Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/976 E. 2018/536 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/976
KARAR NO : 2018/536

DAVA : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 16/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP : Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesini özetle ; Davacı şirketin 1998 yılından beri …. bölgesinde ….. fabrikalarının çeşitli ihtiyacını karşılamakta olduğu, mal ve hizmet satmakta olan bir pazarlama ve……. olduğu, davalı şirketinde üretici firma olduğu, taraflara arasında…. pazarlama iş ortaklığı yapmak amacıyla birlikte hareket etme kararının alındığı, davacı firmanın bu kararlar neticesinde bütün su fabrikalarının ……. yetkilileriyle dolaşarak yeni projelerinin tanıtıldığı , onların ihtiyaçlarına uygun proje ve tekliflerin sunulduğunu, davalı firmanın bu ortaklığa başlamadan önce tek bir satışının mevcut olduğunu, onunda tutarının 15.000 TL’nin altında olduğunu, davalının birden çok müşteriyle ilişkiler kurmaya başlayıp daha çok para kazanmaya başlayınca taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye aykırı davranmaya başladığını, müşterilerle bire bir ilişkiler kurduğunu ve davacı adına tahsilatlar yaparak kar payını ödemediğini ve bu nedenle davacıyı haberdar etmediğini, bu sebeple davalının bu işlemler nedeniyle haksız kazanca sahip olduğunu belirterek haksız rekabet fiilinin sona erdirmesine davalının düzenlenen sözleşmeye uymaması nedeniyle mahrum kaldığı kar mahrumiyetinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL ‘sinin davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte ödenmesine, haksız rekabet nedeniyle 25.000 TL maddi ve 75.000 TL manevi tazminatın zarar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir .
CEVAP : Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesini özetle ; Davacı firmanın pazar payına sahip olmadığını, zira davalıdan aldığı ürünlerle piyasaya girdiğini, taraflar arasında imzalanan … sözleşmesinin bulunmadığını , davalının davacıyı Türkiye herhangi bir bölgesinde ya da tamamının distribütörü olarak atamadığını, buna ilişkin sözleşme akdedilmediğini, imzalandığı iddia olunan protokollerle davalının bir ilgilisinin bulunmadığını belirterek iş bu davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Üsküdar….. İcra Müdürlüğünün … , Kadıköy ….. İcra Müdürlüğünün ….., Kadıköy ……. İcra Müdürlüğünün …., Kadıköy …. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1593 ve Kadıköy…..Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. sayılı dosyaları dosyamız arasına alınmıştır. Taraf vekillerince sunulan tüm deliller toplanmış olup, dosya arasına alınmıştır.
Davacı tanığı … özetle beyanında …….’nin yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirketin dolum tesisinin mevcut bulunduğunu, kimseden su almadıklarını, kendilerinin suyu çıkartıp ambalajladığı ve sattığını, davalı şirketten yıllar önce filtre alındığını, şirketin adının da …… olduğunu, şirketin yetkilisi olan…. beyin satış temsilcisi olduğunu, 2003 yılında satın aldığı filtre nedeniyle tanıştıklarını, davacı şirketin sahibi ve yetkilisi …. beyin yanında davalı şirketin yetkilisi olduğu belirtilen …. beyin birlikte yanına geldiğini, ortak iş yaptıklarını, filtre satışı yapmak hususunda sözleşme yaptıklarını, sözleşme gereği malların kendilerine teslim edildiğini, bedelini ödediğini, bundan sonra davalı şirketin herhangi bir şekilde de kendilerine teklifte bulunmadığını belirtmiştir.
Davacı tanığı … özetle beyanında ; Taraf şirketlerle herhangi bir bağlantısı olmadığını, davalı şirketin sahibi olduğunu bildiği….tanıdığını, 3 yıl kadar önce davacı şirkette 2 ay kadar sigortalı işçi olarak çalıştığını, 10 yıl boyunca da ….su kaynağı ile ilgili işletmesi olduğu için ticaret boyutunda hem davacı şirketin yetkilisi hemde davalı şirketin yetkilisini tanıdığını, 2 yıldır taraf şirketlerle hiç bir ilişkisinin olmadığını, bu 2 yıl içerisinde inşaat sektörüne girdiğini, davalı şirket yetkililerince herhangi bir şekilde onları kötüleyici ya da müşterisini çalma yönünde bir eylemini görmediğini belirtmiştir.
