Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1137 E. 2020/271 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1137 Esas
KARAR NO: 2020/271
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/02/2014
KARAR TARİHİ: 08/07/2020
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı şirketin —— tarihinde kurulduğunu, faaliyetinin elektrik, elektronik ve mekanik cihazların kalibrasyonu, değerlendirilmesi, belgelendirme, imal, ithal, ihraç ve dahili ticaret, bakım, onarım ve satış sonrası hizmetleri ölçme, test ve seyrüsefer alet ve cihazların bakım onarımını yapmak olduğunu, Davacı şirket ortak ve yetkilisi ———tarafından geliştirilen, uzun — çalışmalar ile davacı tarafından kullanılan kendine özgü ve sır niteliğindeki —— verilen programın, —tarihinde kurulan davacı ile aynı faaliyette bulunan davalı ——- haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ele geçirdiğini ve izinsiz kullandığını, ——————– Davalının ayrıca davacının kendine özgü olan, sır niteliğindeki yönetimsel talimat, teknik talimat, kuruluş talimatları, kalite sistemini, pazarlamaya hazır çalışma ürünleri, çalışma sistemi, tecrübe ve bilgi standartları, ——— dökümanları, kalite el kitabı, prosedürleri, işlerin nasıl yapıldığı, sertifikaları, evrak ve bütün sistemlerini, üretim ve iş sırlarını, çalışma yöntem ve tecrübesi, davacıya ait teklif, hesap ve hesap planları v.b. tüm bilgilerini izinsiz kopyaladığını, bu şekilde piyasada ve ———— gibi kuruluşlarda —- olduğunu, davalı ve davacı tarafından ilgili kuruma verilen dökümantasyonlar karşılıklı incelendiğinde durumun ortaya çıkacağını, Davalının haksız ve hukuka aykırı ele geçirdiği programın ve diğer hususların —- Fikri ve Sanayi Haklar Hukuk Mahkemesinin —– sayılı dosyası ile tespit ettirdiklerini, Davalının genel müdürünün ———–ifade beyanında; programı davacı şirkette çalışmış ve sonradan kendilerinde işe başlayan ———getirdiğini, bunun suç olduğunu bilmediklerini beyan ve ikrar ettiklerini, ifadenin savcılık ve tespit dosyasında mevcut olduğunu, davalının haksız rekabet ve davacıya ait programı halen kullanmaya devam ettiğini, Davalının ele geçirdiği sırları ve programı kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, davalının davacının iş, sonuç ve emeğinden hakkı olmadan ve kötü niyetli olarak faydalandığını, Davalının, davacıya karşı iş nizam ve dürüstlük kaidelerine uymadığını, rekabet ortamını bozarak haksız rekabet ettiğini, davalının bu tutumunun TTK, MK, BK hükümlerine aykırılıklar teşkil ettiğini, davalının haksız rekabeti ile davacının piyasadaki iş hacminin zarar görerek, çalıştığı bazı firmaların davalı ile çalışmaya başladığını, davacının veriminin azaldığını, davacının iş yerinde huzurun bozulduğunu, ticari itibarının, manevi haklarının davalı sebebinden zarara uğradığını” beyanla, Yukarıda arz edilen sebepler ile fazlaya ilişkin her türlü hak ve dava hakları saklı olmak kaydıyla; Haksız rekabetin tespiti ve davalının, davacıya ait ve haksız ele geçirdiği kullandığı ticari, üretim ve iş sırlarını, teklif, hesap ve plan iş ürünlerini, çalışma ve doküman sistemini, yönetsel ve teknik talimatlarını, bütün sistem ve ——- tespit edilen programın kullanılmasının tespit edilen haksız rekabetin tedbiren durdurulmasını ve yargılama sonunda hüküm ile programın kullanılmasının ve haksız rekabetin önlenmesine, Davalının haksız rekabet ile davacıya verdiği zarar için, — kararının büyük tirajlı bir gazetede ilan edilmesi ve masrafının davalıdan alınmasına, —- maddi ———– manevi tazminatın, tespitin yapıldığı —- tarihinden itibaren davalıdan tahsiline, —- Fikri Sınai ve Haklar Hukuk Mahkemesinin ———- dosyasına yatırılan —— gider avansı, —–araç ücreti olarak toplam ——- yargılama giderinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya derdestlik itirazında bulunduklarını ve usulen reddini talep ettiklerini, Davacı