Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/838 E. 2018/437 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/838 Esas – 2018/437

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2014/838 Esas
KARAR NO : 2018/437

DAVA : Nakte Çevrilen Teminat Mektupları Nedeniyle İstirdat
KARŞI DAVA : Akdin Haklı Nedenle Feshi Sebebiyle Ödenen Satış Bedellerinin İstirdadı

Mahkememizde görülmekte olan iş bu dava ve karşı davada yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA : Davacı vekili, müvekkili şirket ile İstanbul Jandarma İkmal Merkez Komutanlığı arasında 21/05/2008 tarihinde ….. nolu bir sözleşme akdedildiğini; bu sözleşme ile müvekkili şirketin 408.000 metre elbiselik kumaş vermeyi taahhüt ettiğini; askeri elbiseye yönelik bu kumaşların taksitler halinde tesliminin kararlaştırıldığını; bu kararlaştırma çerçevesinde;
1. Taksitte 130.000 metre kumaşın kabul ve muayenelerini müteakip 02/09/2008 tarihinde,
2.Taksitte 105.000 metre kumaşın kabul ve muayenelerini müteakip 06/10/2008 tarihinde,
3.Taksitte 105.000 metre kumaşın kabul ve muayenelerini müteakip 14/01/2008 tarihinde,
%20 iş artışı olan 68.000 metre kumaşın kabul muayenelerine müteakip 24/11/2008 tarihinde fatura edildiğini; davalı tarafından da tüm mal bedellerinin müvekkili şirkete ödendiğini; müvekkilinin mal bedeli olarak bir alacağının kalmadığını;
Ancak, İstanbul Jandarma İkmal Merkez Komutanlığına Mart 2009 tarihinde bir şikayet geldiğini, bu şikayet gerekçe gösterilerek teslim edilen 480.000 metre kumaşın kontrol muayenesinin yapıldığını, kendilerininde sözleşme gereğince bu muayeneye katıldıklarını, yapılan kontrol muayenesinde mallarda herhangi bir ayıbın bulunmadığının tespit edildiğini ve olumlu sonuçlandığını;
Ancak, şikayetçinin bundan sonrada şikayetine devam ettiğini, bunun üzerine Jandarma Genel Komutanlığınca Jandarma……… müfettiş olarak görevlendirildiğini ve verilen kumaşların yeniden kontrole tabii tutulduğunu, bu aşamada idare tarafından müvekkiline hazır bulunmaları için haber verildiğini, ancak müvekkilinin bu şikayetlerin ve kontrol muayenelerinin sonu gelmeyeceği için ve bunlar yüzünden artık müvekkili firmanın iş yapamaz duruma getirilip, mağdur edildiklerini belirterek katılmayacaklarını bildirdikleri; ancak müfettiş incelemesininde sözleşme gereğince tarafsız bir heyete değil, idarenin labratuvarlarına yaptırıldığını; tek taraflı yapılan bu kontrol muayenesi sonunda, Kartal …….. Noterliğinden 26/10/2009 tarihli bir ihtar ile malların değiştirilmesinin ya da bedelinin iadesinin kendilerine ihtar edildiğini, kendilerinin bu ihtara yazılı olarak cevap vermek suretiyle kabul etmediklerini bildirdiklerini; ancak idarenin, kendilerinden aldıkları 4 adet ve toplamı 249.206,40 TL tutarlı teminatı sözleşmeye aykırı olarak hazineye irat kaydettiklerini; oysa malların kontrol ile teslim alındığını, kontrol anında herhangi bir ayıbının bulunmadığı hususunun belirlendiğini, kaldı ki, 1 yıl sonra meydana gelen şikayetle tarafların katıldığı ve sözleşmeye uygun olarak oluşturulan kontrol komisyonunca da mallarda ayıp olmadığının tespit edildiğini; bu nedenle hatalı bir imalat söz konusu olmadığı için sözleşme gereğince teminatların irat kaydedilmesinin hukuksuz olduğunu; esasen teslimden bir süre sonra yapılan ve şikayet üzerine gerçekleşen kontrol ile teslimden sonra da kumaşların esvabında bir değişiklik bulunmadığının belirlendiği, bu yönden de idarenin akdin feshine yetkili olmadığını; sözleşme gereğince iadesi gereken teminat mektuplarının nakte çevrilmesi sebebiyle;
15/05/2008 tarihli ve …. nolu mektup için 103.836,00 TL,
15/05/2008 tarihli ve …. numaralı mektup için 103.836,00 TL,
28/07/2008 tarihli ve….nolu mektup için 20.767,26 TL,
