Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/931 E. 2018/843 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/931 Esas
KARAR NO : 2018/843

DAVA : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 12/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin, bir yapı kooperatifi olduğunu; …….. parseldeki taşınmaz malikleri ile katkarşılığı inşaat sözleşmesi yaparak. ……… bloktan müteşekkil 170 bağımsız bölümden oluşan siteyi inşa ettirdiğini; inşaatın müteahhitliğini ihale yoluyla davalı şirkete vermiş olduğunu; davalı …’nin bu yüklenici şirketin yönetici ortağı; diğer davalı …’nın ise davalı …’in arkadaşı ve ………. elektrik işlerini yapan şahıs olduğunu; kooperatifin eski yönetimi zamanında davalı müteahhit şirkete kesin hakedişler beklenmeksizin avans niteliğinde ödemeler yapılıp; ayrıca birde genel kurul kararı almaksızın toplam 2.500.000.00 TL bedelli bonoların verildiğini; bu bonoların kooperatifin ticari kayıtlarında yer almadığını; müvekkili kooperatifçe yapılan ödemelerin, davalı yüklenici şirketin yaptığı işlerle ve kesin hakedişlerle kıyaslandığında esasen 3.221.763,34 TL fazla ödeme yaptıklarının ortaya çıkacağını; hal böyle iken bonolardan 30/06/2008 vade tarihli olan ve biri 300.000.00 TL diğeri 500.000,00 TL bedelli bonoların davalı şirketçe …’ye, onun da davalı …’ya ciro ile devir edilip, … tarafından da İstanbul Anadolu ……… icra Müdürlüğünün 2010/22661 sayılı dosyasıyla kooperatif ile beraber davalı şirket ve … aleyhine icraya konduğunu; senetlerin bedelsiz kaldığının her üç davalı tarafından da bilindiğini; buna rağmen ciro eden davalıların ve icra takibi başlatan …’nın kötü niyetli olduğunu belirterek; davacı kooperatifin toplam 800.000,00 TL bedelli bu iki adet senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine; ………. sayılı icra takibinin müvekkili yönünden iptali ile davalılardan % 20 kötüniyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı …… ve … vekili; davanın haksız olduğunu; davalı yüklenici şirket tarafından tamamlanan iş bedellerinin tam olarak ödenmemiş bulunduğunu; davacının iddia ettiği ödemeleri ispat etmesi gerektiğini; bu sebeple senetlerin bedelsiz kalmadığını; senetlerin geçerli olduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuş;
Davalı … vekili ise; müvekkilinin dava konusu iki adet senedi ciro yoluyla alan iyi niyetli hamil olduğunu; diğer taraflar arasındaki ilişkileri bilmesinin mümkün bulunmadığını; davacının lehtar ve ilk çiranta olan diğer davalılara karşı ileri sürebileceği itirazları iyi niyetli hamil konumunda olan müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini belirterek; davacının iş bu davayı vaki alacaklarını geçiktirmek için açtığını beyan edip; davanın reddine, davacıdan % 20 haksız dava tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, icra takibinden sonra açılan İİK 72. maddeye dayalı MENFİ TESPİT davasıdır.Davacı biri 300.000,00 TL diğeri 5000.000,00 TL bedelli iki senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve takibin kendisi yönünden iptaline karar verilmesini talep etmektedir.
Davaya ve icra takibine konu senetlerin keşidecisi olan davacı kooperatif ile, lehtarı olan davalı ……..şirteki arasında bir eser (inşaat) sözleşmesi bulunduğu ihtilafsızdır. Ancak, davacı taraf söz konusu senetlerin eski kooperatif yönetimi tarafından usulsüz olarak düzenlendiğini; esasen davalı şirkete bu senetlerin hiç verilmesine gerek bulunmadığını; zira davalı şirketin yaptığı iş bedelini fazlasıyla aldığını iddia etmekte; bu durumun tüm davalılarca da bilindiğini ileri sürmektedir.
Kural olarak, kooperatif yetkilisince verilen senetler kooperatif bağlayıcı olup; gereksiz ise kooperatif yöneticisinin sorumluluğunu gerektirir. Ancak, düzenleme sebebine göre “………. iddiasının her zaman ileri sürülebiileceği; buna dayalı olarak süresi içinde menfi tespit davası açılabileceği şüphesizdir.Senetlerin davacımız kooperatif ile birlikte, davalı şirket ve … aleyhine de icraya konmuş olması sebebiyle; davacının … aleyhine açtığı “takibin iptali” davasını kazanamaması halinde rücuya tabi kılması için şirketi ve …’yi davalı göstermekte hukuki yararı var kabul edilmiştir.
Bu çerçevede; dava iki aşamada görülmüş olup; ilk aşamada davalı Şirket ve onun yetkilisi olduğu için durumu bildiği kabul edilen … yönünden senetlerin bedelsiz olup/olmadığı incelenmiş; ikinci aşamada ise bedelsiz kalan senetleri davalı …’nın durumu bilerek; bir başka deyişle davacının zarar görmesi için senetleri ciro alıp/ almadığı incelenmiştir.
