Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1042 E. 2018/1331 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2015/1042 Esas
KARAR NO : 2018/1331

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/11/2015
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirkete Yangın Sigortası Poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı————- ait———– Gaziosmanpaşa/İST. Adresinde bulunan işyerinin, davalıların kullanıcısı ve sigortacısı olduğu bir üst kattaki işyerinin atık su borularında kaçak olması sebebiyle sızan suyun sigortalı işyerine sirayet etmesi neticesinde hasar meydana geldiğini, oluşan hasar nedeniyle sigortalı işyerinde 13.567,50 TL tutarında hasar oluştuğunu, işbu hasar miktarının 21.11.2014 tarihinde müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödendiğini, meydana gelen hasardan davalıların %100 oranında sorumlu olduklarını, işbu hasarın tahsili için davalılar aleyhine İst.Anadolu ——–.İcra Müdürlüğünün 2015/15292 Es. Sayılı dosya ile icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, davalıların itirazının haksız ve yersiz olduğunu iddia ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ——.vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafın delillerinin kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini, dava konusu hasarın meydana geldiği depo alanının sigortalısının kontrolünde bir alan olmadığından bu boruların bakımı ve ek yerlerinin sabitlenmesi işlemlerinin mağdur işletme tarafından yapılmas gerektiğini, sigortalının buraya müdahale etmesinin mümkün olmaması nedeniyle müvekkilinin sorumluluğunun olmadığı, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın talebinin fahiş olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ———— Vekili cevap dilekçesinde özetle; maddi olayın meydana geldiği depo alanının müvekkili şirkete ait bir alan olmayışından ve söz konusu boruların bakım ve sabitleme işlemlerinin ————–. Tarafından yapılması gerektiğinden ve bu hususların ilgili şirketçe ihmal edildiğinden müvekkili şirketin maddi hasarlı olay ile hiçbir hukuki bağının ve kat’i surette sorumluluğunun olmadığını, dolayısıyla müvekkili şirketin ilgili maddi hasarlı olaydan sorumlu tutulabilmesi için gerçekleşmesi gereken “illiyet bağı”‘nın mevcut olmadığını, bu durumda müvekkili şirketin hiçbir ilgi ve bağının olmadığı bir olayda sorumluluğuna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının talebinin fahiş olduğunu, faiz sorumluluğunun ise dava tarihi itibariyle yasal faizle sorumlu olduklarını belirterek haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle meydana gelen hasarın sigorta poliçesi kapsamında rücuen tahsili için yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Celp edilen İst. And.———–. İcra Müdürlüğü’nün 2015/15292 E. sayılı dosyasının incelenemesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine sigorta hasarından kaynaklanan 13.567,50 TL asıl alacak ile 808,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.375,51 TL’nin tahsili için icra takibi yapıldığı, davalıların takibe itiraz ettikleri ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; Davacının sigortalası ile davalı ———- nin komşu oldukları, her iki şirketin farklı sigorta şirketleri tarafından sigorta örtüsü içerisine alındığı, davacının yangın sigortası poliçesi kapsamında sigortalının üst katındaki atık suyun zararını 21/11/2014 tarihinde sigortalısına ödediğini iddia ettiği miktarın davalı ve sigorta şirketine rücu talepli dava açtığı uyuşmazlık konusu olmayıp, meydana gelen zararlandırıcı olayda tarafların kusuru ile var ise miktarı ve sorumlusu uyuşmazlık konusudur.
Tarafların delilleri toplanarak, dosya sigorta hesap uzmanı——- mühendisi —– oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilerek raporu alınmış, bilirkişi heyeti raporunda; kullandığı işyerindeki atık su tesisat borularında gerekli kontrol ve tadilatları yaptırmada yetersizlik görülen davalı —————‘nin %30 oranında kusurlu olduğu, kullandığı işyerindeki atık su tesisat borularında gerekli kontrol ve tadilatları yaptırmada yetersizlik görülen, tavandan inen veya duvara monte edilmiş atık su boru hattında meydana gelebilecek sızıntı riskine karşı herhangi bir önlem almayan, malzeme depolama ve istifi tesisat borularını kontrolsüz veya kaza ile olumsuz yönde etkileyebilecek şekilde riskli yapan davacının sigortalısı ——–‘nin %70 kusurlu olduğu, buna göre davacının kusur oranında davalıdan talep edebileceği hasar bedelinin 13.567,50 TL x %30=4.070,25 TL olduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyetinin raporunun incelenmesinde tarafların kusurları ve ödeme yapılan emtianın değeri konusunda denetime olanak verecek şekilde düzenlenmemiş olduğu anlaşıldığından, dosyanın yeniden inşaat mühendisi ve gıda mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine verilerek dava konusu sızıntı sebebiyle davacının sigortalısı dava dışı —– Şirketi ile davalı ————-. Şirketinin varsa kusur durumları ve oranı ve hasarlı emtianın değerinin faturalarla uyumlu ve maruf olup olmadığı konusunda rapor aldırılmıştır.