28/07/2008 tarihli ve… nolu mektup için 20.767,26 TL tutarında 4 adet teminat mektubu bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI DAVA : Davalı vekili, davacı tarafından teslim edilen malların ayıplı olduğu, Jandarma Komutanlığının işine yaramayacak esvapta olduğunu, bu hususun müfettiş incelemesi ile ve usulünce yaptırılan teknik elemanların raporu sonunda ortaya çıktığını, karşı davanın garanti süresi içinde açıldığını, davacıya usulünce uygun olarak ayıbın bildirildiğini, ortaya çıkan ayıp nedeniyle malların iadesi ve yerine yenilerinin verilmesinin ya da ödedikleri satış bedelinin iade edilmesini ihtar ettiklerini; ancak karşı tarafın satış bedellerini iade etmediği; ayıplı malları geri almadığını, bu nedenle idarenin sözleşme gereğince teminat mektuplarını nakte çevirmek hakkının doğduğunu, teminat mektuplarının bedelini hazineye irat kaydında, herhangi bir hatalı işlemin bulunmadığını ve haklı olduklarını; bu çerçevede davacı tarafın aldığı ihtilafsız olan satış bedelininde iadesi gerektiğini belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini, teminat tutarı olan 249.206,40 TL’nin idarece ödenen 4.485.715,20 TL’den çıkarılarak geriye kalan 4.236.508,80 TL bedelin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizleri ile tahsiline karar verilmesini karşı dava olarak talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, taraflar arasında ihtilafsız olan mal tesliminden dolayı; malın ayıplı olduğu iddia edilerek nakte çevrilen teminat mektup bedellerinin iadesi ve karşı dava yönünden de ödenen satış bedellerinin iadesine ilişkindir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, bu çerçevede teslimi ihtilafsız olan 408.000 metrelik elbiselik kumaşa ilişkin teslim alma ve muayene tutanakları, yapılan şikayet sonunda kontrol komisyon tutanakları ve raporu, şikayetlerin devam etmesi üzerine görevlendirilen askari müfettiş tarafından yaptırılan kontroller ve alınan rapor, tarafların birbirleri ile ihtarlaşmalarına ilişkin noter evrakları getirtilmiş; 2 ayrı bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar alınmış, tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davacı tarafından Jandarma İkmal Merkez Komutanlığına 21/05/2008 tarihli sözleşme çerçevesinde 480.000 metrekarelik elbisenin teslim edildiği, bu teslimlerin 4 ayrı parti şeklinde gerçekleştirildiği, her parti teslimin sözleşme gereğince ve sözleşmeye uygun olarak yapılan kontroller ile teslim alındığı; kök davaya konu olan 4 adet teminat mektubunun, idare tarafından yapılacak ödemelerin teminatı kabilinden davacı tarafından verilmiş bulunduğu; parti teslimler tamamlandıktan sonra bir şikayet üzerine her iki tarafın katılması ile ve sözleşmeye uygun olarak kontrol komisyonu oluşturulmak suretiyle ve şikyatte nazara alınarak inceleme yapıldığı; bu incelemede teslime konu mallarda herhangi bir ayıbın bulunmadığının belirlendiği ancak şikayetçinin şikayete devam etmesi üzerine, görevlendirilen askeri müfettişin yeniden bir inceleme yaptırdığı, bu inceleme sonunda teslime konu mallarda renkler yönünden ve nitelik yönünden ayıplar bulunduğunun belirlendiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf; gerçekten mallarda ayıp bulunup bulunmadığı, ayıp ihbarlarının bulunup bulunmadığı ve usulünce yapılıp yapılmadığı; müfettiş tarafından yaptırılan incelemenin sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı ve sonuç olarak davalı idarece teminat mektuplarının nakte çevrilmesinin sözleşme ve hukuka uygun olup olmadığı, uygunsa satış bedelinin geri istenip istenemeyeceği hususunda toplandığı görülmüş; mahkememizce de deliller bu çerçevede incelenmiş olup;
Son parti teslimin 24/11/2008 tarihinde yapıldığı, ayıp ihbarının Kartal……….. Noterliğinin …….. yevmiye nolu sözleşmesi ile 26/10/2009 tarihinde çekildiği, sözleşmenin 54/1 maddesi gereğince teminat mektuplarının yarısının son teslim tarihinde iadesinin, kalan yarısının ise 2 yıl olan garanti süresinin sonunda tesliminin kararlaştırıldığı; ancak teminatların garanti süresinin sonundan önce nakte çevrildiği için iş bu dava ile iadesinin istenebileceği fakat yarısına ancak garanti süresinin sonundan itibaren yani iade hükümlülüğünün doğduğu tarihte faiz istenebileceği,
Parti teslimlerde, gerekli muayenenin sözleşme gereğince yapıldığı, malların ayıpsız olduğu,