şirketin dava dışı yetkilisi ————- dosyasında davacı tarafından üretilmiş ürünün haksız kullanımının tespitinin istendiğini, bu tespite dayanarak ————–sayılı dosyada kendisine ait ürünün haksız kullanımına maddi ve manevi tazminat ve ürünün kullanılmasının engellenmesini talep ettiğini, Derdestlik itirazlarına dayanak dava ve huzurdaki davanın konusunun aynı olduğunu, davalarda netice-i talebinde aynı olduğunu bu nedenle derdestlik itirazları olduğunu, HMK’ya göre davanın uyuşmazlığın görevli olduğu mahkemede açılması gerektiğini, görevli Mahkemenin tespit davasının yapıldığı FSHM olması gerektiğini, bu davada hazırlanan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, Söz konusu davanın esastan reddinin gerektiğini, davacı şirket yetkilileri ile davalı şirketin yetkililerinin bir dönem birlikte hizmet akdi ile ———adlı şirkette çalıştıklarını, davalının — yılında işe girdiği ———– programının kullanımı sırasında sorunlar ortaya çıktığını, davacı şirket yetkilisi———da aynı yılda —- çalışmaya başladığını, bu sorunların çıkması ile —————tarafından —- üzerinden yazıldığını. Bu dönemde —- yetkilisi ————– davalı şirket ortaklan,——– birlikte ———— görev yaparak programın birlikte geliştirildiğini, ———– —— ile şirketleştirildiğini ———— ortaklığında devam ettiklerini. Dava konusu yazılımın ————- olduğunu, ———— davacı ve davalı şirket yetkililerinin işyerinden ayrılarak şirket kurduklarını ve programı kullanmaya devam ettiklerini. Davacının programı kullanmaması için ——–ihtarname gönderildiğini, davacının bu ihtara rağmen kötü niyetli olarak adına tescil ederek bu davayı ikame ettiğini, ———— yazılan müzekkere uyarınca ayrıca beyanda bulunacaklarını, 5846 sayılı kanunun 13. maddesine göre tescilin beyan üzerinde yapıldığını ve herhangi bir araştırma yapılmadığını, kanunun 13/3 mad. —–maksatla, eser sahibinin talebi üzerine, bu kanun kapsamında korunan eserin kayıt ve tescili yapılabilir, mali haklara ilişkin yaralanma yetkileri de kayıt altına alınabilir. Beyana müstenit yapılan bu işlemlerden ———- dendiğini, Davacının davalı hakkında aynı sebepten suç duyurusunda bulunduğunu, davalı şirket yetkilisi ———– ve dava dışı —— kollukta ifade verdiklerini, davalı yetkilisinin beyanında; “daha önceden davacı yanında çalışan bir şahsın kendi yanlarında işe başladığını ve programın da onun aracılığıyla kullanmaya başladığını, bununla birlikte programın —- şirkette —- yazıldığını, ———– olduğunu” söylediğini, ——— beyanında ise; “yazılımın kendisi tarafından geliştirildiğini, tespit isteyen rızası hilafına yazılımı kullandığını ve —- müşterilerini arayıp artık — kapandığını, artık — olarak hizmet vereceklerini beyan etmiş; tespit isteyene bu haksız eyleminden vazgeçmesi gerektiğini aksi halde yasal yollara başvuracağını ihtar ettiğini” bildirdiğini, -Davalı şirket için söz konusu programın vazgeçilmez bir önemi olmadığını, davalının işyerinde yapılan keşif sonrasında artık söz konusu programın kullanılmadığım, programın telifi olmadığını ve mevcut teknolojinin gerisinde bir program olduğunu, -Kabul anlamına gelmemekle ürünlerin benziyor ve tarafların çalışmalarının birbirlerine benziyor olmasının asıl nedeninin şirket yetkililerinin aynı ürünü geliştirmek için o dönemde birlikte çalışarak ürünü geliştirmeleri olduğunu, davacı ve davalı yetkililerinin ——- kayıtlarının celp edilmesini talep ettiklerini, Davacının iddiasının aksine davalının değil, davacının kurulduktan kısa sürede ——- şirketin müşteri çevresi ve programını haksız kullanarak akredite olduğunu, hususun davalı, davacı şirket ve dava dışı —– isimli şirketin ————- yazılacak müzekkereler ile ortaya çıkacağını, Davalının haksız olarak davacının sırlarını, müşteri çevresini ele geçirmediğini/kullanmadığını, haksız rekabet eyleminde bulunmadığını, davalının ve davacının ticari defterlerinin karşılaştırılması ile iddialarının sübuta ereceğini. Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuki dayanağı olmadığını, dava dilekçesinde zararın ne olduğu, haksız eylem ve zararın bağlantısının açıklanmadığını, soyut ifadeler kullanıldığını, manevi tazminatın haksız eylemden duyulan elemin giderilmesine yönelik olacağını, davacının şirket olduğunu ve eylemden acı çekmeyeceğinden sebep manevi tazminatın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte tespit tarihinden işleyecek reeskont faizinin kabul edilemez olduğunu belirterek, Derdestlik itirazında bulunarak, davanın usulen reddine, Usul itirazları ret edilirse, davayı kabul etmemekle birlikte hukuki mesnetsiz faiz talebini reddine, haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanıp bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın davacı tarafın dava dilekçesinde ayrıntılı olarak belirtmiş olduğu tüm konular nedeniyle davalının haksız eylem maksatlı haksız rekabet yaptığını bu nedenle uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi tazminatı talep ettiği, davalının öncelikle derdestlik itirazında bulunarak iddiaları tümden reddetmesi noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
——– Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ———–sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
— Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——- soruşturma sayılı dosyası ——– üzerinden celp edilip incelenmiştir.
—– Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin ———- sayılı gerekçeli karar evrakı —– üzerinden celp edilip incelenmiştir.
Tarafların delilleri toplanarak, tayin edilen günde dosya Mali Müşavir, Bilgisayar Müh. Ve Haksız Rekabet konusunda uzman —- kişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunda; Davalı şirketin——- tarihinde tescil olduğu, ibraz ettiği ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile —– yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu; —- yılları yevmiye defterleri ile ——- yılları envanter defterlerinin noter kapanış onamalarının bulunmadığı; —- envanter defterlerinin noter kapanış onama mecburiyetinin ise bulunmadığı; Davacı şirketin yıllar itibariyle net satışlarının —— yılında— yılında ————– olduğu; davacı şirket net satışlarının yıllar itibariyle artma eğiliminde olduğu; Davacı taraftaki bulunan yazılım ile davalı tarafta kurulumu yapılan program arasında: ana sayfa görüntülerinde benzerlikler bulunduğu, benzer menü başlıklarının olduğu, program menü ve raporlama değişkenlerinin çok benzer olduğu, programların birkaç noktalarda ayrışmış olduğu ancak genel olarak çok fazla miktarda benzerlikler olduğu; Bu durumun, davalı şirket yetkilisi ————-tarihli beyanında, davacı tarafın ——– programının —– senesinin üçüncü ayında işe başlayan ve daha önce davacı şirkette çalışan —— tarafından getirilmiş olduğunu ve kendilerinin de programı kurup çalıştırdıklarını ve programın kullanarak sadece sertifika taslağı hazırladıklarını beyan etmiş olduğu; davalı tarafın elinde davacı tarafın programının bulunduğu hususu davalının kendi beyanı ile de ve dosyada bulunan bilirkişi raporu ile tespit edilmiş ve artık ihtilafsız bir husus olduğu; Davacı ve davalı şirket tarafından kullanılan bilgisayar programının benzer olduğu; ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere TTK m.55/l/a/4 alt bendi uyarınca haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için müşterilere arz edilen mal veya hizmetler arasında karıştırılmanın söz konusu olması gerektiği; davanın tarafları dava konusu bilgisayar programlan şirket işleyişinde kullanmakta olup müşterilere arz edilen bir ürün olmadığından TTK m.55/1/a/4 alt bendine aykırılığın söz konusu olmadığı; Davalı şirket ortağı ———- Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu’nun ———- soruşturma no.lu dosyası kapsamında verdiği —— tarihli beyanında, ———–senesinin