Davacı tanığı … özetle beyanında ; 2007 temmuz ayında 2008 mart ya da nisan ayına kadar davacı şirketin ve davalı şirketin kordinatörlüğünü yaptığını ve bu haliyle taraf şirketleri buluşturduğunu, davacı şirketin ……. ve bu sistemi oluşturan cihazları korumaya yönelik ürünlerle ilgili sarf malzemeleri pazarladığını, davalı şirketin ise bir mühendis aracılığıyla davacı şirketin pazarladığı su arıtma sistem cihazlarını bir araya getirdiğini, taraflar arasında yazılı bir anlaşma yapıldığını bildiğini, davalının davacı şirketi kötüleyici söz ve davranışlarda bulunduğunu görmediğini belirtmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesince talimatla beyanı alınan tanık … özetle beyanında ; Davacı şirketi 2000 yılından beri tanıdığını, davalı firmadan ise filtre sistemi aldıklarını, filtreyi getirenler arasında şirketinin yetkililerinden …… da olduğunu, bu filtre sisteminin …… fabrikası için aldıklarını, anladığı kadarıyla … firmasının davalı firmayı su fabrikalarıyla tanıştırıp davalı firmadan mal almalarını sağladığını, ancak ticari ortaklığın ayrıntılarını bilmediğini belirtmişlerdir.
Muhasebe finansmanı öğretim üyesi, makine mühendisi öğretim üyesi ve ticari hukuk ana bilim dalı öğretim üyesinden oluşan bilirkişi heyet raporunu özetle ; Taraflar arasındaki sözleşmenin ……temsil yetkisinin bulunmamasına rağmen zımmi bir icazetin söz konusu olduğunu ve geçerli olmadığını, davacının Bursa hariç Türkiye’nin her bölgesinde …… adlı kimyasalın satımında tekel hakkı sahibi olduğu ve davalının söz konusu bölgelerde satış yapmasını sözleşmenin ihlalini teşkil ettiğini, ancak sözleşmenin ihlaline sebep olan fiilin haksız rekabet gibi görünse de uygulanması gereken hükümlerin TTK’nun , acentenin yetkili olduğu bölgede davacının doğrudan veya başka temsilciler aracılığıyla satış yapması amacıyla acentelerin ücrete hak kazanmasına ilişkin özel hükümler olduğu ve bu hükümlerin uygulanması için dahi tek satıcılık sözleşmesinin geçerli olmasının gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda ise sözleşmenin ihlalinin kar yoksulluğuna yol açtığı ve tazmininin gerektiğini, sözleşmenin ihlaline sebep olan fiilin haksız rekabet hükümleri değil, davacının sözleşme konusu bölgelerde tekrar hakkına sahip olması nedeniyle ve TTK’da tek satıcılar dair hükümlerin bulunmaması nedeniyle acenteye ilişkin düzenlemelerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
İktisadi ve idari bilimler fakültesi öğretim üyesi, hukuk fakültesi öğretim üyesi ve makine mühendisi heyetinden oluşan 2 . Bilirkişi raporunda ise davacı şirkette uğrandığı belirtilen kar payının tespiti yönünden davalı şirketin haksız eylemlerinden kaynaklandığı ileri sürülen işlem hacminin dava konusu protokoller kapsamındaki bölge , müşteri grupları ve ürün türleri itibariyle tespitinin yapılabilmesi için davalı şirketin ticari defter ve kayıtların incelenmesinin gerektiği belirtilmiştir.
Mali müşavir bilirkişisince düzenlenen bilirkişi raporunu özetle ; ….. markalı ürün satışına ilişkin olarak 2009 yılında davacı şirketin yoksun kaldığı net karın 20.724,01 TL olduğu, arıtma filtrasyon satışına ilişkin olarak 2009 yılında yoksun kaldığı net karın ise 41.582,24 TL olduğu belirtilmiştir.
Mali müşavir bilirkişisince düzenlenen ek raporda ise 2009 yılında kalınan net karın …… marka ürün satışı yönünden 23.124,43 TL olduğu, 2010 yılında ticari faaliyetin olmadığı bu nedenle kar mahrumiyeti hesabının yapılmadığı, ancak mahkemece bu yıla ait hesaplamanın yapılmasının istenildiği için, bu yıla ait kar mahrumiyetinin 12.372,16 TL olduğu, davacı şirketin ….. markalı ürün satışına ilişkin ise 2009 yılında yoksun kaldığı net karın 41.582,24 TL olduğu, 2010 yılı net kar mahrumiyetinin ise 1858,12 TL olduğu, aynı bilirkişice sunulan itirazların değerlendirilmesi için düzenlenen ek raporda davacı şirketin dava konusu ürünlere ilişkin olarak 2008 yılında net satışlarında 2007 yılına göre düşüş yaşandığı, bu gerilemenin 2009 yılında devam ettiği ve nihayetinde 2010 yılında bittiğinin belirtildiği , 2009 ve 2010 yılına ait yoksun kalınan net karın ise bir önceki raporda hesaplandığı miktarda olduğu belirtilmiştir.