Bilirkişiler ——————- ortak raporunda; kullandığı işyerindeki atık su tesisat borularında gerekli kontrol ve tadilatları yaptırmada yetersizlik görülen ve oluşan sorunları, atık su sızıntılarını gidermesi yada işyeri sahibine bildirmesi gereken davalı —–Şti.’nin %50 oranında kusurlu olduğu, kullandığı işyerindeki atık su tesisat borularında gerekli kontrol ve tadilatları yaptırmada yetersizlik görülen, tavandan inen veya duvara monte edilmiş atık su boru hattında meydana gelebilecek sızıntı riskine karşı herhangi bir önlem almayan, ————- mühendisinin değerlendirmeleri de göz önüne alınarak gerekli risk analizini yapmayan, malzeme depolama ve istifi tesisat borularını kontrolsüz ve kaza ile olumsuz yönde etkileyebilecek şekilde riskli yapan davacının sigortalısı —————.Şti.’nin %50 kusurlu olduğu, buna göre davacının kusur oranında davalıdan talep edebileceği hasar bedelinin 13.567,50 x %50=6.783,50 TL olduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dosyada mevcut raporlar kusur yönünden çelişkili olduğundan çelişkinin giderilmesi, tarafların itirazları da değerlendirilmek sureti ile dosyanın bilirkişiler inşaat mühendisi——————- ve sigorta bilirkişisi ————– verilerek tarafların kusuru ve hasar bedelinin maruf ve makul olup olmadığı konusunda rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişilerden ——————–mahkememize verdiği 02/07/2018 tarihli dilekçesinde, kendi uzmanlık alanı ile ilgili raporunu hazırladığını ve kendi uzmanlık alanında konusunu yazması için diğer bilirkişi ——- mail yoluyla ilettiğini,—————– ile telefonda yaptıkları görüşmede davacı sigorta şirketini tanıdığını, bir kısım işte bu firma ile çalıştığını bu nedenle bu dava dosyasında bilirkişi olarak çalışmasının etik olmayacağını ifade ettiğini, kendisinin dosyaya feragat yazısını vereceğini bildirmesine rağmen dosyaya böyle bir yazı sunmadığını ve kendisinin defalarca aramasına rağmen hiç bir şekilde kendisi ile irtibat kuramadığını, bilirkişi raporunu daha fazla gecikmeye mahal vermemek için sadece kendi uzmanlık alanıyla ilgili kısımları yazmak suretiyle raporunu teslim ettiğini bildirmiştir.
Bilirkişi ———————-tek başına vermiş olduğu raporunda; olayın meydana gelmesinde riski tespit edememenin, önlem almamanın, riske karşı diğer işyerini uyarmamanın etkili olduğu, üst kat işyerinde kullanılan kimyasalların pvc borudaki hasarı arttırdığı, fotoğraflarda pvc borunun üst kat betondan ayrıldığı yerde betonda su sızmalarının olduğunun görüldüğü, bu durumanda pvc borunun montajının ve bakımının mevzuata uygun yapılmadığı sonucu olduğunu, istif hatası dolayısı ile riskli bölgenin görülmemesinin olayda maddi hasarı arttırdığı, binanın yapımında eser sahibinden rücu haklarının bu davanın konusu olmadığından işbu raporda bilirkişilerce değerlendirilmediği, işyerinde gerekli risk analizi yaptırmayan, acil eylem planı yaptırmayan, iş güvenliği uzmanı çalıştırmayan, işyeri hekimi çalıştırmayan, bunların sonucunda da dava dosyasındaki olay meydana gelen, işyerinden çıkan atıksu hattının meydana getirebileceği riskleri tespit edip önlem almayan, yukarıda yazılan mevzuata uygun hareket etmeyen, ——–.Şti.’nin olayın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, işyerinde açıkça olan üst kattan gelen atıksu hattının meydana getirebileceği tehlikeyi tespit ettiremeyen, risk analizi yapmayan, iş güvenliği uzmanı çalıştırmayan, işyeri hekimi çalıştırmayan, acil eylem planı yapmayan, atıksu hattındaki tehlikeye karşı üst kat işyeri ile uyarı ve birlikte sorunu giderim yoluna gitmeyen ————–.’nin olayın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, olayın meydana gelmesinde üst kat ve alt kat işyerlerinin kusurunun müştereken ve müteselsilen olduğu, buna göre davacının kusur oranında davalıdan talep edebileceği hasar bedelinin 13.567,50 TL x %50 – 6.783,50 TL olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Dosyanın Sigortacı bilirikişi ———- alınarak bilirkişi ——–verilmesine karar verilmiştir.
