olduğunun açıkça belirtildiğini, bu kararda —– kaynaklı davacının davalıya herhangi bir borcu olmadığından bahisle davanın kabul edildiğini, anılan mahkemenin —- dosyasında verilen kararın teknik bir karar olduğunu, sadece İcra dosyasında —- kaynaklanan borç yazıldığı için bu davanın kabul edildiğini, bu karar davacının sadece—– kullanımından doğan borcu olmadığını, bu borcun kredili mevduat hesabından kaynaklandığını tespit ettiğini, müvekkilinin borç kaynağına kredili mevduat hesabı yazmış olsaydı hiç problemin kalmayacağını ve davacının açtığı menfi tespit davasını kaybetmiş olacağını, davacının o tarihte müvekkili bankaya borçlu olduğunu ve kendisine her durumda icra takibi başlatılacağını, icra takibinin —– veya kredili mevduat hesabından dolayı yapılmasının davacının iddia ettiği zararlar açısından fark yaratmayacağını, kredili mevduat hesabından dolayı borçlu olduğundan kredibilitesinin zaten bozulduğunu, davacı talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava; davacının —– davalı—- olarak ortadan kaldırılması —- sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce, ihtilafın davalı banka tarafından icra takibi yapılan davacı hakkındaki takip ile ilgili davacının tüketici mahkemesince verilen borçlu olamadğının tespiti kararı ve davalı bankanın şüpheli kredi borçlusu listesine girmesi nedeni ile ticari hayatının — sebep olup olmadığı ticari itibar kaybı nedeni ile— gerçek zararı şimdilik —- kazanç kaybı ve bu ticari kayıp dolayısı ile manevi tazminat şartlarının oluşup olaşmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, —- uyarınca her iki tarafın tüm yasal ticari defterleri —- üzerinde Mahkememizce daha önce bilirkişi yasaklı olması sebebi ile bilirkişi incelemesi yapılmasına, karar verilmiştir.
Bilirkişiler —- tarihli raporunda, davacının bu davadaki taleplerinin yerinde olmadığı; davalıdan herhangi bir tazminat alacağının bulunmadığını rapor etmişlerdir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı, taraf vekillerinin beyanları ile mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında zapta geçen beyanlar ve uyuşmazlık tespiti dikkate alınarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için mahkememizce resen seçilen — bilirkişi raporu alınmasına, karar verilmiştir.
Bilirkişiler —– tarihli raporunda; davalı bankanın davranışıyla, davacının zarar iddiasına dayanak gösterdiği satışların ve ticari işletmesinin zararlarını uygun illiyet bağı içermediği sonucuna varıldığı; Mahkemenin bilirkişi heyeti görüşünü uygun görmemesi halinde, araç satışlarına yönelik zararların —, taşınmaz satışına yönelik zararın ——- olduğu; rapor edilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı ve somut olaya uygun olan ve benimsenen bilirkişi raporu itibarı ile davalı bankanın, davacı hakkında başlattığı herhangi bir takip bulunmadan, davacının Tüketici Mahkemesinde —- tutarlı takip başlattığı; davacının bu takip kapsamında verilen istirdat kararına nazaran,—- tarih itibariyle kredi sicilinin düzelmesinin mümkün bulunduğu; — asgari ücretin bekarlar için net tutarının — olduğu, davacının zarar gördüğünü bildirdiği işletmesinin stoklarında — mal bulunduğu, başlatılan takibin davacı açısından ödenemeyecek bir tutar olmadığı gibi, nitekim takipten sonra hemen ödediği; Taşınmazını satmak zorunda kaldığına yönelik iddia bağlamında akit tablosunun incelenmesinde, satış tarihinin icra dosyasına parayı ödedikten sonra — olduğu; tapudaki —- —-gösterilmiş olmasının gerçekte satım bedelinin bu tutar olduğu sonucunu da doğurmayacağı; satım tarihi itibariyle teknik bilirkişi tarafından —- olarak hesap ve takdir edildiği; tacir olan davacının taşınmazını — fiyatta satmasının olağan hayat akışı içinde beklenebilir bir davranış olmadığı; varsayım olarak, bir sıkışıklık oluşması halinde dahi, piyasa fiyatının biraz altında satışın gerçekleşebileceği; normal hayat telakkilerine uygun düşmediği gibi, tarih itibariyle de illiyet bağının da kurulmadığı; iddianın ileri sürülüş biçimine nazaran zarar tutarının —- olduğu; satmak zorunda kaldığı— plakalı araç yönünden satış senedinin incelenmesinde, — düzenlendiği; arada — bulunduğu; oysa davacının —geçen borcunu ödediği; diğer—-kapattığı takip borcundan sonra aldığı arabayı —yılında satmış olmasının uygun illiyet kavramı içinde değerlendirilmediği; —- ve borcu ödedikten sonra satın aldığının anlaşıldığı; davacının sahibi olduğu şahıs şirketinin ortaya çıkan kredi sicili bozulmasına dayalı zarar ettiği iddiaları bağlamında olay öncesindeki —- yıllarının —— yapılan incelemesinde, davacının stoklarını muhafaza ettiği; dolayısıyla nakit probleminin oluşmadığı ya da piyasadan mal temininde herhangi bir sorun yaşamadığı; satışlarda meydana gelen düşüşlerin piyasa koşulları, rakip firmalar ya da satış pazarlama tekniklerine yönelik olabileceği: davalı bankanın davranışıyla, davacının zarar iddiasına dayanak yaptığı araç satışları ve taşınmaz yönünden yapılan irdelemeye nazaran, uygun illiyet bağının gerek tarihsel koşul gerekse miktar olarak oluşmadığı sonucuna varıldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 529,41 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile 470,11 TL fazla harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT tarifesi uyarınca davalıyararına taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının yatırmış olduğu gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021