üçüncü ayında işe başlayan ve daha önce davacı şirkette çalışan —– tarafından getirilmiş olduğunu, kendilerinin de programı kurup çalıştırdıklarını ifade etmiş olmasının ve—— FSHHM’nin— dosyası kapsamında görevlendirilen bilgisayar mühendisi Doç.Dr. —– tarafından ibraz edilen ——- tarihli raporda özetle, taraf ve karşı taraf bilgisayarlarındaki inceleme konusu programların aynı olduğu; davalı bilgisayarındaki ——isimli dosya içeriğinden ve içeriğinde davacının — senesinde müşterilerine yapılan işler ve kesilen faturaların tespit edilmiş olması karşısında, TTK m. 55/1/d’de özel olarak düzenlenmiş olan “ticari sırrın ifşası/kullanılması” kapsamında haksız rekabetin söz konusu olabileceği; Davacı taraf lehine maddi ve manevi tazminat açısından kusur şartının gerçekleşmiş olduğu; manevi tazminat miktarının belirlenmesinin ———– takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
— Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin—— sayılı dosyası celp edilmiş, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı sundukları itirazlarının tamamının gerekçeli ve ayrıntılı olarak değerlendirilerek karşılanması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti Ek raporunda; Davalının eylemlerinin TTK m 55/1 /d ve 55/1/c-2 bağlamında haksız rekabet teşkil ettiği, TTK m. .55/l/c-3 hükmünün dava konusu İhtilafa uygulanamayacağı, Dava —— adlı programın hak sahipliğine ilişkin —- FSHH Mahkemesinin —— sayılı dosyasıyla yapılan yargılama neticesinde verilen kararda, eser sahibinin belirlenememesi nedeniyle huzurdaki davanın davacısının ortağının davalı aleyhine açmış olduğu davanın reddedilmiş olduğu, ancak bunun huzurdaki davaya konu ihtilaf açısından belirleyici olmadığı, zira huzurdaki davada ele geçirilmesi ve kullanılması haksız rekabet teşkil eden ticari sırrın söz konusu program değil, bu program kullanılarak elde edilen/edilebilen bilgi ve belgeler olduğu, Davacı vekilinin, davalının haksız rekabet nedeniyle elde etmesi muhtemel menfaatin karşılığının tazminat olarak belirlenmesini dava dilekçesinde dile getirdiği, ancak bu doğrultuda yapılan inceleme neticesinde, davalı tarafın haksız, rekabet teşkil eden eylemleri ile elde edebilmesi mümkün görünen menfaatin miktarı hesaplanamadığı, bununla birlikte dava dilekçesinde istenen maddi tazminat miktarının kadri maruf olduğu görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacı tarafın göstermiş olduğu tanıklar duruşmada dinlenmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava haksız rekabet yasağından kaynaklanan tazminat davasına ilişkin olup, tarafların delilleri toplanarak mahkememizce oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek mahkememizce de hükme esas alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak; Davacı taraftaki bulunan yazılım ile davalı tarafta kurulumu yapılan program arasında: ana sayfa görüntülerinde benzerlikler bulunduğu, benzer menü başlıklarının olduğu, program menü ve raporlama değişkenlerinin çok benzer olduğu, programların birkaç noktalarda ayrışmış olduğu ancak genel olarak çok fazla miktarda benzerlikler olduğu; Bu durumun, davalı şirket yetkilisi ——– tarihli beyanında, davacı tarafın—————–senesinin üçüncü ayında işe başlayan ve daha önce davacı şirkette çalışan ——– tarafından getirilmiş olduğunu ve kendilerinin de programı kurup çalıştırdıklarını ve programın kullanarak sadece sertifika taslağı hazırladıklarını beyan etmiş olduğu; davalı tarafın elinde davacı tarafın programının bulunduğu hususu davalının kendi beyanı ile de ve dosyada bulunan bilirkişi raporu ile tespit edilmiş ve artık ihtilafsız bir husus olduğu; Davacı ve davalı şirket tarafından kullanılan bilgisayar programının benzer olduğu ——- senesinin üçüncü ayında işe başlayan ve daha önce davacı şirkette çalışan —— tarafından getirilmiş olduğunu, kendilerinin de programı kurup çalıştırdıklarını ifade etmiş olmasının ve — FSHHM’nin —– dosyası kapsamında ibraz edilen ——- tarihli raporda özetle, taraf ve karşı taraf bilgisayarlarındaki inceleme konusu programların aynı olduğu; davalı bilgisayarındaki –isimli dosya içeriğinden ve içeriğinde davacının — senesinde müşterilerine yapılan işler ve kesilen faturaların tespit edilmiş olması karşısında, TTK m. 55/1/d’de özel olarak düzenlenmiş olan “ticari sırrın ifşası/kullanılması” kapsamında haksız rekabetin söz konusu olabileceği; Davacı taraf lehine maddi ve manevi tazminat açısından kusur şartının gerçekleşmiş olduğu, Davalının eylemlerinin TTK m 55/1 /d ve 55/1/c-2 bağlamında haksız rekabet teşkil ettiği, TTK m. .55/l/c-3 hükmünün dava konusu İhtilafa uygulanamayacağı, Dava konıısıı —adlı programın hak sahipliğine ilişkin —— FSHH Mahkemesinin ——–sayılı dosyasıyla yapılan yargılama neticesinde eser sahibinin belirlenememesi nedeniyle huzurdaki davanın davacısının ortağının davalı aleyhine açmış olduğu davanın reddedilmiş olduğu, ancak bunun huzurdaki davaya konu ihtilaf açısından belirleyici olmadığı, zira huzurdaki davada ele geçirilmesi ve kullanılması haksız rekabet teşkil eden ticari sırrın söz konusu program değil, bu program kullanılarak elde edilen/edilebilen bilgi ve belgeler olduğu iş bu nedenle dava dilekçesinde belirtilen maddi tazminatın kadri maruf olduğu,
Manevi tazminata ilişkin talebin ise tümüyle Reddine karar vermek gerekmiştir. Bilindiği üzere —— tarihinde 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, TBK’nun 56, 57, 58 ve 59. Maddelerinde manevi tazminatın şartları üzerinde durulmuştur.
Şöyle ki; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini isteyebilir.
Ticari işlere ait haksız rekabet hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.
Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.
Ayırt etme gücünü geçici olarak kaybeden kişi, bu sırada verdiği zararları gidermekle yükümlüdür. Ancak, ayırt etme gücünü kaybetmede kusuru olmadığını ispat ederse, sorumluluktan kurtulur.—-
Kanunda da açıkça açıklandığı üzere davacının 6098 sayılı TBK’nun ilgili maddeleri hükümleri uyarınca gerek cismani, gerek haksız rekabet, gerek şahsi menfaatlerinin haleldar olması, gerekse temyiz kudretinin geçici olarak kaybolduğu söylenemeyeceğinden manevi tazminat şartlarının oluşmadığı görülmüştür. Bu nedenle davacının manevi tazminata ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının haksız eylemleri nazara alınarak; Türk Ticaret Kanunu 55/1-d, 55/1-c-2 maddeleri uyarınca haksız rekabetin tespitine ve menine, Davacının — maddi tazminat alacağının —— tespit tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine, Türk Ticaret Kanunu 59 Maddesi uyarınca mahkeme ilamının kesinleşmesinden sonra masrafı davalı tarafça karşılamak üzere ilamın —- genelinde yayınlanan —- ilanına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalının haksız eylemleri nazara alınarak; Türk Ticaret Kanunu 55/1-d, 55/1-c-2 maddeleri uyarınca haksız rekabetin tespitine ve menine,
Davacının — maddi tazminat alacağının —- tespit tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Türk Ticaret Kanunu 59 Maddesi uyarınca mahkeme ilamının kesinleşmesinden sonra masrafı davalı tarafça karşılamak üzere ilamın ——– genelinde ———–ilanına,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
4-Davacı tarafça yapılmış, 25,20 TL başvurma harcı, 341,55 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı olarak toplam 370,55 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 3.906,15 TL masraf olmak üzere toplam 4.276,70 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 2.138,35 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 341,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde — — Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 08/07/2020