İlk aşamadaki inceleme için; hem davacı kooperatifin hem de davalı şirketin ticari kayıtlarının incelenmesine; hem de mahallinde davalı yüklenici şirketin yaptığı işlerin tespit edilmesine karar verilmiş; uzman bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılmış; keşif zaptına da açıkça geçildiği üzere davalı şirket vekili müvekkilinin ticari kayıtlarını sunmadıklarını; sunmayacaklarını ve bunun için kendilerine yeniden süre verilmemesini bildirmiş; Bilirkişi heyeti gerek hakediş utanakları ve gerekse davalı yüklenicinin yaptığı inşaatı inceleyerek; davalı yüklenicinin hak ettiği iş bedelini üç şık halinde 6.243.043,84 TL, 6.958.572,48 TL. ve 7.743.581.65 TL olabileceğini bildirmişler; ayrıca alınan ek raporda davaya konu iki adet senedin kooperatif kayıtlarında yer almadığını; kooperatifin 2007 yıl sonunda davalı şirketten 3.936.742,26 TL. ……. yıl sonu 5.528.718,59 TL . 2009 yıl sonu 8.910.149.82 TL alacaklı gözüktüğü; yani fazla ödeme yapmış görüldüğünü bildirmişlerdir.
Davalı şirketin ticari kayıtlarını sunmaktan imtina ettiği; davacı kayıtlarına göre ise, davacı aleyhine bir durumun çıkmadığı; davacının iddia ettiği gibi kendi kayıtlarına göre fazla ödemede bulunduğu; davaya konu senetleri gerektirecek bir borcunun bulunmadığı oraya çıkmış ise de; tabii ki davacı kayıtlarında yapıldığı bildirilen ödemelerin kayıtlarda yer alması yetmez; bunların ispatı gerekir. Zira karşı taraf kabul etmemektedir. Ortada dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre davalı yüklenicinin yaptığı inşaat sebebiyle hak ettiği 7,743,581.65 TL’sı iş bedeli vardır. Bu miktar keşfen gözlem ve bunu doğrulayan hakedişlerle belirlenmiştir. Ancak davacının davalı şirkete yaptığı ödemelerin ispatı gerekir. Bu sebeple, davacı kooperatife, davalı yüklenicinin imzasını taşıyan ödeme belgelerini veya banka havalelerini sunması bildirilmiş; davacı taraf, elinde böyle bir belge olmadığını ancak davalı şirketin temsilcilerinin ıslak imzalarını taşıyan mizanlarına dayandıklarını belirterek; davalı şirketin …. mizanını sunmuş; bu mizanda kooperatifin davalı yüklenici şirkete 10.499.885,82 TL ödeme yaptığının yazılı olduğu; keza davalı şirketin ……. Dairesine sunmuş bulunduğu ve kurumlar vergisi mükellefi olduğundan dolayı zorunlu olarak ibraz ettiği kesin mizan bildirimini sunmuş, onda da kooperatifin 9.867.654,82 TL ödediğinin devlete bildirildiği görülmüştür. Her ne kadar davacı kooperatif vekilinin sunduğu mizandaki imzalara davalı şirket itiraz etmişse de daha sonra davalı şirket vekili imza incelemesine gerek olmadığını bu mizandaki imzaların davalı şirket yetkililerine ait olduğunu kabul ettiklerini bildirmiş ancak bunların hukuken ödeme belgesi niteliğinde olmadığını bu sebeple; bunlar kullanılarak senetlerin bedelsiz kaldığına karar verilemeyeceğini savunmuş ise de; resmi mercilere verilen mizanların veren şirketi bağlayacağı; bu nedenle davacı kooperatifçe davalı şirkete 9.867.654,82 TL’nin ödenmiş bulunduğunun kabulü gerektiği; bunları resmi mercilere beyan eden, KDV iadesi alan davalı şirketinde bu bildiriminin sonucuna katlanması gerekeceği; ortaya çıkan bu durum sebebiyle davalı yüklenicinin 7.743.581,65 TL olan iş bedeli alacağının ziyadesiyle tahsil edildiği belirlendiğinden; davaya konu olan senetlerinde iş bedeli olarak alındığı davalı şirketin kabulünde olduğundan; şirket yönünden dava konusu olan senetlerin bedelsiz olduğu; bedelsiz olduğundan dolayı kooperatifin senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği; aynı şekilde davalı …’nin de şirketin müdürü ve ortağı olması nedeniyle bu durumu bilebilecek halde olduğunun kabulü gerektiği, onun yönünden de bu senetlerden dolayı davacının …’ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği; olay ile ilgili ceza yargılamasınında yapıldığı; İstanbul Anadolu ……. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/172 Esas sayılı dosyasında yapılan ceza yargılaması esnasında da davacı kooperatifin o tarihteki kooperatif başkanı olan ……… 26/05/2014 tarihli sorgulama tutanağında “benim yardımcım o tarihte ………. ………. idi, bu dönemde genel kurulun yönetime vermiş olduğu yetki çerçevesinde……… İnşaat ile kooperatif arasındaki borç ilişkisini bitirmemiz gerekiyordu. Kooperatifin toplam 1.150.000,00 TL borcu vardı. Bu borcu kooperatif olarak ödememiz gerektiğinden 300.000,00 TL ve 500.000,00 TL bedelli iki adet senedi ben ve yardımcım…………. imzalayarak verdik” demesi ile de; bu senetlerin bu amaçla verildiği ancak ortada olan davalı şirketin yaptığı işlere göre davacı kooperatifin yapılan iş bedelinin fazlasıyla bilahare zaten ödediği; senetlerin bedelsiz kaldığı kanaatine varılarak davalı şirket ( senetlerin lehtarı )ve onun yöneticisi olan … ( lehtardan ciranta ile alan ) yönünden davacı kooperatifin bu şahıslara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş;
Diğer davalı … yönünden ise; ikinci aşama incelemeye geçilmiş; bu aşamada …’den ciro yoluyla senetleri alan ve icra takibine koyan …’nın; kötü niyetli hamil olduğu, bir başka deyişle sırf davacının zararına olarak ve senetleri tahsil edebilmek amacıyla taraflar arasındaki ilişkiyi ve senetlerin bedelsiz kaldığını bilerek aldığının ispatı gerektiği; davacıya bu yöndeki delillerinin sorulduğu; davacının tanık gösterdiği, dinlenen tanık beyanlarından da açıkça tanıkların bu davalı tarafından senetlerin bedelsiz kaldığı biline biline bu davalı tarafından alındığına dair bilgileri olmadığı; genel bilgilerinin olduğu, bu bilgilerinde … ile …’nın arkadaş oldukları, birlikte gezdikleri ve …’nın davalı şirketin elektrik işlerini gören taşeronu olduğu; ancak bunların davacı kooperatif ile davalı şirket arasındaki tüm ödemeleri bilmeyi gerektirmeyeceği; aksine davalı şirketin işlerini yapan alt taşeronu olduğu için alacaklarına karşılık bu senetleri ciro alabilecek konumda olduğu kanaatine varılarak bu davalının; sonuçtan sorumluluğunu gerektirir ispatın yapılamadığı kabul edilmiş; onun yönünden menfi tespit talebinin ve dolayısıyla onun tarafından başlatılan icra takibinin iptali taleplerinin reddine karar verilmiş; her ne kadar davalı şirket ve onun yöneticisi ……. yönünden davanın kabulüne karar verilmişse de, bu şahısların başlattığı bir icra takibi olmadığından ….. ………. ve …’nin sorumlu olacağı bir haksız takip tazminatının bulunmadığı; öte yandan davalı …’ın da kötü niyetli dava tazminatı istediği; bu tazminatın davacı aleyhine kabulü için davacının aldığı bir tedbirin yeterli olmadığı; icra veznesine borcu kısmen dahi ödeyecek bir tahsilatın girip; tedbir sebebiyle takip alacaklısına ödenmemesinin gerektiği; bu hususunda gerçekleşmediği nedeniyle davalı …’ın talep ettiği kötü niyetli takip tazminatınında reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVACININ AÇMIŞ BULUNDUĞU MENFİ TESPİT DAVASININ;
Davalılardan……………. ve … yönünden KABULÜ ile;
……….. vade tarihli olup, davacının keşideci, davalılardan ……..n lehtar Davalı …’nin ciranta olduğu, biri 500.000,00 TL bedelli diğeri 300.000,00 TL bedelli senetlerden dolayı davacı kooperatifin davalı ………i ve …’ye borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Dava konusu olan bu iki senetten dolayı davacının davalı … aleyhine açmış bulunduğu davanın ve dolayısıyla Anadolu ……. İcra Müdürlüğünün 2010/22661 sayılı dosyasındaki icra takibinin iptaline ilişkin davanın İSPAT EDİLEMEDİĞİ NEDENİYLE REDDİNE,
Ancak … tarafından talep edilen kötü niyetli takip tazminat talebininde şartları oluşmadığından dolayı REDDİNE,
Alınması gereken 54.648,00 TL harçtan baştan alınan 17.255,55 TL harcın mahsubu ile eksik 37.392,45 TL harcın davalılar ….i ve …’den alınarak, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan 17.275,25 TL harcın tamamı ile, hakkındaki dava reddedilen …’ya çıkarılan tebligatlar hariç 17 davetiye gideri 108,00 TL ile 6.158,00 TL keşif ve bilirkişi ücretleri toplamı 23.541,25 TL yargılama giderinin de davalılar ………..i ve …’den alınarak davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki ……… gereğince; kendisini vekil ile temsil ettiren 45.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar …… ve …’den alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı … yönünden reddedilen dava sebebiyle ise, takibin iptali istendiğinden takip bedeli olan 1.161.989,04 TL üzerinden hesaplanan 58.809,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalı …’ya verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.