Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/891 E. 2019/1450 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/891 Esas
KARAR NO: 2019/1450
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili ile davalının dava dışı —— eşit hisseli ortakları olduğunu; şirketin —– tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan ana sözleşmesinin 8. Maddesi gereğince davalının — yıl süre ile şirket müdürü atandığını; ancak davalının genel kurulu hiç toplantıya çağırmadığını, genel kurul toplantısı yapmadığını, şirket faaliyetleri yönünden hiç bir bilgilendirmede bulunmadığını, oysa —-tarihinde sermaye artırılmasına dair ortaklar kurulu kararı ve — şirket merkezinin taşınması yönünde kararlar alındığını öğrendiklerini; müvekkilinin bunlardan ticaret sicilde tescil edilmesi sebebiyle haberdar olduğunu; şirketin iki kişiden oluştuğunu; bu kararların davalı tarafından tek başına nasıl alındığı hususunda da şüphe oluştuğunu; şayet müvekkilinin ismi geçiyorsa, imzasının mutlaka sahte olması gerektiğini belirterek; davalıda bulunan şirketin münferiden temsil yetkisinin kaldırılmasına, davalının yöneticilikten azline, şirkete yönetici olarak davacının atanmasına, davacının şirket yöneticisi atanmasına ilişkin talepleri kabul edilmezse o takdirde şirkete yönetici seçilene kadar mahkemece yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı taraf, davaya cevap vermemiş ancak davalı vekili, katıldığı yargılama sürecinde iddiaların doğru olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, TTK’nun 630/2 madde gereğince şirket yöneticisinine temsil yetkisinin kaldırılması, yöneticilikten azli ve şirkete yönetici olarak davacının atanması, davacının şirkete yönetici atanması talebi reddedilirse mahkemece yönetim kayyımı atanmasına ilişkindir.
Mahkememizce, taraf delilleri toplanmış, davacının iddia ettiği ve dava dışı şirket tarafından ticaret siciline tescil ettirilen sermaye artırılmasına ilişkin ve adres değişikliğine ilişkin genel kurul kararlarındaki imzanın sahte olmasından dolayı İstanbul Anadolu —. Asliye Ceza Mahkemesinde başlatılan —– Karar sayılı yargılaması ile verilen bu hükmün bozulması üzerine —- Esas—- karar sayılı ikinci hükmünün sonucu beklenmiş; bu hükümde kesinleştikten sonra tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca varılmıştır.
Davacı taraf, şirketin faaliyetleri ile ilgili bilgi verilmesi yönünden davalı yöneticiye ihtar gönderdiğini belgelemiş olup, davalı taraf buna ilişkin şirket yönetimi ile ilgili bilgi verdiğine dair herhangi bir yazılı belge ibraz etmemiştir.
Bu husus yöneticinin azlini gerektirmemekte olup, davacının bilgi edinmek için mahkemeye başvurarak mahkeme kanalı ile bunu sağlaması mümkün görülmüş ise de; davacının katılmadığı genel kurulda, o katılmış gibi gösterilerek davacının sahte imzası da kullanılmak suretiyle şirket sermayesinin artırılması ve şirket merkezinin değiştirilmesi gibi önemli kararların alınması davalı ortağın yöneticilik görevini kötüye kullandığı ve bunun azlini gerektirecek nitelikte olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Bu nedenle yukarıda dosya numaraları bildirilen Asliye Ceza Mahkemesindeki yargılama sonuçları beklenmiş olup; o dosyalarda davacımızın örnek imzalarının toplandığı, usulünce imza incelemesi yaptırıldığı; imza incelemesi sonunda davalı yönetici tarafından ticaret siciline tescil ettirilen bu kararlardaki imzanın davacımıza ait olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar ceza yargılamasında davalınında örnek imzaları ve yazı örnekleri toplanmış ve davacıya ait imzanın davalı tarafından atılmadığı da belirlenmiş ise de; şirket iki ortaklıdır. Bu nedenle toplantının iki ortağın katılması ile gerçekleşmesi gerektiği; davacımıza ait imza sahte olduğuna göre; davacımızın toplantıda bulunmadığının davalı tarafından bilinemeyeceğinin düşünülemeyeceği; her ne kadar ceza yargılamasında davalımız, toplantı kararlarının davalıya gönderildiği, davalının imzalayarak iade ettiği; bu nedenle imza esnasında davacıyı bizzat görme şansının bulunmadığını bildirmiş ise de; toplantı tutanaklarında her iki tarafın bizzat katılması ile toplantıların başlatıldığı ve kararların alındığı yazıldığına göre; davalının bu savunmasına itibar etmenin mümkün olmadığı, zaten davalının bu savunmasını kabul ederek davalı hakkında verilen beraat kararınında Yargıtay tarafından aynı gerekçemiz gibi bozulduğu ve bunun üzerine mahkemece bozulmaya uyulup, davalı hakkında mahkumiyet kararı verildiği; kararın kesinleştiği; artık kesinleşen bu ceza kararının mahkememizi bağladığı; vakıa olarak bağlayıcı olduğu, bu çerçevede davalımızın sahte imza yoluyla şirketin sermaye artırımı ve merkezini değiştirmesi ile ilgili kararlar aldığı; bunlara tevessül eden yöneticinin azli gerektiği kanaatine varılmakla; mahkememizce aşağıdaki hüküm tesis olunmuş ancak mahkememizin yönetici seçmeye yetkisinin bulunmadığı; bu nedenle davacı tarafın, kendisinin mahkememizce yönetici seçilmesine dair talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığı; yöneticinin yine şirket ortakları tarafından seçilmesi gerektiği; seçilene dek de yönetici kayyımı atanabileceği nazara alınarak, şirketin nevine göre de makina mühendisi atanması uygun bulunarak, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN KABULÜNE;
TTK’nun 630/2 maddesi gereğince —– sicil nosu ile kayıtlı olan —— müdürü olan davalı …’nin şirketin münferiden temsil yetkisinin KALDIRILMASINA, yöneticilikten AZLİNE,
Davacının şirkete yönetici atanmasına ilişkin talebin REDDİNE, terditli olarak talep ettiği kayyım atanması talebinin KABULÜ ile şirketin niteliği de nazara alınmak üzere Makina Mühendisi …’ın şirketçe kendisine bir yönetici seçilene kadar yönetici kayyımı olarak atanmasına,
Kayyıma ayda 2.000,00 TL ücret taktirine, bu ücretin sonradan şirketçe ödenmek üzere şimdilik davacı tarafından karşılanmasına,
Dava maktu harca tabii olup, maktu harca nazaran eksik 23,25 TL ilam harcının davalıdan alınıp, hazineye irat kaydına,
Tamamı davacı tarafından karşılanan 42,30 TL başvuru harcı ve peşin harç ile 11 davetiye gideri 84,00 TL toplamı 126,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alını, davacıya verilmesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı, mazeretli kabul edilen davalı vekilinin yokluğunda, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu.12/12/2019