Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/837 E. 2018/173 K. 27.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2014/837 Esas
KARAR NO : 2018/173

DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 27/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:
Davacı vekili tarafından mahkememizce sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 1976 yılından beri çevre teknolojileri ve endüstriyel uygulamalar ekipman pazarlama ve satış alanında faaliyet gösterdiğini, bu alanda itibarı olan bir şirket olduğunu hatırı sayılır müşteri pörtföyünün bulunduğunu, davalılardan ……. ile 25 seneyi aşkın bir zamandır karşılıklı bir güvene dayanan distribütörlük ilişkisinin bulunduğunu yani davacı şirketin…… ürettiği malları Türkiye’ye tanıttığını burada pazar yarattığını, uzun süren ticari ilişki sonucunda işbu davalı şirket ile Türkiye’de ortak bir şirket kurarak ticari ilişkilerine devam ettiklerini, ……..nın 2010 senesi başlarında davacı şirket ile kurmayı düşündükleri ortak projeler birden bire vazgeçtiğini 10/03/2010 tarihinde Türkiye’de davalı şirketi kurduğunu, davacı şirketin bazı çalışanlarının da iş yerinden istifa ederek davalı şirkette çalışmaya başladığını, davacı şirketin gizli bilgilerinin kullanılarak müşterilerinin kendilerine bağlattıklarını ve davacı şirketin ciddi anlamda ciro kaybı oluşmasına sebebiyet verdiklerini belirterek TTK 56-57-58 ve BK ‘nın 48 ve 49 maddeleri nazara alınarak şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi, 100.000,00 TL. manevi tazminatın haksız fiil tarihinden işlenecek ticari faiz ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekilince mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen 04/08/2008 tarihli distribütörlük sözleşmesine istinaden açılan işbu haksız rekabete dayalı tazminat davasını yetkili mahkememi İtalya Mahkemeleri olduğu bu nedenle yetki itirazlarında bulundukları aynı zamanda davalılardan ……. şirketi yönünden sözleşmede taraf olmadıkları için husumet itirazlarının bulunduğu esasa ilişkin olarak da davalılardan ……… davacının ödeme vadelerini keyfi olarak geri çekip borçlu durumda kalmasına sebebiyet vermesi sebebiyle haksız rekabet hukuki durumunun doğurduğu belirtilmiş ise de bu isnadın temelsiz olduğunu, zira …… ile davacı arasında ticaret gerçekleştirildiğini, 04/08/2008 tarihli sözleşme uyarınca davalının davacıya sözleşmeye istinaden ürünleri teslim ettiğini ancak teslim edilen ürünlerin bedellerinin davacıdan tahsil edilemediğini, bu nedenle davalının iş bu sözleşmeyi haklı sebebe dayanarak 25/02/2010 tarihinde feshettiğini, davacı hakkında Ümraniye 2. İcra Müdürlüğü’nün…….. sayılı dosyası ile 314.191,43 TL’lik alacak için takip başlatıldığını, iş bu takibe itirazın Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……….. sayılı dosyasında devam ettiğini, aynı zamanda davacı ile ortak bir projenin de söz konusu olmadığını, davacının …….. olan borcunu ödememesi neticesinde aralarındaki sözleşme feshedildikten sonra davalının …………… Şirketini kurduğunu bu nedenle haksız rekabetin varlığının kabul edilemeyeceğinin, davacının iddiasının kabul anlamına gelmemek ile birlikte aynı zamanda davacının grup şirketi olan …… iflas ertelemesi sürecine girdiğini ve Kadıköy 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. sayılı dosyasıyla iflasın ertelemesi davası açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasına düzenlenen sözleşmeler dosyamız arasına alınmış ve incelenmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının inceleme gün ve saatinde bilirkişi incelemesine hazır edilmesi için davalı taraf vekiline süre verilmiş, davalılar vekilince mahkememize sunulan beyan dilekçesinde davalı … nın ticari defter ve kayıtlarının mahkemeye sunulması mümkün olamayacağı belirtilerek istinabe yoluyla istinabe yapılması hususunda talepte bulunulmuş ve mahkememizce istinabe yoluyla gerekli inceleme yapılması için davalı tarafa süre verilmiş ancak davalı tarafın ticari defterleri sunulmadığından gerekli incelemenin yapılamadığı anlaşılmıştır. İstanbul 2. İcra Müdürlüğıün …….. sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınmış ve yapılan incelemede …. tarafından……… Şirketine yönelik 314.191,43 TL asıl alacak, 9.227,76 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplamda 323,414,19 TL tutarındaki 15/05/2010 fatura şirket kayıt ve defterleri cari hesap sözleşmesi’ uyarınca takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Mali müşavir ……….i öğretim üyesi ve Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari bilimler öğretim üyesinden oluşan bilirikişi raporunda davalı şirket faaliyet verilerinin davacı şirketin 2010 yılındaki faaliyet sonuçları ile 2009 yılındaki faaliyet sonuçları ‘ olağan kar ve zarar ‘ düzeyinde olmak üzere 1.767,899,83 TL tutarında bir zararı yansıttığını ancak davacı şirketin kaybının, salt taraflar arasındaki sözleşmenin konu ürünlerde ortaya çıkan ciro kaybından kaynaklanıp kaynaklanmadığı yönünde yapılacak analizin davacı şirket müşteri grupları bazında sunulması gereken ayrıntılı veriler kadar davalılardan ……. firmasının kayıtlı belgeleri üzerinde ve karşılaştırmalı olarak yapılması gerektiğini, davacı şirketin ciro kaybına davalıların haksız faaliyetlerinin sebebiyet verdiği iddiası hakkında müşteriler yönünden karşılaştırmalı bir mali inceleme ve tespit yapılamadığından davacı şirketin ticari sırları kullanılmak suretiyle zarara uğratıldığı iddiasının bu aşamada tespit yapılamadığı ve haksız rekabet iddiasının ispat edilemediği belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda taraf vekillerinin itirazları değerlendirilmiş ve gerek davacı şirketin gerekse davalı şirketin ticari defterleri incelendiğinde kök raporda hukuki açıklamalara karşın sunulan itirazlar sonucunda yapılan incelemeler nazara alındığında kök rapordaki varılan hukuki sonuçta herhangi bir değişiklik bulunmadığını, davalı …… şirketinin 2010/2011 yıllarına ait bilançoları ayrıntılı gelir tabloları, kurumlar vergisi beyannameleri, detay mizanlar ve 153 …….. ticari mal hesaplarının dökümanlarının bilirkişi heyetine ulaştırılmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetince düzenlenen ikinci ek raporda önceki ek raporlarda belirtilen tespitler ile ilgili herhangi bir değişikliğin bulunmadığı, davacı şirketin 2010 yılında 2009 yılı cirosuna göre ortaya çıkan büyük çaplı düşüşün davacı tarafça iddia edilen haksız rekabetten mi yoksa sektör bazında ortaya çıkan genel ekonomik olumsuzluklardan mı kaynaklandığı hususunda sunulan veriler ile sınırlı olarak sayısal yönden anlamlı bir tespit ve değerlendirmeye olanak bulunmadığı belirtilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf tanık deliline dayanmış ise de 13/02/2018 tarihli celsede tanık deliline dayanmadıklarını ve tanık dinletmeyeceklerini belirtmişlerdir.