Kaldı ki, şikayet üzerine 8 ay kadar sonra depolarda malların tekrar incelendiği, sözleşmeye uygun kontrol komisyonu tarafından yapılan bu denetlemede de malların ayıpsız olduğunun belirlendiği;
Daha sonra müfettiş tarafından yapılan kontrolde belirlenen ayıp türünün gizli ayıp niteliğinde olmadığı karşısında,
İlk kontrol ve bundan sonra gerçekleşen kontrol komisyonu raporları ile herhangi bir ayıbın bulunmadığının tespit edildiği, davalı idarenin dayandığı rapordaki ayıp türünün ise gizli ayıp niteliğinde olmadığı baştan yapılacak kontrol ile ortaya çıkabilecek nitelikte olduğu,
Müfettişin el koyması sonucu yaptırılan test ve analizlerin sözleşme hükümleri gereğince tarafsız labratuvarlarda değil, idareye bağlı labratuvarlarda yapılmış olması, kaldı ki, müfettiş el koyması sonunda ortaya çıktığı iddia edilen ayıplarında nitelik olarak baştan belli olan ayıplar olduğu; idarenin sözleşme gereğince kontrol ettirmek suretiyle teslim aldığı bu mallara o tarihte yürürlükte olan BK’nun 198. Madde gereğince artık ayıplı olduğunun ileriye sürülmesinin mümkün bulunmadığı; ayıba karşı tekeffül hükümlerinden faydalanabilmek için idarenin sözleşmeye uygun muayene yaptırmasının gerektiği, bunun dahi tek başına idarenin müracaat hakkını ortadan kaldırdığı,
İdarenin dayandığı rapora göre, gizli ayıp durumunun gerçekleşmediği, karşı davacınında tüketici olmadığı,
Nazara alınmak suretiyle, iş bu davada davalı – karşı davacı idarenin ayıbı usulünce ispat edemediği, mal tesliminden itibaren heyetimizin göreve başladığı tarihi itibariyle geçen 8-9 yıllık sürede depoda kalan mallar üzerinde de geçmişe yönelik olarak sözleşmeye uygun esvapta olup olmadığının incelenmesinin mümkün olmadığı; zira geçen bu süre dikkate alındığında artık malların aynı esvapta kalmasının beklenemeyeceği; sözleşme hükümlerinde de bu kadar uzun sürede kullanılmamayı teminat altına alan bir mal cinsinin bulunmadığı değerlendirildiğinde; davacı tarafın haklı olduğu, davalı tarafın malların iadesi talebinin yerinde olmadığı, bu çerçevede karşı davaya konu taleplerin yerinde olmadığı ancak nakte çevrilen teminat mektuplarının bedelini davacıya iadesi gerektiği; davacı şirketin teminat mektuplarının yarısına son teslim tarihinden itibaren faiz isteyebileceği ancak dava tarihinden istediği, mahkememizin taleple bağlı olduğu; kalan yarısına ise dava tarihinden sonra gerçekleşen garanti süresi sonundan faize hükmedilebileceği nazara alınarak aşağıdaki hüküm mahkememizce tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
İŞ BU DAVANIN KABULÜ İLE;
Davacı şirketin davalıya verdiği ve davalıca nakte çevrilen…….. ait …….. tarihli 103.836,00 TL’lik; ……. tarihli 103.836,00 TL’lik; …… tarihli 20.767,26 TL’lik ve 28/07/2008 tarihli 20.767,26 TL’lik teminat mektuplarından dolayı toplam 249.206,40 TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; bu tahsilat yapılırken tahsil edilecek miktarın yarısına dava tarihi olan 01/09/2010, diğer yarısına ise sözleşme gereği teminat mektuplarının iadesi için kararlaştırılan garanti süresinin son günü olan 14/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi uygulanmasına, bu şekilde davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
Karşı davanın ise REDDİNE,
Davalı bakanlık harçtan muaf olduğundan davacı tarafın yatırmış bulunduğu 3.700,75 TL ilam harcının davacı ……….AŞ’ye iadesine,
Tamamı davacı – karşı davalı ……… AŞ tarafından karşılanan 17 tebligat gideri 118,00 TL ile bilirkişi inceleme ücretleri 8.150,00 TL’nin toplamı 8.268,00 TL yargılama giderinin davalı – karşı davacı…………. alınıp, davacıya verilmesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, kök dava yönünden 20.902,36 TL nispi vekalet ücretinin davalı – karşı davacı ….. Bakanlığından alınıp, ……. AŞ’ye verilmesine, karşı dava yönünden ise 107.565,00 TL nispi vekalet ücretinin karşı davacı ……. Bakanlığından alınıp, Karşı Davalı ……….. AŞ’ye verilmesine.
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oy birliği ile verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu..