Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1344 E. 2021/43 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1083 Esas
KARAR NO: 2020/574
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA: Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı olan —–hissedarlarından biri olduğunu; —– yılında yapılan genel kurul toplantısında, yönetim kurulu üyelerine tanınan 6762 sayılı TTK’nun 334 ve 335 maddeleri ve yeni TTK’nun 396. maddesinde sayılan rekabet yasağına karşı ve bu yasaktan etkilenmemeleri üzerine yetki tanındığını; söz konusu genel kurul kararının iptalinin talep edildiğini; ————sayılı hükmü ile buna ilişkin genel kurul kararının iptal edildiğini; mahkemece verilen iptal kararının —- onama kararı ve şirketçe gidilen karar düzeltme taleplerinin reddi ile — tarihinde kesinleştiğini; iptal edilen genel kurul kararında rekabet için izin verilen yöneticilerden birinin davalı —- davalı gösterilen diğer üç şirketin yönetim kurulunda yer aldığını; söz konusu bu üç davalı şirketin aile şirketleri olduğunu; bunların hakim hissedarının—- olduğunu;— aynı zamanda ——hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu;————– halka açık bir şirket olduğunu; ancak şirketin hakim ortaklarının davalı üç şirket olduğunu, bunların hisse çoğunluğuna da sahip olduklarını; açtıkları davanın TTK 334 ve 335. Maddeye dayalı olduğunu; bu maddelerde yazılı olan yetkileri verilmesinin mahkeme hükmü ile iptaline karar verildiği ve kararın kesinleşmesiyle bu yetkilerin ortadan kalktığını; genel kurul kararlarının iptalinin doğurduğu hukuki sonucun, kararların alındığı tarihten itibaren ortadan kalkması olduğunu; dolayısıyla rekabet izninin verildiği —- tarihli olağan üstü genel kurul kararının hiç verilmemiş duruma geldiğini; bu nedenle mahkemece — arasındaki —– davalı şirketlere vermiş bulunduğu emtialardan elde ettikleri gelirlerin tespiti ile; bu gelirlerin dava dışı ——– verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı şirketler vekili, müvekkillerine husumet düşmediğini, dava dışı ——- zarar verici herhangi bir eylemlerinin bulunmadığını; davacı tarafın yıllardan beri müvekkilleri aleyhine davalar açtığını, bunların reddine karar verildiğini; davacının dayandığı eski TTK 334 ve 335. Maddelerinde düzenlenen işlem yasağının sadece yönetim kurulu üyeleriyle ilgili olduğunu, davalı şirketlerin ——– yönetim kurulu üyesi olmadıklarını; bu nedenle şirketler yönünden davanın derhal reddi gerektiğini savunmuş;
Davalı—- davalı şirketlerin çok uzun süreden beri yönetim kurulu üyesi olduğunu, ——–genel kurulunda alınan bir kararla rekabet yetkisi aldığını; davacı tarafın taleplerinin yönelik olduğu dönemde bu kararın iptal edilmemiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, 6762 sayılı TTK’nun 334 ve 335. Maddelerinde düzenlenen rekabet yasağına aykırı davranıldığı iddia edilerek açılan tazminat davasıdır. Rekabet yasağına davalı yönetici —– yöneticisi olduğu diğer davalı üç şirketinde onunla birlikte bunu gerçekleştirdiği iddia edilerek tazmini gereken miktarında tüm davalılardan tahsili talep edilmektedir. Mahkememizden sadece —- dönemi yönünden hüküm istenmektedir.
Davacının, dava dışı —- olduğu, yine davalılardan — de bu şirketin hissedarı olduğu aynı zamanda davamıza konu olan —dönemlerinde de şirketin yöneticisi olduğu;— aynı zamanda —–emtia alan davalı şirketlerinde yönetim kurulu üyesi olduğu; hatta davalı şirketlerin bu dönemde dava dışı —-emtia aldıkları sabittir. Yine ———–tarihinde yapmış bulunduğu olağan üstü genel kurulunda, şirket yöneticilerine rekabet izni verildiği iş bu genel kurul kararının bir mahkeme hükmü ile iptal edildiği; iptal kararının deceretten geçerek —- tarihinde kesinleştiği sabittir.
Olayımızın bağlanma noktası davacının iddia ettiği gibi —- tarihinde alınan rekabet iznine ilişkin kararın mahkemece kesinleşen iptal hükmü sebebiyle; davalı —– dönemi yönünden mevcut durumunun rekabet yasağı içinde tanımlanıp tanımlanamayacağı noktasında toplanmaktadır. “Genel kurul kararlarının iptaline ilişkin hükümler, geçmişe etkilidir. İptal edilen karar hüküm ifade etmeye başladığı ilk andan itibaren geçersiz hale gelir. —– karine budur. Bununla beraber iptal hükmünün geçmişe etkisi mutlak olmayıp, genel olarak iç ilişkiler, istisna olarak da genel kurul kararının şirketle üçüncü kişiler arasındaki hukuki ilişkinin unsuru veya geçerliliği şartı olduğu haller bakımındandır. Geçmişe etkili olmak, esasen dış ilişkide geçerli değildir. Örneğin; genel kurulda alınan karar iptal edilse de üçüncü kişilerle yapılan taşınmaz satış akdi geçerlidir. Olay bu çerçevede incelendiğinde, —- tarihli —– yöneticilerine rekabet izni verilmiştir. Mahkememizden talepte bulunulan —tarihleri arasında henüz iptal edilmemiş ve geçerli bir genel kurul kararı ile kendisine rekabet izni verilen davalı —- yaptığı eylemlerden; daha sonra bu genel kurul kararının iptal edilmesi ve iptal kararının kesinleşmesiyle sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu sebeple ortada rekabet yasağını kaldıran bir genel kurul kararı varken 6762 sayılı yasanın 334 ve 335. Maddelerinin uygulanması mümkün değildir. Davalı şirketlerinde yönetim kurulunda yer alan —- hareket etmeleri nedeniyle iş bu davanın açıldığı, tüm davalılardan tazmininin müteselsilen gerçekleştirilmesinin talep edildiği nazara alınarak, gerek —- gerekse davalı şirketler yönünden; —— tarihleri arasında gerçekleşen eylemlerden dolayı rekabet yasağının ihlal edilmiş sayılamayacağı; rekabet izni veren kararın her ne kadar hükmen iptaline karar verilmiş ise de; söz konusu iptal hükmünün karar geçerli iken oluşan eylemleri hukuksuz hale getirmeyeceği, aksinin hakkaniyetsiz bir kabul olacağı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Kaldı ki, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, söz konusu —-tarihleri arasındaki dönemde de, dava dışı ——-ticari kayıtlarına göre, diğer siparişlere nazaran daha öne alınarak ve daha ucuz emtia satılmadığı da belirlenmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
DAVANIN REDDİNE,
Maktu ret harcının baştan alınan karar harcından mahsubu ile bakiye 970,15 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
Tamamı davacı tarafça karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Karar tarihindeki AAÜT gereğince, 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak ve oybirliğiyle verildi. Açıkça okunup, usulen tefhim olundu.12/11/2020