Kadıköy 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. esas …… karar sayılı ilamının incelenmesine;………. nin ve dosyadaki başkaca şirketler tarafından açılan iflasın ertelenmesi talepli davada ……..yönetim konulu 21/04/2009 tarihli kararı ile mali durumunun düzeltilme ihtimali ve mevcut durumun göz önüne alınarak TTK’nın 324. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesinin zaruretinin doğduğunu, dava dilekçesinde birlikte sunulan iyileştirme projesiyle borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olduğunu belirterek……. nin iflasının bir yıl ertelenmesine talep edilmiş mahkemece yapılan yargılama sonucunda şirket ortaklarının elinden gelen fedarkarlığı göstermediği, bu durumda diğer alacaklılardan fedekarlık beklemeye şirketin herhangi bir hakkının bulunmadığı, iflas erteleme talebinin ciddi ve inandırıcı olmasının gerektiği, sunulan iyileştirme projesiyle şirketin iyileşme durumunun mevcut olması şartı arandığı, dosyadaki bilirkişi ek ve kök raporları nazara alındığında iş bu şirketin iflas erteleme talebinde ciddi ve samimi kabul edilemeyeceği, mahkemecede işbu şirketin iflas erteleme yönündeki talebinin samimi ve ciddi bulunmadığı belirtilerek iflas erteleme talebinin reddine karar verilmiştir.
GEREKÇE:
Dava haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, taraflar arasında düzenlenen sözleşme, dosyaya sunulan deliller, bilikişi kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacının dava dilekçesinde taraflar arasındaki ilişkinin sona ermesine bağlı olarak ciro kaybından ortaya çıkan zararın tazminini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki sözleşmenin feshinden sonra davacı şirketin net satış ve kar kısmında bir düşüş gözlemlediği belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda davacı şirketin 2010/2009 yılları arasındaki faaliyet rapor sonuçları incelenmesinde 1.767,899,83 TL tutarında bir zarar olduğu yönünde belirleme yapılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi heyetince düzenlenen rapor incelenmiş, tüm dosya kapsama nazara alınarak iş bu raporun dosyadaki delillere uygunluğu gözetilerek hükme esas alınmasına karar verilmiştir. Her ne kadar yukarıda da belirtmiş olduğu üzere bilirkişi raporunda davacı şirketin zararı belirlenmiş ise de bu noktada önemli olan hususun davacı şirketin iş bu zararının ve kaybının taraflar arasında düzenlenne sözleşmeye konu ürünlerde ortaya çıkan ciro kaybınadn kaynaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkememizce belirlenen bilirkişi heyetince davalılardan …….. şirketinin merkezinin yurtdışı olması nedeniyle iş bu şirketin ticari defter ve kayıtlarının istinade yoluyla incelenebilmesi için davalı vekiline süre verilmiş ancak bu şirketin……..i ticari merkezinde ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği anlaşılmıştır.
Haksız rekatebet TTK’nın 54-63 maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 55. Maddede haksız rekabet sayılan haller 6 madde halinde belirtilmiştir. Taraflar arasında 04/08/2008 yılında distiribütörlük sözleşmesi imzalamış olup davacı şirketin dava dilekçesinde …….. firmasının şirketin gizli bilgilerinin kullanılarak ve bu anlamda davacının ciddi anlamda ciro kaybına sebebiyet verecek şekilde zarar oluşmasına davalılarca neden olduğu belirtilerek iş bu dava açılmış ise de yukarıda belirtilen bilirkişi raporları ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde ve aynı zamandabilirkişi raporunda da belirtildiği gibi tüm dünyada 2008 yılı itibariyle tüm sektörde etkisini gösteren kürüsel krizden Türkiye’deki davacı şirketin inşaat alanında faaliyet göstermesi nazara alındığında etkilenmiş olabileceği hususu, ve davacı şirketin 2010 yılında 2009 yılı cirosuna göre ortaya çıkan düşüşün davacı tarafça iddia olunduğu gibi davaya konu edilen haksız rekatebetten kaynaklandığı hususu ispatlanamadığından mahkememizce davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar kanununa göre alınması gerekli 35,90 TL. Harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.463,95 TL. Harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Reddedilen maddi tazminat yönünden hüküm tarihindeki AAÜT uyarına 1.000,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Reddedilen manevi tazminat yönünden hüküm tarihindeki AAÜT uyarına 10.750,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333 ve gider avansı tarifesinin 5. Maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yoluna başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.