Dosya bilirkişi ——— tevdi edilerek rapor alınmış, bilirkişi raporunda; Yangın Sigortası genel şartlarında bulunan ek teminatlardan dahili su hasarı teminatı dahilinde 21.8.2014 tarihinde meydana gilen olay/hasar ihbarı sonrası 21.11.2014 tarihinde yapılan 13.56750 TL’lik tazminat ödemesi sonrası halef olma şartları dahilinde %50 kusuru/sorumluluğu bulunan davalılardan rücu etme hakkının bulunduğu, bu itibarla dava dışı sigortalıya ödemiş olduğu hasar tutarlarının %50’si olan 6.783,50 TL’yi ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep edebileceği kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davanın İİK 67 maddesine göre açılan itirazın iptali davası olduğu davacı alacaklı tarafından davalılar hakkında İstanbul Anadolu ———-.İcra Müd.2015/15292 E. Sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı ödeme emrinin davalı borçlulara tebliği üzerine davalıların süresinde yaptıkları itiraz ile takibin durduğu eldeki davanın İİK 67 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takibin dayanağı davacı sigorta şirketinin TTK 1472-1481 maddesi gereğince halefiyet nedeni ile açtığı tazminat davası niteliğinde olduğu, davacı tarafından dava dışı —————————- arasında——— nolu —– sigorta poliçesi düzenlendiği, davalı ——————–.ile dava dışı sigortalının kullandıkları işyerinin aynı binada davalının üst kat, dava dışı sigortalının alt kat kullanı cısı olduğu, diğer davalı sigorta şirketinin ise davalı ———-. Ştinin ———- nolu poliçe ile 19.06.2014-19.06.2014 tarihleri arasında meydana gelecek riskleri teminet altına aldığı, riskin 21.08.2014 tarihinde poliçe döneminde gerçekleştiği, dosyamızda yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporlarına göre, dava dışı sigortalı kullanıcı ile davalı ———— nin işyerlerinde gerekli risk analizi yaptırmayarak, acil eylem planı yaptırmama, iş güvenliği uzmanı çalıştırmamaktan dolayı davalı ile dava dışı sigortalının TTK 1429 maddesi gereğince – % 50 oranında kusurlu oldukları,d ava dışı sigortalı için meydana gelen hasar ödemesinin makul ve maruf olduğu, davacı sigorta tarafından 13.567,50 TL nin 21.11.2014 tarihinde sigortalısına ödendiği, sigortalısının yerine geçerek bu bedelin kendi sigortalısına düşen pay hariç olmak üzere TTK 1481 maddesi gereğince talep edebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kubulü ile davalıların 13.567,50 TL nin 1/1 si olan 6.783,50 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamı gerektiği, taraflar tacir olmakla bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 S.Y nın 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanması gerektiği, davacı tarafından her ne kadar İİK 67/2 maddesi gereğince tazminat talep edilmiş ise de alacak likit olmayıp yargılama ile belirlendiğinden tazminat talibinin reddi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalıların İst. And. —— İcra Müd. 2015/15292 esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın 6.783,50 TL üzerinde iptali ile takibin devamına,
Takip tarihinden itibaren bu miktara avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine,
2-Davacının İİK 67/2 mad. Gereğince talep ettiği tazminatın şartları bulunmadığından Reddine,
3-Davacı tarafça yapılmış 27,70 TL Başvurma harcı, 245,50 TL Peşin harç, 4,10 TL Vekalet harcı olarak toplam 277,30 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 4.345,00 TL masraf olmak üzere toplam 4.622,30 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 2.172,48 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Red edilen miktar üzerinden hesaplanan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Alınması gereken 463,38 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 245,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 217,88 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.