Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1682 E. 2020/537 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/827 Esas
KARAR NO: 2020/509
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/05/2006
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin— tarihinde davalı kooperatife üye olduğunu, kendisine ——- dairesinin tahsis edildiğini, Kooperatif yönetimi ile yapılan anlaşma uyarınca tüm satış bedelinin —- peşin olduğunu, bu bedel dışında başkaca bir paranın alınmayacağının taahhüt edildiğini, bu taahhüde rağmen —genel kurulunda ————–ödeme kararı çıktığını ve müvekkilinin dairesinin değiştirilmesi —– bir daire seçme serbestisi karşılığında bu bedelin ödenmesinin istendiğini, müvekkilinin de bu parayı ödeyerek başkaca bir ödeme yapmayacağı hususunun —tarihli mutabakat ile tekrarlandığını, bütün bu taahhütlere rağmen davalı kooperatifin —- tarihli mektup ile müvekkilinden —- aidat talep ettiğini belirterek müvekkilinin davalı kooperatife borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı taraf dava cevap dilekçesi vermemiştir.
İhbar edilen ——-cevap dilekçesinde; Huzurdaki davanın davacısı işbu davayı haksız ve mesnetsiz olarak ikame ettiğini, haksızlığı aşikar olan işbu davanın reddi gerektiğini, zira davacının üzerinde hak iddia ettiği taşınmazı müvekkilinin bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, davacının hiçbir bedel ödemediği taşınmaz üzerinde hak iddia etmekte olduğunu belirterek, dilekçe ekinde bahse konu taşınmazın tapusunu ve müvekkilinin taşınmazı satın alırken ödediği bedellerin makbuzlarını sunmuş, sundukları yazılı ve kesin deliller dikkate alınarak huzurdaki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit davasıdır.
Dava ilk olarak eski ——– Sayılı dosyasında görülmekte iken yapılan yargılama sonunda —-tarihli kararı ile; “Menfi Tespit davasının — bölümünün kabulü ile davacı — kooperatife ihtarnameye konu —- borcunun bulunmadığının belirlenesine, davanın —.—– ilişkin bölümünün reddine” dair karar verilmiştir.
Mahkemece verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine temyiz incelemesi için dosya ——– gönderilmiştir.
Yapılan temyiz incelemesi sonunda;——— tarihli karar ile “Mahkemece, kooperatif genel kurulu tarafından davacının sabit ve peşin ödeme statüsünde üye olarak alındığına ilişkin bir karar verilmediği, bu durumda davacının dava tarihine kadar genel kurulca alınan ödeme kararlarına uymakla yükümlü olduğu sonucuna varılarak ödemelerini düzenli yapan bir üyenin dava tarihine kadar yapması gereken güncelleştirilmiş ödeme tutarı ile davacının davalı kooperatife yapmış olduğu ödemelerin güncelleştirilmiş miktarı hesaplanarak davacının kooperatife borcu bulunup bulunmadığının tespiti yapılmıştır. Mahkemenin davacının sabit ve peşin ödeme statüsünde üye olmadığı bu nedenle dava tarihine kadar genel kurulca alınan ödeme kararlarına uymakla yükümlü bulunduğu yönündeki tespiti Dairemizin bu konudaki yerleşik görüşüne uygun olduğundan isabetli bulunup, davacının dava tarihine kadar genel kurulca karar altına alınan ödemelerden dolayı borçlu olup olmadığının tespitine yönelik olarak yapılan hesaplama tarzı da yerinde bulunmakla birlikte davalı kooperatif temyizinde yapılan hesaplamada göz önüne alınmayan genel kurul kararları olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda davacının dava tarihi itibari ile borcu bulunup bulunmadığına ilişkin olarak bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamada nazara alınmamış olup da davalı kooperatif tarafından temyiz itirazında belirtilen genel kurul kararları da incelenerek sonucuna göre davacının dava tarihi itibari ile davalıya borçlu olup olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş” gerekçesi ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmuş, yeniden yapılan inceleme sonunda ——kararı ile Karar düzeltme talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamından sonra dosya eski ——–kaydedilmiştir.
—-yılında —bulunan adliyelerin birleşmesi nedeniyle——– dosyaları ——devredildiğinden eski —- Sayılı dosyası —– kaydedilmiş, — yılında Asliye Ticaret Mahkemelerinin heyetle teşekkül etmesine karar verilmesi üzerine —– dosyası ———– kaydedilmiştir.
Yapılan yargılamada bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, uyulan Yargıtay bozma kararı uyarınca dosya üzerinde ve de davalı kooperatife ait yasal defterler ve de diğer ilgili evrak ve belge üzerinde bunların bulunduğu kooperatif merkezinde 2 kişiden oluşan bilirkişi heyeti refakatı ile mahallinde keşif yapılarak rapor alınmıştır.
Keşfen yapılan inceleme sonunda bilirkişi heyeti ortak raporunda; Kooperatifin kuruluşundan, dava tarihine kadar gerçekleştirilen genel kurul toplantılarında kararlaştırılan aidat tutarları toplamı olan —- bunun getirisi olan — toplanmasıyla ulaştığımız — aidatların dava tarihi olan — tarihindeki güncel değerin göstermektedir. Yine aynı şekilde davacı —bugüne kadar yapmış olduğu — ödemeyi, dava tarihine taşıdığımızda getirisi — eder, her ikisini topladığımızda çıkan — davacının ödemesinin dava tarihindeki güncel değerini gösterir. Düzenli ödeme yapan bir ortağın yaptığı ödemelerin genel değeri olan — davacının ödemelerinin güncel değeri olan ——–çıkardığımızda ulaştığımız — davacının dava tarihi itibariyle kooperatife olan borcunu gösterdiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Bozmadan önce alınan bilirkişi raporunda; davacı üyenin ödediği meblağın güncelleştirilmiş miktarı ile bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda aynı konuya ilişkin belirlenen miktar arasında çelişki olduğundan bu çelişkinin giderilmesi için ve davacı vekili tarafından yapılan itirazlar ayrı ayrı ve gerekçeli olarak yanıtlanmak üzere; Dosya üzerinde yeniden inceleme yapılması için dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilerek Ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti Ek raporunda; Yapı kooperatiflerinde “sabit ve peşin ödemeyle” yani anahtar teslimi ortaklığa kabul etmek sadece “genel kurulun görev ve yetkileri arasında” bulunmaktadır. Buna karşılık, kooperatifin kuruluşundan bu yana yapılmış olan genel kurul toplantı tutanaklarında, davacı dahil hiçbir ortağın “sabit ve peşin ödemeyle” kooperatife ortak kaydedilmesine ilişkin genel kurul kararı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı —– kooperatif yöneticileri arasında gerçekleştirilen mutabakatla, sabit ve peşin ödemeyle davacının kooperatif ortaklığına kabul edildiğini gösteren belgeler bulunmakla beraber, bu mutabakatları yetkisi olmayan kooperatif yöneticileri imzaladığı için kooperatifi bağlaması söz konusu olamaz. Nitekim — kararlarında, “Genel kurulca açık yetki verilmedikçe, —–.maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun, diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesi veya akçalı konularda bir ortağa farklılık yaratması mümkün değildir.” denilmektedir. Bu açıklamanın dışında kök raporlarında tespit ettikleri hususlarla ilgili olarak görüşlerinin değişmediğini bildirmişlerdir.
Önceki bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verildiği halde bilirkişiler tarafından sadece davacı vekilinin önceki rapora itirazları değerlendirilmiş olup, ara kararda açıkça belirtildiği halde çelişki giderilmediğinden, dosya üzerinde yeniden inceleme yapılarak önceki bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak üzere dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti ——— tarihli Ek raporunda; davacının kooperatife yapmış olduğu iki ödemesinin —- dikkate alınarak dava tarihi olan — tarihine taşınmış ve —- bulunduğunu, davacının dava tarihi itibariyle kooperatife borçlu olup-olmadığına karar verebilmek için dava tarihi itibariyle güncellenen düzenli ödeme yapan ortağın ödemesiyle, davacının ödemesinin karşılaştırılması gerekmekte olduğunu, bu da düzenli ödeme yapan ortağın ödemelerinin güncel değeri olan — davacının ödemesinin güncel değeri — çıkarılmasıyla ulaşılan ——–olduğunu, davacının dava tarihi itibariyle kooperatife olan borcunun ——— olduğunun tespit edildiğini bildirmişlerdir.
Yargıtay bozma ilamında bozmadan önceki yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın ——- uygun olduğunu belirtmiş olmalarına ve bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda Yargıtay bozma ilamının esas alınması gerektiği mahkememizce hem kök hem de ek raporda belirtilmiş olmasına rağmen bilirkişi heyeti tarafından davacı tarafça dava tarihine kadar ödenmiş aidatların güncelleme değerinin yeni bir ödeme iddiası Ya da makbuzu olmadığına göre değiştirilmiş olmasının gerekçesi de raporlarda açıklanmadığından, bu suretle bozmadan önce ve Yargıtay içtihatlarına uygun olarak yapılan hesaplama ile bozmadan sonra yapılan hesaplama arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla; çelişkinin giderilmesi için üçüncü bilirkişi heyeti aracılığıyla inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Yeni bilirkişi heyeti olan —- raporunda; Davacının dava tarihi itibariyle — kooperatif genel kurul kararlarına göre, kooperatif üyeleri tarafından ödenen aidatların güncelleştirilmiş değerleri ile davacının yaptığı ödemelerin güncelleştirilmiş değeri arasındaki fark olan —kooperatife borçlu bulunduğu hesaplanmış, ancak davalı kooperatifin davacıdan — tarihi itibariyle ödemesini istediği borç miktarının—- olduğu ve bu borca genel kurul kararlarına uygun olarak aylık %3 gecikme faizinin eklenmesi istenilmiştir. Bu tespitlere göre davacının borçlu olmadığının tesbitine yönelik talebinin yerinde olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin istemi gibi —– tarihli dilekçesindeki itirazların ayrıntılı ve gerekçeli olarak karşılanması için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii ile ek rapor alınmasan karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti —– havale tarihli Ek raporunda; Davacı yan özellikle müvekkilinin ödediği tutarın ——- civarında olduğu, bilirkişi raporunda tespit edilen tutarın ise bu tutarın çok altında olduğu iddiasında olduğunu, buna karşılık davacı yan dosyaya konu iddiasını destekler mahiyette bir ödeme belgesini ibraz etmediğini, dosya kapsamı belgeler kök raporda detaylı izah edilen ödemelerin yapıldığını göstermekte olduğunu, ancak fazlaya ilişkin talep yönünden dosyada herhangi bir ödeme belgesi bulunmadığını, bu açıklamalar ışığında davacı yan fazlaya ilişkin ödeme iddiasını ispatlayamadığını, kök raporlarında dosyaya sunulu diğer raporlar ile kendi raporları arasındaki farkın neden oluştuğunun da detaylı izah edildiğini, tüm bu açıklamalar ışığında kök raporda varılan kanaatin korunduğu sonucuna ulaşıldığını bildirmişlerdir.
Davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı tüm itirazlarını yeniden incelenmesi için önceki bilirkişi heyeti aracılığıyla davalı kooperatifin ticari defterlerinin bulunduğu yerde keşfen inceleme yapılarak yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti ——— tarihli Ek Raporunda; Davacı tarafın itirazları doğrultusunda incelenen davalı kooperatif defter kayıtlarına göre davacı tarafa ilişkin bir kayıt bulunmadığının tespit edildiğini, bu nedenle ek raporda belirttikleri görüşün değişmediğini bildirmişlerdir.
Bozmadan önce alınan bilirkişi raporu ile bozmadan sonra alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğundan yeniden oluşturalacak bilirkişi heyeti aracılığıyla dosya ve davalı kooperatife ait ticari defter kayıtları ve dayanak belgeleri üzerinde yeniden inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
Dosya yeni tayin edilen bilirkişiler —– tevdi edilerek rapor alınmış, bilirkişi heyeti —- tarihli raporunda; Peşin ödeme ve sabit fiyatlı ortak kaydının kabul edilmesi için hu hususta genel kurul kararının alınması gerekmektedir. Dava konusu uyuşmazlıkta belirlileri şekilde bir genel kurul kararmın tespit edilememiş olması nedeniyle davacının peşin Ödeme ve sabit fiyatlı ortak kaydına dayanarak yapması gereken ödemeleri reddetmesi hukuka uygun değildir. Davacı vekili laıafmdan ileri sürülen davacının söz konusu belgelerin imzalandığı sırada kooperatif yetkililerinin ö/el yetkili olmadığını bilebilecek durumda olmamasına dayanarak davalı kooperatifin yöneticiler ile birlikte sorumlu olduğu iddiası, bu belgelerdeki imzaların kooperatif yöneticileri taralından imzalandığının ispatlanması halinde kabul edilebilir. Yapı kooperatiflerinde ortakların, ortaklık pay bedelleri haricinde, genel kurul taralından belirlenen aidatları ödeme yükümlülükleri bulunması sebebiyle davacının davalı kooperatife horcu bulunmadığı hususundaki iddia hukuka uygun değildir. Ödenmesi gereken aidatın hesaplanmasında, düzenli şekilde ödeme yapan ortakların ödemeleri hesaplanarak ve bu ödemeler karşılaştırılarak sonuca varılması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dosyanın mahkememize — günlü raporu sunan bilirkişiler ——–tevdi ile davacı tarafça sunulmuş olan ödeme belgelerinin geçerli olup olmadığı—- geçerli ise —- günlü rapor doğrultusunda ve özellikle mahkememizce istenilen genel kurul kararları dosyamıza girmiş olmakla Yargıtay Bozma ilamıda göz önüne alınarak ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler ——-raporunda; düzenli ödeme yapan ortağın ödemelerinin dava tarihi itibariyle güncel değeri —-, davacının yapmış olduğu ödemelerin dava tarihi itibariyle güncel değeri —- olarak hesaplandığını, davacı — davalı kooperatife dava tarihi itibariyle ——– borçlu göründüğü görüşüne varıldığını bildirmişlerdir.
Dosya içerisinde mevcut — tarihli sağ alt kısmında tasfiye halinde ——- kaşesinin bulunduğu ve bu kaşenin imzalanmış olduğu, davacı —- yılları arasında çıkan bütçe aidatlarına mahsuben ——— ödendiği belirtilen belgenin ek raporda incelemeye alınmadığı yönündeki davacı vekilinin işbu itirazının ve diğer itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile bu itirazların eksiksiz bir şekilde değerlendirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler ——- tarihli Ek raporunda; davacı —borçlu olup olmadığını tespit ederken bu dosyanın dava tarihi olan —— tarihini esas aldıklarını, dolayısıyla dava tarihinden yıllarca sonra yani —- tarihinde davacının kooperatife yapmış olduğu —- ödemenin, geçmiş tarihe (dava tarihine) yönelik hesaplamaya dahil edilmemesi gayet doğaldır. Davacı kooperatif ortaklığını devam ettirdiği sürece, sonraki yıllarda genel kurulca karar bağlanan aidatları da ödemesi gerektiğini, sonuç olarak davacının borcunun tespit edilmesinde izlenen yol ve tespit edilen ——- borç tutarı hakkındaki görüşlerinde değişiklik olmadığını bildirmişlerdir.
Davacının itirazları doğrultusunda ödeme belgeleri dikkate alınarak; Dosyanın önceki bilirkişiye tevdi edilerek EK RAPOR alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler ——-tarihli Ek raporunda; Davacı —–kooperatifin ortağı olmakla beraber, kendisine verilecek boş konut bulunmadığını, bu nedenle konut verilemeyen ortağa Yargıtay kararı doğrultusunda tazminat ödenmesi gerektiğini, haliyle davacı —- kooperatife eksik kalan borcunu ödemesinde bir yararı bulunmadığını bildirmişlerdir.
Bozmadan önceki rapor ile bozmadan sonraki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için daha önceden rapor alınmış bilirkişiler ————- EK RAPOR alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler —— tarihli Ek raporunda; Mahkeme davacının borcunun tespit edilmesi gerektiği kanaatindeyse, borcun tespit edilmesi açısından davalının defter ve kayıtlarının sunulması halinde incelenmesi gerektiği dikkate alındığında bir mali inceleme ve rapor hazırlanması gerektiğini, mahkemece——— tarihli bilirkişi raporundaki görüşlerin kabul edilmesi halinde, menfi tespit davacısının eksik kalan borcunu ödemesinde bir yararının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlilkte değerlendirildiğinde; dava kooperatif üyesi tarafından açılan davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti davası olduğu;
Davacı —-yılında üye olduğu davalı kooperatifçe kendisine daire teslim edildiğini, dairenin bedelini— olarak peşin ödediğini bunun müvekkilince de kabul edilecek —– daha ödeme yapıldığını, borcunun bulunmadığını, buna rağmen kooperatif avukatına gönderilen ihbarla —– aidatı istendiğini iş bu sebeple bu davayı açtığını,
Mahkemece, kooperatif Genel Kurulunca davacının peşin ve sabit ödeme ile üye olunmasına dair bir karar olmadığı için peşin ve sabit ödeme statülü bir üye olmadığını, aynı durumda ölen üyelerin ödediği paraların dava tarihindeki karşılığının — davacının yaptığı ödemelerin dava tarihindeki karşılığının ise — olduğunu belirleyip; davanın — yönünden kabulüne dava tarihindeki davacıdan istenen —- kısmından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine , bakiye —- kısmı için reddine karar verilmiş
Yargıtayca ilk derece mahkemesinin kabul kararının doğru, hesaplama şeklinin doğru, sadece temyiz dilekçesinde bahsedildiği gibi bu aidat giderleri yönünden dikkate alınmayan——— olup olmadığı, bunun belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bozulduğu,
Dava dava anı itibariyle borcun belirlenmesi olup davadan sonra daire üçüncü şahıslara satılsa da borç devam edeceğinde dava konusuz kalmayacaktır. Zira ilk verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmediğinden reddedilen miktar yönünden davalı yönünden kazanılmış hak doğuracağından Bozma ilamı doğrultusunda ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınan özellikle mahkememizce istenilen genel kurul kararları dosyamıza girmiş olmakla — ilamıda göz önüne alınarak Bilirkişile———- tarihli Ek raporu dikkate alınarak düzenli ödeme yapan ortağın ödemelerinin dava tarihi itibariyle güncel değeri ——davacının yapmış olduğu ödemelerin dava tarihi itibariyle güncel değeri—- olarak hesaplandığını, davacı — davalı kooperatife dava tarihi itibariyle ——– göründüğünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Davacının davadan önce kooperatiften istenen —- kısmından dolayı borçlu olmadığının tespitine,—– yönünden talebin reddine, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine daha önceden Yargıtay tarafından inceleme yapıldığından dolayı kısa karara sehven İstinaf yolu açık olmak üzere yazıldığından verilen kararın Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
Davacının davadan önce kooperatiften istenen —- kısmından dolayı borçlu olmadığının tespitine,
—- yönünden talebin reddine,
Fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine,
2-Davacı tarafça yapılmış, 12,20 TL başvurma harcı, 404,19 TL peşin harç, 2,10 TL vekalet harcı, 177,50 TL keşif harcı olarak toplam 595,99 TL harç gideri ile bozmadan önce yapılmış 312,76 TL masraf, bozmadan sonra yapılmış tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 4.737,00 TL masraf olmak üzere toplam 5.645,75 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden, 2.958,38 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 1.071,64 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 404,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 667,45 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —- Adliye Mahkemesinde Yargıtay yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. . 27/10/2020