Dava haksız rekabete dayalı maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar vekillerince sunulan tüm deliller , dosyadaki bilirkişi heyet raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafça haksız rekabete dayalı iş bu maddi ve manevi tazminat zararlarının giderilmesine yönelik dava açılmış ise de bilirkişi heyetince düzenlenen ve dosyada haksız rekabetin oluşup oluşmadığına yönelik alınan raporlardan da anlaşılacağı üzere taraflar arasında 13/07/2007 – 24/09/2007 – 27/01/2009 – 26/09/2007 – 10/09/2007 – 13/09/2009 tarihli protokollerin düzenlendiği, dosya içerisinde mevcut icra dosyalarında davacı tarafça davalı ve dava dışı 3. Şahıslar aleyhine açılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibin iptali davalarının reddedildiği, açılmamış sayılmasına karar verildiği, tarafların ticari defterlerindeki kayıtlarla taraflar arasında bir ticari ilişkinin varlığının ispatlandığı, uyuşmazlık konusunun taraflar arasındaki bu ticari ilişkiden doğan kar kaybı ve tazminat konusu olduğu , dava dışı….n yukarıda belirtilen protokollerde herhangi bir yetkisinin bulunmamasına rağmen davalı ile imzalanan protokollerle ilgili olarak davacının yetkisiz temsilci olduğu anlaşılan …. aracılığıyla yapılan sözleşmelerin ifasına yönelik davacı aracılığıyla mal alınıp satılması davacı tarafından da bu protokoller sonucunda kesilen faturaları ödediği göz önüne alındığında başta askıda hükümsüz olan sözleşmelerin geçerli hale geldiğini, nitekim uzunca bir süre uygulanan bu sözleşmelerin fatura kesildikten sonra temsil yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin MK 2 anlamında hakkın kötüye kullanılmasını teşkil edeceği, bu anlamda taraflar arasındaki protokollerin geçerli olduğu bu protokoller sonucunda bölgede davalının satış yapmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edip etmediğinin mahkememizce bilirkişi raporlarında da irdelendiği, 6762 sayılı …TTK madde 118 de acentenin yetkili olduğu bölgede tekel hakkına sahip olması halinde yetkili olduğu bölgede doğrudan veya temsilci aracılığıyla yapılan sözleşmelerden ücret isteme hakkının doğacağının belirtildiği ve bu haliyle….. temsil yetkisine haiz olmamasına rağmen taraflar arasındaki sözleşmenin zımmi icazetle geçerli olması sonucunda sözleşmenin ihlaline neden olan fiil neticesinde TTK (Mülga) 118 maddesi uyarınca acenteye ilişkin kuralların uygulanmasının gerektiği, bu nedenle haksız rekabete ilişkin hükümlerin uygulanmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmış, sözleşmenin ihlali sonucunda davacının kar yoksunluğuna yol açıldığı anlaşılmakla mali müşavir bilirkişisinin ticari defterlerin incelenmesi sonucunda …. markalı ürün satışına ilişkin olarak 2009 yılında yoksun kalınan net karın 23.124,43 TL , 2010 yılında yoksun kalınan net satış karının 12.372,16 TL, arıtma …. marklı ürün satışına ilişkin olarak 2009 yılında yoksun kalınan net satış karının 41.582,24 TL , 2010 yılında yoksun kalınan net satış karının 1858,12 TL olduğu anlaşılmış, davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesindeki yoksun kalınan 50.000 TL’nin davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, iş bu davada haksız rekabetin uygulanamayacağı anlaşılmakla haksız rekabete dayalı maddi ve manevi zararların tazmini ve haksız rekabet fiilinin sona erdirmesine karar verilmesine dair taleplerin ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABUL , KISMEN REDDİNE,
50.000 TL kar mahrumiyeti tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
Harçlar Kanunu’na göre tahsili gereken 3.415,50 TL harcın, peşin alınan 2.227,50 TL harçtan mahsubuyla eksik 1.188 TL harcın davalıdan tahsiline,
Karar tarihindeki Avukatlık asgari ücret tarifesine göre maddi tazminat için hesaplanan 5.850 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddilen maddi tazminat için karar tarihindeki Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 3.000 TL ile reddedilen manevi tazminat için hesaplanan 5.850 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacının yapmış bulunduğu 2.427,40 TL ilk dilekçe gideri, 3.716 TL bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 6.143,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.071,70 TL ‘den davalının yapmış olduğu 800 TL gider düşülerek 2.271,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.